EKONOMİ - 15 Kasım 2019 Cuma 13:57

Vodafone'dan Atasun Optik'e iletişim altyapısı

A
A
A
Vodafone'dan Atasun Optik'e iletişim altyapısı

Vodafone Business, sektörünün önde gelen markalarından Atasun Optik’e sanal ağ (MPLS VPN) ve bulut santral altyapısı kurdu.

Vodafone Business, Türkiye’nin dört bir yanında 247 mağazasıyla milyonlarca müşteriye hizmet sunan Atasun Optik’e Vodafone MPLS VPN (Çoklu Protokol Etiket Anahtarlama - Sanal Özel Ağ) ve Vodafone Bulut Santral altyapısı kurdu. Vodafone Business, Atasun Optik’in tüm altyapısını VPN teknolojisi ve 4.5G Yedeklilik ile merkezileştirirken, aynı zamanda analog olan santral altyapısını da buluta taşıyarak, tüm mağazaların IVR (Sesli Yanıt Sistemi) anonslarıyla karşılanmasını, çağrı raporlarının alınabilmesini ve ses kayıtlarının saklanmasını sağladı. Vodafone Business çözümüyle daha güvenli ve merkezi bir altyapıya kavuştuğu belirtilen Atasun Optik, müşteri etkileşiminde de önemli iyileşme sağladığı kaydedildi.

Yalın Özcan: "Altyapı çözümlerimizle kurumlara rekabet avantajı kazandırıyoruz"
İşletmelerin ihtiyaçlarını yakından takip edip onlara özel çözümler üreterek dijitalleşme süreçlerine en hızlı şekilde destek olduklarını belirten Vodafone Türkiye Kurumsal Satış Direktörü Yalın Özcan, şunları söyledi: "Vodafone Business olarak, gelişen teknolojilerle yeniden şekillenen dünyamızda, müşterilerimizin iş süreçlerini akıllı çözümlerle desteklemeye, verimliliklerini artıracak fırsatlar sunmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda, farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin ihtiyaçlarını analiz ederek tek çatıdan sunduğumuz çözümlerle rekabet avantajı sağlamalarına destek oluyoruz. Optik sektörünün deneyimli markası Atasun Optik, altyapısında performans ve güvenlik sorunları yaşıyordu. Vodafone Business olarak sunduğumuz sanal ağ ve bulut santral çözümleriyle Atasun Optik’in iletişim altyapısını daha merkezi ve güvenli bir yapıya kavuştururken, müşterilerinin mağazalara erişimini de kolaylaştırdık. İş dünyasının dijital iş ortağı olarak, müşterilerimizi geleceğin heyecan verici dünyasına hazırlamayı sürdüreceğiz."

Orkun Süer: "Yenilikçi ve teknolojik bir çözüme ulaşmak en büyük gerekliliklerden biri”
Atasun Optik Bilgi Teknolojileri Direktörü Orkun Süer ise şöyle konuştu: "Türkiye’nin dört bir yanında 3 milyonu aşkın müşterimize hizmet verirken hızlı ve güvenli bir iletişim ağına sahip olmak bizim için çok önemli. Hızla büyüyen perakende sektöründe dijitalleşmenin önemi her geçen gün artarken yenilikçi ve teknolojik bir çözüme ulaşmak en büyük gerekliliklerden biri. Vodafone ile yaptığımız dijital iş ortaklığı sayesinde, daha güvenli bir altyapı ile performansta önemli bir iyileşme sağladık. Müşterilerimizin değişen ihtiyaçları doğrultusunda onlara daha hızlı, kesintisiz ve verimli hizmet sunarak iletişimimizi bir adım daha öteye taşımaya devam edeceğiz."

