SAĞLIK - 20 Nisan 2021 Salı 13:37

Uzmanından çocuklarda kansızlık uyarısı

A
A
A
Uzmanından çocuklarda kansızlık uyarısı

Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Sert, ''Çocuklarda en sık görülen kansızlık tipi demir eksikliği anemisidir. Bununla birlikte B12 vitamini eksikliği, folik asit eksikliği, talasemiler, kan hücrelerinin yapım eksikliğine bağlı anemi sık görülen diğer anemi tipleridir'' dedi.

Kan değerlerinin yaş ve cinsiyete göre belirlenen sınırların altında olması olarak tanımlanan kansızlık özellikle çocuklarda sık görülüyor. Biruni Üniversite Hastanesi Başhekimi ve Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Sert kansızlığın bağışıklık sistemi ile yakından ilgili olduğunu ve koronavirüs ile mücadele edilen bu günlerde kansızlığa karşı uyarılarda bulundu.

''Çocuklarda en sık görülen kansızlık tipi demir eksikliği anemisidir''
Çocuklarda en sık görülen kansızlık tipi konusunda bilgi veren Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Sert, ''Anemi, kanda hemoglobin konsantrasyonunun veya kırmızı kan hücrelerinin (alyuvarların) sayısının beraber veya ayrı olarak o yaşa uygun normal değerlerin altına düşmesi sonucu oluşan bir klinik tablodur. Bu değerlerin azalması sonucu kanın oksijen taşıma kapasitesi ve dokulara giden oksijen miktarı azalır. Bu durum fiziksel rahatsızlıkların yanı sıra zeka düzeyini de yakından etkiler. Çocuklarda en sık görülen kansızlık tipi demir eksikliği anemisidir. Bununla birlikte B12 vitamini eksikliği, folik asit eksikliği, talasemiler, kan hücrelerinin yapım eksikliğine bağlı anemi sık görülen diğer anemi tipleridir'' dedi.

Kansızlık belirtileri
Kansızlık belirtilerinde değinen Dr. Öğr. Üyesi Sert, ''Her yaş grubunda kansızlık ortaya çıkabilir. En sık 4 ay ile 3 yaş arasında görülür. Adölesan (ergenlik) dönemde kızlarda ortaya çıkabilir. Bu dönemlerin ortak özelliği hızlı büyüme ve yetersiz demir alımıdır. Aneminin en sık görülen belirtisi solukluktur. Solukluk en çok göz kapaklarının içine, yanak ve ağız içine, avuç içlerine ve tırnak yataklarına bakarak anlaşılabilir. Diğer bulguları ise; çabuk yorulma, toprak yeme, tırnakların kırılması, saçların dökülmesi, gelişim geriliği, huzursuzluk ve uyku düzeninde bozulma, sık hastalanma ve zeka geriliğidir. Kansızlık; önlenebilir zeka geriliğinin önemli bir sebebidir. Özellikle ilk bir yıl çocuklarda beyin gelişiminin en hızlı olduğu dönemdir. Bu dönemde kansızlık açısından çocukların dikkatli bir şekilde takip edilmesi gerekir. Her bebek ilk 6 ay mutlaka anne sütü ile beslenmelidir. Hatta mümkünse 2 yaşına kadar anne sütüne devam edilmesi gerekir. Annede eğer kansızlık varsa demir ilacı kullanması anne sütünden bebeğe de geçeceğinden kansızlık gelişimini engelleyebilir. Bu arada bir yaşından önce inek sütü verilmemelidir.1 yaşından sonra da dikkatli bir şekilde verilebilir. Ancak inek sütü tüketildiğinde demir eksikliği anemisine sebep olmaktadır'' şeklinde konuştu.

''Rutin kontroller ihmal edilmemelidir''
Yaşamın ilk yılında bir kez mutlaka tam kan sayımına baktırmak gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Sert, ''Ülkemizde her bebeğe sağlık bakanlığının önerisiyle zamanında doğmuş olan bebeklere 4’üncü ayda rutin olarak demir damlası başlanıyor. Eğer bebek zamanından önce(prematüre) doğmuş ise daha erken dönemde başlanır. Bunun sebebi anneden bebeğe geçmiş olan demir deposunun azalmaya başlamasıyla birlikte kansızlık gelişmesidir. Çocuklarda demir eksikliğini tespit etmek için kan sayımı ve ferritin yani demir deposuna mutlaka bakmak gerekir. Ferritin ve hemoglobin değerinin düşük olması demir eksikliği anemisinin önemli bir göstergesidir. Ek gıdaya geçilirken bebeğe demirden zengin beslenme programı oluşturmak gerekiyor. Demir eksikliği anemisi olan çocuğun yaşına göre demir damlası ya da şurup şeklinde verilir. Aneminin derecesine göre 3 aya kadar tedaviye devam edilmesi gerekebilir. Eğer 1. Ay sonunda tedaviye yanıt yok ise; ya ilaç yeterli dozda kullanılmamıştır ya da altta yatan farklı bir sebep vardır. Hastanın tekrar değerlendirilmesi gerekir'' açıklamasında bulundu.

