ÇEVRE - 22 Eylül 2016 Perşembe 17:00

’Vampir Kelebek’le mücadele başlatıldı

A
A
A
’Vampir Kelebek’le mücadele başlatıldı

Rize ve çevre illerde bahçe bitkilerini tehdit eden “vampir kelebek” için bakanlık düzeyinde mücadele başlatıldı.

Rize’de ilk olarak 2006 yılında gözlenen ve her geçen yıl popülasyonu hızla artarak tarım ürünlerini tehdit eden ’Ricania Simulans’ isimli böcekle ilgili Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) tarafından çalışma başlatıldı. Kelebeğe benzediği ve yumuşak bitkilere yapışıp öz sularını emerek beslendiği için halk arasında “vampir kelebek” olarak adlandırılan böcek için bakanlık düzeyinde mücadele kararı alındı.

Konuyla ilgili olarak uzman bir ekiple birlikti Rize’de bir araya gelen TAGEM Daire Başkanı Dr. Suat Kaymak, iki gün süren izlenimleri ile ilgili bilgi verdi. Kaymak yaptığı açıklamada, Bakanlık düzeyinde inceleme başlatıldığını ifade ederek “Bakanlığımıza Rize ve çevresinde Ricania Simulans Popülasyonu’nun arttığı ve çay tarımını olumsuz yönde etkilediği yönünde şikayetler geldi. Bakanlık olarak konulma ilgili olarak uzman bir ekiple birlikte sorunu yerinde tespit etmek istedik. Amacımız Ricania Simulans’ın zarar verip vermediğini tespit etmek, yoğunluğunun ne kadar arttığını anlamak ve neler yapabileceğimizi belirlemekti. Biz biyoteknik, biyolojik yönlerden neler yapabiliriz bunu araştırıyoruz. Kimyasalı asla aklımıza getirmek istemiyoruz. Bu bağlamda kendi araştırmacılarımız ile projeler oluşturacağız. Kısa sürede bunun sonuçlarını üreticilerimizle paylaşmak istiyoruz” dedi.

ÇAYA ZARAR VERMİYOR

Kaymak, yaptıkları incelemede böceğin çay bitkisine zarar vermediğinin tespit edildiğine vurgu yaparak, “Çay tarımında, bahçelerde çok yoğun gözlendikleri için üreticilere bir rahatsızlık verdiği doğru. Ancak çay bitkisine kesinlikle zarar vermediği noktasında uzmanlarımız tarafından tespitler yapıldı. Çay bitkisi Mayıs ayı ile Eylül ayları arasında bazı bölgelerde üç bazı bölgelerde ise dört kez hasat ediliyor. Ricania Simulans ise Ağustos ayının ortalarında yumurta bırakıyor. Yumurtalarını da kurumakta olan bitkilere bırakıyorlar. Kurumakta olan bitkiler hasat edildiği için aslında aynı zamanda popülasyon azaltılmış oluyor. Bu bağlamda ekonomik açıdan bir zararı olmadığını düşünüyoruz. Üreticiler popülasyonu daha da azaltmak için bahçe kenarlarında ki kurumuş bakımsız bitki artıklarını temizlemeleri gerekiyor. Çünkü kuru bitkilere bırakılan yumurtalar 7-8 ay ve kış dönemini bu kuru bitkilerde geçiriyor” şeklinde konuştu.

