GÜNDEM - 22 Ocak 2021 Cuma 09:35

Van kedilerinin artık kimliği var

A
A
A
Van kedilerinin artık kimliği var

Türkiye’de milli ırk olarak tescillenen ve ünü sınırları aşıp dünyaca bilinen Van kedisi için soyağacı bilgilerinin yer aldığı kimlik belgesi oluşturuldu.

Cana yakınlığı, beyaz, ipeksi kürkü, aslan yürüyüşü, tilki kuyruğuna benzeyen uzun ve kabarık kuyruğu, değişik göz renkleri ve suya düşkünlüğüyle kentin en önemli değerlerinden olan Van kedilerinin artık kimliği var. Van kedisinin azalmakta olan neslini korumak, ıslah amaçlı bilimsel çalışmalar yapmak, saf formların üretilmesi ve çoğaltılmasını sağlamak, genetik özelliklerini ortaya çıkarmak ve Van kedilerinin dünya çapında tanınmasına katkı sağlamak amacıyla Van Kedisi Araştırma Merkezi kuruldu.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi bünyesinde 1992 yılında kurulan merkezde bakımları titizlikle yapılan kediler için “Her eve bir Van Kedisi” projesi kapsamında bir kimlik belgesi oluşturuldu. Van kedileriyle ilgili bilgilerin yer aldığı Kimlik belgesinde, kedilerin kişisel bilgileri, sertifikası, pedigree (soyağacı) ve aşı bilgileri yer alıyor.

Van kedilerinin artık kimliği var

Van kedilerinin artık kimliği var

"5 yıllık pedigree kayıtları var"

Van kedilerinin artık kimliği var

İHA muhabirine konuşan Van Kedisi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abdullah Kaya, şu ana kadar kedilerin 5 yıllık pedigree kayıtlarının olduğunu belirtti. Bu kayıtlarında her yıl yapıldığını ifade eden Prof. Dr. Kaya, “Van Kedisi Araştırma ve Uygulama Merkezi Van YYÜ bünyesinde 1992 yılında kuruldu. Kuruluşunun ilk yıllarında halkın elinde bulunan orijinale yakın kediler toplandı. Daha sonra çoğalmayla ilgili çalışmalar yapıldı. Son 5 yıldır artık Türkiye’de hayvan severlere çok küçük düzeyde de olsa sahiplendirme yapılıyor. Bu sahiplendirme rastgele her isteyene verilebilecek bir sahiplendirme değil, sahiplendirme yapılırken mutlaka sahiplendiği kediye çok iyi bakacak, bu durumdan hiçbir şüphemizin olmaması lazım. Van Kedisinin neslinin bozulmasına vesile olmayacak aile olmasını istiyoruz” dedi.

Van kedilerinin artık kimliği var

“Van Kedisi ailesi gün geçtikçe büyüyor”

Her yıl 100 aileye yakın sahiplendirme yaptıklarını dile getiren Kaya, “Her yıl sıfırdan 100 aileyi biz Van Kedisi sahibi yapıyoruz. Bu şekilde Van Kedisi ailesi gün geçtikçe büyümeye devam ediyor. Temel hedefimiz her eve bir Van kedisidir. Tabi bu kısa vadeli bir hedef değil, uzun vadeli ulaşılmaya çalışılan bir hedeftir. Çünkü biz nesli yok olma tehlikesi altında olan bir türü çoğaltıyoruz. Bu meşakkatli ve uzun bir yoldur. Dolayısıyla hedefimizin bu kadar büyük ve uzun olması bize çalışma azmini kazandırıyor. Sadece Van’da değil, tüm Türkiye’de her eve bir Van Kedisi sloganıyla çıktık. Bu hedefimize de yaklaşmak için var gücümüzle çalışıyoruz” diye konuştu.

