EĞİTİM - 02 Mayıs 2020 Cumartesi 09:53

“Uzaktan eğitim çocukların gelecekleri için faydalı olacaktır”

A
A
A
“Uzaktan eğitim çocukların gelecekleri için faydalı olacaktır”

Küresel bir salgın haline gelen Koronavirüs nedeniyle birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de tüm öğrenciler için uzaktan eğitime başladığımız bir döneme girdik. Öğrenciler evlerinde televizyon ve internet üzerinden ders işliyor. Peki, bu noktada dikkat edilmesi gerekenler neler? Doç. Dr. Berna Güloğlu, anne ve babalara tavsiyeler verdi.

Kovid-19 salgını nedeniyle eğitimlerine evlerinden devam etmek zorunda kalan milyonlarca öğrenci, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından geliştirilen EBA ile tanıştı. Öğrencilerin eğitim süreçlerinin aksamaması için kullanmaya başladıkları bu sistem, evde online eğitim imkanı sağladı. Uzaktan eğitim sisteminin, 21. yüzyılın eğitim sistemi olduğunun altını çizen Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Berna Güloğlu, “Zorunlu sebeplerle de olsa, çocukların uzaktan eğitim sistemine erken yaşta maruz kalmaları, gelecekleri için faydalı olacaktır. Nitekim robotik, kodlama, yapay zekadan bahsedilen dijital dünyaya doğan Z ve alfa kuşağı için uzaktan eğitime uyum sağlamanın sanıldığı kadar zor olmadığını görüyoruz; uyum sağlamakta zorlananlar teknolojiyi sonradan öğrenen Y kuşağı olan ebeveynler” dedi.

“Online eğitim çocuklar için doğal akışın bir parçası”

Z kuşağının teknolojiyi, yaşamlarının doğal bir parçası olarak algıladığını ifade eden Doç. Dr. Berna Güloğlu “İnternetsiz bir dünya hayal edemiyor. Tüm dünyaları teknoloji olduğu için eğitiminde teknoloji yoluyla gerçekleşmesi onlar için doğal akışın bir parçası. Ebeveynlerinin kullanmayı öğrenmesinin zaman aldığı programları anında kullanmaya başlıyor ve hatta ailelerini yeni programlardan onlar haberdar ediyor. Ebeveynlerinin kullanmayı bilmediği programları rahatlıkla kullanabiliyorlar. Bu durum, ebeveyn-çocuk arasındaki güç dengesini bozuyor. Ebeveynler, ‘çocuğumun kontrolünü mü kaybediyorum’ endişesine kapılıyor. Bunun sonucunda da aslında ne olduğunu tam olarak da bilmediği bir sistemi eleştirmeye başlıyor. Böyle yaparak da çocuğuyla ilişkilerini daha da zorlaştırıyor” diye konuştu.

“Dersler ve ödevlerden sonra çocuklarınızla oyun oynayın”

Çocukların akademik gelişimi kadar duygusal ve sosyal gelişimlerinin de önemli olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Güloğlu, “Okullar, çocukların hem akademik gelişim hem de sosyal ve duygusal gelişimine katkı sağlıyordu. Çocukların buna da çözüm bulmaya başladığını ve ders saatleri dışında tıpkı yetişkinler gibi arkadaşlarıyla internet üzerinden sosyal ilişkilerini kurmaya başladıklarını gözlemliyoruz. Oyun, çocukların kendilerini ifade etme yoludur. Evde kalmak zorunda olduğumuz zorlu günler geçirdiğimiz şu günlerde çocuklarda bazı sıkıntılar olabilir. Oyun yoluyla hem eğlenir hem de duygularını ifade ederek rahatlar. Çocukları, ders çalışmaya zorlamak yerine rahatlamalarını sağlayacak keyifli etkinlikler yapmak, onlarla oyunlar oynamak daha gelişimleri açısından daha etkili olacaktır. Arkadaşlarıyla olduğu kadar, ebeveynleriyle de oyun oynamaktan hoşlanırlar. Sevildiğini ve kabul görüldüğünü hisseden çocuk, sağlıklı ve başarılı bir birey olacaktır. Dersler ve ödevi bittikten sonra çocuklarınızla oyun oynayarak geçireceğiniz zaman dilimleri yaratarak gelişimlerine katkı sağlamış olursunuz. Örgün eğitimde öğretmen anlatır, sonrasında konuyu pekiştirecek ev ödevleri verir. Uzaktan eğitimde de örgün eğitime benzer bir yapı var. Çocuk öğretmenini ekrandan dinliyor, soru-cevapla konuyu anlayıp anlamadığı kontrol ediliyor ve sonrasında da konuyu pekiştirecek ödevler veriliyor. Ödevleri yapması yeterli olacaktır” açıklamasında bulundu.

