GENEL - 13 Mayıs 2020 Çarşamba 12:26

Vatandaş yerli markalara güveniyor

A
A
A
Vatandaş yerli markalara güveniyor

Tüketim ürünleri pazarında güvenilen markalar belli oldu. Yapılan bir araştırmaya göre vatandaş, gıda sektörünün 3 kategorisinde yer alan markaların güven, beğeni ve sadakat skorunu ölçtü. Araştırma sonucu, tüketicinin en çok yerli markalara güvendiğini ve benimsediğini gösterdi.

Araştırma Şirketi AREDA Piar ve Z Raporu Dergisi iş birliği ile ikinci kez gerçekleştirilen Benim Markam Araştırması, üç farklı gıda kategorisinde tüketicilerin kendilerine en yakın bulduğu, en çok benimsediği markaları belirledi. Araştırma çerçevesinde Türkiye’nin farklı şehirlerinden bin 612 tüketicinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırma sonuçları güven, beğeni ve sadakat boyutlarında tüketicilerin markalara yönelik bakış açılarını ayrıntılı bir şekilde ortaya koydu. 9-10 Mart 2020 tarihleri arasında gerçekleştirilen araştırma, markalara hedef tüketicilerine uygun bir marka kişiliği ve kurumsal iletişim stratejilerini gözden geçirme ve pekiştirme fırsatı sundu.

Her ay farklı bir kategoride tüketicinin benim dediği markaları belirleyip; güven, beğeni, sadakat skorunu ölçümleyen Areda Piar, Nisan ayının, ‘süt ve süt ürünleri’, ‘et ürünleri’ ve ‘bakliyat ürünleri’ olmak üzere gıda sektörünü üç farklı kategoride ele aldı. Araştırma Şirketi, Mayıs ayında da ‘Bankacılık ve Mobil Bankacılık’ sektöründe Türkiye’nin benim dediği markaları ölçümleyecek.

Birincilik yerli markalarda

Araştırma sonuçlarına göre tüketicilerin yüzde 70,4’ü satın aldıkları üründe dikkat ettikleri ilk unsur ‘Güvenilir bir marka olması’ şeklinde yer aldı. En fazla tercih edilenler ise yerli markalar oldu. Süt ürünleri satın alınırken katılımcıların yüzde 31,8’i öncelikli olarak kalitesine dikkat ederken ikinci olarak yüzde 21,8 oranla ‘Marka bilinirliği ’ne dikkat ediyor. Buna göre süt ve süt ürünleri kategorisinde tüketicinin yüzde 26,1 gibi açık bir farkla “benim markam” dediği ürün Torku oldu. Bu kategoride yüzde 11,2 ile Sütaş ve yüzde 9,9 ile Pınar ve yüzde 9,5 ile de Dost süt, Torku’yu takip eden diğer markalar oldu. Gıda et ürünlerinde yüzde 14,9 oranında tüketici, “benim markam” olarak Erpiliç’i işaret etti. Erpiliç’i yüzde 12,3 ile Şahin, yüzde 8,3 ile Banvit, yüzde 8,1 oranla Cumhuriyet takip etti. Tüketici et ürünlerini tercih ederken öncelikli olarak yüzde 35,3 oranla ‘kalitesi’ ne baktığını belirtti. Türk tüketicisi, bakliyat ürünlerinde de yüzde 29,6 oranla öncelikli olarak ürünün kalitesine dikkat ettiğini belirtirken, ‘Marka bilinirliği’ yüzde 18,3 oranla dikkat edilenler arasında ikinci sırada yer aldı. Bakliyat ürünlerinde zirve 13,5 oranla Duru Bakliyat olurken, yüzde 12,2 ile Filiz, yüzde 11,8 ile Torku Çatalhöyük, yüzde 11,3 ile de Reis, en beğenilen bakliyat ürünleri sıralamasında ilk 4’te yerini aldı. 

