SAĞLIK - 22 Kasım 2014 Cumartesi 15:20

Utancınız öldürebilir!

A
A
A
Utancınız öldürebilir!

9. Bölge Eskişehir-Bilecik Eczacılar Odası Başkanı, cinsel gücü arttırıcı ilaçları eczaneler yerine çoğunlukla utandıkları için internet üzerinden alan vatandaşların, ölümle sonuçlanabilecek durumlarla karşı karşıya olduğunu söyledi.

Son yıllarda satışlarında artış gösteren cinsel gücü arttırıcı ilaçlar vatandaşlar tarafından çoğunlukla sanal ortamdan alınıyor. Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı olan ilaçları eczanelerden almaktan utanan vatandaşlar, kimsenin görmediği ve hangi koşullarda yapıldığının bilinmediği genellikle internet üzerinden satış yapılan ilaçları tercih ediyor. Bu tür ilaçlardan kullanan vatandaşlar ölümle burun buruna geliyor. Türkiye’de bu tür ilacı kullandıktan sonra hayatını kaybeden vatandaşlarda olmasına rağmen, konudan henüz ders çıkartılmış değil. Değişiklik kampanyalar düzenleyerek vatandaşın sağlığını hiçe sayan bu tür ilaçların önüne ne yazık ki geçilemiyor.

ECZANELER YERİNE İNTERNETTEN SATIŞ TERCİH EDİLİYOR

Konuyla ilgili konuşan 9. Bölge Eskişehir-Bilecik Eczacılar Odası Başkanı Yücel Yenilmez, vatandaşların utandıkları için eczaneler yerine internet üzerinden cinsel gücü arttırıcı ilaçları tercih ettiklerini söyledi. Bu durumu, genellikle utanmaktan kaynaklandığını belirten ve Bakanlık onayı ilaç yerine internet üzerinden bilinmeyen ilaçları alarak kullanmaları sonrasında ölümlerin yaşanabileceğine dikkat çeken Yenilmez, konuyla ilgili konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"CİNSEL GÜCÜ ARTTIRICI İLAÇ İŞİ HALA ÜLKEMİZDE TABU"

“Vatandaşın cinsel gücü arttırıcı ilaçları eczanelerden alamaması durumunu bir türlü kıramadık. Cinsel gücü arttırıcı ilaç işi halen bir tabu bu ülkede. İnsanlar o ilacı eczanelerden aldığından onlara gülüneceğini ya da onlarla ilgili farklı şeyleri düşüneceğimizi düşünüyorlar. Ama biz sağlıkçıyız. Vatandaş o ilacı aldığında ne yapacakmış gibi bir mantıkla düşünmeyiz. İhtiyacı var ki, almıştır diye düşünürüz. Hasta mahremiyeti bizde her şeyden öncedir. Onun o ilacı aldığını ne kimse bilir, ne de duyar. Vatandaşlarımız ne zaman cinsel gücü arttırıcı ilacı eczaneden almanın ayıp olmadığını öğretebildiğimiz gün, aslında çağ atlamış oluruz. Vatandaşları ilaç konusunda bilgilendirmede daha rahat bir konuma geliriz. Başkaları onu belki bir zevk meselesi olarak görürken, biz bu işi ilaç ve sağlık meselesi olarak görüyoruz. Onun için internetten aldığınız hiçbir ürünün garantisi yok. Nerede üretildiği, içinde ne olduğu bilgisi yok. Güzel vakit geçireyim derken, ölümle sonuçlanabilecek bir faciaya döndürülebilir.”