VAMPİR KELEBEK

Kaymak, Ricania Simulans isimli böceğin halk arasında “vampir kebelek” olarak adlandırıldığını ifade ederek “Bu böcek halk arasında kelebek olarak biliniyor. Ama hemiptera familyasından dört iğneli sokucu emici ağız yapısına sahip bir böcektir. Ancak kelebeğe benzediği için halk arasında ‘vampir kelebek’ olarak adlandırılıyor. Buna bizde çok şaşırdık. Biz bu ismin kullanılmasını tercih etmiyoruz. Ricania demeyi tercih ediyoruz. Ricania Simulans için çay üzerinde çalıştık ama fasülye, salatalık ve kivi gibi bitkilerde taze sürgünleri tercih ettiği için ve bitki öz suyu ile beslendiği için bahçelerde zararlı olabiliyor” dilye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Nakipoğlu Mahallesi’ndeki evlerin restorasyonu tamamlanıyor Konya’nın merkez Karatay ilçesinin geçmişini yansıtan ve ilçenin çeşitli noktalarında bulunan 100 yılı aşkın tarihe sahip yapılar, Karatay Belediyesi’nin çalışmalarıyla bir bir yeniden ayağa kaldırılıyor. Söz konusu yapıların korunup geleceğe taşınması amacıyla Nakipoğlu Mahallesi’nde devam eden restore çalışmalarını yerinde inceleyen Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca; “Tarihimizi korumaya ve yaşatmaya devam ediyoruz” dedi. Konya’ya özgü mimari özellikleri yansıtan; kerpiç, ahşap ve taş kullanılarak inşa edilen tarihi yapılar, Karatay Belediyesi’nin yürüttüğü restorasyon çalışmalarıyla eski günlerine yeniden döndürülüyor. Bu çerçevede Nakipoğlu Mahallesi’nde 125 yıllık geçmişe sahip iki tarihi ev, Karatay Belediyesi ekipleri tarafından restore ediliyor. Söz konusu yapıların restorasyon çalışmalarında artık sona gelinirken; Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, çalışmaları yerinde inceledi. “Konya’mızın tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz” Konya ve Karatay’ın yüzlerce yıllık geçmişini yansıtan tarihi evleri gelecek kuşaklara aktarmak için yürüttükleri restorasyon çalışmalarının başarılı bir şekilde sürdüğünü söyleyen Başkan Kılca, “Konya’mızın tarihi mimari özelliklerini taşıyan ve zaman içinde tahribata uğrayan evlerimizi tek tek tespit ederek önce korumaya alıyoruz. Konya’mızın tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz. Şu anda tarihi bir Konya evindeyiz. Bu tür evlerimizi kamulaştırarak, restore ediyoruz. Nakipoğlu Mahallemizde tarihi bir evimizin restoresini tamamlamak üzereyiz. Burada eski yüklüklerimiz, aynalıklarımız ve sahanlıklarımız var. Ahşaptan ve hepsi el emeği ürünler. Bunları gelecek nesillerimize taşımış oluyoruz. Eski evlerimizde kerpiç ve ahşap malzemeler ve hasır tavanlardan oluşan bu yapıyı gelecek kuşaklara aktarmamız önemli. Bu tür yapılara sahip çıkacağız. Evde detaylar çok etkileyici. 125 yıl öncesine ait bir aynalığımız var ve bunu koruma kurulunun da görüşünü alarak eski haline uygun restore ediyoruz. Karatay Belediyesi olarak bu tür projelerimize sahip çıkarak Konya’mızın ve Karatay’ımızın kadim geçmişini yüzyıllar ötesine aktarmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Diyarbakır Uzmanlar, yaz ayalarının gelmesiyle göz sağlığını tehdit eden güneş gözlüğüne dikkat çekti Diyarbakır’da uzmanlar, yaz ayalarının gelmesiyle gözlük tercihi ve kullanımında dikkat edilmediğinde göz sağlığını tehdit eden sağlık sorunlarına dikkat çekti. Güneş gözlüğü, genellikle havaların ısınmasıyla birlikte yaz aylarında ağırlıklı olarak kullanımı tercih ediliyor. Uzmanlar ise, güneş gözlüğünün her mevsim göz sağlığı için önemli olduğuna dikkat çekerken, gözlük tercihinde standartlara uyulmadığı taktirde göz sağlığında ciddi sağlık sorunları ile karşılaşacağını vurguluyor. Diyarbakır’da Memorial Hastanesi’nde Op. Dr. Belgin Ekmekçiler, güneş gözlüklerinin çoğunlukla aksesuar amaçlı düşünüldüğünü ve bunun tam