POLİTİKA - 30 Kasım 2015 Pazartesi 22:09

Ve 64. Hükümet güvenoyunu aldı!

A
A
A
Ve 64. Hükümet güvenoyunu aldı!

TBMM Genel Kurulu'nda yapılan oylamada 64. Hükümet Programı güvenoyu aldı. Başbakan Davutoğlu, “Evet, aldığımız oy oranı yüzde 49,5'tir ama şu andan itibaren bütün milletimizin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve hükûmetiyiz” ifadelerini kullandı.

1 Kasım seçimlerinin ardından kurulan 64. AK Parti Hükümeti, TBMM Genel Kurulu'nda yapılan oylamada güvenoyu aldı. Yapılan oylamaya 509 milletvekili katıldı. 315 milletvekili hükümet programına olumlu oy verirken, 194 milletvekili de olumsuz yönde oy kullandı. Elektronik sistemle yapılan oy kullanma işlemi esnasında Genel Kurul görevlileri Başbakan Ahmet Davutoğlu’na oy kullanma sistemi konusunda yardımcı oldu. 

BAŞBAKAN KÜRSÜDEN İNDİ MUHALEFETE GİTTİ

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 64. Hükümet'in TBMM’de güvenoyu almasından sonra muhalefet liderleri ile tokalaşıp, AK Partili milletvekillerinin tebriklerini kabul etti.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, TBMM'de güven oylamasından sonra yaptığı teşekkür konuşması sonrasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli ve HDP grup yöneticilerinin ellerini sıktı. Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı ile tokalaştıktan sonra yerine geçen Başbakan Davutoğlu, AK Partili milletvekillerinin tebriklerini kabul etti. 

“BİZ OLSAK NE YAPARDIK DİYE DÜŞÜNÜN”

Başbakan Ahmet Davutoğlu, muhalefetin Meclis'te temsilinin iktidarın temsili kadar en temel hak olduğunu belirterek, muhalefetin eleştiri haklarına saygı göstereceklerini ifade etti. Davutoğlu, tahammül edemeyecekleri tek şeyin nezaket dışı sözler ve şiddet olduğunu söyledi. 

1 Kasım seçimlerinin ardından AK Parti tarafından kurulan 64. Hükümet, TBMM Genel Kurulu'nda yapılan oylama ile güvenoyu aldı. Güven oylaması sonrasında teşekkür konuşması yapmak üzere kürsüye çıkan Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yüce heyetinizin 64. Cumhuriyet Hükûmetimize güvenoyu vererek göstermiş olduğu teveccüh dolayısıyla minnetlerimi ifade ediyor, hükûmetimizin milletimiz, ülkemiz ve insanlık için hayırlı çalışmalara vesile olmasını temenni ediyorum. Allah hayırlı eylesin, Allah utandırmasın” dedi.

En büyük teşekkürü Türk milletine ettiğini belirten Başbakan Davutoğlu, milletin 1 Kasım’da modern demokrasilerde görülmeyen bir katılım ile modern demokrasilerde görülmeyen bir temsili Meclis'e yansıttığını belirterek, “Dün, Türkiye-Avrupa Birliği zirvesini gerçekleştirirken arkasında daha bir ay önce yüzde 85 katılımla ve yüzde 97,5 temsille oluşmuş bir Meclis'te yüzde 49,5'lik bir halk desteğiyle, güçle bulunan bir başbakan olmanın onurunu, gururunu yaşadım. Orada da mevkidaşlarıma ifade ettim. Bu, Türkiye'de demokrasinin ne kadar kökleşmiş olduğunu, halkımızın demokrasi bilincinin ne kadar sarsılmaz olduğunu bütün dünyaya gösteren bir tablodur. Tekrar, minnetlerimi, şükranlarımı aziz milletimize bir kez daha ifade ediyorum” diye konuştu.

