EKONOMİ - 17 Eylül 2021 Cuma 12:28

Vodafone’un Türkiye’ye toplam yatırımı 63 milyar TL’ye ulaştı

A
A
A
Vodafone’un Türkiye’ye toplam yatırımı 63 milyar TL’ye ulaştı

Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy, “Vodafone’un son 15 yılda Türkiye ekonomisine sağladığı doğrudan, dolaylı ve tetiklenen Gayri Safi Yurtiçi Hasıla katkısının reel değeri 334 milyar TL’ye ulaşırken, toplam yatırımının reel değeri ise 63 milyar TL olarak gerçekleşti” dedi.

Vodefone Türkiye CEO’su Engin Aksoy, Türkiye’de 15. yılını kutlayan Vodafone’un bugüne dek yaptığı çalışmalar, gelecek hedefleri ve 15. yıl dönümü vesilesiyle hazırladıkları ’Ekonomik Etki Analizi’ çıktıları hakkında bilgi verdi. Bu analize göre şirketin, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’dan sürdürülebilirliğe, pek çok alanda sağladığı katkı incelendi. Vodafone’un son 15 yılda Türkiye ekonomisine sağladığı doğrudan, dolaylı ve tetiklenen Gayri Safi Yurtiçi Hasıla katkısının reel değeri 334 milyar TL’ye ulaşırken, toplam yatırımının reel değeri ise 63 milyar TL olarak gerçekleşti.

“Büyüyen Türkiye’nin büyüyen operatörü olmaya odaklandık”
Vodafone Türkiye’nin 15. yılına özel hazırlanan ekonomik etki analizi, Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy ve Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel’in katılımıyla Çeşme’de düzenlenen toplantıda tanıtıldı. Vodafone’un Türkiye yolculuğunun 2006’da başladığını belirten Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy, şunları söyledi:

“Türkiye’nin en büyük uluslararası doğrudan yatırımlarından biri olarak, ülkemizin gelişmekte olan telekom pazarındaki yerimizi aldık. Vodafone markasını Türk tüketicisinin hayatında olumlu fark oluşturan ve değer katan bir güven markası olarak inşa etme vizyonuyla, müşteri memnuniyetini tüm faaliyetlerimizin merkezine alarak, kalite ve inovasyon odaklı hizmet anlayışıyla çalıştık. Doğru temellere dayanan doğru stratejilerle hedeflerimize ulaştık. Uyguladığımız dönüşüm programlarıyla pazara rekabet ve dinamizm getiren güçlü bir marka olduk. Büyüyen Türkiye’nin büyüyen operatörü olmaya odaklandık. Ticari operasyonlarımız kadar sosyal sorumluluklarımıza da öncelik verdik ve 2007 yılında Türkiye Vodafone Vakfı’nı kurduk. Vakfımız, ülkemizde toplumun gelişmesine ve yaşam kalitesinin artmasına katkıda bulunmak misyonuyla faaliyet gösteriyor. Ülkemizin dijitalleşmesi için çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz.”

“Ekonomiye katkı sağlayan önemli oyunculardan biriyiz”
Vodafone’un Türkiye ekonomisine katkı sağlayan önemli oyunculardan biri olduğunu ifade eden Aksoy, şunları kaydetti:

“Ekonomik etki analizi ile Vodafone faaliyetleri sonucu Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya etkilerimizi inceledik. Bu inceleme temel olarak ekonomik bir faaliyet sonucu ekonomi genelinde oluşan katma değerin hesaplanması yöntemine dayanıyor. Vodafone faaliyetleri ile ortaya çıkan katma değeri hesaplarken üç temel etki alanına odaklandık. İlki, doğrudan etkilerimiz; burada Vodafone bünyesinde oluşan katma değeri inceliyoruz. İkincisi, dolaylı etkilerimiz; bu başlıkta ise Vodafone’a hizmet ve ürün tedarik eden paydaşlarımız ile satış kanallarımız üzerinden ortaya çıkan katma değeri inceliyoruz. Üçüncü etki alanı ise tetiklenen etki. Bu etki; ücret, vergi gibi bileşenlerin yurtiçi ekonomiye yeniden katılmasıyla ortaya çıkıyor. Bu üç başlıkta gerçekleştirilen analiz, Vodafone’un son 15 yılda ekonomiye doğrudan 152 milyar TL’lik etkisi olduğunu, ekosistemimizle birlikte oluşan çarpan etkileriyle bu rakamın 334 milyar TL’ye ulaştığını ortaya koyuyor. 2020-2021 mali yılında ise Vodafone’un doğrudan etkisi 10,6 milyar TL. Tedarikçiler, çağrı merkezleri ve bayiler üzerinden ortaya çıkan dolaylı etki ise 8,6 milyar TL düzeyinde hesaplandı. Ayrıca, yurtiçinde yeniden harcama yapılarak ortaya çıkan tetiklenen ekonomik değer 8,8 milyar TL düzeyinde. Son 15 yılda yaptığımız toplam yatırımın reel değeri ise 63 milyar TL olarak gerçekleşti.”