“İSTANBUL’DA BAZI ÖZEL HASTANELERDE KAÇAK İLAÇ ÇIKABİLİR

Kaçak ilaç konusuna da değinen Yenilmez, İstanbul’da bazı özel hastanelerde kontrol yapılırsa kaçak ilaçların çıkabileceğini iddia etti. Türkiye’de eczanelerde kaçak ilacın satılamayacağını vurgulayan Yenilmez, “Eczanelerde kaçak ilaç olmaz. Türkiye’ye kaçak ilaç sokanlarda ilaçlarını eczanelerde satamaz. İlaçların kutularının üzerinde ayrı bir numara var. Her kutunun üzerindeki numara bakanlıkta kayıtlıdır. Üretiliyor, depoya aktarılıyor bakanlığa bilgisi veriliyor. Depo eczaneye aktarıyor, Bakanlığa bilgi veriyor. Biz de hastaya verirken Bakanlığa bilgi veriyoruz. İlacın üretiminden satışına kadar nerede olduğu belli. Kaçak ilacı bizim eczanelerde satmamız yüzde sıfır ihtimal. Eğer kaçak varsa da merdiven altında satışı yapılıyordur. Bundan dolayı vatandaşlara ’İnternetten veya başka bir yerden ilaç almayın, ilacın en doğru yeri eczanelerdir’ diyerek uyarılarda bulunuyoruz. Onun için ben Türkiye’ye kaçak ilaç geldiğine inanmıyorum. Ama Türkiye’den yurt dışına giden kaçak ilaçlar var. Satılıyormuş gibi gösterilip, spotçular aracılığıyla yurt dışına götürülen ilaçlar var. Bunun önüne geçmek içinde Emniyet Müdürlükleri ile Sosyal Güvenlik Kurumu devamlı operasyonlar yapıyor. İlaç takip işi artık Türkiye’de oturmuş bir iş. İlaç takip sistemi dünyada ilk defa Türkiye’de başladı. Artık yavaş yavaş başka ülkelerde bizi örnek almaya başladılar. İlacın kaçaklığı ve sahteliği ile ilgili olarak eczanelerden alınan ilaçların hiçbir riski yok. Zaman zaman televizyonlarda sahte ilaçların yakalandığıyla ilgili haberler çıkıyor. Bunun sebebi özellikle özel hastanelerin kanser ilaçlarını satıyor olmalarından kaynaklanıyor. Onlarda takip sistemi yok. Eğer doğru dürüst kontrol edilmezse, özellikle İstanbul’da bulunan bazı özel hastanelerde ilaç verildiği ortaya çıkabilir diye düşünüyorum. Ne sahte ne de kaçak bir ilacı hiç kimse eczaneye sokmaya cesaret edemez. Zaten satışı da yapılamaz” diye konuştu.