Güvenli ve kesintisiz iletişim sağlıyor
Yapılan bilgilendirmede; Vodafone MPLS VPN çözümüyle, şirketlerin farklı bölgelerde bulunan ofis, bayi, acenta veya distribütörleri güvenli bir altyapıyla birbirine bağlanarak kesintisiz veri, ses ve görüntü iletişimi sağlayabiliyor. Vodafone MPLS VPN omurgası üzerinde farklı servis kalitesi politikaları uygulanabiliyor, kritik uygulamalar önceliklendiriliyor, daha çok kapasite ayrılarak kullanıcı memnuniyeti ve iş sürekliliği en üst düzeyde tutuluyor. Hizmet bileşenleri, merkezi yönetim sistemleri ile 7x24 izleniyor ve herhangi bir arıza durumunda otomatik alarmlar ilgili uzmanlara iletilerek proaktif yönetim sağlanıyor. Vodafone MPLS VPN, kullanıcılara güvenlik, hız, esneklik, ölçeklenebilirlik ve kolay yönetim avantajları sağlıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Gazeteci Yazar Gökhan Çelik’ten yeni roman: ’Hilal Birliği’ Gazeteci ve yazar Gökhan Çelik, aynı zamanda Türkiye Atıcılık Federasyonu As Başkanı olarak görev yaparken, edebiyat alanındaki üretkenliğini de yeni romanıyla sürdürüyor. Çelik’in dokuzuncu romanı olan "Hilal Birliği" okurla buluşarak raflardaki yerini aldı. 42. İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı ile birlikte satışa çıkan Hilal Birliği, tarihin gölgelerinde kurulmuş, varlığı hiçbir zaman kayıtlara geçmemiş gizli bir teşkilatın izini sürüyor. Roman, bir milletin hafızasında saklı kalmış, susarak hükmeden ve her dönemde varlığını koruyan bir aklın hikâyesini merkezine alıyor. 1990’lı yılların karanlık sokaklarında bir müzisyenin cebine bırakılan gizemli bir mektupla başlayan hikâye; geçmiş ile geleceği, birey ile devleti, hakikat ile sırrı iç içe geçirerek ilerliyor. Alparslan Türkeş’ten Turgut Özal’a, Muhsin Batur’dan Adil Erdem Bayazıt’a, Barış Manço’dan Necip Hoca’ya uzanan gerçek isimler, romanda tarih sahnesinin perde arkasındaki taşıyıcılar olarak yer alıyor. Yeni eserini okuyucularının beğenisine sunmanın heyecenını yaşadığını ifade eden Çelik, şöyle devam etti: "Hilal Birliği, hayal ile gerçeğin arasındaki en ince çizgide yürürken, okuru yalnızca bir hikâyeye değil bir sorgulamanın içine davet ediyor. İlk satırdan itibaren okur, sanki kendi cebine bırakılmış bir mektubun çağrısıyla baş başa kalıyor ve şu soruyla yüzleşiyor: ’Ben gitmeli miyim?’ " Yeni romanıyla tarihsel derinliği, politik arka planı ve güçlü kurgusuyla, okuru hem düşünmeye hem de hatırlamaya çağıran Çelik, bunu "Çünkü bazı sırlar anlatılmaz; ancak hak edenin kulağına fısıldanır." şeklinde ifade ediyor. Önceki romanları Gökhan Çelik, daha önce "Türk Mülkünün Nizamı: Nizamülmülk", "Ahi Evran", "Denizlerin Tufanı: Piri Reis", "Çaka Bey - Beni Denizlere Gömün", "Fatih Zamanı: Veladet", "Şahzade - Hükümdarlık Satracı", "Kurt Gecesi: İmparatoryum" ve "Kıbrıs Baskını" adlı romanlara imza atmıştı.