58 bin kişilik doğrudan ve dolaylı istihdam
Aksoy analizin çıktılarını paylaştı. Buna göre, Vodafone Türkiye doğrudan oluşturduğu istihdamın yanı sıra tedarikçilerden satış kanallarına, teknoloji ortaklarından çağrı merkezlerine kadar yayılan Vodafone değer zinciriyle, 2020-21 mali yılında, toplam 58 bin kişilik doğrudan ve dolaylı istihdam oluşturdu. Tetiklenen etki ile bu sayı 127 bini buldu. Vodafone Holding bünyesinde sağlanan her 1 kişilik istihdam, Türkiye ekonomisinde 41 kişilik istihdamı tetikliyor. Vodafone sayesinde oluşan istihdamın Edirne, Bolu, Yalova, Ağrı, Rize, Malatya, Trabzon gibi 45 ilin sigortalı sayısından daha fazla olduğu görülüyor.

11 ilde bölgesel kalkınmaya katkı
Vodafone, merkezi operasyonları ve bayi faaliyetleri ile başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere Türkiye’nin metropollerinde istihdam sağlarken, bayiler ve çağrı merkezleri üzerinden Anadolu kentlerinin kalkınmasına ve bu illerde hizmet sektörünün gelişimine de önemli katkılar sunuyor. Özellikle 11 ilde şirketin sağladığı istihdamla bölgesel kalkınmaya katkıları öne çıkıyor. Bu iller; Elazığ, Mardin, Gümüşhane, Afyonkarahisar, Adıyaman, Van, Samsun, Şanlıurfa, Uşak, Diyarbakır, Adana olarak sıralanıyor.

5 yılda 553 milyon TL’lik yerli alım
Yerli ve milli üretimin desteklenmesini öncelikleri arasında gören Vodafone, son 5 yılda 553 milyon TL’lik alımı yerli belgeli ürünlerden sağladı. Vodafone, bugüne kadar ULAK kapsamında 24,5 milyon TL’lik yerli alım gerçekleştirdi. Vodafone, Uçtan Uca Yerli Milli 5G Projesi’ne ise 21’in üzerinde uzman ile 1.500 adam/günü aşan çabayla yaklaşık 2,5 milyon TL değerinde Ar-Ge desteği sağladı.

Ar-Ge harcamaları 54,3 milyon TL’ye ulaştı
İnovasyona önem veren Vodafone’un 2017-2021 arasında Ar-Ge harcamaları 1,6 katına çıkarak 54,3 milyon TL’ye ulaştı. Vodafone’un Ar-Ge operasyonlarının yüzde 70’i yaklaşık 300 kişinin çalıştığı OKSİJEN’de yürütülüyor. Bugüne kadar toplam 97 Ar-Ge projesi yürüten OKSİJEN’in toplamda 352 patent başvurusu, 51 tescilli patent ve 25 yerli malı belgesi bulunuyor. Vodafone, Türkiye’yi bir mükemmeliyet merkezi olarak konumlama hedefi doğrultusunda, yurtdışına teknoloji ve deneyim ihracatı yapma konusunda çalışmalarını da OKSİJEN bünyesinde sürdürüyor. Ayrıca, Türkiye’nin önde gelen üniversiteleriyle Ar-Ge işbirlikleri yapıyor ve İTÜ Vodafone Future Lab kapsamında 5G projelerine burs desteği sağlıyor.

Türkiye Vodafone Vakfı 14 yılda 16 projeye destek oldu
“Amaç odaklı bir şirket” olarak tüm dünyada 2025 yılına kadar 1 milyar insanın hayatına dokunmayı ve operasyonlarından kaynaklı çevresel etkiyi yarıya indirmeyi hedefleyen Vodafone, bu hedefe ulaşmak için Dijital Toplum, Kapsayıcılık ve Çevre başlıklarından oluşan bir yol haritası izliyor. Şirketin sosyal faaliyetlerinde önemli rol oynayan Türkiye Vodafone Vakfı, son 14 yılda reel değeri 104,3 milyon TL olan 16 projeye destek oldu. Bu projelerle, 1,1 milyonu çocuk ve genç olmak üzere toplam 4,2 milyon kişiye ulaşıldı.

