TEKNOLOJİ - 01 Mayıs 2022 Pazar 15:54

TURKSAT 6A’ya Türk mühendisleri ve teknisyenleri damga vurdu

A
A
A
TURKSAT 6A’ya Türk mühendisleri ve teknisyenleri damga vurdu

Türkiye’nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu TURKSAT 6A, Türk mühendisleri ve teknisyenleri tarafından üretilen komponentleriyle dikkat çekiyor.

4.2 ton ağırlığındaki uyduyu hareket ettiren elektrikli itki motoru, yönü ve konumunu tespit eden yıldızizler, uydunun yön değiştirmesini sağlayan tepki tekeri, Türkiye’nin sahip olduğu insan kaynağı ile hayata geçiriliyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 2023’de uzay yolculuğuna başlaması planlanan TURKSAT 6A’nın yerli ve milli komponentlerini tek tek incelerken “Türkiye’yi uydu alanında teknoloji ihraç eden, entegre sistemleri dahil olmak üzere uydu satışı yapan bir ülke konumuna getirmek için çabalarımızı sürdüreceğiz” dedi.

2023’te yörüngede

Türksat A.Ş. için TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü (UZAY) liderliğinde, TAI, ASELSAN ve C-tech gibi şirketlerin katılımıyla geliştirilen TÜRKSAT 6A uydusu, 2023 yılında yörüngedeki yerini alacak. Bakan Varank, test ve entegrasyon işlemleri devam eden TÜRKSAT 6A’yı yerinde inceledi. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) bünyesindeki Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi’ni (USET) ziyaret eden Bakan Varank’a TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, TÜBİTAK UZAY Enstitü Müdürü Mesut Gökten eşlik etti.

300 kişi çalışıyor

İncelemeler sırasında Bakan Varank’a TÜRKSAT 6A’nın Mayıs ayında işlevsel ve çevresel testlere başlayacağı bilgisi verildi. Varank, uzaya gönderilecek uydu için daha önce 2 uydu yapıp testlerden geçirilmesi gerektiğini söyleyerek projede kaç kişinin çalıştığını sordu. Yetkililer, yükleniciler ve alt yükleniciler ile birlikte ortalama 300 kişinin projede görev yaptığını ifade etti.

Yıldızizler ve tepki tekeri

Varank, TURKSAT 6A’da kullanılacak yerli ve milli komponentleri de tek tek inceledi. Yıldızizlerin yıldızlara bakarak uzayda yön bulduğu, Dünya’nın nerede olduğunu anladığı kaydedilirken tepki tekerinin uydunun açısal momentumunu koruyarak istenen yöne bakmasını, yönünü değiştirmesini sağladığı belirtildi.

“Yetişmiş insan kaynağı" vurgusu

Varank, “Ülkede sıkıntılar var uzay çalışması yapılacak zaman mı” eleştirileriyle muhatap olduklarını aktararak “Ben onlara şu cevabı veriyorum. O kadar yetişmiş insan kaynağımız var. Biz onlara sadece yurt dışına gitme alternatifi mi sunacağız veya alanı dışında çalışma alternatifi mi sunacağız? Şimdiye kadar uydularımız olmuş ama tamamını yurt dışından satın almışız. Bu geliştirdiğimiz uydularla hem katma değeri burada bırakmış oluyoruz hem de bu kabiliyetini kazanmış oluyoruz” dedi.

Dünyada 5-6 ülke yapabiliyor

TÜRKSAT 6A’daki en önemli yerli ve milli teknolojilerden bir tanesinin elektrikli itki motoru olduğunu anlatan Varank, “Kimyasal yakıt kullanmadan elektrikli itki teknolojisiyle uyduyu yönlendirdiğiniz bir teknoloji bu. Bunu dünyada yapabilen 5-6 ülke var. TÜRKSAT 6A’ya entegre ettiler. İMECE’de de bu teknoloji kullanılacak” diye konuştu.