İstanbul Zorlu Enerji, genç kadınlara liderlik yolunu açıyor Zorlu Enerji, Turkishe ve YeniBirLider iş birliğiyle hayata geçirilen "Liderlikte Kadın Yüz’ü" Programı ile Türkiye’nin farklı bölgelerinden 100 genç kadını 8 ay boyunca mentorluk, eğitim ve rol model buluşmalarıyla liderliğe hazırlıyor. Zorlu Enerji, Turkishe ve YeniBirLider iş birliğiyle hayata geçirilen "Liderlikte Kadın Yüz’ü" Programı, genç kadınların liderlik yolculuklarını desteklemeyi amaçlayan bütünsel bir gelişim modeli sunuyor. İstanbul’da düzenlenen lansman etkinliğiyle tanıtılan program, Türkiye’nin farklı bölgelerinden 18-30 yaş aralığındaki 100 genç kadını, 8 ay sürecek yapılandırılmış liderlik yolculuğuna çıkaracak. Şirketin Akıllı Hayat 2030 vizyonu ve Eşit Bi’Hayat yaklaşımıyla uyumlu olarak tasarlanan program, genç kadınların erken yaşlarda mentorluk, rol model teması ve çok boyutlu liderlik deneyimiyle güçlenmesini hedefliyor. Program kapsamında katılımcılar; mentorluk görüşmeleri, eğitim modülleri, rol model buluşmaları ve proje geliştirme süreçlerini içeren uzun soluklu bir gelişim sürecine dahil olacak. Enerji sektöründe kapsayıcı dönüşüm Enerji sektörü, tarihsel olarak düşük kadın temsiliyle anılan alanlardan biri olmaya devam ediyor. Türkiye genelinde enerji sektöründe kadın istihdam oranı yaklaşık yüzde 12 seviyesinde bulunurken Zorlu Enerji Grubu, bu oranı kurum bünyesinde yüzde 26’ye taşıdı. Şirket, 2030 yılına kadar kadın istihdam oranını yüzde 30’un üzerine çıkarmayı hedefliyor. Zorlu Enerji CEO’su Elif Yener, programın kurumsal dönüşümle olan bağını şu sözlerle ifade etti: "Enerji dönüşümünü kapsayıcı ve eşit temsili önceleyen bir liderlik anlayışıyla, yatırımlar ve teknolojilerle birlikte ele alıyoruz. Bu bütüncül yaklaşım, dönüşümün kalıcı etkisini güçlendiriyor. ‘Liderlikte Kadın Yüz’ü’ Programı, genç kadınların potansiyellerini görünür kılmayı ve karar alma süreçlerine daha güçlü katılmalarını destekleyen önemli bir adım." Mentorluk, eğitim ve girişimcilik odağı Yapılan açıklamaya göre, programın mentorluk yapısı; C-level yöneticiler ve farklı sektörlerden liderlerin yer aldığı geniş bir mentor havuzuna dayanıyor. Eğitimler ise Mini MBA yaklaşımıyla kurgulandı. Liderlik, girişimcilik, sürdürülebilirlik, teknoloji, finansal okuryazarlık, iletişim ve kariyer tasarımı gibi başlıkları kapsayan programda, yıl boyunca ortalama 50 saatlik bir eğitim içeriği sunulacak. Girişimcilik odağı da programın ana bileşenleri arasında yer alıyor. Katılımcıların geliştirdikleri proje ve girişim fikirlerinin ekosistemle buluşturulması için mentorluk ağı ve partner kurumlarla temas imkânı sağlanacak. Etki ölçümü ve ölçeklenebilir yapı Programın sosyal etkisi, mentorluk görüşmeleri, eğitim katılımı, proje çıktıları, topluluk etkileşimi ve görünürlük artışı başlıklarını kapsayan çok boyutlu bir SROI modeliyle izlenecek. İlk yılın ardından modelin ölçeklenerek büyütülmesi hedefleniyor. Zorlu Enerji sponsorluğunda yürütülen "Liderlikte Kadın Yüz’ü" Programı, özel sektör ve sivil toplum iş birliğinin güçlü bir örneği olarak, genç kadın liderliğini destekleyen kapsayıcı ve sürdürülebilir bir gelecek vizyonuna katkı sunmayı amaçlıyor.
