GÜNDEM - 31 Temmuz 2014 Perşembe 14:24

Vücudunda 100 şarapnel parçası var ama gazi değil

A
A
A
Vücudunda 100 şarapnel parçası var ama gazi değil

Hakkari Geçimli Karakolu'nda PKK’nın hain saldırısı sonucu yaralanan Bursalı Jandarma Komando Onbaşı Erhan Yakut (24) askerliğini tamamlayıp terhis olmasına rağmen, halen gazi unvanının verilmemesine tepkili.

2012 yılı Ağustos ayında Hakkari Geçimli Karakolu'na terör saldırısı sonucu 6 asker ve 2 korucu şehit olmuş, 14 asker de yaralanmıştı. Saldırıdan yaralı kurtulan 14 askerden biri olan İnegöllü Jandarma Komando Onbaşı Erhan Yakut, yaralı halde otobüsle İnegöl’e gönderilince Türkiye’nin gündemine oturmuştu. Daha sonra kendi isteği ile otobüsle geldiğini açıklayan Yakut, askerliğini bitirmesine rağmen, kendisine halen gazi unvanının verilmediğini söyledi.

Saldırıda ağır şekilde yaralanan ve muayeneleri halen devam eden 24 yaşındaki Erhan Yakut, sosyal güvencesi olmadığı için askeri hastanelerde heyete giremediğini dile getirerek, “2012 Ağustos ayında görev yaptığım Hakkari’de karakol baskını sonucu yaralandım. Memleketime geldiğimde vali ve kaymakamız bana birçok söz verdi. Bu zamana kadar verilen sözler tutulmadı ve hiçbir güvence verilmedi. Hastalandığımda hastaneye gittiğimde kimse yüzüme bakmıyor. Bu halimle kimse işte vermiyor. ‘Bir derdin sıkıntın olduğu zaman hallederiz’ dediler ama hiçbirini de çözmediler. Girdiğimiz çatışmada 8 şehidimiz var, 14 yaralı da verdik. Çatışmanın olduğu an mevzide yatıyordum. Silah seslerini duydum mevziye doğru gittim. Çatışma anında bir arkadaşımız şoka girdi. O sırada üzerimize el bombaları atılıyordu. Atılan el bombalarından biri ayağıma geldi, diğeri de mevzinin içine girdi. Mevziden dışarı çıktığımda iki kurşun vücuduma isabet etti. Daha sonra ambulansa bindirdiler gerisini hatırlamıyorum" diye konuştu.

Bursa Asker Hastanesi'nde ortopedi doktorunun vücudunda birden fazla yabancı cisim gördüğünü anlatan Erhan Yakut, "Bu cisimler bana çok sıkıntı yaşatıyor. Yürüyorum halsiz düşüyorum. Geçtiğimiz gün pikniğe gittik, göle girdim, şarapnel parçası olan her yerim morardı. Bu sıcakta bacaklarım titredi. Soğuk olduğu zaman vücudumda uyuşmalar oluyor. Bu sıkıntıları doktora gidip anlatıyorum, doktor kafasını kaldırıp yüzüme bile bakmıyor. Benim tek isteğim sağlığım. Hastaneye gittiğimde yaşlılar ve gaziler nasıl öncelikliyse, ben de o şekilde tedavi olmak istiyorum. 5-6 saat sıra beklemek istemiyorum. Sağlığımı geri istiyorum. Benim tek isteğim sigorta. Benim sigortamı yapsınlar. Ben rahatsızlanınca hastaneye gidebileyim. Benim sağ boşluğumda demir var. Sürekli elime geliyor, onu bile almıyorlar. Benim param da yok. Ameliyat yapsalar param da yok” dedi.

“SAĞLIĞIMI GERİ İSTİYORUM”
‘Askere gitmeden önce böyle değildim’ diyen Yakut, “ Askerden bu şekilde döndüm hayatım karıştı. Beden ve ruh olarak sıfır durumdayım. Ben askere gittiysem, çatıştıysam, kaçmadıysam hakkımı istiyorum. O kadar saat çatıştık bunu mu hak ettik? İsteseydim mevziye gitmezdim. Karakolda 98 kişiydik. Sabah 00.10’dan 17:00’ye kadar çatışma sürdü. Çatışmayanlar sağ kaldı ve yaralanmadı” dedi.