AYDIN SARIOĞLU-SELİM KUŞCU

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir sanata doyacak İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmirli sanatseverlere mayıs ayında yine renkli bir sanat programı sunuyor. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi (AASSM) yazı müjdeleyen ay içinde birbirinden güzel konser ve sergilere ev sahipliği yapacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’na özel konserlerin de yer aldığı programıyla mayıs ayında sanatseverlere dolu bir program hazırladı. İlk olarak Borusan Quartet (Esen Kıvrak “Keman”, Nilay Sancar “Keman”, Efdal Altun “Viyola”, Nil Kocamangil “Viyolonsel”) 2023-2024 sezonu İzmir programının dördüncü ve son konserini, 2 Mayıs Perşembe günü “Oda Müziğinde Alman Romantizmi” adıyla saat 20.00’de verecek. Işın Karaca 65 kişilik senfoni orkestrasıyla sahnede Türkiye’nin önemli vokallerinden Işın Karaca, herkesin kalbinde yer edinmiş parçalarını senfonik formatta dinleyicisiyle buluşturuyor. 4 Mayıs Cumartesi günü yapılacak konser, aranjmanların Can Yapıcıoğlu tarafından titizlikle yapıldığı The Best in Symphonic albümünün ilk konseri. Bu tarihi gecede Işın Karaca şarkılarını 65 kişilik senfoni orkestrasıyla söyleyecek. Barok Türküleri AASSM’de Arya Su Gülenç Piyano Resitali 7 Mayıs Salı günü saat 20.00`de yapılacak. Altı yaşında piyano eğitimine başlayan Arya Su Gülenç uluslararası piyano yarışmalarında birincilik kazandı. 9 Mayıs’ta saat 20.00’de ise Joanna Goodale (piyano), Sokratis Sinopoulos (kemençe) ve Derya Türkan’ın (kemençe) katılımıyla Barok Türküleri konseri var. Resitaller geçidi Ümit İşgörür (Çello) ve Özgür Aydın’ı (Piyano) dinleme fırsatı bulacağımız Çello Piyano Resitali, 14 Mayıs Salı günü saat 20.00`de gerçekleştirilecek. 15 Mayıs’ta ise AASSM, İlkhan Aydoğmuş Kontrbas Resitali’ne ev sahipliği yapacak. Gençler Sahne Sizin 14 Mayıs’ta Leyla Gencer’i Anma Konseri, 19 Mayıs’ta Gençler Sahne Sizin Etkinliği, 20-26 Mayıs’ta İzmir Uluslararası Çoksesli Korolar Festivali, 27 Mayıs’ta İzmir Işılay Saygın Güzel Sanatlar Lisesi Konseri, 28 Mayıs’ta Ümran Baradan Güzel Sanatlar Lisesi Konseri, 29 Mayıs’ta TPKD İzmir Korolar Konseri yapılacak. 15 Mayıs’ta Olten Filarmoni Orkestrası konseri dinleyicilerle buluşacak. İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, 3-10-17-24-31 Mayıs’ta AASSM konserleriyle sezonunu tamamlayacak. 3 önemli sergiye ev sahipliği AASSM, 3-26 Mayıs Ayşegül Güngören Mud-RA Seramik Sergisi’ne, 6 Mayıs-2 Haziran Karikatürcüler Derneği İzmir Temsilciliği Uluslararası Yaşar Kemal Portre Karikatürleri Sergisi’ne, 27 Mayıs-7 Haziran İzmir Işılay Saygın Güzel Sanatlar Lisesi Yıl Sonu Sergisi’ne kapılarını açacak.
Muğla Gelinler, ‘Gelincik’ tarlasına akın etti Muğla’da İlkbahar aylarının gelmesi ile Merkez ilçe Menteşe’nin Karaçayır ve Bademlik bölgesinde bulunan tarlalar Gelinciklerin açması ile kırmızıya boyandı. Nisan-Mayıs aylarında Menteşe Ova mevkiindeki boş ve ekili tarlalarda çıkan Gelincik çiçekleri, fotoğraf tutkunları, üniversite öğrencileri ve gelin-damatların en uğrak alanları oldu. Günün her saati kırmızı halıya benzeyen Gelincik tarlalarında fotoğraf çektiren, öz çekim yapan çok sayıda vatandaş ziyaret ederken, gelin ve damatlar da anılarına ekleyebilecekleri eşsiz ‘Gelincik Tarlası’ hatırası fotoğraf ve video çekimi yaptırıyor. Fotoğrafçı Saniye Musacalı, “Çiftlerimiz bize