tam tersi bir şey olduğunu söyledi. Güneş gözlüklerini koruyucu bir tedavi olarak uyguladıklarını belirten Dr. Ekmekçiler, çünkü güneş ışınlarında göze zarar ultraviyole dedikleri gözle görülmeyen ışıkların olduğunu kaydetti. Bu ışıkların gözün birçok yapısına hasar verdiğinin altını çizen Dr. Ekmekçiler, şöyle konuştu: "Ciltten başlayıp retinaya kadar. Örneğin cildimizde kırışıklıkları artırıyor, et büyümesi yaparak görmemizi etkiliyor. Yine lensimiz dediğimiz gözümüzün merceğinde proteinleri de denature ederek katarak oluşmasını hızlandırıyor. Ve en önemlisi de gözümüzün arkasındaki fotoğraf filmi dediğimiz retinada sarı nokta oluşmasına sebep olarak da geri dönüşümü olmayan ciddi görme kayıplarına sebep oluyor. Biz de bu sebepten dolayı hastalarımızı ışıklardan korumak için güneş gözlükleri öneriyoruz." Güneş gözlüklerinin birçok yerde aksesuar olarak alınabildiğine dikkat çeken Dr. Ekmekçiler, “Ama güneş gözlüğünün asıl özelliği ultraviyole blokajının olması gerekiyor. Bu blokaj olmadan sadece renkli olmasında hiçbir anlamı olmuyor. Hatta siyah camlar göz bebeğimizi büyüterek gözümüze ultraviyole ışınlarının daha çok girmesine sebep olarak hasarı daha da katlayarak artırabiliyor. Bu sebepten güneş gözlüğü alacağımızda bunun aksesuardan çok koruyucu bir tedavi olduğunu bilmemiz gerekiyor. Ve aldığımızın camları hangi özellikte olduğunu, daha iyi bilmemizi gerektiriyor dedi. "Bizim açımızdan çerçeve önemli değil, camın üstünde olan ultraviyole blokajları" “Bizim açımızdan çerçeve önemli değil, camın üstünde olan ultraviyole blokajları” diyen Dr. Ekmekçiler, “Bunu da ancak nasıl anlayabiliriz? Gözle anlayabileceğimiz bir özellik değil. Ancak aldığımız gözlüklerin garanti belgelerinde ultraviyole yüzde 100 koruma şeklinde yazar. Ya da güneş gözlüklerinin CE belgesi dediğimiz denetlenmiş, kurumlar tarafından verilen özellikleri vardır. Bunun mutlaka olması gerektiğini kontrol etmemiz gerekiyor ki gözümüzü bu yüksek doz ultraviyoleden koruyabilelim” şeklinde konuştu. 21. Bölge Güneydoğu Optisyenler Gözlükçüler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahim Erdoğan ise, güneş gözlüğü mevsimsel olarak kullanılabilecek bir gözlük olmadığını, ultraviyole denilen olayın her ne kadar yaz aylarında özelikle bölge itibariyle güneş ışınlarının dik geldiği dönemlerde daha çok gözde ve ciltte hasara sebebiyet verse de, yılın geri kalan periyodlarında da ultraviyole yoğunluğu olduğu dönemler olduğunu söyledi. Güneş ışınların en dik geldiği baharın sonları ve yaz aylarının başlangıcına denk gelen mevsimde ultraviyole özellikli güneş gözlüğü takılması göz ve görme sağlığı adına ciddi bir önem arz ettiğini kaydeden Erdoğan, “Tüketicilerimizin dikkat etmesi gereken en önemli hususlardan biri her koyu renkli gözlük korucuyu bir güneş gözlüğü değildir. Bunu kesinlikle bilmemiz lazım. Hatta güneş gözlüğü camları ultraviyoleden değil de, boyadan elde edildiği takdirde daha koyu bir hal alır. Bu koyu cam rengi gözbebeğinin olağandan daha çok büyümesi, dolayısı ile ultraviyole dediğimiz sarı nokta görme alanlarına daha çok gelmesi, daha çok zarar vermesine sebebiyet verir. Bir güneş gözlüğü muhakkak suretle Sağlık Bakanlığının denetimi altında olan optisyenlik müesseselerinden temin edilmesi gerekir. Çünkü rutin olarak bakanlık ve sağlık müdürlüğü denetimi altında. Buna bağlı olarak ultraviyoleden elde edilen Avrupa standartlarına uyumlu güneş gözlükleri satışı mevcut” ifadelerine yer verdi. Müşterilerden Çağrı Eren, yaz aylarında genelde Diyarbakır çok sıcak olduğu için maalesef takmak zorunda olduklarını söyleyerek, “Gözlerimizi de güneş ışınlarından korumamız gerekiyor. O yüzden gözlüğümü tamire getirmiştim ve yenisini de almayı düşünüyorum” dedi.