İstanbul Hastane satışında çıkan anlaşmazlıkta silahların konuştuğu olayda sanıklar hakim karşısında Küçükçekmece’de faaliyet gösteren özel bir hastanenin satışında anlaşmazlık yaşanınca şüpheli şahıslar tarafından silahlı saldırı düzenlemişti. Hastane sorumlusunun tehdit edilerek para istendiği olaya ilişkin sanıklar hakim karşısına çıktı. Duruşmada savunma yapan sanıklar mahkemeyle telefon şifrelerini paylaşmayı reddetti. Mahkeme, 3 sanığın tahliyesine hükmetti. Küçükçekmece’de faaliyet gösteren Şeyhmus Güneşlioğlu’na ait Özel Batı Bahat Hastanesi binası, içerisindeki tıbbi cihazlarla beraber Mirza Y. isimli doktor tarafından 10 yıl süre ile kiralanmak istendi. Hastanenin kiralanması için sözleşmenin imzalandığı sırada çıkan anlaşmazlık sonucu hastane, doktor Mirza Y. ve beraberindeki 5 şahıs tarafından 8 Haziran 2024 günü akşam saatlerinde basılarak kurşunlandı. Olay sonrası 4 şüpheli gözaltına alındı. Yine aynı şahsılarla bağlantılı olduğu iddia edilen motosikletli 3 şahıs, 12 Haziran 2024 günü, özel hastaneye gelerek gece saatlerinde kurşun yağmuruna tuttu. Olaydan kısa bir süre sonra bazı şahısların, hastaneye gelerek, hastane sorumlusu Rojhad Kortarmı’yı tehdit etti. Emniyet, yaşanan olaylarda yer alan şahısların birbirleri ile bağlantılı olduğunu değerlendirirken, olaylarda can kaybı yaşanmadı. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yaşanan saldırılara ilişkin soruşturma başlatıldı. Başsavcılık talimatıyla, polis ekipleri, belirlenen adrese 13 Ağustos 2024 tarihinde operasyon düzenledi. Gerçekleştirilen şafak operasyonuyla, eylemlerle ilgili bağlantılı olabileceği değerlendirilen toplam 8 şahıs gözaltına alındı. Olay sonrası, adliyeye sevk edilen 3 şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan yaşanan olaylar da güvenlik kamerası tarafından anbean kaydedildi. Görüntülerde, sanıkların hastaneye geldiği, yönetim katına çıktıkları, dışarıda ise hastaneyi kurşunladıkları anlar yer aldı. Suçlamaları reddettiler Öte yandan, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmanın tamamlanmasının ardından sanıklar, Küçükçekmece Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, 3’ü tutuklu 10 sanık, müşteki Şeyhmus Güneşlioğlu ile tarafların avukatları hazır bulundu. Duruşmada savunma yapan sanıklar, üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmediklerini, hastaneye yönelik bir eylemlerinin bulunmadığını belirterek, mahkemeden beraatlarını ve tahliyelerini talep ettiler. "Silahlı altı kişiyle hastaneye gelerek, hastaneyi kendisine teslim etmemizi istedi ve bizi tehdit etti" Duruşmada beyanda bulunan müşteki Şeyhmus Güneşlioğlu, "1997 yılında bu hastaneyi Güneş Hastanesi olarak açtığımızdan bu yana yaklaşık otuz yıldır sağlık sektörünün içindeyim. Bu hastaneyi 2000 yılından 2023 yılına kadar büyük bir sağlık grubuna kiraladık. 23 yıl boyunca tek bir sorun yaşanmadı. Ne işletmeyle ilgili ne ruhsatla ne de binanın kullanımıyla ilgili bir ihtilaf çıktı. 