hep güzel yerleri soruyorlar. Nerelere gidebiliriz, nerede daha iyi çekimler yapabiliriz diye. Bizim aklımıza gelen en güzel ve en doğal yerlerden birisi de burası. Gelincikler bu mevsimde çok güzel oluyor. Biz buraya geldiğimizde çok güzel kareler yakalıyoruz. Fotoğrafçı Süleyman Dural, “Dış çekim videolarımızda çiftlerimizin en çok tercih ettiği mekanlar arasında yer alıyor böyle bahçeler. Görüntü konusunda bize çok yardımcı oluyor. Yani doğal plato burası” dedi. Damat Kemal Uçar, “Bugün nişan günümüz. Muğla’da güzel bir Gelincik bahçesinde güzel anılarımız olsun diye güzel bir doğada güzel bir gün seçtik. Muğla’nın her bir köşesi bir plato havası, doğal. Her köşesi cennet gibi Muğla’nın bu güzelliklerini değerlendiriyoruz” dedi. Gelin Gonca Şen, “Muğla’mızın doğal içeriklerini değerlendirmek, bu özel günümüzü böyle taçlandırmak bizim için çok güzel. Gelincik tarlasında iç içe olmak bizim ilk tercihimizdi. Teşekkür ederiz” dedi. Antik çağlarda gelincik, uykuyu ve ölümü temsil eden bir simge olarak kabul edilirken, çeşitli uygarlıklar tarafından ağrı kesici özellikleri için kullanılırdı. Eski Yunan, Roma ve Mısır kültürlerinde, gelincikler ölülerin dünyasına olan bağlantıyı ve ölümden sonraki yaşamı temsil ettiği inancı hakim olurken, genellikle gençlik, aşk ve ölümlülüğün geçici doğasını sembolize ettiği, bazı kültürlerde gelincik, başarı ve şansı ifade ediyor. Tarlalarda kolayca yetişen ve hızla çoğalan bu çiçeğin, bereket ve bolluğun bir sembolü olarak görülmesinin nedeni de budur.
Çanakkale ’Seddülbahir Kalesi Müze Yapısı’ dünyanın en prestijli mimarlık ödüllerinden Architizer A+ Awards’da finalde Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda bir asır sonra restorasyon çalışmalarıyla ayağa kaldırılan, Çanakkale Boğazı’nı geçmek isteyen itilaf devletlerinin 3 Kasım 1914’te ilk bombaladığı yer olan ve ilk şehitlerin verildiği Seddülbahir Kalesi, dünyanın en prestijli mimarlık ödüllerinden Architizer A+ Awards’da finale kaldı. Seddülbahir Kalesi Müze Yapısı için oylama 10 Mayıs’a kadar sürecek. Seddülbahir Kalesi, Uluslararası Domus Restorasyon ve Koruma Ödülleri’nde farklı ülkelerden 176 başvuru arasından Kısa Liste Ödülü’ne layık görülmüştü. IV. Mehmet’in annesi Hatice Turhan Sultan tarafından yaptırılan Seddülbahir Kalesi, 17. yüzyıl kalesidir. Tarihin en kanlı savaşları arasında yer alan ve Mehmetçiğin kahramanlığı sayesinde ’Çanakkale Geçilmez’ destanının yazıldığı Çanakkale Savaşları’nda, Gelibolu Yarımadası’ndaki Seddülbahir Kalesi, boğazın güvenliğinde çok önemli rol oynadı. 108 yıl önce yedi düvele karşı Mehmetçik ile beraber karşı koyan kale, isabet eden top atışlarıyla gazi oldu. Çanakkale Boğazı’nı geçmek isteyen itilaf devletlerinin gemilerinden atılan top mermileri ile büyük hasar alan Tarihi Gelibolu Yarımadası’ndaki Seddülbahir Kalesi, aradan geçen bir asırlık zaman diliminde doğa şartları nedeniyle zarar gördü. Harap haldeki kaleyi ayağa kaldırıp, açık hava müzesi haline getirmek için Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nca 2015 yılında başlatılan restorasyon ve çevre düzenlemesi çalışmaları tamamlandı. 