GÜNDEM - 27 Ocak 2018 Cumartesi 10:59

Türkiye’de sinemaya gitme sıklık oranı Avrupa’nın üçte biri

A
A
A
Türkiye’de sinemaya gitme sıklık oranı Avrupa’nın üçte biri

Başarılı iş adamı, Sinemia’nın kurucusu ve CEO’su Rıfat Oğuz, başarı hikayesini anlattı.

Sinemia’nın çıkış fikrinin müzik endüstrisindeki gelişmeleri takip ederek oluştuğunu söyleyen Oğuz, “Eskiden müzikleri tek tek indiriyorduk. Bu sırada değer mi, değmez mi diye düşünüyorduk. Bugün geldiğimiz noktada müziği sınırsız dinleyebildiğimiz servisler var. Sinemayı da bu şekilde görüyorum. Hayatımızın bir parçası. Ve en büyük sıkıntılardan biri filmleri evde ve sinemada izlenecek diye ikiye arıyoruz” dedi ve bu ikilemin önüne geçmek için sinema üyeliği sitemini mevcut pos sistemlerine uyumlu banka kartı ve mobil uygulamayı hayata geçirdiklerine dikkat çekti. Sinemia’nın kurucusu ve CEO’su Rıfat Oğuz uzun yıllar telekomünikasyon ve bankacılık sektöründeki deneyimlerini ve bilgilerini birleştirerek ortaya çıkan bir sinema üyeliği aboneliği olduğunu söyledi.

Rıfat Oğuz 2015 yılının sonlarına doğru kurulan Sinemia’nın ilk yatırımcısının Hasan Aslanoba olduğunu, ardından diğer yatırımcılarında projeye katkıda bulunduğunu söyledi. Bu yatırımlar ile 2017 de ilk olarak İngiltere’de faaliyete geçtikten sonra Los Angeles’da kurdukları merkez ile Türkiye’den daha hızlı büyüdükleri bir açılım gerçekleştirdiklerini, İngiltere, Avustralya ve Kanada ile faaliyetlerini 5 ülkeye genişlettiklerini aktardı.
Oğuz, gençlerin oylarıyla birçok üniversiteden ödül geldiğini, İngiltere’de CEO ödüllerinde ilk defa ülkemizden seçilen girişimci olduklarını ve 2017 sonunda halk tarafından oylandığı için önemli olan Webrazzi Ödüllerinde hem yılın girişimi, hem de yılın girişimcisi ödüllerini aldıklarını ve Wired Magazine tarafından Avrupa’nın en gözde girişimleri arasında seçildiğini söyledi.

Sinemia’nın herkesin ihtiyacını karşılayabilecek, istenilen sinema salonunda, istenilen filmde, istenilen seansta kullanabilecek aylık sinema bileti platformu olduğunu böylece daha çok sinemaya gidilebildiğini söyleyen Oğuz, böylece kişilerin daha çok sinemaya gidebileceğini, sosyalleşebileceğini, Türkiye’de şu anda sinemaya gitme sıklık oranının Avrupa’nın üçte biri olduğunu belirtti.

Sinemia’nın rakiplerinden çok farklı olduğunu Amerika’ya hizmet veren diğer firmadan farklı olarak sadece klasik filmlere değil Sinemia ile IMAX, 3D gibi seanslara da gidilebildiğini, bir kişinin aynı filmi isterse defalarca izleyebileceğini, diğer platformlarda üyeliklerin kişisel olduğunu Sinemia’da ise aile paketi gibi paketlerin bulunduğunu ve en önemlisi bileti almak için sinema salonunda bulunmanın şart olmadığını evde veya iş yerinden online olarak gerekirse bir ay evvelden bu işlemi gerçekleştirilebildiğini söyledi. Oğuz, 2018’de altı ayrı ülkeye yayılmayı hedeflediklerini, bu amaçla dünyanın en büyük fonları ile görüşerek kendilerine doğru ortak yatırımcı seçmeye gayret ettiklerini anlattı.

Teknoloji olarak diğer örneklerden farklı olarak kullandıkları yapay zeka teknolojisi ile sistemin kişiye veya birlikte izlemek isteyen kişilerin geçmiş seçimlerinden yola çıkarak önerilerde bulunduğunu, salonlarda sundukları arttırılmış gerçeklik ile filmden önce izleyicilerin filmdeki karakterler ile fotoğraf dahi çektirebildiklerini, platformun sinemadan başladığını ama ilgili her yanına dokundukları bir servis olduğunu vurguladı.

Bu alanda kendini geliştirmek ve profesyonelleşmek isteyenlere yönelik ise kendilerinin sinema ekseninde profesyonelleştiklerini ancak abonelik yönteminin her alana uygulanabilecek bir yöntem olduğuna, üyelik modellerini incelemelerini ve yeni teknolojiyi sadece takip etmek değil onu kendi projelerinde etkin nasıl kullanabilecekleri konusunda bakış açısı geliştirmelerinin önemine değindi. Oğuz, sözlerini ülkemizin bankacılık ve finans eko sisteminin neredeyse dünyanın örnek sistemlerinden biri olduğunu söyleyerek tamamladı. 