Van kedilerinin artık kimliği var

Van kedilerinin artık kimliği var

Yılmaz Sönmez - Yunus Tuğrul
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kalp rahatsızlığından vefat eden çocuğu kullanarak insanları dolandırdı Ümraniye’de bir dolandırıcı, daha önce kalp rahatsızlığı nedeniyle vefat eden Yahya Karakuş’un fotoğraflarını ve hastalığını kullanarak sosyal medya üzerinden para topladı. Oğlunu kız gibi gösterip yardım toplayan dolandırıcıyı fark eden anne Figen Karakuş, “Bir anne daha ne kadar yıkılabilir bilemiyorum" dedi. İddiaya göre, Serhad T., yaklaşık 5 yıl önce Ümraniye’de kalp rahatsızlığı nedeniyle vefat etmiş Yakup Karakuş adındaki çocuğun fotoğraflarını kullanarak yüzlerce kişiyi dolandırdı. Anne Figen Karakuş, internette gezinirken durumu fark etti. Figen Karakuş, sosyal medya üzerinden Serhad T.’ye ulaşarak, yardım parası için fotoğrafları kullanılan çocuğun kendi vefat eden oğlu olduğunu söyledi. Duruma sinirlenen dolandırıcı; anne Karakuş’a tehdit, hakaret ve küfür etmeye başladı. Emniyete başvuran anne Figen Karakuş vefat eden oğlu için adalet istiyor. Erkek çocuğunu kız gibi gösterip yardım istedi Anne Figen Karakuş, "Geçen cuma bana bir mesaj geliyor, ‘Sizin oğlunuzun resmini bir dolandırıcı tarafından kullanılıp para toplanılıyor’ diye. Ben onu gördüğümde ne hissettiğimi değil de yani ne yapacağımı şaşırdım. Biz bu insana ulaştık, yüklü miktarda bir yardım yapacağız dedik. bize çocuğun resmini gösterir misin dedik. O da ‘gruplara attığım resim doğrudur, bu benim kızımdır, bir baba olarak ben kızım hakkında yalan mı söyleyeceğim’ dedi. Sonra neyse biz böyle biraz üsteleyince hani bir resim falan görelim ona göre sana yardım edelim dedik, adam hemen telefonu kapattı anladı. İster yapın ister yapmayın dedi, hani olay doğrudur dedi kapattı. Adam tutturmuş hayır o benim kızım diyor. Anladı benim annesi olduğumu, bu sefer bana tehditler savurmaya başladı. İnsanları dolandırmaya çalışıyorlar ve bu gibi insanlar yüzünden gerçekten hasta olan çocuklara yardım edilmiyor. Bir anne daha ne kadar yıkılabilir bilemiyorum" diye konuştu.
İzmir Yüzde 96 engeli bulunan MS hastası genç, yazdığı kitaplarla hayata tutunuyor Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde yaşayan Multiple Skleroz (MS) hastası Abdullah Berber (25), hastalığı sürecindeki mücadelesini ve bu süreçte anlatamadığı durumları kitap haline getirdi. Berber, “Şu anda istediğim tek şey çalışmak” dedi. Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde yaşayan 25 yaşındaki Abdullah Berber, 15 yaşında Marmaris’te bir otelde çalışırken, müşteriye servis yaptığı sırada ellerinin titrediğini fark etti. İlk başta titremelerin yorgunluktan kaynaklandığını düşündü. Daha sonra yaz tatilinin bitmesiyle memleketi Manisa’ya geri döndü. Şikayetlerinin devam etmesiyle Berber, bir süre sonra kontrol amacıyla Ege Üniversitesi Hastanesi’ne başvurdu. Orada yapılan tetkikler sonucu Berber’e, merkezi sinir sistemi rahatsızlığı olan MS hastalığı teşhisi konuldu. Yüzde 96 engeli bulunan Berber, hastalığın ataksız süreğen yüzde 5’lik kesimi arasında yer alıyor. 