TEKNOLOJİ - 20 Mayıs 2016 Cuma 09:52

Uçak modunu kullanmak için 3 neden

A
A
A
Uçak modunu kullanmak için 3 neden

Telefonunuzdaki uçak modu, sadece uçakta işe yaramıyor. Whatsapp'ta mesajları okuduğunuzun anlaşılmaması için bile Uçak Modu hayat kurtarıcı olabiliyor! İşte uçak modunun faydaları...

Telefonlarımızdaki uçak modu, ondan çıkan sinyallerin uçağın teknik bileşenlerinin kafasını karıştırmamak için tüm bağlantıları devre dışı bırakıyor. Böyle bir riskin çok düşük olduğu artık biliniyor; ancak uçak modunun başka zamanlarda da faydası var. İşte uçak modunu uçak dışında kullanabileceğiniz 3 durum.

1. Karşı tarafa mesajları okuduğunuzu göstermemek

Facebook Messenger, WhatsApp, Snapchat gibi uygulamalar, size gelen mesajları okuduğunuzu karşı tarafa bildiriyorlar. Bazıları bu işlevi devre dışı bırakmanıza izin veriyor, ancak bu durumda gönderdiğiniz mesajların okunup okunmadığı size gösterilmiyor.

Herhangi bir mesajı okumadan önce uçak modunu açtığınızda ise alıcının bundan haberi olmuyor. Bu yöntem her uygulama için geçerli olmayabilir, ancak WhatsApp, SnapChat ve birçok uygulamada işe yaradığı biliniyor. Uçak modundan çıktığınızda okundu bilgisi muhtemelen gönderiliyor, ancak en azından yazacağınız cevabı düşünecek birkaç dakika kazanmış oluyorsunuz.

2. Ağ sorunlarını giderme

Pilden tasarruf ve sinemada sizi kimsenin rahatsız etmemesi gibi işlevlerinin yanında uçak modununun bir yeteneği daha var. Ağ sorunları, uçak modunu açıp kapadığınızda ortadan kalkabiliyor; yani uçak modunu yeniden başlatma gibi kullanmanız mümkün.

Belki tüm ağ sorunlarını sihirli biçimde çözmeyeceksiniz, ancak ister mobil olsun ister Wi-Fi, bağlantı sorunu yaşadığınızda uçak modunu açıp kapatmayı deneyin.

Uçak modunu kullanmak için 3 neden

3. Çocuk dostu telefon

Çocuklarınızın telefonunuzu kullanarak karanlık web sitelerinde dolaşmasından endişe ediyor, mağazadan bir şeyler satın almasını engellemek istiyorsanız, uçak modu işinize yarayacak. Yani telefonunuzu onu karıştırmak için can atan çocuğunuza veya bir tanıdığınızın çocuğuna uzatmadan önce uçak modunu etkinleştirebilirsiniz. Uçak modu tabi ki aşılmaz bir engel değil; çocuğunuz aklı erecek kadar büyüdüyse uçak modunu kapatıp tekrar internete girebilir. Ancak ebeveyn denetimleriyle uğraşmak istemiyorsanız, bu hızlı yöntemi kullanmayı tercih edebilirsiniz.

Kaynak: Hürriyet

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Her 3 bin bebekten birinde görülen ’kistik fibrozis’te erken tanı hayat kurtarıyor Türkiye’de 3 bin bebekten birinde görülen kistik fibrozis hastalığı, topuk taramaları ve ter testiyle erken teşhis ediliyor. Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Arslan, kistik fibrozis hastalığının erken teşhis edilmesinin insanın yaşam kalitesini artırdığını ve yaşam sürecini uzattığını söyledi. Genetik bir hastalık olan kistik fibrozis, ülkemizde yeni doğan her 3 bebekten birinde görülüyor. Bebeklerin doğumuyla birlikte ön tanı için 2015 yılından itibaren yapılmaya başlanan topuk taraması ile erken teşhis sağlanıyor. Erken teşhisin ardından uygulanan ter testiyle de hastalığın tespiti yapılıyor. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanmaya başlanan ter testi de deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlara kolaylık sağlamaya başladı. Hastanede görevli Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Hüseyin Arslan, hastalığın tanı süreci hakkında ve sonrasındaki tedavi süreci hakkında bilgi verdi. "Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir" Kistik fibrozun genetik geçişli bir hastalık olduğunu ve bulaşıcı bir hastalık olmadığını ifade eden Arslan, "Burada çocuk göğüs hastalıkların dan biri olan kistik fibroz için ter çalışması yapıyoruz. Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu geni taşıyan anne ve babanın çocuklarında meydana geliyor. Türk toplumunun da 3 bin kişiden birinde görülebiliyor. Ülkemizdeki mutosyonlar Avrupa’daki görülen mutasyonlardan farklı görülüyor. Kistik fibrozis de ter ve senkrasoyonlarla ilgili bir sorun oluşuyor ve buna bağlı olarak akciğerde ki balgamların yumuşatılıp atılması, pankreasta senkrosyonlar etkileniyor. Buna bağlı olarak sık tekrarlanan akciğer enfeksiyonları, beslenme bozukluğu, yağlı dışkılama, pis koku ishal, gelişme geriliği, sık sinüzitler nedeniyle hastalar çeşitli sıkıntı yaşamakta ve ilerleyen zamanda hayatını kaybediyordu dedi. "Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz" Ülkemizde 2015 yılından itibaren uygulanmaya başlanan topuk testiyle hastalığın erken teşhis edilmeye başlandığına dikkat çeken Dr. Arslan, “2015 yılından itibaren ülkemizde bu hastalık taranıyor. Bebekler doğduğunda topuk taramasında riskli görülen hastalar tarafımıza yönlendiriliyor. Burada ter testi yaparak bu hastalığın tanısını koyuyoruz. Erken tedavi ile daha iyi yaşam kalitesi sağlamaya yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ter testi için hastaları 1 gün öncesinden hazırlıyoruz çünkü hastalardan ter toplamamız gerekiyor. 1 gün öncesinden banyo yapıp, iyi besleniyorlar. Yaklaşık yarım saatlik bir süreç içerisinde de ter toplanıyor sonrasında da ölçüm cihazında teri ölçüyoruz. Toplamda 1 saat içerisinde ter testinin sonucunu elde etmiş oluyoruz. Erken yaşta gözlemlenmeye başlıyor. Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz. Hastalar erken tanıyla daha uzun yaşam ömre sahip oluyor. Normal bir birey gibi yaşayabiliyorlar. Bu tedavi süreci hastalar için ömür boyu devam ediyor. Bazı ilaçları ve fizik tedavi uygulamalarını sürekli yapmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.