GÜNDEM - 17 Ağustos 2016 Çarşamba 10:51

Türkiye’nin yer üstündeki en büyük fay hattı!

A
A
A
Türkiye’nin yer üstündeki en büyük fay hattı!

Eskişehir’in İnönü ilçesinde yer alan ülkenin gözle görülen en büyük fay hattı, turizme kazandırılacağı günü bekliyor.

Dünya üzerinde gözle görülebilen fay hatlarına az rastlanırken, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın güney kolu Eskişehir’de görülebiliyor. Tarihi İnönü savaşlarının yapıldığı ilçede bulunan hattın turizme kazandırılması için ise girişimler sürüyor. Anadolu Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü’nde Jeoloji Yüksek Mühendisliği görevinde bulunan Prof. Dr. Can Ayday, fayın öneminden bahsetti. Fay hattı yanında İnönü Belediye Başkanı Kadir Bozkurt ve İnönü Kaymakamı Enver Özderin ile incelemelerde bulunan Prof. Dr. Ayday, İnönü’de bulunan fay hattının eşine sadece Türkiye’de değil, dünyada da ender rastlandığına değinerek, "Eskişehir’e geldiğimden beri yaptığım işlerden en önemlilerinden bir tanesi de bu İnönü Fayı ile ilgilenmek oldu. İnönü Fayı gerçekten önemli bir fay, hemen onu da anlatmak isterim. İnönü Fayı bu bizim meşhur bildiğimiz bu depreme neden olan Kuzey Anadolu Fayı’nın güney kollarından bir tanesi. Bu fay hem hafif düşey fay hem de oblik dediğimiz yanal bir fayı oluşturuyor. Burada bu fayın bu kadar güzel görünmesi ender görülüyor. Sadece Türkiye’de değil dünyada bile ender görülen bir manzara şu gördüğümüz" dedi.

"YUNANİSTAN’DAKİ HAT ÇOK KÜÇÜK BİR YER"

Benzer bir görülen fay hattının Yunanistan’da olduğunu, fakat küçük bir alanda yer aldığını söyleyen Prof. Dr. Ayday, "Jeolojik olarak yer bilimleri açısından gerçekten muhteşem bir doğal anıt önünde duruyoruz diye düşünebiliriz. Burası başka ülkelerde olsa hemen anıt yaparlar, doğal anıt yaparlar ve etrafını çevirip turizme açarlar. İnsanlarımız bu tür yerleri görüp buradaki bu fayın ne zaman, nasıl oluştuğunu öğrenmek ve en azından elini bu fay düzlemine sürmek ister. Burada elinizi rahatlıkla bu fay düzlemine sürebiliyorsunuz. Dediğim gibi dünyada çok ender görülebilen yerlerden bir tanesi. Buna benzer Yunanistan’da olduğu söyleniyor, 10 metre yada 20 metre gibi çok küçük bir yer. Ama orayı çok büyük bir turizme açmışlar ve jeoturizm şu anda orada yapılıyor. Orada 10 metre, 20 metre olan burada belki 500 metre. Gördüğünüz gibi Doğu-Batı yönünde uzanan bir fay duvarı. Bunun ilerisi de Eskişehir Fayı’nı oluşturuyor" şeklinde konuştu.

"UNESCO ENVANTERİNE GİRMESİ İÇİN ÇALIŞMALAR BAŞLATILDI"

Fay hattının turizme kazandırılması için gerekli olan başvuruların yapıldığını aktaran Prof. Dr. Can Ayday, İnönü Belediye Başkanı Kadir Bozkurt’un da büyük çabalar gösterdiğini belirtti. Eğitim açısından da fay hattının bulunamaz bir değer olduğunu dile getiren Ayday, "Burası jeoturizme açılır da bu jeolojik miras kazandırılırsa, burada yaşayan İnönü halkına öncelikle bir gelir sağlamış olur, buraya daha fazla turist gelir. Bu konuda İnönü Belediye Başkanımız Kadir Bozkurt büyük çabalar gösteriyor. Yaklaşık 8 ay önce birlikte buranın UNESCO’ya anlatılması ve UNESCO envanterine girmesi için çalışmalar başlattı. Birlikte bu amaçla Madem Tetkik Arama’ya (MTA) gidip toplantılara katıldık. Yani burası heba olmasın. Çoğu yörede yaşayan hatta Eskişehir’deki üniversitelerde yer bilimleri konusundaki eğitim veren kişilerin bile bilmediği bir yer. Yine Kadir Başkan’ın bir fikri var, burada okulların kurulması, onların gelip yaz okulu şeklinde eğitim almaları yönünde bir düşüncesi var" diye konuştu.

