DÜNYA - 20 Mart 2016 Pazar 11:49

Vodafone Türkiye ve KAGİDER New York’ta 'Soma’da Önce Kadın'ı BM ülkelerine anlattı

A
A
A
Vodafone Türkiye ve KAGİDER New York’ta 'Soma’da Önce Kadın'ı BM ülkelerine anlattı

Vodafone Türkiye, KAGİDER ve Soma Belediyesi işbirliğiyle hayata geçirilen ve 10 ay gibi kısa bir sürede kooperatifleşmeyi başararak bölgedeki 370 kadına sürdürülebilir bir gelir kapısı sunan Soma’da Önce Kadın Projesi, Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonu’nun 60. Dönem Toplantısı kapsamında “Kırsal Alanda Sürdürülebilir Kalkınma İçin Kadınların Güçlendirilmesi” teması altında tüm dünyaya başarı hikâyesi olarak anlatıldı.

Vodafone Türkiye, KAGİDER ve Soma Belediyesi işbirliğiyle hayata geçirilen ve 10 ay gibi kısa bir sürede kooperatifleşmeyi başararak bölgedeki 370 kadına sürdürülebilir bir gelir kapısı sunan Soma’da Önce Kadın Projesi, Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonu’nun 60. Dönem Toplantısı kapsamında “Kırsal Alanda Sürdürülebilir Kalkınma İçin Kadınların Güçlendirilmesi” teması altında tüm dünyaya başarı hikâyesi olarak anlatıldı. Marka işbirlikleriyle “bölgede el işi üretiminin merkezi” olması hedefiyle yoluna devam eden Soma’da Önce Kadın Eğitim ve Üretim Merkezi’nin örnek uygulama olarak ele alındığı toplantıya, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Helen Clark da katıldı.

"Teknoloji Hayatın Hizmetinde" vizyonuyla kadınların ekonomik ve sosyal hayatta güçlendirilmesi için çalışmalar yürüten Vodafone Türkiye’nin, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) ve Soma Belediyesi işbirliğiyle hayata geçirdiği Soma’da Önce Kadın Eğitim ve Üretim Merkezi, Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonu’nun 60. Dönem Toplantısı kapsamında “Kırsal Alanda Sürdürülebilir Kalkınma İçin Kadınların Güçlendirilmesi” teması altında dünyaya örnek gösterildi.
New York’ta gerçekleştirilen toplantı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Helen Clark’ın açılış konuşmasıyla başladı. Toplantıda, Vodafone Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt, Vodafone Vakfı Direktörü Andrew Dunnett, International Trade Center Direktörü Arancha Gonzalez ve KAGİDER Başkanı Sanem Oktar da kadınların güçlendirilmesine yönelik çalışmalar ve Soma’da Önce Kadın Eğitim ve Üretim Merkezi hakkında kapsamlı bilgiler verdi.

HELEN CLARK: “KADININ GÜÇLENMESİ İÇİN SOMA’DA ÖNCE KADIN GİBİ KIRSAL ALANI HEDEFLEYEN PROJELERİ YAYGINLAŞTIRMALIYIZ”
Toplantının açılış konuşmasını Yeni Zelanda’nın eski başbakanı, Birleşmiş Milletler’in en etkili üçüncü ismi ve ilk kadın direktörü olan Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Helen Clark yaptı. Helen Clark konuşmasında şunları söyledi: “Türkiye Vodafone Vakfı ve KAGİDER’e bize bugün ev sahipliği yaptıkları için teşekkür ediyorum. Vodafone Türkiye, KAGİDER işbirliğiyle, kadınların güçlendirilmesi için dijital dünyanın getirdiği olanaklarla yenilikçi ürün ve hizmetler sunuyor. Akıllı telefonlar ve iş bağlantılarının yanı sıra kırsal alanda gerçekleştirilen çalışmalar da çok değerli. Gelişmekte olan ülkelerde kadınlar erkeklere göre her gün 73 dakika daha fazla çalışıyor. Kırsal alanlarda ve daha fakir yerlerde bu açık artıyor. Birçok kadın şehirlere taşınıyor. Erkekler olmadan aileyi geçindirmek zorunda kalıyorlar. Kadınlar, gelişmekte olan ülkelerde tarımsal işgücünün \%43’ünü oluşturuyor. Erkeklerle aynı şeyi yapsalar da kaynaklara daha az ulaşıyor, daha az kazanıyorlar. Kadınların yönettiği ve gelirin arttığı ailelerde evdeki tüketim daha çok çocukların yararına oluyor. Fakirlikten, sadece erkeklerin çalışması yoluyla değil, kadınları destekleyerek kurtulabiliriz. Kadınların 2025 yılında işgücüne katılımı erkekler kadar olabilirse, 28 trilyon dolar değerinde daha fazla üretime sahip olacağız. Kadınlar, ekonomik olarak güçlü olduğunda şiddete de daha az maruz kalacaklar. Kadına şiddet sorununun üstesinden gelmek için kadını güçlendirmeliyiz.”