“Ev ortamında dersi dinleyecek sabit bir köşe oluşturun”

Ailelerin çocuklara bu süreçte nasıl davranmaları gerektiği konusunda da açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Berna Güloğlu, “Çocuklarının yanında uzaktan eğitim sistemini eleştirmekten sakınsınlar. Teknik birtakım sıkıntılar olabilir ve bu sıkıntılar ebeveynleri rahatsız edebilir, ancak bu durumdan serzenişte bulunacaklarsa da çocuğun yanında yapmamaları önemlidir. Çocuklar, ebeveynlerin duygularına, düşüncelerine karşı duyarlıdırlar ve kendi duyguları olmasa da ebeveynleri tarafından onaylanmak için onların duygularını kendi duyguları gibi ifade edebilirler. Nasıl okulu ve öğretmeni çocuğun yanında eleştirdiğinizde okuldan ve öğretmenden soğumasına neden olursanız, uzaktan eğitim sistemini de çocuğunuzun yanında eleştirdiğinizde onun eğitimden uzaklaşmasına ve başarısız olmasına yol açarsınız. Okullara, öğretmenlere ve hepimiz için yeni olan uzaktan eğitim sisteme güvenin ve bu güveninizi çocuğun yanında da ifade edin” şeklinde konuştu.

Çocukların derslerini hep aynı yerde dinleyeceği bir köşenin oluşturulması, çocuğun odaklanması ve disipline olması açısından çok önemli olduğunu söyleyen Doç. Dr. Güloğlu, “O köşe ders dinleme ve ödevlerini yaptığı köşe olur ve oraya gittiği zaman çocuk, kendini sınıfta öğretmeni ve arkadaşları ile ders yapıyor gibi hissedebilir. O köşe onun için sınıfındaki sırasının yerini alabilir. Çocuk ve gençlerimize daha fazla güvenmemiz gerekiyor. Onlar bilgiye nasıl ulaşacağını da, hangisinin doğru bilgi olduğunu da ayırt edebiliyorlar. Yapamadıklarını düşünenler Y kuşağı olan biz yetişkinleriz. Endişelenmeye başlamadan önce, durun ve ‘Bu endişemde haklı mıyım?’ diye kendinize sorun” diyerek sözlerini tamamladı.

 

