POLİTİKA - 10 Şubat 2022 Perşembe 20:24

Üç ağabeyi Kıbrıs’ta, EOKA terör örgütünce şehit edilen Mustafa Necmi İlhan, TMT hakkındaki söylemleri eleştirdi

A
A
A
Üç ağabeyi Kıbrıs’ta, EOKA terör örgütünce şehit edilen Mustafa Necmi İlhan, TMT hakkındaki söylemleri eleştirdi

Üç kardeşi 1963 yılındaki “Kanlı Noel” olaylarında EOKA terör örgütü tarafından Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’nde şehit edilen Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) hakkındaki mesnetsiz söylemleri eleştirdi.

21 Aralık 1963 tarihi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) için en karanlık günlerden biriydi. EOKA örgütü olarak bilinen Rum çetesi, Kıbrıslı Türkleri adadan silmek ve Enosis ülküsünü gerçekleştirmek için kanlı saldırılarını düzenledi.

Üç ağabeyi Kıbrıs’ta, EOKA terör örgütünce şehit edilen Mustafa Necmi İlhan, TMT hakkındaki söylemleri eleştirdi

O dönemde Kıbrıs’ta bulunan askeri hastanenin yöneticiliğini yapan ve o zaman binbaşı rütbesinde olan, emekli Tabip Tuğgeneral Nihat İlhan’ın küvette kurşuna dizilen üç çocuğu ve eşi, yüzlerce masum sivilin katledildiği bu saldırıların en akılda kalanıydı.

Üç ağabeyi Kıbrıs’ta, EOKA terör örgütünce şehit edilen Mustafa Necmi İlhan, TMT hakkındaki söylemleri eleştirdi

Bu olay tarihe “Kanlı Noel” olarak geçti. Bu olayın mağdurlarından olan Nihat İlhan’ın oğlu Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Türk Mukavemet Teşkilatı hakkında yapılan mesnetsiz açıklamaları İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yorumladı.

Üç ağabeyi Kıbrıs’ta, EOKA terör örgütünce şehit edilen Mustafa Necmi İlhan, TMT hakkındaki söylemleri eleştirdi

“Kıbrıs ile ilgili yorum yaparken, Kıbrıs tarihinin ve Kıbrıs’ta Türklerin varlık mücadelesinin iyi bilinmesi kanısındayım”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kırmızı çizgi olduğunu ve Kıbrıs hakkında yorum yapılacağı zaman tarihinin iyi bilinmesi gerektiğini vurgulayan Mustafa Necmi İlhan, “Kıbrıs’ta eli kanlı EOKA terör örgütü tarafından şehit edilen Murat, Kutsi ve Hakan’ın kardeşi, Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın oğluyum. Kıbrıs ile ilgili yorum yaparken, Kıbrıs tarihinin ve Kıbrıs’ta Türklerin varlık mücadelesinin iyi bilinmesi kanısındayım. Bu nedenle de 10 Şubat 2022 tarihli bu bilgilendirmeyi sizlerle paylaşmayı uygun buldum” dedi.

Üç ağabeyi Kıbrıs’ta, EOKA terör örgütünce şehit edilen Mustafa Necmi İlhan, TMT hakkındaki söylemleri eleştirdi

“Eğer bugün Türk Mukavemet Teşkilatı olmasaydı, Kıbrıs bir Rum adası oldurdu”

Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) hakkında kullanılan asılsız ve mesnetsiz ifadeleri de sert bir dille eleştiren Mustafa Necmi İlhan, üç ağabeyinin Kıbrıs’ta EOKA kanlı terör örgütü tarafından şehit edildiğini hatırlatarak şunları kaydetti:

“1 Ağustos 1571’de tam 80 bin şehit ve 1 yıl süren savaşla Osmanlı tarafından Kıbrıs adası fethedildi ve 450 yıldır adada Türk varlığı söz konusudur ve hala devam etmektedir. 1950’lerin başında ise adayı bir Rum adası yapma fikri ile EOKA kuruldu. EOKA terör örgütü Kıbrıs’ı tamamen bir Rum adası yapma amacıyla eylem planları düzenledi. Bununla birlikte de Kıbrıs’ta 1950’lerin sonu ve özellikle de 60’ların başında soykırım hazırlığı yapıyorlar. Önce küçük şekilde Türklerin taciz edilmesi ile başlayan olaylar daha sonra Türklerin farklı mezalimlere maruz kalması ve her gün şehit haberlerinin gelmesi ile beraber ilerliyordu. Türkler de direniş gösteriyor ama maalesef bu yeterli gelmiyordu. Türkiye Cumhuriyeti Genel Kurmay Başkanlığı tarafından 1958’de Tümgeneral Karabelen’in görevlendirilmesi sonrasında 1 Ağustos 1958’de Türk Mukavemet Teşkilatı yani TMT kuruldu.

Üç ağabeyi Kıbrıs’ta, EOKA terör örgütünce şehit edilen Mustafa Necmi İlhan, TMT hakkındaki söylemleri eleştirdi

Rahmetli Dr. Fazıl Küçük ve rahmetli Rauf Denktaş bu teşkilatın kurucu önderleridir. Nice hayatını kaybetmiş rahmetli Kıbrıs mücahiti de bu teşkilatta görev almış, kurulmasında emek sarf etmiştir. Türk Mukavemet Teşkilatı, Kıbrıs Türklerinin can güvenliğini, namus ve şerefini korumayı amaç edinmişti. Ayrıca Megali İdea denen, adayı Rum adası yapmak için yapılacak saldırı ve soykırıma karşı çıkmak ve anavatan ile bağları sağlamak konusunda da Türk Mukavemet Teşkilatı görev yapıyordu. Hedef olarak ilk başlangıçta Ankara’da, Antalya’da farklı eğitim kamplarının kurulması ve burada 5 bin kadar mücahitin eğitilmesi ve silahlandırılması amacı belirlenmişti. Bu mücadele kapsamında eğitilen mücahitler Kıbrıs’ta farklı yerlerde direnç gösteriyor, Kıbrıs’taki EOKA’cı katillere örgütlü bir direniş ile karşı duruyorlardı. Bu direniş sırasında da hepimizin iyi bildiği, özellikle 23 Aralık 1963’te başlayan Rumların daha ağır saldırıları sonucunda 500’e yakın Kıbrıs Türkü şehit edildi. Bunun yanında da pek çok kişi yaralandı ve gazi oldu.

Üç ağabeyi Kıbrıs’ta, EOKA terör örgütünce şehit edilen Mustafa Necmi İlhan, TMT hakkındaki söylemleri eleştirdi

20 Temmuz 1974’e kadar katil sürüsü EOKA’nın soykırım saldırılarına kahramanca göğüs geren Türk Mukavemet Teşkilatı 1 Ağustos 1976’da da Kıbrıs Türk Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’na dönüştürüldü ve çalışmalarına devam ediyor. Bu arada Kıbrıs’ta binlerce şehidimizi, gazilerimizi, Türklere yapılan soykırımı yok sayarak, tarihi bilmeden Kıbrıs hakkında konuşmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Bizatihi 3 ağabeyini şehit vermiş bir insan olarak bunu söylemek istiyorum. Türk Mukavemet Teşkilatı, Kıbrıs Türkünün izzet ve şerefi için mücadele eden bir milli mücadele ruhudur.

Üç ağabeyi Kıbrıs’ta, EOKA terör örgütünce şehit edilen Mustafa Necmi İlhan, TMT hakkındaki söylemleri eleştirdi

Türk Mukavemet Teşkilatı, Kıbrıs’ta Türklerin destansı direnişinin bir simgesidir. Eğer bugün Türk Mukavemet Teşkilatı olmasaydı, Kıbrıs bir Rum adası olurdu. Rahmetli babam Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın söylediklerinden sizlerle paylaşmam gerekirse eğer Türk Mukavemet Teşkilatı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin desteği olmasaydı Kıbrıs’ta bugün Türk varlığından bahsetmek mümkün olmazdı. Bu nedenle bilinmelidir ki Kıbrıs’ta Türklerin Kuvay-ı Milliye’si Türk Mukavemet Teşkilatıdır."