GÖKHAN ÖĞÜT: “MOBİL TEKNOLOJİLERİN GÜCÜNÜ KADINLARIN POTANSİYELİYLE BULUŞTURARAK ÜLKEMİZE LİG ATLATMAYI AMAÇLIYORUZ”
Toplantı kapsamında düzenlenen panelde konuşma yapan Vodafone Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt, Soma’da Önce Kadın Eğitim ve Üretim Merkezi’nin “Kadının güçlendirilmesi yoluyla kırsal alanda sürdürülebilir kalkınma” konusunda Birleşmiş Milletler çatısı altında tüm ülkeler için rol model olmasının, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve kamu işbirliğinin güzel bir örneği olduğunu belirtti. Gökhan Öğüt konuşmasını şöyle sürdürdü: “Vodafone Türkiye olarak, toplumsal gelişim ve kalkınmanın kadınların sosyal ve ekonomik hayata etkin katılımlarıyla mümkün olacağına inanıyoruz. Araştırmalara göre, önümüzdeki 10 yılda tüm dünyada 1 milyar kadın, işgücüne katılma potansiyeli taşıyor. 2020 itibariyle, istihdam edilme yaşına gelmiş kadınların önemli bir bölümü, gelişmekte olan ülkelerden çıkacak. Bu kadınlarımızın en büyük yardımcılarından biri ise mobil teknolojiler olacak. Vodafone Önce Kadın Raporu’na göre, yaşamı destekleyen ‘erişim’, ‘eğitim’, ‘sağlık’, ‘güvenlik’, ‘istihdam’ ve ‘yaşlılıkta yalnızlık’ alanlarında mobil iletişim ve genişbant teknolojilerinin entegrasyonuyla yapılacak çalışmaların artması, kadınların hayatına olumlu katkı sağlayacak, kadınlar topluma yılda 6,6 milyar dolar değerinde ekonomik katkıda bulunabilecek. McKinsey’e göre de kadınların tüm potansiyeliyle işgücüne entegre olması, 2025 yılına kadar ekonominin \%26 büyümesi anlamına geliyor. Bu rakamlar, ülkelerin gelecekte global rekabette var olabilmesinin güçlü kadınlarla mümkün olacağını ortaya koyuyor. Biz Vodafone olarak, mobil teknolojilerin gücünü kadınların potansiyeliyle buluşturarak ülkemize lig atlatmayı amaçlıyoruz. Bugüne kadar 625 binden fazla kadının yararlandığı Vodafone Önce Kadın Programı kapsamında sürdürülebilir iş ve yaşam modelleri sunarak kadınları güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Soma’da Önce Kadın Eğitim ve Üretim Merkezi de bu programımızın önemli bir parçası. Projeyi hayata geçirirken ‘Bu merkezi güçlendirerek büyüteceğiz, kadınlarımızın el emeği işlerini sürdürülebilir gelir meydana getiren bir iş modeline dönüştüreceğiz’ demiştik. Geldiğimiz noktada bu sözümüzü tutmaktan ve Soma’da Önce Kadın Eğitim ve Üretim Merkezi’nin 10 ay gibi kısa bir sürede kooperatifleşerek kadınlarımız için sürdürülebilir bir gelir modeli haline gelmesinden mutluluk duyuyoruz. Merkezimizin elde ettiği bu başarıyı gören Birleşmiş Milletler’in, projemizi kırsal alanda kadının güçlenmesiyle sürdürülebilir kalkınma oluşturma konusunda tüm dünyaya örnek göstermesi ise mutluluğumuzu perçinleyen ikinci bir unsur oldu. Vodafone olarak, geleceğin kadınlarla birlikte inşa edilmesinin önemine inanıyoruz. Sosyal yatırımlarımızda odak noktalarımızdan biri her zaman kadın olacak. Kadınlarımızın güçlendirilmesine Dijital Dönüşüm ile destek olmaya ve iletişim teknolojilerinin gücüyle dünyada ve Türkiye’de herkese ilham vermeye devam edeceğiz.”