2023 yılında bu kira ilişkisini karşılıklı olarak sonlandırdık. Hastane faaldi, çalışır durumdaydı ve hazır haldeydi. Amacımız, hastane binasını işletme ruhsatıyla birlikte satmaktı. Bu süreçte M.Y. bize geldi. Hastaneyi ruhsatıyla birlikte satın almak istediğini, yaklaşık 50 milyon dolarlık yatırım yapacağını söyledi. Görüşmeler yaptık ancak satış bedelinde anlaşamadık. Bunun üzerine bir süre sonra hastaneyi kiralamak istediğini ifade etti. Bu aşamada bir ön protokol yaptık. Protokol imzalandığında hastane faal ve hazır durumdaydı. M.Y. kendi planları doğrultusunda bazı değişiklikler yapmak istedi. Biz buna karşı çıkmadık. Ancak bu değişikliklerin masraflarının ve sorumluluğunun tamamen kendisine ait olacağını, bizim hastane binasını hazır halde teslim ettiğimizi yazılı olarak kabul etti" ifadelerini kullandı. Beyanına devam eden Güneşlioğlu, "Başlangıçta bazı ödemeler yapıldı. Ancak bir süre sonra işler bilinçli şekilde yavaşlatılmaya başlandı. Ardından ödemeler kademeli olarak azaltıldı. Çalışmalar artık geri dönülemez noktaya geldiğinde ise, ödemeler tamamen durdu. Bunun üzerine, çeşitli kişilerce aranarak hastaneyi teminatları almaksızın M.Y.’ye teslim etmeme yönelik mesaj ve telefonlar aldım. Son olarak da, M.Y., silahlı altı kişiyle hastaneye gelerek, hastaneyi kendisine teslim etmemizi istedi ve bizi tehdit etti. Polisi aradık, M.Y. olay yerinden kaçtı. Gelenlerin bir kısmı polis zoruyla durduruldu ve üzerlerinden silah ele geçirildi. Dört gün sonra ise hastane, kimliği belirsiz kişiler tarafından kurşunlandı. Kolluk kuvvetlerinin yaptığı çalışmada, M.Y.’nin, şoförüyle yaptığı yazışmalar ele geçirildi. Bu yazışmalarda, M.Y., makinalı silahlar aldığı, bunun için yüklü miktarda ödeme yaptığı açıkça yazılı. Hatta bu mesajlarda, M.Y.’nin el bombası da temin ettiği açıkça görülüyor. Mesajlarından birinde kliniğinin cephaneliğe döndüğünü söylüyor. Buna rağmen biz geri adım atmadık. Bu silahlı baskıya boyun eğmedik ve yaşananları adli mercilere taşıdık" diye konuştu. Duruşmada müşteki avukatları, sanıkların satış sürecinde çeşitli silah temini için bazı kişilerle iletişime geçtiği ve müştekiyi tehdit şeklindeki mesaj dokümanlarını mahkemeye sundu. Savunma yapan sanık avukatları ise suçlamaları kabul etmediklerini belirterek, sanıkların beraatlarını talep etti. Sanıklar telefon şifrelerini mahkeme ile paylaşmadı Ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanıklar A.K., A.A.A. ile F. A.’yı, ‘yurt dışına çıkış yasağı’ şeklinde adli kontrol tedbiriyle tahliyelerine hükmetti. Dosyada tutuklu sanık kalmazken, mahkeme başkanı ara kararını açıkladığı sırada sanıklardan telefon şifrelerini tebliğ etmelerini söyledi. Bunun üzerine sanıklar, şifrelerin kişisel verilerin gizliliği hususunda kaldığını belirterek, mahkemeyle paylaşmayı reddetti. Heyet, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. "Sahte imzayla hastaneyi elimden almaya çalıştılar" Olaya ilişkin duruşma sonrası açıklamalarda bulunan müşteki hastane sahibi Şeymus Güneşlioğlu, "1997 yılında kurulduğu zaman ambulans helikopteri olan hastanenin, sağlık camiasında çok ciddi çevresinde bilinen bir hastane. Bu hastaneyi, 2014 yılından başlayarak, çeşitli illerde, çeşitli vilayetlerde bir sürü gasp, dolandırıcılık, yaralama, tehdit bunların işi gücü bu ve bunlar bu amacı güdüyor. Sahte imzayla hastaneyi elimden almaya çalıştılar. Güven sağlamak amacıyla doktorluk maskesi altında hastaneyi elimden almalarına rağmen dışarıda dolaştıklarına şaşırıyorum" dedi. İddianameden: Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 3 kişi ’müşteki’, 10 şahıs ise ’şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. Küçükçekmece’de faaliyet gösteren Özel Batı Bahat Hastanesi binasının, içerisinde ki aletler ve işletme ruhsatı ile