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108’inci yıl dönümünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ziyarete açıldı. Seddülbahir Kalesi Müzesinde, ziyaretçiler kalenin 17. yüzyıldan bugüne kadarki tarihi hakkında bilgilendiriliyor. Ziyaretçiler, Çanakkale Savaşları’nın ilk şehitlerinin yer aldığı kabristanı ziyaret edip, 1915 Çanakkale Savaşları’nın bu kalede yaşanan kısımlarını, o dönemin savaş malzemelerini, belgelerini inceleyebiliyor. Seddülbahir Kalesi’nin restorasyon ve kazı çalışmaları sırasında çıkan Osmanlı asker künyeleri, Fransız cep saati, Osmanlı el bombası, Krupp topu namlu temizleme harbisi, Fransız ve Senegal asker palaları, Osmanlı mavzer süngüleri, Osmanlı süngü kını, Osmanlı palaska barutluğu, Osmanlı, Fransız ve Avustralya Asker Üniforması kol düğmeleri, mermiler ve Fransız mühimmat sandığı ile savaşın izleri yaşatılıyor. Seddülbahir Kalesi Müze Yapısı dünyanın en prestijli mimarlık ödüllerinden Architizer A+ Awards’da finale kaldı Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda bir asır sonra restorasyon çalışmalarıyla ayağa kaldırılan, Çanakkale Boğazı’nı geçmek isteyen itilaf devletlerinin 3 Kasım 1914’te ilk bombaladığı yer olan ve ilk şehitlerin verildiği Seddülbahir Kalesi, dünyanın en prestijli mimarlık ödüllerinden Architizer A+ Awards’da finale kaldı. New York merkezli Architizer A+ ödüllerinin Tipoloji kategorileri içerisinde “Kültürel Yapılar” başlığı altında yer alan müze ödüllerinde genel tasarım açısından en iyi bağımsız müze yapılarına verilen ödülde 5 aday arasına kalarak finalist olan “Seddülbahir Kalesi Müze Yapısı” için oylama 10 Mayıs’a kadar sürecek. Seddülbahir Kalesi Kısa Liste Ödülü’nü aldı 25 yıl süren araştırma, belgeleme, projelendirme ve uygulama çalışmalarının son sekiz yılında proje yürütücülüğünü üstlenen Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığının ilk master projesi olarak Cumhuriyetin 100. yılında tamamlanarak ziyarete açılan Seddülbahir Kalesi’ne İtalya’dan önemli bir ödül geldi. Ferraro Üniversitesi Mimarlık Fakültesi tarafından 2010 yılından itibaren mimarlık alanında bilim camiası tarafından belirlenen koruma ilkelerini bilinçli olarak yorumlayan ve uygulayan, çağdaş ifade biçimlerinden yararlanan önemli projelerin değerlendirildiği Uluslararası Domus Restorasyon ve Koruma Ödülleri’nde farklı ülkelerden 176 başvuru arasından Kısa Liste Ödülü’ne layık görülen Seddülbahir Kalesi Projesi adına törene Proje Bilimsel Danışma Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Lucienne Şenocak ve Dr. Öğretim Üyesi Gülsün Tanyeli ile birlikte ÇATAB Restorasyon ve Yapım Uygulamaları Koordinatörü Mustafa Kafkas Dereli katıldı. İstanbul Teknik Üniversitesi ve Koç Üniversitesi’nden öğretim görevlilerinin yanı sıra farklı disiplinlerden yüzlerce bilim insanı ve uzmanın katkıları ile sonlandırılan proje ile Seddülbahir Kalesi, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı tarafından ülkenin taşınmaz kültür varlığı envanterine yeniden dahil edildi. Seddülbahir Kalesi Çanakkale’nin Eceabat ilçesine bağlı Seddülbahir köyünde yer alan, 1. derece arkeolojik-askeri-harp tarihi-kentsel sit alanında bulunan Seddülbahir Kalesi, Gelibolu Yarımadası’nın en güney ucunda bulunmaktadır. Kale, Tarihi Alan içinde yer almakta olup Boğaz’a girişte Ertuğrul (Cape Helles) ve Morto Koyları arasında kalan burun üzerindedir. Seddül-bahr yani ’denizin seddi’ anlamına gelen yaklaşık 22 bin metrekarelik alanda konumlanmış kalenin Venedik saldırılarına karşı 17’nci yüzyılda, Osmanlı tarihinde banisi (yaptıranı) kadın olan ilk askeri yapı olma özelliği taşıması bakımından önemli olup, Hatice Turhan Sultan (IV. Mehmet’in annesi) tarafından 17’nci yüzyılda inşasına başlanmıştır. Kale, topoğrafik durumu nedeniyle asimetrik düzensiz bir plan özelliğine sahiptir. Kalenin dört köşesinde birer, kuzey batı köşesinde de bir olmak üzere 5 burcu vardır. Bu burçlar birbirlerine sur duvarlarıyla bağlanmıştır. Kalede güney doğudan kuzey batıya 3 kademeli sur ile hisar peçe oluşur.
