TEKNOLOJİ - 20 Ekim 2022 Perşembe 12:43

Türkiye’de üniversitede NFT diplomaları dağıtıldı

A
A
A
Türkiye’de üniversitede NFT diplomaları dağıtıldı

Uzmanlar tarafından geleceği şekillendireceği ifade edilen metaverse, sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen çalıştayda masaya yatırıldı. Eğitim alanında yaşanan gelişmelerin de aktarıldığı çalıştayda iki üniversite öğrencisinin hayata geçirmiş olduğu proje ile Türkiye’de bir üniversitede öğrencilerin NFT diploma aldıkları belirtildi.

İstanbul Arel Üniversitesi ve TÜYAFED Yazılımcılar Federasyonu iş birliğiyle üniversitenin Sefaköy yerleşkesinde Metaverse Çalıştay ve Konferansı düzenlendi. Metaverse ile değişebilecek iş modellerinin sosyolojik ve psikolojik olarak ele alındığı çalıştayda hukuk, eğitim, insan kaynakları, istihdam, sağlık, savunma, turizm, tekstil, oyun gibi farklı konular bütünsel olarak incelendi. Eğitimde metaverse ile gelen gelişmelerin de aktarıldığı çalıştayda Görsel İletişim Tasarımı Bölümü öğrencileri Emir Butakın ve Yavuzhan Birinci‘nin NFT diploma projesi ödüllendirildi. Gençler yapmış oldukları metaverse alanındaki çalışmalarıyla geçmiş eğitim döneminde Türkiye'de ilk kez lisans diplomalarının NFT diploması olarak dağıtılmasını sağladı. Eğitimin dışında tüm diğer sektörlerde de sertifika, plaket gibi resmi ve özel belgelerin NFT olması için çalışmalarını sürdürdüklerini belirten gençler, böylece herkesin NFT sisteminde hiç kaybolmayacak bir resmi belge koleksiyonuna sahip olabileceğini belirtti.

Özel kodla diplomaya ulaşılabilecek
İstanbul Arel Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölüm öğrencileri Emir Butakın ve Yavuzhan Birinci, geliştirmiş oldukları NFT diplomaları ile ilgili şu bilgileri verdi:

“NFT diploma hiçbir zaman kaybolmayacak. Bir platform üzerinde her zaman duracak. Her birey özel koduyla diplomasına ulaşabilecek. Her diplomanın altında özel bir kod var. Bu kodla diplomalarına ulaşabilecekler. Her öğrenciye kendi kodları verilerek diplomalarına ulaşmaları sağlanacak. Öğrenci sisteme giriş yaptığında diplomalarını NFT olarak görebiliyor. Bu alanda öncü olduğumuzu düşünüyoruz. Sertifika, plaket olarak da ileriki zamanlarda içeriği zenginleştireceğiz. Çalışmalarımız devam ediyor.”

“Üniversiteler geleceği takip etmeli”
Metavese ile ilgili gelişmelerin üniversiteler tarafından yakından takip edilmesinin sorumluluk olduğunu belirten İstanbul Arel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Ercan Gegez, “Metaverse tüm dünyaya damgasını vurdu. Geleceğimizi şekillendirecek olan bir oluşumu çalıştayımızda sektörün temsilcilerini bir araya getirerek, masaya yatırdık. Bu yeni teknolojinin geleceğe ve hayatımıza yönelik etkilerini tartıştık. Eğitim alanında da üniversiteler geleceği takip etmeli. Gelecekte ne olacağına, yeni oluşumların üniversiteleri nasıl etkileyeceğine önem vermek zorundayız. Metaversenin bu kadar konuşulduğu ortamda herhangi bir üniversite stratejik planında kendi geleceğini etkileyecek oluşumları göz ardı ediyorsa o üniversitenin geleceği yoktur diye düşünüyorum. İlerleyen yıllarda üniversitelerin faaliyetlerinde metaverse’in çok büyük etki oluşturacağını düşünüyorum” diye konuştu.