Pandemiyle mücadeleye 114,7 milyon TL değerinde destek
Diğer yandan, Vodafone’un pandemiyle mücadele kapsamında bireysel müşterileri, bayi çalışanları ve kurumsal müşterileri kapsayan destek paketlerinin toplam değeri 114,7 milyon TL oldu. Bu tutar, pandemi sürecinde sağlık çalışanlarına, aile hekimlerine, Sağlık Bakanlığı saha personeline, öğrencilere, bakımevlerine farklı miktarlarda sağlanan internet paketleri, hediye dakikalar ve indirimlerin yanı sıra yardım kampanyalarına katılım ve hastanelere solunum cihazı desteğini içeriyor.

Vodafone’un Türkiye’ye toplam yatırımı 63 milyar TL’ye ulaştı

Abone başına enerji tüketimi yüzde 12 düştü
Çevresel ayakizini azaltmayı hedefleyen Vodafone’un operasyonları için harcadığı toplam enerji, 2018-2020 döneminde, abone sayısındaki artışa rağmen neredeyse hiç artış göstermedi. Bu dönemde, Türkiye’de kişi başına enerji tüketimi yüzde 10 artış gösterirken, Vodafone’un abone başına enerji tüketimi yüzde 12 düştü. Şebekeleri için yalnızca sertifikalı yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen enerjiyi satın alan tek operatör olan Vodafone, 2030’a kadar tedarik zinciri, yatırımlar ve ürün kullanımındaki emisyonun yarı yarıya indirilmesini, 2040’a kadar da karbon nötr olmayı hedefliyor.

“Hadi gelin üç operatör birlikte Afyon’a fiber götürelim”
Sadece avantajlı bölgelerde fiber izni istedikleri yönündeki eleştirileri de yanıtlayan Aksoy, “Böyle bir şey yok, örneğin Afyon’da fiber yok. Şimdi çağrıda bulunuyorum, hadi gelin birlikte Afyon’a fiber yapalım. Diğer iki operatör de onay versin, Afyon’daki her haneye beraber fiber götürelim” çağrısında bulundu.