Kansızlığa karşı etkili besinler
Dr. Öğr. Üyesi Sert, kansızlığa karşı etkili besinleri ise şöyle açıkladı: ''Kansızlık beslenme ile doğrudan ilgilidir. Beslenme programlarına bu besinler düzenli ve dengeli bir şekilde mutlaka eklenmelidir. Yeşil yapraklı sebzeler, Ispanak, brüksel lahanası, brokoli, pazı gibi sebzeler az pişirilerek tüketilmelidir. Kırmızı et. Kuzu ve dana eti ızgara ve haşlanmış olarak tercih edilmelidir. Her gün mutlaka 1 yumurta yenmelidir. Mercimek, nohut, kuru fasulye gibi kuru baklagiller demir açısından oldukça zengindir. Ceviz, badem, fındık gibi kuruyemişler ara öğün olarak beslenme programında yer almalıdır. Keçiboynuzu veya dut pekmezi kansızlıkta destekleyici etkiye sahiptir''.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Bakan Kacır: "Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "23 yıl önce piyade tüfeğini yurt dışından temin eden bir ülkeydik, savunma ürünlerinde yüzde 80 dışa bağımlıydık. Bugün, kendi İHA’mızı, mühimmatını, uçaklarını, helikopterlerini, uydularını, radarlarını, elektronik harp sistemlerini geliştiren, üreten ve artık rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilen bir ülkeyiz. Fikirden ürüne, üründen pazara uzanan yolculukta her aşamada Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" dedi. Sakarya Teknokent Ar-Ge Binası, Füzyon Girişim Ofisi ve Milli Teknoloji Atölyesi açılışı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla gerçekleşti. Açılışta konuşan Bakan Kacır, "Teknolojide tam bağımsız Türkiye tasavvurumuzu gerçeğe dönüştürme yolunda hayata geçirdiğimiz tüm bu projelerin Sakarya’mıza, üniversitelerimize, gençlerimize, ülkemize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Küresel ölçekte değişimin hız kazandığı, bilginin stratejik bir güç halinde geldiği bir çağdayız. Bu dönemde ülkelerin refah düzeyini ve rekabet gücünü bilimsel bilgi üretme kabiliyetiyle teknolojideki yenilikleri ekonomik değere dönüştürme düzeyi belirliyor. Özellikle yenilikçi teknolojilerde söz sahibi ülkeler sadece bugünün değil yarının dünyasını da şekillendiriyor. Pek çok ülkenin belirsizlikler sarmalında bocaladığı ve geleceğe dair vizyon ortaya koymakta zorlandığı bu süreçte bizler yaşanan değişimi tehdit olarak değil bilakis Türkiye adına tarihi bir fırsat olarak görüyoruz. Bu anlayışla bilimi ve teknolojiyi kalkınma yolculuğumuzun pusulası atlettik. Son 23 yılda dev bir Ar-ge ve inavasyon alt yapısı inşa ettik. Bugün özel sektörümüz bünyesinde bin 700’ü aşkın Ar-Ge ve tasarım merkezinde görev yapan nitelikli mühendislerimiz ve teknisyenlerimiz, yüksek katma değerli üretimi mümkün kılan yenilikçi çözümler geliştiriyor" dedi. "Ar-Ge harcamalarımızın milli gelirimizdeki payını binde 5’ten yüzde 1,46’ya çıkardık" Bakan Kacır, "113 Teknoparkımızda 12 binden fazla firmamız inavasyon odaklı çalışıyor. Bilim insanlarımız, araştırmacılarımız özel sektörümüze sunduğumuz destekler neticesinde Ar-Ge harcamalarımızın milli gelirimizdeki payını binde 5’ten yüzde 1,46’ya çıkardık. 2002’de 29 bin olan tam zaman eş değer Ar-Ge personel sayımız şimdi 310 bini aştı. İnşa ettiğimiz güçlü Ar-Ge alt yapısı milli teknoloji hamlesinin vizyon projelerinin fikirden hakikate dönüştüğü biz zemini sundu. 