SANEM OKTAR: “50 KADIN BİR ARAYA GELEREK KOOPERATİF KURDU; BİZ ASLINDA EV KADINLARINDAN GİRİŞİMCİLER OLUŞTURDUK”
Panelde söz alan KAGİDER Başkanı Sanem Oktar, şunları kaydetti: “KAGİDER olarak, Birleşmiş Milletler’de kadının güçlenme ilkesi çerçevesinde düzenenlenen çalışmalara katılmak ve bu prensipler doğrultusunda çalışmalarımızı sunmak için buradayız. Derneğimiz, 2011 yılından beri Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi’nde özel danışmanlık statüsünde Türkiye’de cinsiyet eşitliği konusunda çalışan ilk sivil toplum kuruluşu olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Her yıl New York’a gelerek Birleşmiş Milletler çerçevesinde toplantılara katılıyor, doğru ve iyi uygulamaları herkesle paylaşıyoruz. Bu yıl da Türkiye Vodafone Vakfı ile birlikte Aralık 2014’te hayata geçirdiğimiz Soma’da Önce Kadın Eğitim ve Üretim Merkezi projesini tanıtıyoruz. 13 Mayıs 2014’te meydana gelen Soma maden faciasının ardından her duyarlı sivil toplum kuruluşu gibi biz de bölgeye gittik, haneleri dolaştık ve neler yapabileceğimize odaklandık. İlk şartımız, ne yaparsak yapalım, bunun ‘sürdürülebilir’ olmasıydı. Kuracağımız modelin çalışılabilir, üretilebilir, ekonomik kazanç sağlayan, kendi kendini yöneten, ölçülebilir ve şeffaf olması gibi kriterleri benimsedik. Soma’da belediye, kaymakamlık ve özel sektörü bir araya getirdik. Mentorluk modelini devreye soktuk. Kurduğumuz modelin lokal değil global olmasını istiyorduk ve bu ihtiyaçlara yanıt verecek bir iş ortağı arayışına girdik. Vodafone Türkiye, çağrımıza hemen cevap verdi. İşbirliğimiz sonucunda Soma’da Önce Kadın Eğitim ve Üretim Merkezi hayata geçirildi. Bugün geldiğimiz noktada 50 kadın bir araya gelerek kooperatif kurdu; biz aslında ev kadınlarından girişimciler oluşturduk. Şu anda Türkiye’de 8 milyon 100 bin kadın çalışıyor. Kadın çalışan ve girişimcilerin sayısını artırmak istiyoruz. Kadın girişimcileri güçlendirme ve onlara destek olma hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu anlamda, Soma’da Önce Kadın Eğitim ve Üretim Merkezi bizim için çok önemli bir proje. Birleşmiş Milletler’de örnek uygulama olarak gösterilmesi sayesinde projemizin globalleşmesi yönünde önemli bir adım atmış olduk.”