Aydın Aydın’da ilk kez denendi, kestane üreticisine umut oldu Geçtiğimiz yıl 24 bin tona yaklaşan kestane üretimi ile Türkiye’de birinci sırada yer alan Aydın’da, kestane gal arısı ile mücadele çerçevesinde ilk kez dağıtılan ve salınımı yapılan avcı böcekler, üreticilere umut olacak. Kestane üretiminin önemli kısmının karşılandığı Aydın’da kestane ağaçlarındaki dal kanseri ve gal arısı hastalıkları üreticilerin korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Hastalıkların önüne geçmek için ilgili kurumların işbirliği ile ciddi çalışmalar yapılırken, Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinesinde de Aydın’da ilk kez olan uygulamayı gerçekleştirdi. Pilot bölge olarak belirlenen Efeler ilçesi Eğrikavak Mahallesi’nde kestane gal arısı ile biyolojik mücadele çerçevesinde 528 adet predatör böceklerin salınımı gerçekleştirildi. Avcı böcekler olarak da bilinen predatörlerin salınımıyla birlikte biyolojik mücadelenin üreticilere umut olması bekleniyor. Konu ile ilgili Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada “Aydın ilimiz 2022 TÜİK rakamlarına göre 7 bin 824 hektar ekili alanı ve 23 bin 439 ton kestane üretim miktarı ile ülke sıralamasında 1. sırada yer almaktadır. Üretim miktarımızın ülke üretim miktarının yüzde 29’una tekabül etmekte olup, 2022 yılında 4 bin 57 ton 2023 yılında ise 2 bin 240 ton kestane yurtdışına ihraç edilmiş ve 7,8 milyon dolar gelir elde edilmiştir. Aynı zamanda Aydın Kestanesi Avrupa Birliği tescilli Coğrafi İşaret almış ürünümüzdür. Kestane ilimizin belli bölgelerinde özellikle Efeler, Köşk, Sultanhisar ve Nazilli ilçelerimizde üreticilerimiz için önemli bir geçim kaynağını oluşturmaktadır. Kestanenin en önemli zararlısı olan Kestane Gal Arısı Çin orjinli olup, günümüzde Japonya, ABD, Kore ve Avrupa’ da üretim alanlarını tehdit etmektedir. Halihazırda Kestane Gal Arısının kimyasal mücadelesi mümkün bulunmamaktadır. 2005 yılında ülkemize girdiği tahmin edilen bu zararlıya karşı yapılabilecek en önemli mücadele biyolojik mücadele olarak öne çıkmaktadır. Bugün bu amaçla Muğla Orman Bölge Müdürlüğümüz ile ortaklaşa olarak İlimizde ilk defa Efeler İlçemiz Eğrikavak Mahallesinde Kestane Gal Arısı biyolojik mücadelesinde paratizoit organizma olan 528 adet Torymus Sinensis salınımı gerçekleştirilmiştir. Predatör böcek salınımı sonrasında yapılan bu biyolojik mücadelenin nasıl gerçekleşeceği, üreticilerimizin nelere dikkat etmeleri ve biyolojik mücadele yanında kültürel mücadele olarak üreticilerimizin nasıl davranmaları konularında İl Müdürümüz İbrahim Altıntaş, Aydın Orman İşletme Müdürümüz Engin Evcin, Muğla Orman Bölge Müdürlüğü Orman Zararlılarıyla Mücadele Şube Müdürümüz Mehmet Hayri İlhan ile Köşk ilçesi Orman İşletme Şefi Ali Üreden tarafından gerekli bilgilendirmeler üreticilerimize yapılmıştır. Aydın ilimizde ilk defa yapılan bu biyolojik mücadelenin Kestane Gal Arısı ile mücadele konusunda İlimize önemli bir katkı sağlayacaktır” ifadeleri yer aldı.