Benim Markam hakkında

Her ay farklı kategorilerde ele alınacak Benim Markam Araştırması’nın en temel çıkış noktası, tüketicinin marka tercihlerini güven, beğeni ve sadakat kavramları bağlamında derinlemesine bir bakış açısı ile ele alıp Türkiye’nin ‘benim’ dediği markaları ortaya koymak olarak belirlendi. Güven, beğeni ve sadakat (GSB) skoru oluşturulurken markaların beklentiyi karşılayabilmesi, tasarım ve kullanım kolaylığı, müşteri memnuniyeti, ürün çeşitliliği ve kalitesi, tutku düzeyi gibi kriterleri dikkate alındı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin Büyükşehir Belediyesi, şampiyonluğu taraftarlarla kutladı Türkiye Basketbol Ligi play-off mücadelesinde şampiyon olarak Süper Lig’e yükselen Mersin Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü (MSK) şampiyonluğunu kutladı. Sarı-siyahlı basketbolcular, kutlamada kendilerini yalnız bırakmayan taraftarlarla buluştu. Mersin Millet Bahçesi’nde bir araya gelen basketbolcular, teknik ekip ve taraftarlar üstü açık otobüslerle kentte şehir turu yaptı. Konvoy yapan ekibe, vatandaşlar alkışlarla destek verdi. Konvoydakiler, Özgecan Aslan Barış Meydanı’nda coşkulu bir kalabalık tarafından karşılandı. Tezahüratlar eşliliğinde teknik heyet ve basketbolcuların tek tek anons edilerek sahneye davet edildiği kutlamada, oyuncular kazandıkları kupayı havaya kaldırdı. 10 yıl aradan sonra Süper Lig hasreti son bulan MSK, kente şampiyonluk gururunu yaşattı. "Şehrimize bu şampiyonluğu hediye etmeyi çok istiyorduk" Başantrenör Can Sevim, takımın başına geçtiği ilk günden itibaren verdikleri mücadeleyi şampiyonlukla taçlandıracaklarına inandığını söyledi. Bu doğrultu da hareket ettiğini dile getiren Sevim, mücadelenin sonunda da kazandıklarını ifade ederek, "Çok mutluyuz, çünkü şehrimize bu şampiyonluğu hediye etmeyi çok istiyorduk. Şehrimizi Süper Lig’de temsil edeceğimize bir gün olsun şüphe duymadık. Ne mutlu ki bunu başardık. Emeği geçen herkese, taraftara ve halkımıza teşekkür ediyorum. Onların desteği olmadan yapamazdık" dedi. Play-off’a yükselmenin oldukça zorlu olduğunu dile getiren Sevim, play-off’larda oynayan her takımın birincilik için mücadele ettiğini vurgulayarak, "Orada mücadele dozu, normal sezondan çok daha yüksek oluyor. Özellikle ligin ikinci yarısında başladığımız savunmadaki agresifliğimizden enerji ve güç alarak, hücumu da beraber kontrol ettiğimiz bir yapımız vardı. Bu da bize play-off’ta çok yardımcı oldu. Hiçbir maçı bırakmadık. Play-off’larda 1-2 maç kaybettik ama ne olursa olsun her maça elimizden gelen her şeyin daha fazlasını vererek çıktık ve mücadele ettik. Sonrasında da şampiyonluk geldi" diye konuştu. Oyunculardan taraftara teşekkür Oyunculardan Gökhan Yazıcıoğlu, şampiyonluk maçını kazandıkları için mutlu olduğunu belirterek, “Hepimiz güzel bir sezon geçirdik. Çok mücadele ettik ve çok uğraştık. Karşılığını almak bizi çok mutlu etti" dedi. Deniz Çelen de MSK’nın Süper Lig hedefi ile kurulmuş bir takım olduğunu dile getirerek, “Sonunda bunu başarmış olmak ve seyircinin önünde yaşamak, özellikle evimizde kazanıp da galibiyeti onlarla beraber kutlayabilmek çok keyifliydi. Hepimiz çok mutluyuz" diye konuştu. Canberk Kuş ise taraftarların desteklerinin çok önemli