“BÜTÜN MİLLETİMİZİN HÜKÜMETİYİZ”

“Evet, aldığımız oy oranı yüzde 49,5'tir ama şu andan itibaren bütün milletimizin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve hükûmetiyiz” ifadelerini kullanan Davutoğlu, başka partilere oy veren yüzde 50.5’lik toplum kesiminin de hükümeti olacaklarını, onların seslerinin her zaman kulaklarında olacağını ifade etti. Davutoğlu, “Hiçbir zaman, hiçbir kesimi ihmal etmeyeceğiz, hiçbir yerden gelen hiçbir olumlu öneriye kulaklarımızı tıkamayacağız, herkesi dinleyeceğiz. Bütün bir milletin kaderini omuzlamış bir hükûmet olarak geleceğe emin adımlarla ilerleme kararlığını göstereceğiz. Bunun için sürekli olarak hem Meclisimizdeki istişareleri sürdüreceğiz hem de sivil toplum kesimleriyle sürekli temas hâlinde olacağız. Buradan bütün sivil toplum kesimlerine de sesleniyorum. Bize ileteceğiniz, ülkemizi aydınlık bir geleceğe götürmek üzere ileteceğiniz her fikre açığız. Bizimle en aykırı düşüncelere sahip olsanız dahi milletimizin temsilcileri olarak sizlerle her zaman temas hâlinde olacağız. Buradan değerli genel başkanlara ve muhalefetimize de hem bir çağrı hem de ortak bir kaderi paylaşmış olmanın atmosferiyle bazı hususlarda vurguda bulunmak istiyorum. Muhalefet, demokrasilerin olmazsa olmaz şartıdır. Muhalefetin olmadığı Meclisler otoriter totaliter ülkelerin meclisleridir. Muhalefetimizin bu Mecliste temsili, iktidarın temsili kadar en temel haktır, demokrasilerde bu temsile saygı göstermek herkesin görevidir. Dolayısıyla muhalefetimizin bu Meclis'te temsil anlamında da, eleştiri hakkına her zaman saygı göstereceğiz. Eleştiri en doğal hakkınızdır. Bu eleştirileri en doğru zeminde olumlu anlamda icraata yansıtmak için dikkatlice dinleyeceğiz. Her görüşü burada beyan edelim. En aykırı görüşlere dahi tahammülle ve anlayışla yaklaşalım. Ama bir şeye tahammül etmeyelim, nezaket dışı sözlere ve şiddete” şeklinde konuştu.

“SEVİYEYİ ÜST DÜZEYDE TUTALIM, EMPATİ YAPALIM”

Meclis'te grubu bulunan partilerden ricada bulunan Başbakan Davutoğlu, “Sadece AK Parti Genel Başkanı, Başbakan olarak değil, istikrarı gerçekleştirmiş yüce bir çatının altında bulunan bir milletvekili ve bir vatandaş olarak ve bu ricada bulunurken, grubum adına bu ricanın gerekliliğini her zaman yapacağımız taahhüdünde bulunuyorum. Birinci ricam, üslup ve muhteva açısından seviye ve nezaketi her zaman en üst düzeyde tutalım, hem en doğru dili kullanalım hem de konuşmalarımızın muhtevasında milletimiz için dile getireceğimiz fikirler, alternatif düşünceler olsun. Şeyh Edebali’nin sözünü hep beraber hatırlayarak, hep bize sükunetin, bize vakarın düştüğünü hiç unutmayalım. İkinci ricam, empati yapalım. Önce biz empati yapacağız. Getirdiğimiz her yasa teklifinde ‘acaba muhalefette olsaydık ne derdik’ diye düşüneceğiz ve ona göre yasa teklifinde gerekli revizyonları gerektiği zamanda yapacağız ve bundan da hiç gocunmayacağız. ‘Biz muhalefette olsak acaba ne derdik’ diye düşünüp ona göre tavır alacağız. Ama sizden de ricam siz iktidarda olsaydınız ‘en kritik zamanlarda, en kritik dönemeçlerde nasıl karar alırdık’ diye düşünüp ondan sonra bizi eleştirmeniz. Son örneğini hava sahamızı ihlal eden, daha sonra da Rusya’ya ait olduğu anlaşılan uçakların ihlali ile ilgili olayda yaşadığımız gibi eleştirmeden önce bir an sizin karar makamında olduğunuzu düşünün ve ‘hava sahası ihlal edilmiş bir ülkenin bir başkanı ya da hükümet üyesi olarak buna müsamaha gösterir miydik’ diye düşündükten sonra eleştirin. O zaman hep beraber göreceğiz ki, bu ülkenin kaderi söz konusu olduğunda, bu ülkenin milli onurunu temsil eden hususlar söz konusu olduğunda hep beraber ortak bir tavırda çok rahat buluşabileceğiz. O zaman göreceğiz ki, sadece milletimizin temsili bakımından son derece asil bir görev yürüten bu Meclis olmakla kalmayıp, aynı zamanda örnek ve çözüm üretebilen, karşılıklı anlayış içinde konuşabilen, birbirini anladıktan sonra eleştirebilen çok saygın bir heyet olma niteliğine kavuşacağız” dedi.  

