SPOR - 14 Haziran 2013 Cuma 14:59

UEFA: Türk medyası yanıltıcı haber yapıyor

A
A
A
UEFA: Türk medyası yanıltıcı haber yapıyor

UEFA, şike soruşturması kapsamında UEFA Disiplin Kurulu'nun Fenerbahçe ve Beşiktaş hakkında vereceği kararlarla ilgili olarak Türk medyasında yanıltıcı haberlerin yer aldığını açıkladı.

UEFA, şike soruşturması kapsamında UEFA Disiplin Kurulu'nun Fenerbahçe ve Beşiktaş hakkında vereceği kararlarla ilgili olarak Türk medyasında yanıltıcı haberlerin yer aldığını açıkladı.

UEFA'nın resmi internet sitesinde yapılan açıklamada, "UEFA, disiplin konularıyla ilgili olarak Türkiye Futbol Federasyonu'nun talebi üzerine dün TFF temsilcileriyle Nyon'da bir toplantı yapmıştır. UEFA Disiplin Kurulları bağımsızdır. Disiplin Kurulu'nun vereceği kararların, prosedür gereği UEFA yönetimi tarafından tahmin edilmesi mümkün değildir. UEFA Disiplin organları UEFA Disiplin Yönetmeliği'ne göre karar verecektir. Türk medyasında, alınacak kararlarla ilgili bazı yanıltıcı haberler yer almıştır" denildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat 38 yıllık meslek aşkı, baba evini kütüphaneye çevirtti İstanbul’da 38 yıl kütüphanecilik mesleğini yaptıktan sonra emekli olan ve memleketi Yozgat’a baba evine dönen Selahattin Öztürk, meslek hayatı boyunca biriktirdiği kitap ve dergilerle evini kütüphaneye çevirdi. İstanbul’da 38 yıl boyunca süren kütüphanecilik mesleğinden bir süre önce emekli olan Selahattin Öztürk (60), doğup büyüdüğü memleketi Yozgat’ın Fatih Mahallesi’ndeki baba ocağına geri döndü. 1982-86 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik Bölümünden mezun olduktan sonra aktif meslek hayatına başlayan Öztürk, ilk görev yeri olan TDV İslam Araştırmaları Merkezi Kütüphanesinde 25 yıl boyunca kütüphanecilik hizmetini sürdürdü. Daha sonra eserlerin dijital ortama aktarılması projelerinde proje sorumlusu olarak çalışan ardından 2017 yılında İstanbul Zeytinburnu Belediyesi Millet Kıraathanelerinde 7 yıl kütüphanede görev yapan Öztürk, 2023 yılının Eylül ayında memleketi Yozgat’taki baba evine dönüş yaptı. Hayatını kitaplara adayan ve 38 yıl boyunca biriktirdiği binlerce kitap ve dergi ile baba ocağına dönen Öztürk, evinin bir bölümünü kütüphaneye dönüştürmeye karar verdi. 18 ila 20 bin arasında kitap ve dergiden oluşan kütüphanesine gözü gibi bakan Öztürk, kütüphanesini vatandaşların istifadesine sunmak ve toplumda okuma alışkanlığını yaygınlaştırmak için harekete geçti. Emekli olduktan sonra baba ocağında dijital arşivini kullanarak çalışmalarını sürdüren Öztürk, kitap ve dergilerinin vatandaşın hizmetine sunulabilmesi için daimi bir yere ihtiyacı olduğunu ve bu yönde çalışmalarının sürdüğünü de söyledi. Emekli olmasına rağmen kitaplarla gönül bağını koparmayan Öztürk, kütüphanedeki kitap ve dergilerin sayısını da artırmaya devam ediyor. Kütüphanesinde 20 bine yakın kitap ve dergi bulunuyor Kütüphanesinin zengin içerikli kaynaklardan oluştuğunu ve 20 bine yakın eserin bulunduğunu belirten Öztürk, "1982-86 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik Bölümünü okudum. Bölümün son sınıfında da aktif meslek hayatıma başladım. İlk görev yerim TDV İslam Araştırmaları Merkezi Kütüphanesi oldu ve burada 25 yıl kütüphanecilik hizmeti yaptıktan sonra emekli oldum. Daha sonra sayısallaştırma kavramıyla birlikte ülkemizde başlayan bir yapı içerisinde firma koordinatörü olarak binlerce cilt eserin dijital ortama aktarılması projelerinde proje sorumlusu olarak çalıştım. 2017 yılında da Zeytinburnu Belediyesi Millet Kıraathaneleri koordinatörlüğüne başladım, 7 yıl gibi bir süre burada kütüphanede çalıştıktan sonra Yozgat’a baba ocağına dönüş kararı aldım. Baba ocağıma getirdiğim kütüphanemde 8 ila 10 bin arasında değişen kitap, 8 bin farklı dergi var. Koleksiyonumda toplamda 18-20 bin arası kitap ve dergi bulunuyor ve bunlar hemşerilerimizin hizmetine sunulacak" dedi. "Kitabı sevmeyen kişinin bu mesleği yapması mümkün değil" Kitap sevgisinin mesleği ile olan ilişkisinden bahseden Öztürk, "Kütüphanecilik mesleğini yerine getirdiğim için kitabı sevmeyen kişinin bu mesleği yapması pek doğru olmuyor. Mesleğe başladığım günden beri hatta fakültenin son sınıfında Osmanlıca kitaplarıyla