GÜNDEM - 02 Nisan 2023 Pazar 11:18

Türkiye'nin ve dünyanın deprem geçmişi bu kütüphanede

A
A
A
Türkiye'nin ve dünyanın deprem geçmişi bu kütüphanede

Kocaeli'nin ilk ve tek özel araştırma kütüphanesini kuran gazeteci İsmail Kahraman, deprem gerçeğini düzenlediği sergiyle bir kez daha gözler önüne serdi. Kahraman'ın sergisinde deprem bilgilerinin yer aldığı kitaplar, dünyada meydana gelen depremlerle ilgili fotoğraflar ile eski ve yeni tarihe ait 500'ü aşkın deprem manşetlerinin olduğu gazeteler bulunuyor.

Gebze'de ikamet eden gazeteci İsmail Kahraman (63), 2017 yılında bir ilke imza atarak, Kocaeli'nin ilk ve tek özel araştırma kütüphanesini kurmuştu. Kütüphanesinde çok sayıda kitap ve çeşitli argümanlar bulunduran Kahraman, 27 Mart - 2 Nisan tarihleri arasında kutlanan Kütüphanecilik Haftası'nda ise özel bir sergi düzenlemeye karar verdi. Sergi için kütüphanesinde özel alan oluşturan Kahraman, deprem gerçeğinin unutulmaması için 24 yıldır biriktirdiği gazete ve fotoğrafları çıkardı. Kahraman'ın sergisinde, 1800'lü yıllarda İstanbul'da meydana gelen deprem bilgilerinin yer aldığı kitaplar, dünyada meydana gelen depremlerle ilgili fotoğraflar ile eski ve yeni tarihe ait 500'ü aşkın deprem manşetlerinin olduğu gazeteler bulunuyor.

"Deprem gerçeğini fotoğraf sergisiyle araştırmacılara açmış bulunmaktayız"

Deprem gerçeğiyle 17 Ağustos 1999'da tanıştığını söyleyen Kahraman, "Ülkemiz çok büyük bir deprem felaketiyle sarsıldı. 17 Ağustos Marmara Depremi'nde Gebze'de yaşıyordum. Birçok deprem bölgesine gittim, son olarak Hatay bölgesindeydim. Hatay bölgesinde araştırmalar yaptım. Kütüphanecilik Haftası vesilesiyle 17 Ağustos Marmara Depremi'nden, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depreme kadar olan fotoğraf ve gazete manşetlerinin olduğu sergiyi açtım. Deprem gerçeğini fotoğraf sergisiyle araştırmacılara açmış bulunmaktayız. 1800'lü yıllarda İstanbul'da meydana gelen depreminin fotoğraf arşivinin oluştuğu kitabımız da mevcut. 17 Ağustos Marmara Depremi'ne ait çok sayıda gazeteyi satın almıştık" dedi.

Türkiye'nin ve dünyanın deprem geçmişi bu kütüphanede

"Fotoğraf arşivlerimiz mevcuttur"

Depremle ilişkin belgeleri toplamaya devam ettiğini söyleyen Kahraman, "6 Şubat tarihli depremden sonrada bir aya yakın bütün ulusal, bölgesel medyanın gazete ve fotoğraflarını topladık. Ciddi bir fotoğraf ve kitap arşivi oluştu. Kütüphanemizde 10 binden fazla kitap bulunmaktadır. Dünyanın birçok ülkesinden ve Türkiye’nin birçok bölgesinden toparladığımız fotoğraf arşivlerimiz mevcuttur. Kütüphanemizi akademisyenlere, araştırma yapmak isteyenlere ve öğrencilerin hizmetine sunmuş bulunmaktayız" diye konuştu.

"17 Ağustos Marmara Depremi'nde belgeleri toplamaya başladık"

İsmail Kahraman, depremlerden ders alınması gerektiğini ifade ederek, "Tarihi geçmişe doğru baktığımızda çok büyük depremler yaşamışız. Fay hatları üzerinde olan bir ülkedeyiz. Depremden ders ve ibret alınması gerektiğini, bunun için de bilgi, doküman ve belgeye sahip olmamız gerektiğine inanıyorum. 17 Ağustos Marmara Depremi’ni 7. katta yaşadım ve o geceyi hiç unutmuyorum. Körfez’den büyük bir ışık hüzmesi yükselmişti. Sanki yerin altından yüzlerce vinç çalışıyordu. Kendimizi dışarı attık ve deprem nerede oldu diye saatlerce bekledik. İhlas Haber Ajansı o zaman depremin Gölcük merkezli olduğunu duyurmuştu. Depremle ilgili bilgi, doküman ve belgeleri hemen o gün itibariyle toplamaya başladık" ifadelerini kullandı.

"Kütüphanemde eski döneme ait yaklaşık 500'den fazla gazete nüshaları var"

Topladığı gazetelerin sayısından bahseden Kahraman, "Kütüphanemde eski döneme ait yaklaşık 500'den fazla gazete nüshaları var. Daha sonraki depremlere ilgili de dokümanlar topladık. Tarih sadece zamana mazi değil. Tarih bir milletin aynasıdır. Geçmişi unutmamak için bilgiye ve dokümana sahip olmak gerekiyor. Bu dokümanları en iyi şekilde gelecek kuşaklara aktaralım ki depreme karşı önlem alınsın" şeklinde konuştu.

Mert Gürenç
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Yargılanan eski DHMİ Daire Başkanı Acar: "Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak" Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin (DHMİ) eski daire başkanı Mehmet Cemil Acar, ‘rüşvet’ ve ‘yolsuzluk’ suçlaması ile yargılandığı davada, "Alt düzeydeki birkaç bürokratın adeta intikam alırcasına hareket etmesi sonucu bu dava açıldı. Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak" dedi. Ankara 89. Asliye Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya tutuklu sanık Mehmet Cemil Acar bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu. Sanık Acar’ın eski eşi tutuksuz sanık Çağla Acar ise duruşmaya katılmadı. Mahkeme hakimi, dava dosyasına gelen evrakı okumasının ardından sanık Acar’a söz verdi. Sanık Acar, "Hiçbir çekincem olmadan 20 yıllık banka hesaplarımın incelemesini istedim. 28 yıl boyunca onur ve şerefimle devlete hizmet ettim, birçok projede görev aldım. Hakkımda en ufak bir soruşturma olmadı. Ben emekli olduktan sonra bu soruşturma yapıldı. Alt düzeydeki birkaç bürokratın adeta intikam alırcasına hareket etmesi sonucu bu dava açıldı. Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak. Babamın fabrikası yüzünden bana bir linç yürütülüyor. Şerefim, haysiyetim zan altında bırakıldı" dedi. Avukat ve sanık beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Mehmet Cemil Acar’ın tutukluluk halinin devamına, Acar’ın eski eşi Çağla Acar hakkındaki mevcut adli kontrolün ise devamına hükmetti. Mahkeme, bir sonraki duruşmayı 12 Ocak 2026 tarihine erteledi. Olayın geçmişi Eski DHMİ Daire Başkanı Mehmet Cemil Acar’ın evinde yapılan aramada Acar’a ait kasada 26 kilogram külçe altın, 1 milyon 320 bin dolar ve 121 bin euro bulunmuştu. Soruşturma sürecinde Acar’ın bürokratken çok sayıda gayrimenkul edindiği de Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından tespit edilmişti.