“VAKİTLER HAYROLA, HAYIRLAR FETH OLA, ŞERLER DEF OLA"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Vakitler hayrola, hayırlar feth ola, şerler def ola. Rabbim hayırlı hizmetlerle dolu 4 yıl nasip etsin” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 64. Hükümet'in TBMM’de güvenoyu almasıyla ilgili sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “64. Cumhuriyet Hükümeti olarak yüce Meclis'ten güvenoyu aldık. En büyük teşekkürümüz, en büyük güvencemiz olan aziz milletimizedir. AK Parti olarak biz bu bereketli topraklara sadece sevgi tohumları ekmeye geldik. Vakitler hayrola, hayırlar feth ola, şerler def ola. Rabbim hayırlı hizmetlerle dolu 4 yıl nasip etsin” ifadelerini kullandı. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Hüseyin usta tezgahın başında mesleğin son ustalığını sergiliyor Zonguldak’ın Devrek ilçesinde kalaycı ustası Hüseyin Macit Çekeneci, mesleğini teknolojiye rağmen sürdürüyor. Devrek tarihini yansıtan ve bakır, kap-kacak, ibrik, tas, tabak, kazan gibi bakır mutfak eşyalarını kullanırken insanı zehirlememesi için yapılan kalay işlemini 68 yaşındaki Hüseyin Macit Çekeneci sürdürüyor. İlçede kalaycılık mesleğini seyyar ve yerleşik olarak yapan esnaf sayısı 1960’larda 23 iken şimdilerde son iki ustayla sürdürülüyor. 68 yaşındaki Hüseyin Macit Çekeneci 48 yıldır bu mesleği yaparak zamana direnen son iki ustadan birisi oldu. Kalaycı ustası Çekeneci; geçmiş zamanda Devrek’te sayılarının seyyar ve dükkan olmak üzere 23 olduğunu, kalaycıların olduğu sokağa girildiğinde çekiş seslerinden geçilmediğini hatırlattı. "Bizden sonra devam ettirecek çırak yok" Babasından devraldığı işyerinde 85 yıldır mesleğin yaşatılmaya çalışıldığını ifade Çekeneci, "Ben bu mesleği 1973 yılında 17 yaşımda liseden ayrıldıktan sonra babamın yanında başladığım zamandan beri yapıyorum. Askerden sonra da bu mesleği bırakmayarak devam ettim. Bu sokakta 12 belki de daha fazla kalaycı dükkanı vardı. Sokağa girdiğiniz zaman alışkın değilseniz çekiç seslerinden duramazdınız. İnsanların zamanla bakır mutfak eşyası kullanmayı bırakmasıyla birlikte sokağı inleten çekiç sesleri de zamanla azaldı. Şimdi bu mesleği yapan iki kişi kaldık. Bizlerde bırakırsak bu meslek ölmüş olacak. Bu meslek çok güzel bir meslek bu bakırlarda pişen yemeğin tadını hiçbir alüminyum, çelik vermez. Bir kalaycı ustası en az 7-8 defa kalay atacağı ürünü elden geçirir. Kalay için gelen bir bakır önce kostik asit daha sonra tuz ruhu ile sürtme işini yaparak parlatıp dogrultarak kalaya hazır hale getirip meslegi devam ettirmekteyiz. Bizler artık bu mesleğin son dönemlerindeyiz bizlerde bıraktıktan sonra bir çırak yok. Artık bu meslek Türkiye’de azalıyor” dedi.
Konya Eşinden tezgahı aldı, 17 yıldır müşterilerinin ’Simitçi Teyzesi’ oldu Konya’da eşi işe girince simit tezgahının başına geçen ve müşterilerinin ’Simitçi Teyzesi’ olan Elife Öztürk, 17 yıldır her gün sabah erken saatlerde tezgahında simit satarak evinin geçimine katkı sağlıyor. Konya’da 17 yıldır açtığı simit tezgahıyla evinin geçimine katkı sağlayan Elife Öztürk, yıllardır müşterilerini güler yüzüyle karşılıyor. Üç çocuk annesi 63 yaşındaki Elife Öztürk, daha önce simit tezgahında satış yapan eşinin işe başlaması nedeniyle Beşyol Kavşağında bulunan simit tezgahını 17 yıl önce devraldı. İşini, soğuk sıcak demeden bir gün bile aksatmayan Öztürk, eşinin şeker, yüksek tansiyon ve kalp hastalığı olduğunu, kendisinin