Utku Şimşek
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Üniversitesi öğrencilerine, Coşkunöz Eğitim Vakfı’ndan destek Coşkunöz Eğitim Vakfı, geleceğin en önemli teknolojileri arasında yer alan ve otomotivden medikale, makine takımından savunma ve havacılığa kadar pek çok sektörde kullanılan katmanlı üretim alanında nitelikli iş gücünü desteklemek için yeni bir çalışmayı hayata geçiriyor. Bursa Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği öğrencilerinin son sınıf seçmeli derslerinden Eklemeli İmalat Yöntemleri dersinin uygulamaları, Coşkunöz Eğitim Vakfı eğitmenleri tarafından, Vakfın Katmanlı Üretim Eğitim ve Deneyim Merkezi’nde veriliyor. Ülkemizin istihdam sorununun çözümünde sanayi-üniversite iş birliğinin önemine inanan Coşkunöz Eğitim Vakfı, bu alandaki çalışmalarına bir yenisini ekledi. Mesleki eğitim programları, burslar, yenilikçi eğitim modelleri ve sosyal sorumluluk projeleri ile iş dünyası ve sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücü ve ara eleman yetiştirilmesine destek olan Vakıf, Bursa Uludağ Üniversitesi ile Makine Mühendisliği bölümü öğrencilerinin eğitimlerine destek olmak üzere yeni bir iş birliği yaptı. Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünün son sınıf seçmeli derslerinden Eklemeli İmalat Yöntemleri dersini seçen öğrenciler, dersin 14 haftalık teorik eğitim planına ilave olarak 4 haftasını Coşkunöz Eğitim Vakfı’nın Katmanlı Üretim Eğitim ve Deneyim Merkezi (KÜME)’nde, vakfın deneyimli eğitmenlerinden alıyor. 8 Mayıs’ta başlayan uygulama kapsamında bu dersi seçen 23 makine mühendisliği öğrencisi, son teknoloji ürünlerle donatılmış KÜME’de verilen Eklemeli İmalat Yöntemleri dersinde 4 hafta boyunca polimer malzemeler için tasarım, metal malzemeler için tasarım, halef işlemler ve güvenlik konularını vakfın deneyimli eğitmenlerinden dinleme olanağı bulacak. Öğrencilere makine kullanımları ve malzemeler hakkında bilgiler verecek olan eğitmenler sektörde eklemeli imalatın nasıl kullanıldığını anlatacak ve bu alandaki örnek çalışmaları paylaşacak. Coşkunöz Eğitim Vakfı (CEV), 1988 yılından bu yana Türkiye’nin ve üretim sektörünün istihdam sorununun çözümüne katkıda bulunmak üzere düzenlediği meslek edindirme kurslarıyla iş dünyası ve sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücü ve ara eleman yetiştirilmesine katkıda bulunuyor. 36 yılda eğitimleriyle 37 bin bireye dokunan Coşkunöz Eğitim Vakfı (CEV), burs programıyla sağladığı eğitim desteğinin yanı sıra uygulamalı eğitim programları ve yenilikçi eğitim modelleriyle de istihdama katkı sağlıyor. CEV’in 2022 yılında sanayinin ihtiyaç duyacağı üç boyutlu yazıcı kullanabilen, katmanlı üretim mantığıyla düşünebilen nitelikli iş gücüne katkı sağlamak amacıyla açtığı Katmanlı Üretim Eğitim ve Deneyim Merkezi (KÜME), Türkiye’nin hem eğitim hem de deneyim imkânı sunan ilk ve tek merkezi olma özelliğini taşıyor. KÜME’de üniversiteler, özel kuruluşlar ve uluslararası ortakların iş birliğiyle 3D yazıcı teknolojileri, 3D operatör programı, mühendislik programı, eğitici eğitimleri, Ar-Ge projeleri, üretim ve prototip çalışmaları, istihdam ve staj faaliyetleri hayata geçiriliyor.