“Metaverse ile beraber Türkiye’den 5 milyar dolar para çıkışı oldu”
“Sektör birliği açısından ülkemizin kamu, sanayi, STK ve akademi entegrasyonunu sağlamak için çalıştayda yer aldık” diyen TÜYAFED Yazılımcılar Federasyonu Başkanı Mustafa Çalış ise, “Yapmış olduğumuz iş birlikleri çerçevesinde metaverse çalıştayını yaptık. Metaverse giriş yapıldıktan sonra ülkemizde ciddi anlamda sıkıntılar olmaya başladı. Türkiye’de çılgınlar gibi arazi satışları yapıldı. Türkiye en çok arazi satan ve alan ülke pozisyonunda. Ülkemizde bir yıl içeresinde 5 milyar dolar gibi bir para çıkışı oldu. Durum itibarıyla bu çalıştayı ülkemizi bilgilendirmek için konferans ve seminer şeklinde gerçekleştirdik. Amacımız ülkemizin değerlerine sahip çıkmak. En çok siber saldırı altında olan platform meta platformudur. Bu çalıştayda farkındalık oluşturmak için çok değerli konuklarla önemli konuları ele aldık" dedi.

Metaverse ile ilgili üretim yapmış firmaların ürünlerinin sergilenmesinin ve aynı zamanda firmaların bir araya gelmesinin ihracatın önünü açacağını kaydeden Çalış, “Federasyon olarak 40’a yakın ülkeyle yapmış olduğumuz sözleşme çerçevesinde 30 binin üzerinde üyeye ulaşmış durumdayız. Türkiye’nin geleceği için ilk hedefimiz yanlış gidişatın önünü kesmektir. Bu platformda hacklenen insanlar var ve ülkemizde ciddi bir para çıkışı var. Bu da ülke ekonomisine zarar veriyor. Amacımız bu zararın önünü kesmek. Meteversenin sağlık, turizm ve ülkemizi tanıtacak alanlarda kullanılmasını sağlamaktır. Eğitim alt yapılarındaki sorunların çözülmesidir. Bu çerçevede İstanbul Arel Üniversitesi'nde bir atölye oluşturduk. Gençlere meteverseyi anlatacağız” diye konuştu.