Vatan kapılarının mültecilere sonuna kadar açıldığını dile getiren Yakut, “Suriyeliler vatanımıza geldi. Devlet büyüklerimiz onlara yardım ediyor, biz vatanımızı sancağımızı koruduk bize hiçbir yardım yapılmadı. Biz de mi başka ülkelere gidip dilenip yardım isteyelim” dedi.

“SADECE SAĞLIK GÜVENCESİ OLSUN”
Başbakan ve Cumhurbaşkanı’ndan yardım isteyen baba Cengiz Yakut, “Ben evladımı böyle askere yollamadım. Allah bizi kemik ve çamurdan dünyaya getirdi. Bu çocuğun 3. parçası niye şarapnel? Peygamber Efendimizin son hutbesi “Birbirinizi yiyin” mi? Ben bu memleketin vatandaşıyım. Bu memleketin toprağında dünyaya geldim. Bu toprakların ekmeğini yiyorum. Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımıza sesleniyorum. Onların iki dudağının arasında “Bu çocuğa sahip çıkın” çocuğuma gazilik statüsü verilsin. Allah-ü Teala’nın mahkemesinde iki elim yakalarında. Gazilik vermiyorsanız da en alt sınıftan sağlık güvencesi olsun” dedi.
 

 GÖKHAN SARIKAYA - ONUR AKTAŞ 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Keşan’da trafik kazasında hayatını kaybedenler için yapılan anıt açıldı Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Karacaali köyünde 1998 yılında meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden 7 öğrenci ve 1 servis şoförü için kazanın meydana geldiği noktada yenilenen anıt törenle açıldı. Törende konuşan Karacaali Köyü Muhtarı Mustafa Kocaalili, "Paşayiğit İlköğretim Okulu’na taşımalı eğitim kapsamında giden öğrencilerimizi taşıyan servis aracının geçirdiği kaza sonucunda, henüz yolun başındaki 7 evladımız ve görevini yapan 1 şoförümüzü kaybettik. Bu acı olay, yalnız aileleri değil tüm Karacaali’yi ve bölgemizi derinden sarmıştır. Bugün açılışını yaptığımız bu anıt, kaybettiğimiz evlatlarımız ve şoförümüzün aziz hatırlarını yaşatmak, benzer acıların bir daha yaşanmaması için toplumsal hafızamızı ve farkındalığı diri tutmak amacıyla inşa edilmiştir" diye konuştu. Edirne İl Genel Meclisi Başkanı Çiğdem Gegeoğlu, kazada hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dilerken, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan da kazanın meydana geldiği günü anlattı. Keşan Kaymakamı Aziz Mercan ise yaşanan kazanın büyük bir acı olduğunu dile getirerek, "Buradan hepimiz gerekli dersi alıyoruz. Bu olayların yaşanmaması için elimizden ne geliyorsa gerekli gayreti göstereceğiz" dedi. Paşayiğit İlkokulu ve Ortaokulu öğrencilerinin, anıta çiçek bıraktığı tören, dua yapılmasıyla sona erdi. Törene, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin temsilcileri, kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ve çok sayıda vatandaşlar katıldı.
Düzce Otobüs şoförlerinin duyarlılığı araç içi kamerasına yansıdı Düzce Belediyesi özel halk otobüsü şoförleri, rahatsızlanan yolcular için güzergahlarından çıkarak yolcuları hastaneye yetiştirdi. O anlar araç içi kamerasına yansıdı. Düzce Belediyesine bağlı Düzce Ulaşım A.Ş.’ye ait iki ayrı hatta görev yapan halk otobüsü şoförleri bir hafta arayla rahatsızlanan iki yolcuyu harekat merkezine haber verip güzergah dışına çıkarak Acil Servis’e ulaştırdı. İlk olay 7 Aralık’ta yaşandı. Düşmeye bağlı olarak yürüme güçlüğü çeken ve hastaneye gitmek isteyen genç kadını fark eden şoför İzzet Aydın, hastaneye yakın durakta indirmek yerine acil servisin kapısına kadar götürdü. "Harekat merkezine bildirip, güzergah değiştirdim" Olay günü yaşananları aktaran araç şoförü İzzet Aydın, "2013 yılından bu yana şoförlük yapıyorum. 