  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Yaşar Üniversitesine YÖKAK’tan kurumsal akreditasyon Yaşar Üniversitesi Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Kurumsal Akreditasyon Programı (KAP) sürecini başarıyla tamamlayarak 2 yıl süreyle kurumsal akreditasyon almaya hak kazandı. Yaşar Üniversitesi, Yükseköğretim Kalite Kurulu’ndan (YÖKAK) 2 yıl süreyle Kurumsal Akreditasyon almaya hak kazandı. Akreditasyon belgesi Ankara’da düzenlenen törenle Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak tarafından Rektör Prof.Dr. Levent Kandiller’e takdim edildi. Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, akademik başarıların yanı sıra, akreditasyonlarla ile ulusal ve uluslararası projelerdeki performansıyla üniversiteler arasında güçlü bir konum elde ettiklerini söyledi. Yiğitbaşı, “Geleceği daha yaşanılabilir bir hale getirmek için güçlü akademik ve idari kadromuzun yanı sıra gerekli deneyim ve altyapıya da sahibiz. Bilimsel araştırmaların artırılması, nitelikli yayınların desteklenmesi ve girişimcilik uygulamalarının teşvik edilmesi konusundaki çabalarımızın üniversitemizi daha yüksek seviyelere çıkaracağından eminim. Üniversitemiz bu yıl 23. yaşını kutluyor. Büyük emekler verdiğimiz, üretkenlikle büyüdüğümüz, omuz omuza vererek köklerimizin daha da sağlamlaştığı bu yılda ‘Kurumsal Akreditasyon Belgesi”’ almanın haklı gururunu yaşıyoruz.” diye konuştu. Kalite yön veriyor Üniversite olarak akredite çalışmaları ve kalite yönetim sistemine büyük önem verdiklerini belirten Rektör Prof.Dr. Levent Kandiller de kurumsal akreditasyon belgesinin 31 Temmuz 2026 tarihine kadar geçerli olacağını belirtti. Hedeflerinin kalitede ve akreditasyonda sürekliliği sağlamak olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kandiller sözlerini şöyle sürdürdü: “Akredite üniversiteler arasına girmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bundan sonraki süreçte de kalite ve iyileştirme çalışmalarına devam edeceğiz. Üniversitemizin misyonu, nitelikli eğitim ve araştırma ile sürdürülebilir değer oluşturmak ve geleceğe yön veren yenilikçi bireyler yetiştirerek topluma katkıda bulunmaktır. Ayrıca, eğitim ve araştırma alanında yaptığımız çalışmalarla yüksek standartları sürdürmenin yanı sıra, başta öğrenciler olmak üzere tüm paydaşlarının doğru bilgiye hızlı erişerek entelektüel gelişimlerine katkı sağlamayı hedefliyoruz”.
Ankara Ankara’da 15 yaşındaki çocuğa sokak köpekleri saldırdı Ankara’nın Mamak ilçesinde babaannesine giden 15 yaşındaki çocuğa köpek saldırdı. Küçük kıza kuduz aşısı yapıldığı öğrenildi. Olay 28.04.2024 tarihinde Ankara’nın Mamak ilçesinde meydana geldi. İddiaya göre, Ece Uslu (15) kardeşi ile babaannelerine gitmek için apartmandan çıktı. Evden çıkan Uslu’ya siteye giren 6 köpek saldırarak eli ve bacaklarından yaraladı. Çevredekilerin bağırmalarından korkan köpekler kaçarken ihbar üzerine olay yerine sağlık ekibi geldi. Elinden ve bacağından yaralanan Uslu ilk müdahalelerin ardından Etlik Şehir Hastanesine kaldırarak tedavi altına alındı. Uslu’ya kuduz aşısı vurulurken tedavisine evde devam edildiği öğrenildi. “Kızım, ‘Anne ölüyorum, ölüyorum’ diye bağırdı” Çocuğunun sesini duyduktan sonra bağırarak dışarıya çıktığını söyleyen anne Esra Uslu, “Hani insanların ona zarar verdiğini hissettim, biri saldırdı herhalde dedim. Köpek hiç aklıma gelmedi ama birkaç gündür bu çok sıklıkla belediyeyi arıyordum çünkü yoğun köpekler görüyorduk. Daha sonra bir baktım kızım kanlar içinde binadan merdivenlerden çıkmaya çalışıyor. Kızım, ‘Anne ölüyorum, ölüyorum’ diye bağırdı. Kızımın üstüne kapandım daha ise komşu çıktı ve yardımcı oldu” diye konuştu. Dışarı çıktığına köpeklerin saldırdığını anlayan Uslu, köpekleri sürekli çektiğini ve bunu ispat edemediğini belirtti. Kızını kontrol ettiğinde diz kapağını ve elini ısırdığını gördüğünü söyleyen Uslu, ”Hemen ambulansı aramak aklıma geldi. Sonra o anda videoya çektim