"DEPREM VE AFETLER UNUTULDUĞU ZAMAN GELİR"

17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümü dolayısıyla da açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Can Aday, konuşmasını şu şekilde tamamladı:

"Bugün 17 Ağustos 2016, bildiğiniz gibi 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 17’nci yıl dönümü. Aradan 17 yıl gibi koca bir süre geçmiş ama acıları hala yüreklerdedir diye düşünüyorum. Herkese de yakınlarını kaybedenlere, yaralananlara ve mağdur olanlara tekrar tekrar geçmiş olsun diyorum. Ama bu 17 Ağustos depremi de bize çok önemli bir şey öğretti diye düşünüyorum. Bunu unutmamamız lazım, deprem ve afetler unutulduğu zaman gelir."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa’da iş yeri hırsızlığına 5 tutuklama Manisa’nın Turgutlu ilçesinde Organize Sanayi Bölgesi’nde bir iş yerinde meydana gelen hırsızlık olayıyla ilgili adım adım iz takip eden Manisa İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri 7 şüpheliden 3’ünü İstanbul’da yakaladı, şüphelilerden 2’sinin farklı suçlardan cezaevinde oldukları öğrenildi. Mahkemeye çıkarılan 5 kişi tutuklanırken, 2 şüpheliyi yakalama çalışmaları devam ediyor. Manisa İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince, 13 Ekim 2025’i 14 Ekim 2025’e bağlayan gece saatlerinde Turgutlu ilçesi Selvilitepe Mahallesi Organize Sanayi Bölgesi’nde yaşanan iş yeri hırsızlığı olayıyla ilgili geniş çaplı çalışma başlatıldı. Asayiş Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan çalışmalarda, iş yeri ve çevresinde bulunan çok sayıda güvenlik kamerası görüntüsü incelendi. Yapılan incelemelerde, yüzleri maskeli 4 şüphelinin iş yerine girdikleri, iş yerinde bulunan çelik kasayı keserek içerisindeki paraları aldıkları ve olayın ardından ara yolları kullanarak Manisa’dan ayrıldıkları belirlendi. Şüphelilerin yakalanmasına yönelik olarak 13-14 Ekim tarihlerinde kente giriş ve çıkış yapan yaklaşık 3 bin 500 araç incelemeye alındı. Yapılan çalışmalar sonucunda şüphelilerin İstanbul’dan Turgutlu’ya geldikleri tespit edilirken, olaya karıştığı belirlenen toplam 7 şüpheli şahıs belirlendi. Şüphelilerden H.K. (31) ve M.T. (25), İstanbul’da yakalanarak gözaltına alındı. 26 Aralık 2025 tarihinde Manisa’ya getirilen 2 şüpheli, sevk edildikleri adli makamlarca tutuklandı. D.Ç. (27) ve M.K. (24) isimli şüphelilerin ise farklı suçlardan cezaevinde bulundukları tespit edildi. Söz konusu 2 şüpheli, 29 Aralık 2025 tarihinde dosya kapsamında SEGBİS yöntemiyle sevk edildikleri adli makamlarca tutuklandı. Z.S. (27) isimli şüpheli ise İstanbul’da yakalanarak gözaltına alındı. 30 Aralık 2025 tarihinde Manisa’ya getirilen şüpheli, çıkarıldığı adli makamlarca tutuklandı. Olayla bağlantılı 2 şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışmaların sürdüğü belirtilirken, soruşturma kapsamında şu ana kadar toplam 5 şüpheli tutuklandı.
İstanbul Somali Cumhurbaşkanı Mahmud: "Netanyahu’nun bu saldırgan tavrı, Somali’yi de içeren bu tavrı kabul edilemez" Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, "Netanyahu’nun bu saldırgan tavrı, Somali’yi de içeren bu tavrı kabul edilemez. Aslında bu saldırgan tavır, uluslararası hukukun da ihlalidir" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. Toplantı sonrasında Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud basın açıklaması yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Somali’nin zor zamanlarında yanında olduğu ve liderliği için teşekkür eden Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, "Özellikle Somali’nin toprak bütünlüğü ve egemenlikle ilgili tehditle karşılaştığı bu dönemde biz, Türkiye’nin, Türk milletinin desteğini hissettik. Somali olarak biz de kendi kuvvetli hükümetimizi