SAĞLIK - 14 Ocak 2022 Cuma 11:35

Uzmanı uyardı, virüs kalp krizini tetikliyor

A
A
A
Uzmanı uyardı, virüs kalp krizini tetikliyor

Kardiyoloji Uzmanı Doktor İsmail Erdoğu, covid19 virüsünün kalp krizini tetiklediğini açıkladı.

Tüm dünyayı kasıp kavuran Covid-19 virüsünün insanlar üzerinde birçok etkisi bulunuyor. Medicana Sivas Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doktor İsmail Erdoğu, Covid-19 virüsünü geçirmiş olan hastaların kalp kasında iltihaplanma görüldüğünü belirterek, “2019 yılından beri bir endemik salgın yaşıyoruz. Tüm dünya üzerinde etkisi olan bir salgın, hala daha geçmiş değil. Aşılarımızı olduk ama ne yazık ki hastalıktan kurtulamıyoruz. Hastalık özellikle akciğerler olmak üzere vücudun bütün organları etkiliyor. Dünyadaki en yaygın hastalıkların kalp hastalıkları olduğunu düşünüyoruz. Buna bağlı olarak bu virüsün özellikle kalp hastalıklarında etkili hale geldiği görülüyor. Virüsü geçiren hastalarımızda özellikle virüse bağlı olarak kalpte kalp kasında iltihaplar gözleniyor. Aynıca kalp krizini tetiklediğini görüyoruz. Virüsün direk kalp kasına etkisi çok yaygın değil. Sıklık olarak binde 1 ile 3 civarında görülüyor” dedi.

“Virüs hastanelere gitme sıklığını azalttı”

Doktor Erdoğu, insanların virüsten çekindikleri için hastanelere gitmeye korktuğunu belirterek, “İnsanlar evlerinde kaldı, kontrollerini yaptırmadı. Kilo aldılar, egzersiz yapmadılar. Teşhislerinde, şikayetlerinde gecikmeler söz konusu. Böylece kalp hastalığının şiddeti ve sıklığı artmaya başladı. Covid-19’dan önce hastaneye geliş sıklıkları daha fazlaydı, daha erken geliyorlardı. İnsanlar aşılı olmalarına rağmen ne yazık ki virüsten korkuyorlar, hastalıklarını geciktiriyorlar.” dedi.

Aşı tartışmaları yersiz

Erdoğu, aşı tartışmalarını yersiz bulduğunu belirtip, “Aşının artık bence tartışılacak bir tarafı kalmadı. Aşı koruyucu, hastalığı ağır geçirmeye engel oluyor, hastaneye yatışları azaltıyor, insanlar artık bunu grip gibi geçiriyorlar. Bu yüzden artık aşı konusunda tereddüt kalmaması lazım. Aşının yapılması gerekiyor. Dolayısıyla önce aşının olması lazım, sonra yine kontrollerde doktora gitmek gerekiyor. Özellikle kalple ilgili şikayetlerde. Kalp hastalarının, göğüs ağrıları olduğunda, nefes darlığı olduğunda, çarpıntılar hissettiklerinde, baygınlık yaşadıklarında mutlaka kalp hastalıkları için ilgili hekimlere gitmelerinde fayda var. Aşı olmuş insanlar Covid-19’u daha rahat geçiriyorlar. Hatta birçoğu evinde hiç anlamadan geçiriyor. Ama aşı olmamış insanlarda ne yazık ki hastaneye yatış oranları yüksek. Yani bu kişilerde akciğer tutulumları, kalbin etkilenmesi, böbreğin etkilenmesi gibi birtakım sıkıntılar aşı olmamış insanlarda çok fazla” dedi.

Kalp krizi daha ölümcül

Doktor Erdoğu, kalp krizi nedeniyle ölüm oranlarının Covid-19’a göre yüksek olduğunu söyleyerek, “Covid-19’a yakalanıp ölme sıklığıyla kalp krizine yakalanıp ölme sıklığı kalp krizinde çok daha yüksek. Dolayısıyla bizim gibi toplumlarda sağlıklı yaşamadığımız için kalp hastası olma ihtimalimiz daha yüksek diğer toplumlara göre. Ama bir yandan da Covid-19’dan korkup hastaneye gitmeyince kalp kriziyle acillere gitmek zorunda kalıyoruz” ifadelerini kullandı.

