Paralel yapı iddialarına ilişkin soruşturmalarda tutuklu bulunan şüpheliler hakkında tahliye kararı veren İstanbul 32. Asliye Ceza Hakimi Mustafa Başer geçtiğimiz hafta tutuklanmıştı. “Darbeye teşebbüs” ve “ silahlı örgüte üye olmak” suçlarından tutuklanan Başer, avukatları aracılığıyla cezaevinden mektup gönderdi.
Tutuklu hakim Başer’in avukatları Celal Sis ve Hacer Yılmaz, Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yaptı.
Müvekkili’nin 1 Mayıs’ta tutuklandığını hatırlatan avukat Celal Sis, 4 Mayıs sabahı tutukluluğa itiraz dilekçesi sunmak üzere Bakırköy Adliyesi’ne gittiklerini aktardı. Sis, yetkili mahkemenin Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi olduğunu öğrenmeleriyle dilekçeyi Kartal Adliyesi’ne götürdüklerini söyledi. İtirazlarının değerlendirilmesini beklerken bu sabah itibariyle Bakırköy 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin itirazlarını değerlendirmeksizin dosyayı Anadolu Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiğini öğrendiklerini söyledi. Avukat Sis, bu nedenlerle dosyanın Bakırköy ağır Ceza Mahkemesi’ne iade edildiğini belirtti.
“DOSYAYA GİZLİLİK KARARI VERİLDİĞİNİ ÖĞRENDİK”
Hakim Başer’in ziyaretine gittiğini belirten Sis, müvekkilinin moralinin üst seviyede olduğunu kaydederken, soruşturma dosyasında gizlilik kararı olduğunu öğrendiklerini kaydetti. Avukat Sis’in açıklamalarının ardından diğer avukat Hacer Yılmaz, hakim Başer’in cezaevinden gönderdiği mektubu basın mensuplarına okudu. Hakim Başer’in gönderdiği mektuptan bazı başlıklar şöyle:
“KİMSEDEN EMİR YA DA TALİMAT ALMADIM”
“Demokrasinin olmazsa olmaz şartı ‘Güçler ayrılığı’ ilkesidir. Güçler ayrılığı ancak yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi ile temin edilebilir. Tamamen usul ve yasaya uygun, dosyalardaki delillere göre oluşan vicdani kanaatime göre verdiğim tahliye kararlarından dolayı tutuklanmış bulunmaktayım. Vicdanım dışında hiç kimseden emir, talimat, görüş almadım, almam. Kendiliğinden yargıç sıfatımla geldiğim halde ‘’Kaçma şüphesi ile ‘’ 27.04.2015 günü nedenlerini bilmeden ve savunmam dahi alınmadan 3 ay süre ile açığa alınmam nedeniyle delillere sirayet etme olasılığım olmadığı halde ‘’delil karartma’’ ihtimali ile beni tutuklayıp suç işlemişlerdir.”
“VERDİĞİ KARARDAN DOLAYI TUTUKLANAN İLK YARGIÇ OLARAK TARİHE GEÇTİM”
“İlkel toplumlar, totaliter sistemler dahil verdiği karardan dolayı tutuklanan ilk yargıç olarak tarihe geçtim. İstanbul 10.Sulh Ceza Hakimliği kararı mahkememe kararlarımı yazdıktan sonra saat 23:00‘da gelmiş bu saat hem zimmet defterinde hem de yaptığım havale saatinde bellidir. Eğer bu karar ben gerekçe yazmadan önce gelseydi ben gerekçemde mahkememden derece olarak daha aşağıda bulunan hakimliğin bu şekilde karar veremeyeceğini, bu şekilde karar vermenin mahkemeye baskı mahiyetinde olduğu ve suç işlendiğini yazar ve suç duyurusunda bulunurdum.”
“FETHULLAH GÜLEN’İ HİÇ GÖRMEDİM”
“Hayatımda Fethullah Gülen’i hiç görmedim, tanışmadım, hiçbir vaazını dinlemedim. Sadece haber kanallarından tanırım.CD çözüm tutanağındaki dua veya vaazının içeriğini sorgu sırasından önce duymadım. Sadece karar verildikten sonra aleyhime yazılan haberlerden bir duadan bahsedildiğini duydum. İçeriğini sorgu sırasında mahkeme başkanının okumasıyla öğrendim. Mahkeme başkanı CD çözüm tutanağını okurken birçok yerinin “anlaşılmadı” diye geçtiğinden tam metinden de hala haberim yok. Bu metinle bana talimat verilmesi ve bu talimat üzerine karar verdiğim savı tamamen soyut bir mülahazadır. İnsanların nasıl dua edeceğine ben karışamam. Bırakın haberim olmadan yapılan duadan talimat almam, birisi doğrudan bana karar için talimat vermeye gelirse hemen tutanak tutarım ve suç duyurusunda bulunurum.”
“AZİZ YILDIRIM’I TAHLİYE EDENLER CÜBBELİDEN TALİMAT MI ALDI?”
“Zamanında tutuklanan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım tahliye olsun diye Cübbeli Ahmet Hoca dua etmişti. Yani şimdi Aziz Yıldırım’ı tahliye eden yargıçlar Cübbeli Ahmet Hoca’dan talimat mı almış oldular. An itibariyle hala HSYK ve sayın başmüfettişin kararları tarafıma tebliğ edilmiş değildir. Ben tüm bu hal ve vaziyete rağmen yalnızca hukuka güvenmeye ve sığınmaya devam edeceğim.”
BAŞAK AKBULUT