Kars Anne ördek ve yavruları DKMP’ye teslim edildi Kars’ta atletizm pisti sulama bölümünde yavrulayan yaban ördeği Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğüne (DKMP) teslim edildi. Kars’ta atletizm pisti sulama bölümünde yavrulayan yaban ördeği, yavrularıyla birlikte futbol sahasına çıktı. Görevlileri peşinden koşturan anne ve 10 yavru ördek daha sonra atletizm pisti salonuna girdi. O anlar kameralarla kaydedildi. Kars Atletizm Pisti sulama bölümünde 4 yıldır kuluçkaya yatan ve burada yavrulayan yaban ördeği, buradaki görevlileri gözdesi oldu. Yavruları ile birlikte spor sahasında dolaşan ördek, çalışanların uzun uğraşları sonucu yakalanarak muhafaza altına alındı. Yaban ördeğinin 4 yıldır Atletizm Pisti’nde yavruladığını ifade eden görevli, “Her sene burada yavru yapıyor. Bundan 4’üncü sezondur yavruluyorlar. Doğa Korumayı çağırıp veriyoruz. Vermezsek dışarı gidiyor. Diğer hayvanlar parçalamasın, yemesin diye Doğa Korumayı çağırıyoruz, teslim ediyoruz” dedi. Doğa Koruma ve Milli Parkalar (DKMP) Kars İl Şube Müdürlüğünü arayan görevliler, anne ve yavru ördekleri atletizm pistinde muhafaza altına aldıklarını bildirdi. Atletizm pistine gelen DKMP ekipleri, önce yavruları tek tek güvenli bir şekilde alarak yanlarında getirdikleri kutuya koydu. Anne ördeği de kutuya koyan görevliler, yaban ördeği ve yavrularını doğal ortamlarına bırakmak üzere bölgeden ayrıldı.
Iğdır Iğdır’da yumurtadan çıkan yavru leylekler büyümeye başladı Iğdır’da yumurtadan çıkarak büyümeye başlayan yavru leylekler havadan görüntülendi. Sahip olduğu coğrafi konumu ve iklim şartlarından dolayı "Doğunun Çukurova’sı" olarak bilinen Iğdır, ürün çeşitliliği yanında birçok kuş türüne de ev sahipliği yapıyor. Şehrin simgesi olan leylekleri ile de bilinen ve dört mevsim leyleklere ev sahipliği yapan şehirde yavru leylekler de büyümeye başladı. Birçok leylek yuvasının bulunduğu Melekli kasabasında yavrularını büyüten leylek ve yavruları yuvalarında havadan görüntülendi. Leyleklerin Iğdırlılar için önemli olduğunu söyleyen Doğukan Türkeli; “Leylekler bizim burada yöremizde biraz daha kutsal sayılır. Yazın geldiğini bize bildiriyor, yazın geldiğini bize bildirirken bununla birlikte bereket geldiğini de bize bildiriyor. Leyleklerle ilgili şöyle diyebilirim leylekler ağustos ve temmuz ayının sıcağında güneşin altında kalabiliyorlar. Sıcağa dayanıklı hayvanlardır. Bizim Melekli kasabasında her evin çatısında her elektrik direğinin tepesinde yüksek kesimlerde yüksek binalarda leylek yuvaları ile karşılaşmak mümkündür. Leylekler mart ayının ikinci haftasında memleketimize gelmektedir. Mart ayının ikinci haftasında kuluçka dönemine girmektedirler. Yavrularını tarlada yakaladıkları kabuklu böceklerle sürüngenler ve küçük kemirgen hayvanlarla besliyorlar” dedi.