5G çerçevesinde baz istasyonlarının fiberle bağlanmasının daha uygun maliyetle yapılması adına, Türk Telekom’un BTK’ya yaptığı indirimli tarife başvurusunun hatırlatılması üzerine Aksoy, “Örneğin, burada şu an öyle bir imkanımız yok ama biz iki istasyonu birbirine kendimiz kazıp bağlarsak 1 TL, bunu yerleşik operatörden indirimli fiyatla alırsak 4,5 TL. Yapılan indirim bile bizim maliyetimizin 4,5 katı. Oradaki indirim hiç yeterli değil ve bu indirim bu konuyu çözen bir konu değil” açıklamasında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’deki çile sona erdi...Çamlık Bulvarı asfaltlandı Bursa’da Çınarcık Barajı’nın içme suyunu Nilüfer’e ulaştırma amacıyla 30 Ağustos Zafer Mahallesi’nde 2 aydır devam eden çalışmalar tamamlanarak Çamlık Bulvarı asfaltlandı. 30 Ağustos Zafer Mahallesi Muhtarı Halil Özçoban, gece gündüz yapılan çalışmalardan dolayı Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e teşekkür etti Bursa Büyükşehir Belediyesi, Nilüfer ilçesinde asfaltlama işlemini tamamladığı Çamlık Bulvarı’nı daha konforlu hale getirerek halkın kullanımına sundu. Bursa’nın içme suyu ihtiyacını karşılayacak olan ‘Çınarcık İçme Suyu’ projesini tüm hızıyla sürdüren Büyükşehir Belediyesi, Çınarcık Arıtma Tesisi’nden suyu alarak kente taşıyacak olan altyapı işlemlerine de aralıksız devam ediyor. Boru döşeme işlemleri tamamlanan bölgelerde, Ulaşım Dairesi Başkanlığı ekipleri tarafından asfalt kaplama çalışması tamamlandı. Nilüfer ilçesi 30 Ağustos Zafer Mahallesi sınırlarında yer alan, bin 600 metre uzunluğunda ve 8 metre genişliğindeki Çamlık Bulvarı’nda gece gündüz demeden çalışan ekipler, 2 bin 800 ton asfalt kaplama ve 10 bin ton kazı dolgu gerçekleştirdi. Yol çizgisi ve çevre düzenleme işlemlerinin de tamamlanmasının ardından Çamlık Bulvarı, vatandaşların kullanımına sunuldu. 30 Ağustos Zafer Mahallesi Muhtarı Halil Özçoban, çalışmaların tamamlanmasıyla bölgedeki trafiğin rahatlamış olduğunu dile getirdi. Yaklaşık 10 dakikada İzmir Yolu’na bağlantı sağlanabildiğini anlatan Özçoban, "Öğrenciler okullarına, çalışanlar işlerine daha erken ve rahat bir şekilde ulaşabiliyor. Mahalle halkı adına Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Bozbey’e çok teşekkür ediyorum" dedi. 30 Ağustos Zafer Mahallesi Muhtarı Halil Özçoban, çalışmaları yakından takip ederek mahalle sakinlerini düzenli olarak bilgilendirdi. Muhtar Halil Özçoban, "Çamlık Bulvarı’nda, Çınarcık Barajı’ndan gelen su isale hattı çalışması yapıldığından iki ay kapalı kalan yol nedeni ile trafik akışı sürücülere Atlıçayır Bulvarı’ndan İzmir yolu Görükle köprülü kavşağına verildi. Çamlık Bulvarı kapalı kaldığı süre içerisinde sabah ve akşam saatlerinde yoğun olan trafik akışı mahalle sakinlerimize ve sürücülere zor saatler yaşattı. İki aylık süre sonrasında bugün yolumuz asfaltlaması tamamlanarak trafiğe açıldı. Trafik Çamlık Bulvarı ile Atlıçayır Bulvarı’nda rahat nefes aldı. Yolumuz mahallemize ve sürücülerimize hayırlı olsun. Beton mikser kamyon şoförlerin dikkatli kullanmalarını, yollarımıza betonlarını dökmeden gitmelerini istiyoruz. Çünkü, yollara dökülen betonlar hem yolu bozuyor, hem de tümsekler oluşturduğundan sürücülere tehlike oluşturuyor" dedi. Yaklaşık iki aydır Atlıçayır Bulvarı’nda yaşanan trafik yoğunluğunun, Çamlık Bulvarı’nın açılmasıyla birlikte bir nebze de olsa rahatlaması bekleniyor.
Yozgat Kesmek için aldığı koyunlara şimdi antrenörlük yapıyor Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Araplı kasabasında yaşayan Erol Önal, kesmek amacıyla aldığı iki koyunla kurduğu bağ sayesinde kasabanın ilgi odağı oldu. Kendisine alışan koyunları kesmekten vazgeçen Önal, şimdi her sabah onlarla birlikte kilometrelerce yol yürüyerek spor yapıyor. İstanbul’daki çalışma hayatının ardından 45 yaşında emekli olan ve memleketi Araplı kasabasına yerleşen Erol Önal, vakit geçirmek amacıyla iki adet koyun satın aldı. İlk etapta kesmek ve beslemek için alınan koyunlar, kısa sürede sahiplerine bağlılık gösterdi. Koyunların kendisini bir gölge gibi takip ettiğini gören Önal, bu duruma kayıtsız kalamayarak onları kesmekten vazgeçti. Erol Önal ve koyunları arasındaki bu bağ, her sabah sıra dışı bir görüntüye sahne oluyor. Önal sabahın erken saatlerinde yürüyüşe çıktığında, iki koyunu da bir an olsun yanından ayrılmıyor. Kasaba yollarında Erol Önal önde, koyunlar arkada yapılan bu yürüyüşler hem hayvanların hem de sahibinin günlük spor aktivitesi haline geldi. Koyunların sadakati karşısında oldukça şaşıran Erol Önal, "Emekli olduktan sonra köyüme döndüm. İki tane koyun aldım kesmek için. Spora çok meraklıyım. En büyük hobim spor yapmak. Günlük burada yarım saat spor yapıyorum. Bu hayvanlar da benimle yarım saat koşuyorlar. Günümüzü böyle geçiriyoruz. Doğaya çıkıp mantar topluyorum, bana eşlik ediyorlar. Beni adım adım takip ediyorlar. Bana alıştılar, ben de kesmekten vazgeçtim. Onlara antrenörlük yapıyorum. 