zaten 3-4 saniyelik bir video çekebildim. Tamamen hakkımızı arayabilme. Daha sonra bizi ambulans Etlik Şehir hastanesine götürdü. Kuduz tedavileri sanırım Ankara’da 2 hastanede yapılıyormuş. Daha sonra orada işte hemen tedavisine başlandı” şeklinde konuştu. Belediyeden ‘küpeli’ cevabını aldı Belediyeye hakkını aramaya gittiğini aktaran Uslu, “Daha önceden evimin camından baktığım zaman okula giden çocuklara mutlaka arkalarından böyle koşuyor, özellikle çocuklara karşı çok saldırganlar. Hani bunun sebebini ben anlayamadım, çözemedim ama gerçekten çocuklara karşı bir saldırganlık var. Daha sonra ben belediyeyi çok aradım arama kayıtlarımda mevcut. Belediyeyi her aradığımda bana şu cevabı verdiler, ‘Küpeli efendim, sıkıntı yok yani bunlar küpeli’ köpeklerin küpeli olması benim çocuklarımın herhangi bir uzvunu koparmasına ya da sağır etmesi, kör etmesi, burnunu koparması mı lazım. Ama ben asla böyle bir şey kabul etmiyorum. Böyle bir saçmalık olamaz. Sonuna kadar da hakkımı arayacağım. Hakkımı savunacağım. Benim için ve diğer mağdur çocukların, mağdur insanların hakkı için ben sonuna kadar gideceğim yani. Ben sokakta gerçekten güvenli bir şekilde çocuklarım ben sokakta gerçekten marketime pazarıma çarşamba güvenli bir şekilde gitmek istiyorum. Böyle arkama baka baka korkarak yürümek istemiyorum artık yetkililerin çözüm bulmasını istiyorum” ifadelerini kullandı. Uslu, akşam hava karardıktan sonra köpeklerin toplandıklarını ve adli mercilere başvuracağını belirtti. Uslu, “Bizim sokaklarda gerçekte güvenli bir şekilde bunun bize artık garantisini vermelerini istiyorum. Güvenli bir şekilde sokakta korkmadan yürümek istiyoruz biz” dedi. Kızının merhametli bir çocuk olduğunu söyleyen Uslu, “Benim çocuğum gerçekten çok merhametli bir çocuktu. Akşam yemeklerimizden arta kalanları kaplara koyup sokak hayvanlarına indirelim, anne ne yiyorlar diye düşünen bir çocuktu ama şimdi çocuk o tramvayla günlerini geçiriyor. Ben nasıl okula gideceğim diye düşünüyor” ifadelerini kullandı. Yetkililere seslenen Uslu, “Biz sokakta hayvan görmek istemiyoruz. Köpekler her zaman potansiyel saldırgan varlıklardır” ifadelerine yer verdi.
Malatya Başkan Akçin, Yerinde Dönüşüm’de verilen tutarın arttırılmasını istedi MÜSİAD Malatya Şube Başkanı Yunus Akçin, deprem bölgesi Malatya’da yerinde dönüşüm projesi için verilen tutarın güncel maliyetlere göre yeniden belirlenmesini istedi. 6 Şubat 2023’de yaşanan asrın felaketinde büyük yıkım yaşayan Malatya’da yerinde dönüşüm projesi için verilen 750 bini hibe olan 1,5 milyon TL’lik desteğin günümüz şartlarında yeterli olmadığını ifade eden MÜSİAD Malatya Şube Başkanı Yunus Akçin, yeni bir düzenlemenin gerekli olduğunu söyledi. Asrın felaketi sonrası depremden etkilenen tüm vatandaşlara bugüne kadar verilen hane başı destek, taşınma yardımı, kira yardımı gibi destekler için hükümete teşekkür eden Akçin, “Ancak Yerinde Dönüşüm projesi için verilecek olan ve Ekim ayının içerisinde açıklanan 750 bin TL hibe+750 bin TL kredi toplamı 1,5 milyon TL’nin günümüz şartlarında maalesef yeterli değil” dedi. 2023 Ağustos ayında açıklanan yapı yaklaşık birim maliyeti ile ilgili bilgiler veren Akçin, “4A grubundaki bir yapı için 10 bin 200 TL/M2 iken 1,5 milyon TL ile yaklaşık 147 M2 bir yapı yapılmaktaydı. 2024 yılı Şubat ayında açıklanan aynı gruptaki yapının maliyeti 15.300 TL/M2 olarak güncellenmiştir ve 1,5 milyon TL ile yapılabilecek konut büyüklüğü 98 M2’ye düşmüştür. Dolayısıyla 1,5 milyon TL olan yerinde dönüşüm desteğinin artan enflasyon karşısında yetersiz kaldığını ve günümüz maliyetlerine göre yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirtmek istiyoruz” ifadelerine yer verdi. Başkan Akçin ayrıca güçlendirme ruhsatı olan birçok depremzede vatandaşa da AFAD tarafından verilecek Güçlendirme Kredisine ilişkinde yaklaşık 7 bin 500 konutun hızlı bir şekilde kredisinin kullandırılmaya başlamasının elzem olduğunu söyledi.