7 numaralı hatta çalışıyordum. Krempark’ın oradan 3 kişi araca bindi. Bir tanesi ayağının üzerine basamıyordu. Geçmiş olsun dedim. Hastaneye gideceğiz dedi. Harekat merkezine bildirerek güzergah dışına çıkacağımı söyleyerek, hastayı hastaneye götürdüm. Araçta başka kimse de yoktu. Acilin önüne kadar götürüp, güzergahıma devam ettim" dedi. Bir diğer olay ise 12 Aralık Cuma günü gerçekleşti. Araca bindiğinde fenalaşan yolcuyu fark eden otobüs şoförü Suat Atmaca, Hastane Caddesi’ndeki duraktan "U" dönüşü yaparak güzergah dışına çıktı. Vakit kaybetmeden rotayı Atatürk Devlet Hastanesi Acil Servisine çeviren Atmaca kısa süre içerisinde Acil Servis önüne ulaştı. Otobüsten indirilip sedyeye alınan kadın yolcu, sağlık ekiplerine ulaştırıldı. "Vatandaşın sağlığı her şeyden önemlidir" diyen şoför Suat Atmaca, "Olay günü 18 nolu hatta çalışıyordum. Durağa yanaştığımda iki genç benden kolanya istedi. Ne olduğunu sorduğumda arkadaşlarının rahatsızlandığını söylediler. Harekat merkezini arayarak rotamdan çıkıp U dönüşü yaptım. Hastanede acil servise geldiğimizde servise bindirdik ve hastamızı sağlık ekiplerine teslim ettik. Bize periyodik eğitimler veriliyor, bu eğitimlerde bu sağlık konusunda da hassas davranmamız konusunda bilgilendirme yapılıyor. Bizimde çocuğumuz var, biz burada insanlık görevimizi yaptık" dedi. Yaşanan bu örnek davranışlar, Düzce Ulaşım A.Ş. bünyesinde görev yapan şoförlerin, yolcuların sağlığı ve güvenliği konusunda da sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini gösterdi. Şoförlerin duyarlılığı diğer yolcular tarafından da tebrik edildi.
Ankara Sanatçı Metin Şentürk TBMM’de engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplanan Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu’na katılan sanatçı Metin Şentürk, engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı. Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu, AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplandı. Komisyona sanatçı ve Dünya Engelliler Birliği Kurucu Başkanı Metin Şentürk katıldı. Komisyonun açılışında konuşan Kasapoğlu, "Tüm Komisyon üyelerimizin ortak inancı, engelli bireylerimizin toplumun tam merkezinde yer alması; sanatta, sporda, siyasette, akademide, medyada, üretimde, istihdamda her bir noktada en merkezde yer alması, onların merkezde yer almasıyla birlikte toplumun bu anlamdaki algısı, bakışı çok güçlü şekilde değişiyor. Kullanılan dilden, ön yargıların kırılmasına kadar pek çok değişimi gözlemliyoruz. İşte, Metin Bey’in bu anlamdaki yolculuğu da hem sanat alanında hem de sivil toplumdaki mücadelesi bu açıdan çok kıymetli ve çok ama çok öğretici" diye konuştu. "9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu" Konuşmasına kendi hayat hikayesini anlatarak başlayan Metin Şentürk, "7 çocuklu bir ailede doğdum. Yalnız hayatın anneme acımasız şakaları enteresan bir şekilde devam etti. Baba tarafından genetik körlük vardı. 2 kız kardeşim, 2 erkek kardeşim, babam ve ben, hepimiz sağlam doğmamıza rağmen, 9 kişilik bir ailede 6 kişi zaman içinde yaşanan küçük problemlerden körlükle karşıya kaldı. 9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu. Bugüne kadar hayatımı kolaylaştıran yegâne unsurun bakış açısı olduğuna çok inandım. Bakış açınızı değiştirdiğinizde acınızı değiştirebiliyorsunuz" dedi. "Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım" Engelliliğin, engelliden ziyade aileleri için daha zor olduğuna inandığını dile getiren Şentürk, "Engelli hayatına bir şekilde alışıyor ama aileler için her uyanılan sabah aynı tabloyla karşılaşmak biraz daha farklı. Evlatlarının önündeki engelleri aileler, sonra yasalar, sonra da vicdanlar kaldırırsa bazı şeylerin çok daha iyi olacağına inanıyorum. Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım. Emeğimle, bedenimle, ruhumla ve gönlümle yanınızda olmaya hazırım. Şayet bu işe yarayacaksa, dediğim gibi, 7/24 ülkenin her tarafında emek veririm. Çünkü sonuç itibarıyla, benim bu ülkede bu kadar emek verme çabamın tek bir nedeni var. Askerlik yapamadığım bir ülkede askerliğimi bu şekilde tamamlıyorum, bu da benim hayata bakış açımın bir tarafı" ifadelerini kullandı.