ARANCHA GONZALEZ: “KENDİNE GÜVEN, KAPASİTE VE KREDİBİLİTE ÖNEMLİ”
Panelistlerden International Trade Center Direktörü Arancha Gonzalez, şunları kaydetti: “Kadınlar için 3K olarak özetlediğimiz ihtiyaçları çok önemli buluyoruz. Bunlar; kendine güven, kapasite ve kredibilitedir. Soma’da Önce Kadın projesinde bu ihtiyaçlar çok güzel ifade edilmiş durumda. Bu projeyle pazar tarafından kabul edilen ürünler de ortaya çıkarılmış. Ne yazık ki şirketler, kadın üreticilerden satın alma yapma konusunda kararlı davranamıyor. Dolayısıyla, kadın için çok dostane olmayan bir iş ortamı var. Şirketlerin satın aldıkları üretimin sadece \%1’i kadınlardan temin ediliyor. Bu nedenle, geçen senenin sonunda ‘Aksiyona çağrı’ diye bir slogan ürettik. 2020 yılında 1 milyon kadın girişimci oluşturmayı hedefliyoruz.”

ANDREW DUNNETT: “KADINLAR MOBİL TEKNOLOJİLERLE KENDİLERİNİ DAHA GÜVENDE HİSSEDİYOR”
Panelin katılımcılarından Vodafone Vakfı Direktörü Andrew Dunnett ise şöyle konuştu: “Dünyada 300 milyon kadının erkeklerden daha az mobil cihazı var. Aradaki bu farkın kapanması gerekiyor. Benim görevim de Vodafone Vakfı’nın bulunduğu 27 ülkede bununla ilgili çalışmaları yerine getirmek. Örneğin, Mısır’da gerçekleştirdiğimiz bir çalışma sayesinde 300 bin kadın mobil teknolojiler aracılığıyla okuma-yazma öğrendi. Günümüzde Tanzanya’da 100 bin doğumda 4 bin bebek ölümü var. Bu, kabul edilebilir bir durum değil. Şu anda cep telefonları sayesinde çocuk doğurtamıyoruz; ancak, sağlık alanında önemli gelişmeler kaydedebiliyoruz. Ülkede doğumlar çok uzun sürdüğü için kayıplar yaşanıyor. Yaptığımız çalışma sayesinde kadınlar cep telefonları vasıtasıyla haber verebiliyor ve sağlık ekipleri hemen hastaneye ya da kadının bulunduğu yere gidiyor. 30 hastane bu sayede müdahale edebilecek duruma geldi. Bu, 45 yılda sağlanamayan bir gelişme. Mobil teknolojiler sayesinde artık kırsal alanlarda kadınlara hemen ulaşılması ve bu kadınların hastaneye ulaştırılması söz konusu. Kadınlar, artık kendilerini daha güvende hissediyor. Üstelik, bu hizmetleri cep telefonlarına özel program yükleyerek, tek bir tuşa basarak alabiliyorlar.”