Yakıt tankı İzmir'den

Varank, sadece TÜBİTAK UZAY ile teknoloji geliştirmediklerini, yerli tedarikçileri de devreye soktuklarının altını çizerek “Böylece onlara da ekonomik anlamda yeni fırsatlar sunmuş oluyoruz. Bu yakıt tankını İzmir’deki bir firmamız geliştirdi. Daha önce bu alanda hiçbir faaliyet göstermemiş firmamız yakıt tankını uzayda kullanmış olacak. Elektrikli itki motoruyla 4.2 tonluk haberleşme uydusunu şu gördüğünüz itki motoruyla hareket ettirmek mümkün hale geliyor” dedi.

Daha sonra ziyarete ilişkin değerlendirmelerde bulunan Varank, şunları söyledi:

"2023’te uzaya fırlatılacak: Türkiye’nin yerli ve milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A’yı üreten arkadaşlarımızı ziyarete geldik. 2023 yılında uzaya fırlatılacak olan kendi geliştirdiğimiz uydumuzun önünde bulunuyoruz. Uzay alanı, ülkelerin büyük yarış ve rekabet içinde oldukları bir alan. Dünyadaki ekonomik ve askeri yarış şu anda uzaya taşınmış durumda.

Milli Uzay Programı: Türkiye olarak, Milli Uzay Programımızla önümüzdeki 10 yılda Türkiye’nin hangi alanlarda kabiliyetler geliştirmesi gerektiğini ilan etmiştik. Uydu geliştirme de önem verdiğimiz alanlardan bir tanesi. Gerek İMECE uydumuz gerekse TÜRKSAT 6A, bu alanda yetişmiş insan kaynağı ve aynı zamanda yeni yetiştirilecek olan insan kaynaklarımız açısından önemli projeler.

36 bin km yükseklikte: TÜRKSAT 6A yerden 36 bin kilometre yükseklikte bir haberleşme uydusu olarak kullanılacak. Bu uyduyu geliştirirken kendi ürettiğimiz yerli ve milli komponentlerin bir listesi var. Uydu çok farklı yapılardan oluşuyor. Biz daha önce kendi uydumuzu test ve entegre etme kabiliyetine sahip bir ülkeydik.
Bütün entegre sistemleri yerli: TURKSAT 6A ile birlikte tepki tekerlerinden, güneş algılayıcı ve yıldızizlere kadar komponentleri, kendi mühendislerimiz ve teknisyenlerimizle birlikte tamamen yerli ve milli olarak gerçekleştirdik ve uydumuzu inşa etmiş olduk.

Teknoloji ihraç eden Türkiye: Uydumuzu 2023 yılında uzaya göndermemiz bize çok iyi kabiliyetler sağlayacak. Türkiye’yi uydu alanında teknoloji ihraç eden, entegre sistemleri dahil olmak üzere uydu satışı yapan bir ülke konumuna getirmek için çabalarımızı sürdüreceğiz."

2023’te yörüngedeki yerini alacak

TÜRKSAT 6A uydusu 2023 yılında yörüngedeki yerini alacak. Türkiye’nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu olacak TURKSAT 6A’da RASAT ve GÖKTÜRK-2 projelerindeki tecrübelerden yararlanıldı. Uydu, 42 derece doğu boylamında yer sabit yörüngeye yerleştirilecek. TÜRKSAT 6A, Türkiye’nin yanı sıra Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Asya kıtasının büyük bir bölümündeki son kullanıcılara hizmet edecek.

Yerli komponentler

TURKSAT 6A’da kullanılan yerli ve milli komponentler şöyle: Uçuş Bilgisayarı, Güç Dağıtım Birimi, Elektrikli İtki Motoru, Yakıt Tankı, Güç İşleme ve Kontrol Birimi, Yakıt Besleme Birimi, Yıldızizler, Güç Düzenleme Birimi, Güneş Algılayıcı, Tepki Tekeri, Kimyasal İtki, Isıl Kontrol, Tepki Tekeri Arayüz Birimleri.