Aydın Tuna Palabıyıkoğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Milyonluk tekneler İzmir’de vitrine çıktı Denizcilik sektörünün üreticilerini ve önemli markalarını deniz tutkunlarıyla buluşturan MAST İzmir Boat Show-Tekne, Tekne Ekipmanları ve Deniz Aksesuarları Fuarı, fiyatı on milyonlarca lirayı aşan tekneleri görücüye çıkardı. Yerli ve yabancı firmaların ürünlerinin sergilendiği fuar deniz tutkunlarının akınına uğrarken, birbirinden değerli tekneler için satış görüşmeleri de yapıldı. Fuara olan ilgi katılımcı firmalar tarafından memnuniyetle karşılandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, İZFAŞ ve ED Fuarcılık ortaklığında bu yıl ikinci kez düzenlen MAST İzmir Boat Show - Tekne, Tekne Ekipmanları ve Deniz Aksesuarları Fuarı, Fuar İzmir’de devam ediyor. 5 Mayıs’a kadar B ve C holünde devam edecek MAST İzmir Boat Show’da insan gücüyle çalışan su motorları, elektrikli sörf tahtaları, sürat tekneleri, boyutu 16 metreyi bulan büyük tekneler ve sektörün gelişimi için tasarlanan inovatif ürünler yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisiyle karşılandı. Fuarı ziyaret eden yerli ve yabancı konuklar fiyatı 15-20 milyon liraları bulan tekneler için görüşmeler yaptı. Fuara katılan firmaların temsilcilerinden Buğrahan Biçer, “Çok güzel bir fuar, katılımcı ve ziyaretçi oranımız çok iyi” diye konuşurken, başka bir firmanın müdürü Hilal Kaya da, “Bundan sonraki yıllarda da katılmayı planlıyoruz. Böyle bir fuarın destekçisiyiz” ifadelerini kullandı.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi öğrencileri deprem bölgesinde kütüphaneler kurmak için yola çıktı Eskişehir’den Hatay ve Kahramanmaraş’a giden Anadolu Üniversitesi Gönüllü Toplumsal Hizmetler Kulübü katılımcıları, deprem bölgesinde oluşturacakları yeni kütüphanelere hayatını kaybeden öğrencilerin ve öğretmenlerin adlarını verecek. 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli olarak yüzeye çok yakın mesafede meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde 2 deprem sonucunda on binlerce vatandaş hayatını kaybetmişti. ‘Asrın Felaketi’ olarak kayıtlara geçen depremin yaraları hala sarılmaya devam edilirken, Anadolu Üniversitesi Gönüllü Toplumsal Hizmetler Kulübü’nde yer alan öğrenciler Kahramanmaraş ve Hatay’da anasınıfı projeleri gerçekleştirmek üzere bir araya geldi. Deprem bölgelerinde sıfırdan anasınıfları ve kütüphaneler kuracak olan Anadolu Üniversitesi öğrencileri, bölgeye gitmek üzere Eskişehir’den yola çıktı. Kuracakları kütüphanelere hayatını kaybeden öğretmenlerin ve öğrencilerin isimlerini verecek olan kulüp katılımcıları, konteynerler de eğitim ve öğretim hayatına devam eden çocuklar için de özel çalışmalar gerçeklekleştirerek oradaki vatandaşlara ellerinden gelen desteği sağlamaya çalışacak. Daha önceden de benzer projeler yürüten kulüp öğrencileri bugün Eskişehir’e geri dönecek. "Öğrencilerimizin vicdani gelişimi ve toplumda bu tür aktif rol almaları büyük bir onur" Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal, üniversitelerinin bütün kulüpleriyle gurur duyduklarını kaydederek, "Gönüllü Toplumsal Hizmetler Kulübü’müz Hatay ve Elbistan’da güzel bir proje gerçekleştirecekler. Biz şubat ayından temmuz ayına kadar Hatay Belen’de hem aşevi hem de oyun evi projelerini yürütmüştük. Burada da bu kulübümüz başta olmak üzere birçok kulüplerimiz, akademi ve değerli personelimiz görev almıştı. Şu anda da kulübümüz hem kitap kampanyası vasıtasıyla hem de oyun evi ve anasınıfı kurmak amacıyla bir proje düzenliyorlar. Bunun sonucunda, toplanan birikimlerle gidip orada oyun evi ve kütüphaneyi kuracaklar. Öğrencilerimizle gurur duyuyoruz. Onların vicdani gelişimi ve toplumda bu tür aktif rol almaları bizim için çok büyük bir avantaj, çok büyük bir onur meselesi. O yüzden bütün organizasyondaki ekiplerimize ve öğrencilerimize teşekkür ediyorum” dedi. "Kütüphanelere hayatını kaybeden öğretmen ve öğrencilerimizin isimlerini veriyoruz" Anadolu Üniversitesi Gönüllü Toplumsal Hizmetler Kulübü Başkanı ve Sosyal Eğitim öğrencisi olan İrem Sultan Işıldak ise, kulüplerinden ve gittikleri bölgelerde gerçekleştirecekleri projelerden bahsederek, “Biz Anadolu Üniversitesi’nin Gönüllü Toplumsal Hizmetler Kulübü’yüz. 1999 yılından beri 25 yıllık bir kulüp olarak gönüllü şekilde sahada çalışıyoruz. Bu çalışma ile, Kahramanmaraş ve Hatay’da anasınıfı projelerimizi gerçekleştireceğiz. Kahramanmaraş’ta okula sıfırdan kütüphane kuracağız. Buralara hayatını orada kaybeden öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin isimlerini veriyoruz. Ertesi gün Hatay’dayız. Oradaki Yusuf Tatlı İlkokulu ve Ortaokulu maalesef yıkılmış. Konteynerde 500 öğrenci eğitim ve öğretim görmekte. Bir konteyner anasınıfı, bir konteyner de kütüphane kuracağız. Çevre okulları da unutmadık tabii ki. Onlara da hazırladığımız materyal destek kutularını ulaştıracağız. Cumartesi sabah tekrardan Eskişehir’de olacağız. Bu bizim ilk Hatay’a gidişimiz değil. Deprem zamanı üniversitemiz sayesinde oraya gidip oyun parkı ve oyun evi kurmuştuk. Şimdi ikinci defa daha kapsamlı bir şekilde yolculuğumuz başladı” şeklinde konuştu.