Volkan Kaplan - Demet Karakuş
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Eğitim Bir Sen Antalya Şubesi’nden büyükşehir tazminatı talebi Eğitim Bir Sen Antalya Şube Başkanı Eyüp Bülent Miran, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Meslek Kanunu ile ilgili düzenlemeyi hayata geçirmesini beklediklerini belirtirken, memurlara yönelik Büyükşehir tazminatı talebini de yineledi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili sorular üzerine Türkiye’de öğretmenlerin nitelikleri ve seçiminden hizmet içi eğitimine kadar birçok konuyu kapsayan yeni bir düzenleme yaptıklarını belirtti. Tekin, “Kanun, öğretmenlerin ve yöneticilerin hak, ödev ve sorumlulukları, öğretmenlik mesleğinde kariyer, eğitim çalışanlarının şiddetten korunması, öğretmenlerin hizmet içi eğitimi gibi konuları kapsayacak" dedi. "Tazminat talebimizi yineliyoruz" Bakan Tekin’in yaptığı açıklamanın ardından, Türkiye’de yetkili sendika olan Eğitim Bir Sen’in Antalya Şube Başkanı Eyüp Bülent Miran, meslek kanunu ve büyükşehir tazminatı ile ilgili konuştu. Memur Sen Antalya Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Antalya Şube Başkanı Eyüp Bülent Miran, "Geleceğimiz ve gençlerimiz için daha iyi bir eğitim sistemi, eğitim çalışanlarımız için daha sistematik bir çalışma hayatı için atama bekleyen öğretmen adaylarının sesi duyulmalı, umut ışığı olunmalı; Öğretmenlik Meslek Kanunu’ndaki sorunlar çözülmeli, eksilikler tamamlanmalı; kendi gelirinden harcama yapan akademik personelin ücret adaletsizliği giderilmeli, alım güçleri yükseltilmeli; üniversite idari personelinin yer değişikliğinde sonuca varılmalı, her aşamada dile getirdiğimiz YHS’nin GİH’e geçirilmesi sağlanmalı, beklentiler karşılıksız bırakılmamalıdır. Öte yandan Büyükşehirlerde görev yapan kamu çalışanlarına Büyükşehir tazminatı verilmesi yönündeki beklentimiz sürmektedir. Ev sahibi-kiracı kavgalarının mahkemelerin yükünü artırdığı bir dönemde bu talebi önemsiyoruz. Sahil şeridinde, turizm beldelerinde oradaki ev ve kira fiyatları ciddi yükseldiğini görüyoruz. Bu nedenle sendika olarak bu talebimizi yineliyoruz" dedi.
Antalya Antalya Bilim Merkezi’nde yapay zeka teknolojileri anlatıldı Antalya Kepez Belediyesi’nin Antalya Bilim Merkezi, Doç. Dr. Mehmet Hacıbeyoğlu’nu öğrencilerle buluşturdu. Hacıbeyoğlu, yapay zeka tekniklerinin kullanım alanları, uygulamaları, geliştirme araçları, dezavantaj ve etkileri hakkında öğrencileri bilgilendirdi. Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mehmet Hacıbeyoğlu, Kepez Belediyesi’nin Dokumapark’ta hizmete açtığı Antalya Bilim Merkezi’nde yapay zeka teknolojilerini anlattı. Lise öğrencilerinin dinleyici olarak katıldığı söyleşide, yapay zekanın günümüzde ve gelecekteki rolüne dair önemli değerlendirmelerde bulunan Mehmet Hacıbeyoğlu, bilişim alanındaki talebin giderek arttığını ve bu talebin dünya genelinde olduğunu belirtti. Hacıbeyoğlu, özellikle pandemi sürecinde uzaktan çalışmanın popüler hale gelmesiyle birlikte, bilişim mesleklerine olan ilginin de arttığını ifade etti. Bilişim sistemleri üzerine yeni meslekler Artık her şeyin yazılımla, yapay zeka ile yapılmaya başlandığına dikkat çeken Doç. Dr. Hacıbeyoğlu, okuduğu bir makaleden örnek vererek konuşmasını sürdürdü: "Önümüzdeki 20 yıl içinde dünyadaki mesleklerin yüzde 20’si bitecek. İnsanların para kazanmak için yaptıkları ara işlemleri artık bilgisayar sistemleri, robotlar yapmaya başlayacak. Bunun yanında yeni meslekler ortaya çıkacak. Ortaya çıkacak yeni mesleklerin büyük bir kısmı da bilişim sistemleri ile ilgili olacak." Yapay zeka ile endüstride hız ve kalite artışı Son yıllarda giderek popülerliği artan yapay zeka teknolojilerine değinerek sözlerine devam eden Doç. Dr. Mehmet Hacıbeyoğlu, ayrıca devletlerin, kurumların ve özel firmaların yapay zeka teknolojilerine yatırım yapmaya başladığını ve bunun gelecek için umut verici olduğunu vurguladı. Hacıbeyoğlu, yapay zekanın endüstriyel alanlardaki kullanımının hız ve kalite artışına yol açtığını, endüstriyel robotlar, otomasyonlar ve yazılımların insanların yerine geçmeye başladığını ifade etti. Ancak, teknolojinin doğru kullanımının da önemli olduğunun altını çizerek, yapay zekanın etik ve insanlık için potansiyel risklerini de anlattı. Teknoloji doğru kullanılmalı Hacıbeyoğlu, "Önemli olan teknolojinin gelişmesi değil, önemli olan teknolojinin kullanım alanlarıdır. Hidrojen bombası yapılan teknolojiyle bir denizaltının 100 yıl boyunca enerjisini sağlıyorsunuz. 100 yıl boyunca deniz altı, yüzeye çıkmadan dünyada enerjisi bitmeden gezebilir. Aynı teknolojiyle bir bombayı insanların üzerine atarak 50-100 bin kişiyi öldürebilirsiniz. Bunu iyi bir amaçla, bir taşıtın yakıtını üretmek içinde kullanabilirsiniz. Evet teknoloji gelişiyor, ama siz bu teknolojiyi hangi amaçla kullanıyorsunuz. Örneğin bir robota ev işleri yaptırabilir. Yük taşıtabilir, ağır işlerde, hasta bakımında kullanabilirsiniz. Robotları savaş içinde yapabilirsiniz. Robotların insanları öldürmesini de sağlayabilirsiniz" dedi. Hacıbeyoğlu, yapay zekanın doğru kullanımının insanlık için büyük fırsatlar sunabileceğini ancak aynı zamanda dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerektiğini de belirtti.