Oğuzhan Halil Özbek - Ali Nargüner
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Seyyar balon satıcısı başına gelen talihsiz olayla ilgili konuştu Eskişehir’de geçtiğimiz ay elinden kaçırması sonucu ağaca takılan onlarca uçan balonunun oluşturduğu ilginç görüntüyle ilgili konuşan seyyar satıcı Eyüp Ketenci, "Yaklaşık 2 bin 500 lira zarara uğradım. Artık balonları elime daha sıkı bağlıyorum" dedi. Ekmek parası kazanmak için gayret gösteren seyyar balon satıcısı Eyüp Ketenci, geçtiğimiz ay kentin en işlek noktalarından olan Porsuk Bulvarı üzerinde kaza eseri elindeki bütün uçan balonları kaçırmıştı. Bunun sonucunda havalanan onlarca balon bölgedeki bir ağaca takılı kalırken, satıcı tüm çabalarına rağmen mallarını geri alamamıştı. İlginç görüntüler oluşturan talihsiz olayla ilgili konuşan Ketenci, balonlarını bir çocuğa satış yaparken elinden kaçırdığını ve yaklaşık 2 bin 500 lira zarara uğradığını söyledi. Balonları havalandıktan sonra büyük bir üzüntü yaşadığını da sözlerine ekleyen emektar vatandaş, artık ürünlerini eline eskisinden sıkı bağlayarak daha tedbirli davrandığını belirtti. "Bir çocuğun eline balonu bağlayacakken benimkiler çekip gitti" Eskişehir’de seyyar olarak balon satarak geçimini sağlayan Eyüp Ketenci, "Bir tane çocuk gelimişti, ona balon verecektim. Sonra ipi onun eline bağlayacakken benim balonlarım çekip gitti. Geri de alamadım, nasıl alacaksın? Uçar gider. Hiç girişimde bile bulunmadım. Ama çok üzüldüm. Aşağı yukarı 2 bin lira zararım oldu. Çevredeki insanlar da ’Yazık olmuş’ deyip geçtiler. Ama olabiliyor yani böyle. O günden sonra balonları daha sıkı, iyice bağlamaya başladım. Şimdi eskisi gibi ipleri bırakmıyorum, koparıyorum ve öyle müşteriye veriyorum" dedi.
İstanbul Eyüpsultan Belediyesi’nden arama kurtarma eğitimi Eyüpsultan Belediyesi Eyüp Sultan Afet Yönetim Birimi (ESAY) Arama Kurtarma eğitmenleri, İSKİ Genel Müdürlüğü çalışanlarına eğitim verdi. Çalışmalar hakkında bilgi alan Eyüpsultan Belediye Başkanı Dr. Mithat Bülent Özmen, “Burada bir hedefimiz var, 2025 Ocak ayına kadar arama kurtarma ekibimiz ESAY’ımız ikinci seviyeye geçerek ikinci yıldızlarını takacak” dedi. Eyüpsultan Belediyesi tarafından, muhtemel deprem ve diğer doğal afetlere karşı hazırlıklı olmak amacıyla kurulan ESAY Arama Kurtarma Birimi katıldığı saha operasyonları dışında AFAD tarafından akredite eğitmen olarak kurum ve STK’ların arama ekiplerine eğitim vermeye devam ediyor. Eyüpsultan Belediye Başkanı Dr. Mithat Bülent Özmen, son olarak İSKİ personeline verilen eğitimleri yerinde izledi. Göktürk’te bulunan Afet Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilen çalışmada, teorik ve saha eğitimlerinden oluşan “Hafif Seviye Arama Kurtarma” ve “Kentsel Arama Kurtarma” eğitimleri verildi. “Hedefimiz ekibimizin ikinci yıldızı takması” Eğitim çalışmasını yakından takip eden ve çalışmalar hakkında bilgi alan Başkan Özmen, Eyüpsultan Belediyesi’nin arama kurtarma istasyonunda yetkin ve profesyonel bir ekiple, yetkin ve profesyonel anlayışla çalıştığı için mutlu olduğunu belirtti. Arama kurtarma çalışmalarının yanı sıra verilen eğitimlerin de önemine dikkat çeken Özmen, “Ekibimiz sadece arama kurtarma çalışması yapmakla kalmıyor, talepte bulunan