Çalıştay sürecinden elde edilen bilgiler ise kamuoyu için bir rapor haline getirilecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Palandöken: “Tüm sektörler sermayenin elinde” Enflasyonla mücadelenin en önemli ayağı olan esnaf ve sanatkarların haksız rekabet karşısında dayanacak gücü kalmadığını hatırlatan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Ülkede haksız rekabet çok ciddi boyuta ulaştı. Tüm sektörler sermayenin elinde. Maalesef perakende yasası bir türlü çıkmıyor. Çıkmayınca da haksız rekabetle birlikte fiyatları regüle edecek mahalle esnafı neredeyse yok noktasına geldi. Artan nüfusa karşı esnaf sayısında büyük bir artış yok. Sokakta kasap, manav kalmadı. Karşılıklı fiyatların ucuzlamasını sağlayacak bir sistem gerekiyor. Öncelikle zincirlerin haftada 1 gün tatil ve açma kapama saati belli olmalı. Bunun içinde perakende yasası şart. Yasanın olmaması, Hakkari’de, İstanbul’da, Ankara’da veya Bursa’da da aynı fiyatları dayatmaya yol açıyor. Oysa esnaf ve sanatkarlarımız enflasyonla mücadelenin en önemli ayağıdır. Anayasanın 173. maddesinde olduğu gibi esnaf ve sanatkar korunmalı. Meclis tatile girmek üzere bundan sonraki süreçte açılır açılmaz perakende yasası tartışılacak ilk madde olmalı” dedi. “Esnafı tezgahtar, çiftçiyi işçi konumuna getirdiler” Haksız rekabet yüzünden esnafın tezgahtar çiftçinin ise işçi konumuna geçtiğini söyleyen Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Türkiye’de, gelişmiş ülkelerden örneği alınanla hiç uyuşmayan bir haksız rekabet var. Tüm sektörler sermayenin elinde. Tüm sektörlerdeki ürünleri sattıkları yetmiyormuş gibi ülkenin her yerindeki ürünlerin fiyatını tek tuşla belirleyebiliyorlar. Esnafı bitirdiler, tezgahtar yaptılar. Çiftçiyi de kendilerine işçi yaptılar. Fideyi veriyor, ürettiriyor. Ondan sonra ürünü toplayıp kendi mağazalarına gönderiyor. Fiyatı da kendisi belirliyor. Bir tarafta işsizler ordusu varken diğer tarafta da iştigal edecek, kendi kendine iş yeri müteşebbis olacak insan yok. Artık her şey sermayenin elinde. Ben yaparım, ithal ederim diyor. Bireysel işletme kalmadığı müddetçe etin fiyatının düşmesini kimse beklemesin” şeklinde konuştu. “Haksız rekabetin önüne geçilmeli” Her şeyi bol olan ülkemizde fiyatları düşürememe sıkıntısı olduğunu dile getiren Palandöken, “Küçük esnafımız enflasyonla mücadelenin olmazsa olmaz ayağıdır. Her şeyi bol olan bir ülkede fiyatları düşürememenin sıkıntısı var. Sorunun çözümü belli. Perakende Yasası acilen esnafın ihtiyaçları doğrultusunda güncellenmeli. Devletimizin enflasyonla mücadele ederken aldığı tedbirlerin işe yarayabilmesi için önce esnaf ve sanatkarların korunması şart. Küçük işletmeler ayakta kalmalı ki vatandaş fiyatları mukayese edip gerçek indirimin farkına varsın” diye konuştu.
Bursa Özgür Ozel: “Küfeyi benim sırtıma ver. Ben taşırım” Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Bursa’nın Mudanya ilçesinde vatandaşlara hitap etti. Sırtına küfe alan Özel, “Tayyip Bey, bırak küfeyi benim sırtıma ver. Ben emekliyi aslan gibi taşırım” dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bursa’nın Mudanya ilçesinde vatandaşlara otobüs üzerinden seslendi. İki gencin protesto amaçlı küfe getirdiğini gören Özel, gençleri yanına çağırdı. Burada eleştirilerini sürdüren Özel, “Geçen gün Tayyip Bey’i dinliyorum. Ben demişim ‘emekliye 12 bin 500 yetmez, 17 bin 500 ver.’ ‘Asgari ücrete zam yok’ demiş, asgari ücreti zam yapalım demişim. 17 bin lira çay parası çay parası olmaz, 25 bin taban fiyat olsun dedim. 9 bin 200’e buğday satılmaz, 15 bin olsun dedim. Tarlalarda 2 liraya domates kaldı, kavunun karpuzun bostanda kalması olmaz demişim, diyor ki ‘Özgür Bey’in sırtında küfe yok, emekliye zam istiyor.’ ‘2 bin 500 lira zam 33 milyar tuttu’ diyor. ‘Benim sırtımda küfe var’ diyor. Gençler bunu duymuş, küfeyi getirmişler. Tayyip Bey’e dedim ki, ‘Doğru, senin sırtında küfe var. Bu milletten oy istedin, onlar da aldı küfeyi sırtına koydu. Tayyip Bey diyor ki, ‘Emekliler bana ağır geliyor, taşıyamam. Asgari ücretli ağır gelir taşıyamam. Rizeli hemşerime çay parası veremem ağır geliyor’ diyor. Ama bir bakıyorsunuz yandaş müteahhitte sıra gelince dikeliveriyor. 