olduğunu ifade ederek, “Onların desteği olmadan buralara gelemezdik. Bu şehre şampiyonluğu getirdiğimiz için çok memnun ve mutluyuz" ifadelerini kullandı. Ata Turgut da sezon mücadelesine son 2 ay kala dahil olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti: "Burası çok güzel insanlardan oluşan bir takım. Bu yüzden çok mutluyum. Bu takım sezona şampiyonluk hedefiyle başladı ve bu hedefe ulaştık. Bu takımın en güzel yanlarından birisi de taraftarı. Gerçekten her maçta bizi destekliyorlar ve bize özel olduğumuzu hissettiriyorlar. Bizi hiç yalnız bırakmadılar. Onlar olmasa biz buralara gelemezdik. Onlara çok minnettarız."
Antalya Perge’deki Kestros Çeşmesi, 1800 yıl aradan sonra suyla buluşacak Perge Antik Kenti’nin önemli yapılarından Kestros Çesmesi, yaklaşık bin 800 yıl aradan sonra yeniden su ile buluşacak. 2022 yılında gerçekleştirilen deneme sayesinde çeşmeden su akıtılarak yapının günümüzdeki durumu hakkında gözlemlerde bulunulmuştu. Perge Antik Kenti kazı başkan yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Aytaç Dönmez, “İki ay sonra artık çeşmeden ve havuzdan su akmaya başlayacak” dedi. Turizme katkısı olacak Antalya şehir merkezinin 17 kilometre doğusunda bulunan Aksu ilçesinde yer alan Perge Antik Kenti, mimarisi ve mermer heykeltıraşlığı ile ünlü. Antik kentte yapılan kazılarda ortaya çıkarılan heykeller, Antalya Müzesi’ni en önemli heykel müzelerinden biri haline getiriyor. Perge’de yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren kazı başkan yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Aytaç Dönmez, alanda bulunan Kestros Çeşmesi’nin yeniden suyla buluşacağını açıkladı. Dönmez, iki yıl önce gerçekleştirilen deneme sayesinde yaklaşık bin 800 yıl sonra çeşmeden su akıtarak yapının günümüzdeki durumu hakkında gözlemde bulunduklarını belirterek, şu ifadelere yer verdi: “Bu sene projelerimizden bir tanesi de özellikle kentin kuzeyinde bulunan Kestros Çeşmesi dediğimiz alanda suyun akıtılması olacak. Bu projeden sonra suyun çeşmeden akması ve kanaldan aşağı doğru uzanmasıyla, buraya gelecek insanların sayısının daha fazla olacağını tahmin ediyoruz.” “Bütüncül bir restorasyon çalışmasını uygulamaya sokmak istiyoruz” Kestros Çeşmesi’nin, kentin kuzeyinde yer alan akropole doğru uzanan hem kapı hem de çeşme fonksiyonlu bir yapı olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Aytaç Dönmez, çeşme yapısının suyun aktığı kısmında 700 metre boyunca uzanan havuz görünümlü bir kanal bulunduğuna işaret etti. Dönmez, “Su çeşmeden akıyor ve bu kanal sayesinde kuzey güney doğrultulu caddenin tam ortasında lüks bir havuz görünümü alıyor. İlk etapta aslında çeşmeye su vermek istiyoruz, şu an da çalışmalarımız başladı. Çeşmeye su verdikten sonra su kavşağa kadar gelecek ve kavşaktan daha sonra yeniden kanala gidecek. Hem su israfı olmayacak hem de çeşmeden su akmış olacak. Çeşmeden su aktıktan sonra da çeşmenin bütüncül bir restorasyon çalışmasını uygulamaya sokmak istiyoruz, heykellerini yerine koymak istiyoruz. Hedefimiz özellikle çeşmeden suyu yeniden akıtarak canlandırmak, yaklaşık iki ay olarak projelendirmiştik yeni başladık. İki ay sonra artık çeşmeden ve havuzdan su akmaya başlayacak” ifadelerine yer verdi.