3 aydır böyle devam ediyoruz" dedi.
İzmir Aort damarı yırtılan Libyalı hasta, İzmir’de kapalı yöntemle tedavi edildi Libya’nın Mısrata şehrinde yaşayan, emekli ve 5 çocuk babası Alhussein Ahmed Mohamed Abdulkafi, hayati risk taşıyan aort damarı yırtılması nedeniyle yatırıldığı Acıbadem Kent Hastanesi’nde kapalı yöntemle gerçekleştirilen "stentli yapay damar" uygulamasıyla şifa buldu. Doç. Dr. Cüneyt Narin, hastada hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu (yırtılması) olduğunu belirterek, "Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Girişimsel yöntemle yırtığı kontrol altına aldık ve hastanın şikâyetlerinde belirgin düzelme sağladık. Sağlıkla ülkesine uğurladık" dedi. Uzun süredir yüksek tansiyon hastası olan ve daha önce kalp damarlarındaki darlıklar nedeniyle stent takılan Libyalı hastada, ani gelişen karın, sırt ve bel ağrıları üzerine yapılan tetkiklerde hayati risk taşıyan Tip 3 aort diseksiyonu tespit edildi. Yapılan tetkiklerde, aort damarının sol kol damarının çıktığı bölgeden başlayarak sol bacak damarına kadar uzanan ciddi bir yırtık olduğu belirlendi. "Tip III aort diseksiyonu" olarak adlandırılan bu hayati tablo, böbrek damarlarına giden kan akımını da azaltarak böbrek yetmezliğine yol açtı. Hasta bu süreçte diyalize alınmak zorunda kaldı. Tedavi amacıyla bir dönem Tunus’ta da izlenen hasta, daha sonra Türkiye’ye getirilerek farklı merkezlerde takip edildi. Şikâyetlerinin medikal tedaviyle gerilememesi üzerine 21 Ekim 2025 tarihinde Acıbadem Kent Hastanesi’ne sevk edilen Abdulkafi, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Narin ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Parıldar tarafından multidisipliner olarak değerlendirildi. Stentli yapay damar uygulandı Hastaya, yırtılan damarın stabilize edilmesi ve yırtığın beyin damarları gibi hayati bölgelere ilerlemesinin önlenmesi amacıyla kapalı (anjiyografik) yöntemle operasyon planladıklarını belirten Doç. Dr. Narin, şu bilgileri verdi: "Hastamızda hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu mevcuttu. Çok şanslıymış. Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Geçtiğimiz 23 Ekim’de Prof. Dr. Parıldar ile birlikte girişimsel yöntemle hem yırtığın başladığı bölgeye hem de yırtık nedeniyle kapanan sol böbrek atar damarına stentli yapay damar yerleştirdik. Uygulanan tedaviyle, aort damarındaki anormal kan akışı engellenerek kanın olması gereken damar boşluğundan akması sağlandı. Operasyon öncesinde sırt üstü yatmakta zorlanan, şiddetli karın ve bel ağrıları nedeniyle sürekli eğilmek zorunda kalan hastanın, işlem sonrası ağrıları geçerken, rahatça yürüyebilir ve günlük aktivitelerini sorunsuz şekilde yapabilir hale geldi. Tedavi sürecinde diyetisyen eşliğinde beslenmesi düzenlenen hastamız, haftada üç gün diyaliz programına alındı ve kalp ritim bozukluğu nedeniyle pıhtı önleyici tedavisi planlandı. Genel durumunun düzelmesi üzerine taburcu ettik ve ülkesine uğurladık." 2022 yılında sağlığının bozulduğunu, kalp damarlarından birine stent takıldığını, kalp kasında zayıflık, kol ve bacaklarında ödem olduğunu belirten Abdulkafi ise ülkesine yeniden doğmuş olarak döneceğini belirterek, "Ne oturabiliyor, ne yürüyebiliyordum. Sadece sağ tarafıma sabit yatıyordum. Aorttaki yırtık yaşamımı tehdit ediyordu. Yani her an ölümle burun burunaydım. Öldürmeyen Allah öldürmüyor, çok şanslıymışım. Libya’da bu tedaviler yapılmıyor, keza Tunus’ta da öyle. Ben de tedavi olmak için İzmir’e geldim. Çok çektim ama Acıbadem Kent Hastanesi’nde gördüğüm başarılı tedaviyle şikayetlerimden kurtuldum. Emeği geçen tüm doktorlarıma çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.