5 senede 5 kitap yazdı Hastalığı sebebiyle yürümekte güçlük çeken ve bastondan destek alan Berber, hastalığını öğrendikten sonra bir kitap yazmaya karar verdi. İlk olarak 2015 yılında yaşadığı süreci ve hastalığını konu alan ‘Gülümse’ kitabını çıkardı. Kitabının ilgi görmesinin ardından yazmayı bırakmayan Berber, sırasıyla ‘Hayata Dair’, ‘Aybike’, ‘Reform’ ve ‘Sol Yanım’ kitaplarını bastırdı. Her kitabında hastalığıyla ilgili ayrı bir hikayeyi ele alan Berber, 1 şiir, 2 otobiyografi ve 2 hikaye kitabı olmak üzere, 5 yılda toplam 5 kitap yazdı. Ayda bir kez gittiği İzmir Şehir Hastanesi’nde tedavisine devam edilen Berber, şimdi ise Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde bulunan pazaryerinde hem doğal ürünlerini hem de yazdığı kitapları satarak hastane masraflarını karşılamaya çalışıyor. Hastalığını öğrendiğinde yaşadığı şoku atlatmanın çok uzun zaman aldığını ifade eden Berber, “Çünkü daha önce ismini bile duymadığım bir hastalıkla hayatımı paylaşmıştım. O süreç benim için çok zordu. Çok büyük mücadelelerim oldu. Yaptığım en büyük hatanın MS hastalığını düşmanım olarak görmek olduğunu düşünüyorum. Çünkü ben onunla savaştım ve MS beni yendi. Artık onu kötü bir arkadaşım olarak görüyorum. Hiçbir zaman anlaşamayacağız ama hayatımdan da hiç çıkmayacak” ifadelerine yer verdi. “En büyük sıkıntım çalışamıyor olmam” Çalışabildiği takdirde hayatını devam ettirebileceğini ve hayata biraz daha tutunabileceğini düşündüğünün altını çizen Berber, şunları kaydetti: “Titremelerim tüm bedenimi sardı, dengemi kaybediyorum. Bastonsuz ve desteksiz yürüyemiyorum. En büyük sıkıntım çalışamıyor olmam ama bunun için de pazarcılık yapıyorum. Benim için başkalarına muhtaç olmak, eşyaları taşımak zor bir süreç. Benim şu anda istediğim tek şey çalışmak. Kendimi herhangi bir yere ait hissetmek istiyorum. Ben MS hastalığının en şanssız olan yüzde 5’lik kesimindeyim.” “Hastalığımı insanlara tanıtmak istedim” Hastalığını öğrendikten bir süre sonra kitap yazmaya başladığını söyleyen Berber, anlatamadığı durumları kitapta anlatmak ve hastalığını insanlara tanıtmak istediğini aktardı. Yazdığı kitapların hikayelerinden bahseden Berber, “İlk olarak ‘Gülümse’ isminde bir kitap yazdım. Daha sonrasında sırasıyla ‘Hayata Dair’, ‘Aybike’ ve ‘Reform’ adında kitapları çıkardım. ‘Reform’ kitabımda insanların kendi hayatlarında yapabilecek oldukları değişiklikleri, bir kişiye ‘sen’ veya ‘siz’ diye hitap edilmesini anlattım. Ardından ‘Sol Yanım’ isminde de bir şiir kitabı çıkardım” diye konuştu. “Olabilecek en iyi şeyleri kitaplarda yapmaya çalışıyorum” “Kitaplarımda hastalığıma dair yaşadığım olaylar var” diyen Berber, sözlerine şunları da ekledi: “‘Hayata Dair’ kitabımda hastalıktan önceki ve sonraki süreci anlatmaya çalıştım. ‘Reform’ kitabımda da MS hastası bir kişiden bahsettim. Bu kişi benim hayatımdaydı. Ailesi hastalığımdan dolayı beni istemedi. Çok zor süreçler yaşadım. Olabilecek en iyi şeyleri kitaplarda yapmaya çalışıyorum.” Maliyetlerin artması sebebiyle kitap yazmaya devam etmeyi düşünmediğini ifade eden Berber, vatandaşların da kitaba olan ilgisinin azaldığını belirtti.