23 yıl önce piyade tüfeğini yurt dışından temin eden bir ülkeydik, savunma ürünlerinde yüzde 80 dışa bağımlıydık. Bugün, kendi İHA’mızı, mühimmatını, uçaklarını, helikopterlerini, uydularını, radarlarını, elektronik harp sistemlerini geliştiren, üreten ve artık rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilen bir ülkeyiz. İnsansız hava aracı üretiminde dünyada lideriz. Türkiye’nin otomobili Togg ile elektrikli ve akıllı araç devrimini ve otomotiv sektöründe yaşanan eşzamanlı dönüşümleri ülkemiz adına fırsata çevirme iddiamızı ortaya koyduk. Teknoloji üretiminde ve geliştirmede yakaladığımız bu ivmeyi farklı sektörlere taşıyarak üniversitelerimizle sanayi arasındaki iş birliğini daha da güçlendirerek Türkiye yüzyılında teknolojide tam bağımsız Türkiye hedefimizi adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz" diye konuştu. "Teknoloji girişimciliğini bu vizyonu hayata geçirecek itici güç addediyoruz" Bakan Kacır, "Teknoloji girişimciliğini bu vizyonu hayata geçirecek itici güç addediyoruz. Bu doğrultuda ülkemizde teknolojik girişimlerin yeşermesini ve ölçeklenmesini mümkün kılacak zemini çok boyutlu adımlarla inşa etti. Hayata geçirdiğimiz fonların fonu ve eş finansman mekanizmalarıyla 4,6 milyar liralık kamu kaynağını doğrudan girişimlerimize yönlendirdik. Bu etkiyle 120 milyar liralık özel sektör yatırımını harekete geçirdik. Erken aşama girişimlerine finansman sağlayan BİGG programımızla 2 bin 500’den fazla teknoloji girişiminin hayata geçmesini sağladık. 2018’den bu yana düzenlediğimiz Teknofestlerle gençlerimizi girişimcilik yolculuğuna dahil ettik. Fikirden ürüne, üründen pazara uzanan yolculukta her aşamada Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" şeklinde konuştu. "Her yaştan çocuğumuzu ve gencimizi bilimin büyülü dünyasıyla buluşturacağız" 81 ilde milli teknoloji atölyelerinin kurulacağını aktaran Bakan Kacır, "Bugün oyundan e-ticarete, yapay zekadan finans teknolojilerine geniş bir yelpazedeki girişimlerimiz iftihar vesilemizdir. Bu başarı ivmesini katlanarak 2030 yılına kadar ülkemizden 100 bin teknolojik girişiminin doğmasını ve milyar dolar değeri aşan unicornların bizim değimimizle Turkornların toplam kıymetinin 100 milyar doları aşmasını hedefliyoruz. Bu cennet vatanın her köşesindeki gençlerimizin teknoloji geliştirme ve dünyayı değiştirme iddiası taşıyabilmesini sağlayacak bir alt yapıyı kurmayı temel önceliğimiz olarak görüyoruz. Sakarya gerek sahip olduğu dev sanayi alt yapısı ve lojistik gücü, gerekse küresel finans ve teknoloji merkezi İstanbul’a yakınlığıyla girişimciler için önemli bir marka değerine sahip. 2010’da faaliyete geçen ve bünyesinde 130’dan fazla firmanın çalışmalarını sürdürdüğü Sakarya Teknokent, şehrimizde teknoloji girişimciliğinin nabzının attığı, üretim ile aklın buluştuğu milli teknoloji hamlemizin örnek projelerinin hayata geçirildiği ekosistemi inşa ediyor. Girişimcilerin yoğun ilgi gösterdiği Teknokentin yatırımcı talebine cevap verebilmesi adına ilave olarak 6 bin 500 metrekare kapalı alan barındıran 39 bin metrekare bir alanı ilan ettik. Bugünde bakanlığımızın 113 milyon lira ile hayata geçen yeni Ar-ge binasının açılışındayız. Teknokentimizde 3 bin 700 metrekare kapalı alanıyla girişimcilerimize çalışma alanı sunuyoruz. Aynı zamanda bina içinde faaliyet gösterecek füzyon girişim ofisiyle kuluçka ve kuluçka öncesi aşamadaki girişimcilerimize destek seti sunuyoruz. Üniversitelerimiz ve bilim merkezlerimiz bünyesinde kurduğumuz milli teknoloji atölyeleriyle ülkemizin yarınlarını inşa edecek gençlerimizi ileri teknoloji ekipmanları ve modern alt yapıyla buluşturuyoruz. Önümüzdeki yılsonuna kadar 81 ilimizde 100 milli teknoloji atölyesini tamamlamak üzere bir seferberlik ruhuyla çalışıyoruz. İki üniversitemizin de öğrencileri bu atölyede çalışacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak ülkemizin nitelikli insan kaynağını büyüten, yetkinliğini derinleştiren politikaları sürdüreceğiz. Her yaştan çocuğumuzu ve gencimizi bilimin büyülü dünyasıyla buluşturacağız. 60 milyon lira destek sağlayacağımız ve bünyesinde atölyeler, sergiler barındıracak olan modern tesis ile gençlerimizin merak ve keşfetme duygusunu ateşleyen bilim üssünü şehrimize kazandıracağız" ifadelerini kullandı.