beraber M.Y. isimli doktor tarafından 10 yıl süreyle kiralanmak istenildiği, bu hususa ilişkin sözleşme hazırlandığı, ancak satış işlemleri devam ettiği sırada anlaşmazlık çıktığı, bu nedenle M.Y. ve beraberinde ki, B.Y., N.Y., Y.Y., M.Y., N.Y. ve Y.K. isimli şüphelilerin 8 Haziran günü hastaneye gelerek, hastanede etrafa tehditler savurduğu, olay sonrası hastane müdürü Y. D.’nin polis ekiplerine ihbarda bulunduğu, ihbar sonrası harekete geçen polis ekiplerince 4 şüphelinin yakalandığı, şüphelilerden 1’inin üzerinden kuru sıkı tabanca çıktığı ve gözaltına alındıkları aktarıldı. İddianamede, 12 Haziran 2024 tarihinde, Özel Batı Bahat Hastanesi’nin gece saatlerinde motosikletli iki şahıs tarafından kurşunlandığı, eylemi gerçekleştiren şahısların A.K., A.A. ve F.A. olduğunun tespit edildiği bilgisi yer aldı. İddianamede ayrıca, meydana gelen tehdit ve kurşunlama olaylarının birbiriyle bağlantılı olduğuna da değinildi. Tespit edilen tüm şahısların yakalanmasına yönelik, 13 Ağustos 2024 tarihinde sabah saat 05.00 sıralarında operasyon düzenlendiği, şüpheliler M.Y., N.Y., Y.K.’nin de bu kapsamda gözaltına alındığı, şahısların adreslerinde silah ele geçirildiği belirtildi. Şüpheliden hastane sorumlusuna: ’’Ya 1 milyon dolar para getirirsiniz, ya da hastane benim olur, burayı yıkar dümdüz ederim, seni de öldürürüm’’ Hazırlanan iddianamede, 12 Haziran’da Batı Bahat Hastanesi’ne düzenlenen silahlı saldırıda, hastanenin çeşitli noktalarına kurşun isabet ettiği, olay yeri inceleme ekiplerinin hastanede 7 adet kovan ile 1 adet patlamamış fişek bulunduğu, Özel Batı Bahat Hastanesi’nin devrine ilişkin olarak hastane sahibi ve yetkilisi Rıdvan Güneşlioğlu ile babası Şeyhmus Güneşlioğlu olduğu, şüpheli M.Y. beraberinde hareket eden diğer şüpheliler N.Y., B.Y., N.Y., M.Y., Y.Y. ve Y.K.’nin toplu halde hastaneye geldiği, şüpheli M.Y.’nin hastane sorumlusu müşteki Rojhad Kortarmı’ya, ’’Ya 1 milyon dolar para getirirsiniz, ya da hastane benim olur, hastanenin her yerinde adamlarım var, burayı yıkar dümdüz ederim, senide öldürürüm." Şeklinde sözler sarf ettiği, şüphelilerin üzerlerinde silah bulunduğu, gerçekleştirilen eylemler öncesinde ve sonrasında iştirak halinde hareket ettikleri ve eylemleri öncesinde planladıkları aktarıldı. Öte yandan kaynağı tespit edilemeyen bir numaradan, müşteki Şeyhmus Güneşlioğlu’na mesaj atıldığı, mesajda hastaneyi şüpheli M.Y.’ye teslim etmesini söyledikleri belirtildi. Ayrıca, yaşanan olaydan öncesi veya sonrasında müştekilere husumet besleyen kimsenin bulunmadığı belirtildi. Bazı şüphelilere 20 yıla kadar hapis talebi İddianamede, şüpheli M.Y. hakkında, ’birden fazla kişiyle kendini tanınmayacak hale sokarak zincirleme şekilde gece vakti silahla yağma’ ile ’mala zarar verme’ ve ’ruhsatsız ateşli silah bulundurma’ suçlarından toplamda, 10 yıl 4 aydan, 22 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. Şüpheliler F.A., A.A. ve A.K hakkında, ’birden fazla kişiyle kendini tanınmayacak hale sokarak zincirleme şekilde gece vakti silahla yağmaya teşebbüs’ suçundan 8’er yıldan 20’şer yıla kadar, diğer şüpheliler, N.Y., B.Y., N.Y., M.Y., Y.Y. ve Y.K. hakkında ise, ’yol kesmek suretiyle birden fazla kişiyle beraber iş yerinde silahla yağmaya teşebbüs’ ile ’ruhsatsız ateşli silah bulundurma’ saçlarından toplamda 12 yıldan, 17 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.