de romatizma rahatsızlığının bulunduğunu söyledi. Elife Öztürk, her gün sabahın erken saatlerinde tezgahında simit satarak evinin geçimine katkı sağlarken, müşterilerinin ’Simitçi Teyzesi’ oldu. Parası olmayan çocuklardan da okula aç gitmesinler diye ücret almayan Elife Öztürk, 17 senedir bu tezgahta simit sattığını söyledi. “17 senedir bu tezgahta simit satıyorum” Yıllardır simitçilik yapan 3 çocuk annesi Elife Öztürk, Konya’ya 1998 yılında Kadınhanı ilçesinden geldiklerini anlatarak, “Eşim burada tezgahta çalışıyordu. Güvenlik sertifikası alınca, orası bizim ekmek teknemiz ben çalıştırayım, hiç olmazsa sen yine işsiz kalırsan tezgahın başına geçersin dedim. 17 senedir bu tezgahta kış ayında da yaz ayında da simit satıyorum” dedi. "Tek isteğim tezgahımın etrafını soğuktan korunacak şekilde yaptırmak” İşini severek yaptığını, kış aylarında biraz zorlandığını anlatan Elife Öztürk, “Çalışıyorum ama kışın az zorlanıyorum. Soğuk gerçekten zor oluyor. Ayaklarım üşüyor, romatizma oldu. Yaş ilerledi, yaş ilerleyince kolay değil soğukta çalışmak ama yapacak bir şey yok. Eşim emekli oldu ama düşük maaştan alıyor. Ben ömrüm yettiğince ekmeğimizi nasıl olsa kazanıyorum. Tek isteğim tezgahımın etrafının soğuktan korunacak şekilde yaptırılması” şeklinde konuştu. Simitçi Elife Öztürk’ün müşterileri ise kendisinden memnun olduklarını ifade etti.
İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Özer, sokak köpeğini yağmurdan koruyan çocuğu makamında ağırladı Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, Esenyurt’ta geçtiğimiz günlerde yaşanan sağanak yağış sırasında yanındaki sokak köpeğini yağmurdan ıslanmaması için tahta parçası ile koruyan 10 yaşındaki Ayaz Güney ve ailesini makamında ağırladı. Duyarlı davranışından dolayı küçük Ayaz’a teşekkür eden Başkan Özer, “Hayvan sever, köpeği yağmurdan koruyan güzel, koca yürekli adam” diye konuştu. Esenyurt’ta geçtiğimiz günlerde etkili olan sağanak yağışta,10 yaşındaki Ayaz Güney’in bir köpeği ıslanmaması için tahta parçasıyla koruduğu görüntüler medyada geniş yer bulmuştu. Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer hem küçük Ayaz ile tanışmak hem de duyarlı davranışından dolayı teşekkür etmek ailesiyle birlikte makamında ağırladı. Ayaz ve kardeşleriyle bir araya gelen Başkan Özer, onlara çeşitli hediyeler vererek sokak hayvanlarına gösterdikleri şefkatten dolayı teşekkür etti. “Bu güzel davranış herkese örnek olmalı” Konu ile ilgili konuşan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, “Hayvan sever, köpeği yağmurdan koruyan güzel, koca yürekli adam. Tebrik ederim seni. Bugün aslında toplumda bir farkındalığı oluşturmak ve büyütmek adına sevgili Ayaz’ı kabul ettim. Bunun da özellikle bilinmesini istedim. İnsanlar ve doğa, İnsanlar ve hayvanlar, bir arada yaşamak zorundadırlar. Bu anlamda hayvanların da insanlar gibi bir takım hakları vardır. Doğanın da aslında sürdürülebilir olması için bir hakka, hukuka tabi olması gerekir. Biz olmasak da doğa ve hayvanlar kendi başlarına yaşamlarını sürdürebilirler. Ama doğa olmazsa biz yaşamımızı kendi başımıza sürdüremeyiz. Hayvanlar aynı zamanda insanların dostlarıdır. Bizim sosyopsikolojik yapımızın daha kuvvetli olması için ihtiyaç duyduğumuz bir çeşit yaşam arkadaşlarımızdır. Bu nedenle onları korumak, kollamak da bizim insani görevimizdir. Hayvanlara karşı işlenen suçlarında bir hukuka bağlanması gerekir. Bu işin bir yanı ama diğer yanı bizim hayvanları sevmemiz, korumamız ve kollamamız gerekir. 