10 AYDA KOOPERATİFLEŞTİ, KADINLARA SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİR OLUŞTURDU
Soma’da yaşanan maden kazasından sonra eşini ve/veya oğlunu kaybetmiş kadınlar için hayata geçirilen Soma’da Önce Kadın Eğitim ve Üretim Merkezi’nde bugün Vodafone ve KAGİDER gönüllüleri tarafından teknoloji, girişimcilik, el işi gibi konuları içeren 4 ayrı dalda mesleki eğitim veriliyor. Katılımcılara ayrıca psikolojik danışmanlık da sağlanıyor. İki yılda kooperatifleşme hedefiyle faaliyetlerine başlayan Soma’da Önce Kadın Eğitim ve Üretim Merkezi, bu hedefine 10 ay gibi kısa bir sürede ulaşarak 370 kadına sürdürülebilir bir gelir kaynağı sunmayı başardı. Bu süreçte Soma’daki kadınların kendi ayakları üzerinde durmasını sağlayan merkez kooperatifleşerek sürdürülebilir bir iş modeline dönüştü. Bölgede “el işi üretiminin merkezi” olma hedefiyle faaliyetlerini sürdüren Soma’da Önce Kadın Eğitim ve Üretim Merkezi’nde, marka işbirliklerinin meydana getirdiği talebe uygun üretim de yapılıyor. Bugüne kadar Vodafone ve English Home gibi markalar için el işi üretimi yapılan merkezde halihazırda Dressbest Uniforms & Corporate Wear markası için üniforma üretiliyor. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muş’ta yeni yıl öncesi gıda denetimleri artırıldı Muş Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekipleri, yılbaşı öncesinde vatandaşların güvenli ve sağlıklı gıdaya ulaşmasını sağlamak amacıyla il genelinde gıda denetimlerini sıklaştırdı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, yaklaşan yeni yıl öncesinde gıda güvenliğinin sağlanması amacıyla denetim çalışmalarını artırdı. İl Müdürlüğüne bağlı resmi gıda kontrolörleri tarafından il genelinde gıda üretimi ve satışı yapılan işletmelerde denetimler aralıksız sürdürülüyor. Yılbaşı döneminde tüketimi artan ürünler başta olmak üzere her türlü içecek, kuruyemiş, beyaz et ve kırmızı et satışı yapan işletmeler ile şekerleme, pastane ve benzeri gıda işletmeleri denetim kapsamına alındı. Denetimlerde ürünlerin hijyen, muhafaza ve satış şartları ile mevzuata uygunluğu titizlikle kontrol ediliyor. İl Müdür Yardımcısı Muhammed Şen, denetimlere ilişkin yaptığı açıklamada, "Halk sağlığının korunması ve güvenilir gıda arzının sürdürülebilirliği amacıyla yılbaşı sürecinde denetimlerimiz artırılarak devam edecektir. Tüketicilerimizin sağlıklı, güvenilir ve kaliteli gıdaya en hızlı şekilde ulaşması sağlanacaktır" dedi. Vatandaşların da gıda güvenliği konusunda duyarlı olmalarının önemine dikkat çeken Şen, "Karşılaşılan her türlü gıda güvenliği ihlali, hijyen eksikliği veya şüpheli durumların Alo 174 Gıda Hattı’na bildirilmesi, hızlı ve etkin müdahale açısından büyük önem taşımaktadır" ifadelerini kullandı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerinin yeni yıl öncesinde denetimlerini hız kesmeden sürdüreceği bildirildi.
Bartın BARÜ’de "Bartınlı Bir Akademisyenin Hayatından Kesitler" söyleşisi düzenlendi Bartın Üniversitesinde (BARÜ) Türkiye’nin idare hukuku alanının önde gelen akademisyenlerinden biri olan Prof. Dr. Turgut Tan’ın bağışta bulunduğu kitaplık açılırken akademik yaşamı, bilimsel çalışmaları ve mesleki deneyimleri konuşuldu. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Kütüphane Dokümantasyon ve Daire Başkanlığı tarafından Türkiye’nin idare hukuku alanının önde gelen akademisyenlerinden biri olan Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turgut Tan’ın konuk olduğu "Bartınlı Bir Akademisyenin Hayatından Kesitler" başlıklı bir söyleşi düzenlendi. Kütüphane Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programa Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, Bartın Belediye Başkanı M. Rıza Yalçınkaya, BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya, akademik