birçok kurumu, kamu kurumunu da eğitime tabi tutuyor. Bugün de burada İSKİ bulunuyor. Arama kurtarma süreçleri birinci yıldız, ikinci yıldız ve üçüncü yıldız olmak üzere üç seviyeden oluşuyor. Biz birinci yıldızdayız. Burada bir hedefimiz var, 2025 Ocak ayına kadar arama kurtarma ekibimiz ESAY’ımız ikinci seviyeye geçerek ikinci yıldızlarını takacak. Daha sonra da ağır seviye düzeyinde olan üçüncü seviyede akredite olan, o yetkinliğe sahip bir ekibi Eyüpsultan’a kazandırmış olacağız” şeklinde konuştu. “Arkadaşlarımla gurur duyuyorum” Konuşmasında, “Hiç ihtiyacımız olmasın” temennisinde de bulunan Başkan Özmen, “Sadece bir enkazdan birini kurtarmak olarak düşünmeyin. Ani gelişecek bütün olaylarda nasıl tepki vereceklerini, nasıl aksiyon alacaklarını ortaya koyan, bunu öğreten ve çok ağır sınavlardan geçip akredite olunan bir süreçten söz ediyoruz. O yüzden arkadaşlarımla gurur duyuyorum” ifadelerini kullandı.
İzmir Açıldığında protokol camisi olacaktı, 7 yılda tamamlanamadı İzmir Konak’ta bulunan ve yapımına 2017’de başlanılan Nevvar Salih İşgören Ulu Cami’nin inşaatı aradan geçen 7 yılda tamamlanamadı. Ege Bölgesi’nin en büyük protokol camisi olması planlanan ibadethanenin inşaatı uzun süredir yerinde sayarken, bölge esnafı yetkililerin duruma el atarak bir an önce caminin tamamlanmasına destek olmalarını istedi. İzmir’in Konak ilçesi Mersinli bölgesinde 14 bin metrekarelik alanda yer alan Nevvar Salih İşgören Ulu Cami’nin yapımına, Nevvar Salih İşgören Vakfı tarafından 2017 yılında başlandı. 43 metre kubbe genişliğinin yanı sıra 92 metre uzunluğunda 4 minareye sahip, Osmanlı ve modern mimari izlerini taşıyan caminin 2022’de ibadete açılması hedefleniyordu. Ancak Ege Bölgesi’nin en büyük protokol camisi olması planlanan 15 bin kişi kapasiteli camide uzun süre önce inşaat çalışmaları durdu. Yapılan onca masrafın ve milli servetin ziyan olduğunu belirten bölge esnafı, yetkililerin duruma el atarak caminin tamamlanmasına destek olmaları gerektiğini söyledi. “Diyanet İşleri Başkanlığının bir an önce bu camiyi bitirmesini istiyoruz” Kaba inşaatı 2019 yılında tamamlanan camiyle ilgili görüşlerini dile getiren bölge esnaflarından 37 yaşındaki Zeynel Akçam, “Buranın 2017 yılında temeli atıldığında bölge esnafı olarak çok sevinmiştik. Neden çok sevindik; dibimizde bir cami olsun istedik. Burada bize en yakın cami 500 metre ileride. Biz çok uğraştık burası yapılsın 5 vakit namazımızı kılalım orada ama bir türlü nedense tamamlanamadı bu cami. Nevvar Salih İşgören Vakfı’nın projeyi bitirmiş olduğunu öğrendik sonradan. Esnaflar olarak Diyanet İşleri Başkanlığının bir an önce bu camiyi bitirmesini istiyoruz. Müslüman bir ülkede yaşayan vatandaşlar olarak bu camiyi böyle görünce vicdan azabı çekiyoruz. 2020 yılında Diyanet’e ‘bu cami neden tamamlanmıyor’ içerikli dilekçe yazdım, cevap gelmedi. Bölge esnafı olarak bu caminin bir an önce tamamlanmasını istiyorum” dedi. Caminin aynı zamanda bir yaşam alanı olarak tasarlanması, içerisinde sosyal donatı alanları, konferans salonları, kütüphaneler, etüt merkezleri gibi birçok bölümün olması planlanıyordu. 2017 yılında yapımına başlanılan ve 2022 yılında ibadete açılması planlanan Ulu Cami üzerinden geçen 7 yılda tamamlamadı.