660 milyar lirayı buluyor. Ben diyorum ki, ‘Tayyip Bey, bırak küfeyi ver benim sırtıma. Ben emekliyi aslan gibi taşırım. Asgari ücretliyi taşırız. Biz bu milleti taşırız. Eğer taşıyamıyorsan, bırak küfeyi. Sen bu milletin sırtına yüksün. Emekliler değil, asgari ücretliler değil, esnaf, çiftçi değil. Bu küfeye ne yük koyarsan koy, biz taşırız. Taşıyamayanlar bırakacak, taşıyanlar gelecek. Getir sandığı küfeyi biz taşıyalım. Emeklileri biz ayağa kaldıracağız” dedi. Özel, seçimlerin galibiyetle sonuçlanması durumunda kutlamalarda bu iki gencin de olacağının sözünü verdi.
Konya Konjonktivit tedavi edilmezse gözde ömür boyu izler bırakabiliyor Uzmanlar, gözlerde biraz kızarıklık sonrasında ise çapaklanma, göz kapaklarında şişme ve kızarıklığın şiddetinin gittikçe artmasıyla karşımıza çıkan kırmızı göz hastalığı olarak bilinen konjonktivitte, belirtileri görülen kişilerin göz doktoruna gitmesi konusunda uyarıyor. Konjonktivit, gözün beyaz ve şeffaf bölümünü ve göz kapaklarının içini kapsayan tabakanın (konjonktivanın) iltihaplanması olarak tanımlanıyor. Normalde saydam olan konjonktiva, iltihap oluştuğunda pembe ya da kırmızı renk alıyor. Konjonktivitin temas yoluyla bulaştığını ifade eden Medicana Konya Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Hasta olan kişi elini gözüne dokunduktan sonra başka bir yere dokunduğunda siz de aynı yere temas ettiğinizde ve gözünüzle temasta bulunursanız maalesef bizlere de bulaşıyor" dedi. "Göz yüzeyinde izler bırakıp görme azlığına, bulanıklığına neden olabilen önemli bir virüstür" Adenoviral konjonktivitlerin, adenovirüs denilen bir virüs nedeniyle ortaya çıktığını belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Hastalarımızda genellikle ilk günlerde gözlerde biraz kızarıklık sonrasında ise çapaklanma, göz kapaklarında şişme ve kızarıklığın şiddetinin gittikçe artmasıyla karşımıza çıkar. Özellikle pandemi döneminden sonra adenovirüslerdeki salgınlar daha da artmaya başladı. Daha çok toplu yaşam alanları, çocuklarımızın gittiği kreşler gibi alanlarda daha sık görülüyor. Çünkü bu enfeksiyonda en önemli etken aslında dışarıdan bulaş. Havadan bir bulaş olmuyor. Genellikle temasta bulaş olur. Hasta olan birey elini gözüne dokunduğu zaman başka bir yere dokunduğunda siz de aynı yere temas ettiğinizde ve gözünüzle temasta bulunursanız maalesef bizlere de bulaşıyor. Bu virüs aslında uzunca sürebilen, tamamıyla geçmesi bazen bir ayı bulabiliyor, bazen göz yüzeyinde izler bırakıp görme azlığına, bulanıklığına neden olabilen önemli bir virüstür. O yüzden evde herhangi birinde gözünde bir kızarıklık başladı, birkaç gün içinde şiddetlenerek arttı, göz kapaklarında şişlik oldu, aşırı bir kızarıklık oldu mutlaka bir an önce bir hekime başvurmak lazım. Hekim muayenesinde eğer adenovirüs tanısı koyduysa hemen uygun ilaçlarla tedaviye başlıyor" diye konuştu. "Bu virüste erken tedaviyle beraber hemen ilk zamanlarda başarılı bir sonuç alıyoruz" Evde dikkat edilmesi gereken birtakım durumlar olduğunu belirten Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Elimizi her gözümüze dokundurduğumuzda mutlaka sabunlu suyla beraber yıkamamız gerekiyor. Ortak havlu kullanımını ortadan kaldırmalıyız. Bu tarz şeyler evde salgınlar halinde görülmesine neden oluyor. Genellikle gördüğümüz tablolar ailede bir sağlık çalışanı ya da çocuklarımız kreşe gittikten sonra diğer aile bireylerine bulaşla ortaya çıkıyor. Bu virüste erken tedaviyle beraber hemen ilk zamanlarda başarılı bir sonuç alıyoruz. Fakat hastalarımız bize geç zamanda gelirse ya da kişilerin bağışıklık sistemine bağlı göz yüzeyinde kalıcı izler oluşturursa, bu kalıcı izler göz yüzeyinde ömür boyu bile kalıcı olabilen izler bırakabilmekte. Bu da hastaların gözünde astigmata, görme bulanıklıklarına neden olabilmektedir. O yüzden böyle bir durumdan şüpheleniyorsak en kısa zamanda mutlaka bir göz hekimine başvurmalıyız" şeklinde konuştu.