10 yaşında bir çocuk olarak yürümüş olduğu sokaktaki bir köpeğin yağmurda ıslandığını görünce onun koca yüreği devreye girer ve bulduğu bir tahta parçasıyla o hayvanı yağmurdan korumaya çalışır. Ben de bunu duyduğumda bu farkındalığı büyütmek adına kendisini tebrik etmek, kucaklamak ve koca yüreğinden öperek ödüllendirmek için buraya davet ettim. Sevgili Ayaz’ın bu güzel davranışının toplumda herkese örnek olmasını diliyorum. Senin yolunun aydınlık ve açık olmasını diliyorum” dedi. “Onu mahallemizde besliyoruz” Kendisini makamında ağırlayan Başkan Özer’e teşekkür eden Ayaz Güney, “Eve giderken yağmur yağıyordu. Köpek çok titriyordu ben de üzüldüm ve tahta parçası koydum köpek üşümesin, ıslanmasın diye. Şimdi onu mahallemize aldık. Besliyoruz” dedi.
Ankara TESK Genel Başkanı Palandöken: “Evliliklerin 500 milyar liralık ekonomi oluşturması bekleniyor” Bu yıl havaların erken ısınmasıyla birlikte düğün sezonunun da açılmaya başladığını söyleyen Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Havaların erken ısınmasıyla birlikte fotoğrafçı, kuaför, berber, gelinlikçi, çiçekçi, pastacı, çeyizci gibi onlarca farklı sektörde esnafımız düğün sezonuna hazır. Bu yıl yapılacak düğünlerle birlikte evliliklerin 500 milyar TL’lik ekonomi oluşturması bekleniyor” dedi. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken düğün sezonunun başlamasıyla birlikte evliliklerin ekonomiye olan yansımasını değerlendirdi. Piyasanın canlanmak için düğün sezonunu beklediğini belirten Palandöken, ortalama düşün yapmanın maliyetini anlattı. Beyaz eşyadan oturma grubuna, düğün salonundan ziynet eşyalarına kadar yapılan harcamaların 500 bin liradan başladığını kaydeden Palandöken, "Döviz kurlarındaki artış ve yüksek enflasyona bağlı olarak tüm ürün ve hizmetlerde çok ciddi fiyat artışları var. Düğünlerin vazgeçilmezi altının fiyatı son 1 yılda yüzde 100’e yakın arttı. Eskiden gelin damada gelen altınlar düğün maliyetini önemli ölçüde karşılardı şimdi o da hayal oldu. Öte yandan düğün salonu kiralarındaki astronomik artış, beyaz eşya ve elektronik eşyalardaki fiyat artışları hesaba katıldığında gençlerimiz işsizlik ve ekonomik nedenler yüzünden evliliği geciktirebiliyor. Devletimiz gençleri evliliğe teşvik etmek için elinden geleni yapıyor. Birtakım teşvik ve destekler var ancak tüm çiftler için sıfır faizli destek kredilerinden yararlanma imkanlarının sağlanması çok önemli. Bu hem çiftlerin düğün masraflarına katkı hem de kuracakları yuvalarla ekonomiye katkıları bakımından çok önemli olacak” diye konuştu. “Geçtiğimiz yıl düğünler piyasaya 300 milyar lira katkı sağladı” Gençlerin dünya evine girmesi ve piyasaların canlanmasında düğünlerin önemli bir yeri olduğuna değinen Palandöken, “Geçtiğimiz yılın TÜİK verilerine göre düğün sektörü piyasaya 300 milyar TL’lik ekonomik katkı sağladı. İğneden ipliğe yapılan düğün alışverişleri ise emlakçıdan taksiciye, matbaacıdan organizasyoncuya kadar çok sayıda sektöre doğrudan kazanç kapısı oluyor. Bu yıl dünya evine girecek gençlerimizin mağdur olmaması için firmalar elini taşın altına koyarak yeni evlenecek çiftlere özel kampanya ve indirimler yapmalı. Öte yandan bu düğün sezonunda alışveriş yapacak vatandaşlarımız güven, memnuniyet, garanti ve kayıt dışılığı önlemek adına bir sıkıntı yaşamamak için bildiği ve güvendiği esnafı tercih etmeli” şeklinde konuştu.