kurmak toprak bütünlüğümüzü eğemenliğimiz korumak için çalışıyoruz. Türkiye çok uzun yıllar önce Somali arasında arabuluculuk çalışmaları yapmıştır. O zamandan beri bu sorunun barışçıl dostane bir şekilde çözülebilmesi içinde çalışmalar yürütmüştür. Bugün Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine Türkiye’nin Somali’nin yanında olduğunu bir kere daha tekrarlamıştır. Türkiye, Somali’yi desteklemek üzere Somali’nin yanında olacaktır. Türkiye’nin desteği, Somali’nin ilerlemesinde son derece önemli. Barış, istikrar ve iyileşme için Türkiye’nin işbirliği bizimle çok önemli" dedi. "Son 2 yılda Somali ve Türkiye farklı alanlarda yaptıkları çalışmalarla dikkat çekiyor" Türkiye ve Somali’nin yaptığı çalışmalarla dikkat çektiğini belirten Mahmud, "Netanyahu’nun bu saldırgan tavrı, Somali’yi de içeren bu tavrı kabul edilemez. Aslında bu saldırgan tavır, uluslararası hukukun da ihlalidir. Birleşmiş Milletler kurucu anlaşmasını ihlal eder niteliktedir. Yine Afrika Birliği’ni bir araya getirmiş olan anlaşmaların da diplomasinin de her türlü ilkesini ihlal eder niteliktedir. Toprak bütünlüğü, egemenlik ve bunlara müdahale etmemek bütün uluslararası sistemlerin altındaki temel değerlerdir. Somalili gruplar içerisinde de bazı gerginlikler var. Bu ayrımcılığı aşırı uç gurupları destekleyerek daha da derinleştirmek uluslararası ve dışarıdan müdahalelerle bunu derinleştirmek kimseye faydalı olmaz. Son 2 yılda Somali ve Türkiye farklı alanlarda yaptıkları çalışmalarla dikkat çekiyorlar. Güvenlik alanındaki çalışmalar buna bir örnek. Yine insani yardım çalışmaları da Somali’nin geçmiş olduğu en zor dönemde Türkiye’nin uzatmış olduğu yardım eli de çok önemli" şeklinde konuştu. Mahmud, "Bugün ortak olarak dedik ki Somali’nin petrol ve gaz kaynaklarının tetkik edilmesinde beraber çalışmalar yapıldığını ve anlamlı başarılar elde edildiğini duyurduk. Bu alanda uzun zamandır çalışma yapıyoruz. Türkiye’ye çok müteşekkiriz bu alanda öncülük ettiği için ve Somali’nin yanında durduğu için. Teknik ve bilimsel değerlendirmeler yapıldı ve bunun sonucunda olumlu sonuçlar elde edildi. Bu uzun süreli bir iş birliği ve yatırım. Bundan sonraki fazda yine sondaj çalışmaları devam edecek bu da çok büyük bir çalışma. Ağır bir görev. Fakat çok kısa süre içerisinde sondaj çalışmaları da başlayacak. 2026’ya çok iyi bir başlangıç yapacağız" diye konuştu. "Petrol ve gazın keşfedilmiş olmasının Somali’nin ulusal anlamda tekrar güçlenmesinde etkili olacaktır" Petrol ve gazın keşfedilmiş olmasının önemli olduğunu vurgulayan Somali Cumhurbaşkanı Mahmud, "Petrol ve gazın keşfedilmiş olmasının Somali’nin ulusal anlamda tekrar güçlenmesinde etkili olacaktır. Somalili insanın hayatını da iyileştirecektir. Somali insanı bu sayede daha yüksek bir refah seviyesine ulaşacaktır. Bunların yönetimi de hesap verebilirlik, eşitlik ve nesiller arası sorumluluk ile sürdürülmelidir. Biz bugün bu ilkelerin, bu sürecin temellerini atıyoruz. Biz, Somali-Türkiye işbirliğinin daha da kuvvetlenmesi yönünde kararlılığımızı bir kere daha tekrarlamak istiyoruz. Allah’ın izniyle bu çabaların somut sonuçlarını artık görmeye ve ülkemize bahşedilen bu zenginlikten fayda sağlamaya biz de başlıyoruz. Bu son derece önemli ve tarihi bir başarı bizim için. Ülkemizin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü zayıflatmaya çalışanlara karşı kararlılıkla mücadelemizi sürdürürken bu zorlukların bizi doğal kaynaklarımızın sorumlu ve sürdürülebilir biçimde geliştirilmesi yönündeki hedefimizden alıkoymasına asla izin vermedik. Ve bu süreçte de Sayın Erdoğan’dan ve Türkiye’den her zaman destek gördük. Amacımız, halkımız için daha iyi ve daha müreffeh bir geleceği güvence altına almaktır" dedi.