ve idari personel ile çok sayıda öğrenci katıldı. Bartın’da geçen çocukluk yıllarını anlatan Prof. Dr. Tan, "İlkokul ve ortaokul yıllarım Bartın’da geçerken liseyi İstanbul’da okudum. Ankara Üniversitesi o dönem Mülkiye olarak geçen Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdim. Mezun olduktan sonra kabul aldığım burslarla Fransa’da bulundum. Türkiye’de özellikle idare hukuku alanında ders verdim. Bugün Bartın’a geldiğimde yıllar önce dersine girdiğim başarılı bir öğrencimi memleketimin mülki idaresinin başında vali olarak görmekten mutluluk duyuyorum. Diğer bir mutluluğum ise benim zamanında devam edebileceğim bir lisenin olmadığı memleketime bugün Bartın Üniversitesinin kazandırılmış olmasıdır" dedi. BARÜ Merkez Kütüphanesinde "Prof. Dr. Turgut Tan Kitaplığı" açıldı Ayrıca Bartınlı Prof. Dr. Tan, uzun yıllardır biriktirdiği yaklaşık bin 400 kitabı ve süreli yayını kendisinden sonraki nesillere fayda sağlaması için bölgenin en büyük kütüphanesi olarak bilinen BARÜ Kütüphanesine kitap bağışladı. Söyleşi programı kapsamında, bağışlanan eserlerden oluşan "Prof. Dr. Turgut Tan Kitaplığı"nın da açılışı yapıldı. Bağışlanan eserlerin bir referans niteliğinde olduğunu vurgulayan Kütüphane Dokümantasyon ve Daire Başkanı Burak Beygirci, "Bu koleksiyon idare hukuku, anayasa hukuku, vergi hukuku ve kamu yönetimi alanlarında büyük bölümü klasikleşmiş eserlerden oluşmaktadır. Bu alanların dışında ekonomi, siyaset bilimi, tarih ve edebiyat gibi konularda Türkçe ve Fransızca olmak üzere eşsiz eserleri kütüphanemize bağışlamıştır. Yapılan teknik işlemler esnasında koleksiyonda yer alan pek çok eserin kütüphanemiz tarafından ilk kez girişinin yapıldığı ve ülkemizde ilk kez BARÜ Merkez Kütüphanesine tarafından kataloglandığı tespit edilmiştir. Koleksiyon erişime açıldıktan sonra farklı üniversite kütüphanelerinden bu eserler için kütüphaneler arası ödünç taleplerinin gelmesi söz konusu bağışın eşsiz ve referans niteliğinde bir koleksiyon olduğunu ortaya koymuştur" dedi.
Bartın BARÜ’de farklı kültürler bir araya geldi Bartın Üniversitesinde (BARÜ) eğitimlerine devam eden uluslararası öğrenciler "Kültür Buluşması" etkinliğinde geleneksel giysilerini, yöresel yemeklerini ve danslarını tanıttı. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Türkçe Öğretim Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÖMER) ile Uluslararası Öğrenci Kulübü tarafından kültürler arası etkileşime katkı sağlamak amacıyla "Kültür Buluşması" etkinliği düzenlendi. Kütüphane Konferans Salonu’nda yapılan programda Türkmenistan, Kazakistan, Yemen, Azerbaycan ve Endonezya’ya ait kültürler; geleneksel giysileri, yöresel yemekleri, müzikleri ve danslarıyla tanıtıldı. BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya da etkinliğe katılarak uluslararası öğrencilerin kültür buluşmasına ortak oldu. Öğrencilerin hazırladığı gösterileri ilgiyle izleyen Rektör Akkaya, kültürel çeşitliliğin üniversite yaşamına kattığı değere dikkat çekerek "Bugün dünyanın farklı coğrafyalarından gelen öğrencilerimizin kendi kültürel değerlerini tanıtmalarına eşlik ediyoruz. Burada Türk kültürünü öğrendiniz. Her ne kadar başka diyarlardan gelmiş olsanız da Anadolu kültürünü buradan yaşayıp dostluklar edindiniz. Biz Bartın Üniversitesi olarak dili kültürün bir taşıyıcısı olarak görüyoruz. Hepiniz birer Bartın Üniversitesi ve Bartın elçisisiniz. Gittiğiniz ülkelerde Türkiye’nin bir sesisiniz. Burada yaşanmışlıklarınız sizlere rehberlik sunacaktır. Bu vesileyle kültürler arası etkileşimi güçlendiren etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi. Uluslararası öğrencilerin kültürel zenginliklerini tanıttığı stantların yoğun ilgi gördüğü program, hatıra fotoğraflarının çekilmesiyle sona erdi.