başlayan bir birikim. Kütüphanelere kitap alırken kendimize de aldığımı yayınlar ve bir kısmı da yayıncılardan gelen bağışlarla oluşan bir koleksiyon. Kitap sevgisi bende meslekle de bütünleşik bir şekilde yürüdü. Makale ve kitap çalışmalarım da olduğu için bir kısım eserler akademik çalışmaya zemin hazırlayacak kaynak eserlerden oluşmakta. Onun dışında epeyce bir kısmı da herkesin okuyabileceği türden araştırma, inceleme, roman, öykü, şiir kitaplarından oluşuyor" ifadelerine yer verdi. "Vatandaşların kitaplardan istifade edebileceği daimi bir yere ihtiyaç var" Kitaplarını Yozgatlı vatandaşların kullanımına açmak istediğini ve bunun için de daimi bir yere ihtiyacının olduğunu söyleyen Öztürk, "Burası babamdan kalan bir ev kütüphanesi ama burayı merkezde bir yerde herkesin kolayca ulaşabileceği ve 24 saat hizmet verebilecek bir yapıda yer arayışımız devam ediyor. Yozgat’a yeni bir il halk kütüphanesi yapılmakta, o bina içerisinde bakanlığımızla yapılan görüşmelerde bir yer tahsis edilirse orada, yoksa belediye başkanımızla yapacağımız görüşmelerde semt konaklarının bir tanesinde yer talebim olacak. Uygun görülürse bu eserlerin yarıya yakını orada hizmete sunulacak" şeklinde konuştu.
Mersin İlk görüşte aşkla başladı: Sibiryalı geline Türk usulü düğün Mersinli İlyas Can Kil, iş gezisi için gittiği Maldivler’de Sibiryalı Mariia Sadnova ile tanışıp 5 dakikalık görüşme sonrasında arkadaş oldu. İlk görüşte aşık olan çiftin düğünü Mersin’de Türk gelenekleriyle yapıldı. Geçtiğimiz yıl Mart ayında iş gezisi için gittiği Maldivler’de Sibiryalı Mariia Sadnova ile tanışan İlyas Can Kil, 5 dakikalık görüşme sonrasında bir birilerine aşık oldu. Türkiye’ye dönen Kil,Sadnova ile görüşmeyi sürdürdü. Bir süre sonra Mariia’yı Mersin’de davet eden ailesiyle tanıştıran Kil, kız arkadaşına ikinci gelişte evlenme teklif etti. Yaklaşık 10 bin kilometrelik mesafe nedeniyle Mariia’nın ailesi başta karşı çıktı ancak aileyi tanıdıktan sonra evliliğe razı oldu. Türkiye’ye hayran kalıp yerleşmeye karar veren Mariia, Türk usulü düğünle evlendi. Kınası yakılan, testi kıran Mariia, Mersin Erdemli’de açık havada yapılan düğünle mesafeleri tanımayarak aşkıyla evlendi. Mersin’in Maldivleri Ayaş bölgesindeki tarihi mekanları gezip, deniz kenarında vakit geçiren Mariia, mutluluğunu dile getirdi. "Aşkın gücü 10 bin kilometreyi aştı ve buraya kadar geldi" Eşiyle 5 dakika tanışma fırsatı olduğunu anlatan damat İlyas Can Kil," Bugün o 5 dakikalık tanışma Fırsatı Mersin Erdemli’ye kadar uzandı.10 bin kilometre uzaklıktaki eşim Mariia’nın artık bir Mersinli eşi var. Aşkın gücü 10 bin kilometreyi aştı ve buraya kadar geldi"dedi. Tanıştıktan sonra ara ara görüşmelerinin devam ettiğini aktaran Kil ”Ne zaman Türkiye’ye gelebilirsin dedim. Mayıs ayında 5 günlüğüne geldi. Buraları gezdik. Ailemle tanıştırdım, Türk kültürünü göstermeye çalıştım. İkinci kez geldiğinde evlilik teklifi ettim. Kendisi de kabul etti ve Türkiye’ye yerleşme kararı aldı. Nikahımız yaptık, çok güzel zaman geçirdik. Kendisi Türkiye’yi çok beğendi. Türkçe öğrenmeye karar verdi”diye konuştu. "Sibiryalı eşime Yörük kültürünü tanıtmaya çalışıyorum" Kendisinin Mersin Erdemli Ayaş Mahallesi’nden olduğuna dikkat çeken Kil,”Yıllardır yurt dışına gidip geldiğim için olabildiğince buraları insanlara göstermeye çalışıyorum. Bir gün Türk kültürünü, Yörük kültürünü eşime tanıtacağım hiç aklıma gelmezdi. Şuanda Sibiryalı eşime Yörük kültürünü tanıtmaya çalışıyorum. Olabildiğince öğreniyor ve gün geçtikçe seviyor. 10 bin kilometre uzaktan benim ve hayatımız için her şeyi bıraktı buralara geldi"ifadelerini kullandı. Kendi ailesinin turizmi olduğu için evlilik düşüncelerini yadırgamadığına değinen Kil ,” Ama Maria’nın ailesi ilk başta kabul etmedi. Yeni tanıştığı birisi için 10 bin kilometre yol yaparak Mersin’e gelmek garip geldi bir kız annesi olarak. Tanışıp konuştuktan sonra biz Petersburga gittik orada buluştuk herşey yoluna girdi" diyerek yaşananları özetledi. Eşi için Türkiye’ye geldiğini belirten Maria ise “Gelince anladım ki Türkiye çok güzel. İnsanlar, hava herşey güzel. Ben Can için Sibirya’dan Erdemli’ye geldim. Şimdi birlikte çok mutluyuz"diyerek duygularını dile getirdi.