GÜNDEM - 20 Ağustos 2019 Salı 17:04

Yangın, 20 yıllık emeğini 20 dakikada kül etti

A
A
A
Yangın, 20 yıllık emeğini 20 dakikada kül etti

İzmir’de Pazar günü başlayan ve şiddetli rüzgarın etkisiyle Karabağlar’dan Seferihisar ile Menderes’e sıçrayan orman yangını bazı vatandaşların evlerini ve bahçelerini 20 dakikada küle çevirdi

İzmir’in Karabağlar ilçesinde 18 Ağustos Pazar günü başlayan ve yaklaşık 500 hektar ormanlık alana zarar veren yangın, hala kontrol altına alınamazken yangında evlerini, kümes hayvanlarını ve meyve ağaçlarını köylüler, küle dönen emekleri karşısında gözyaşlarına hakim olamadı. Seferihisar’a bağlı kırsal Eski Orhanlı Mahallesi'nde evi, 200’e yakın tavuğu ve meyve ağaçları küle dönen 63 yaşındaki Hasan Poyraz, 20 yıllık emeğinin 20 dakikada küle döndüğünü söyledi. 

Yangın, evinin bulunduğu bölgeye ulaştığında hiçbir şey almadan evlerini terk etmek zorunda kaldıklarını ifade eden Poyraz, “Ceviz, zeytin, üzüm gibi çok sayıda meyve ağacını kendi ellerimle diktim. Jandarma, evleri tahliye etmemiz gerektiğini anons ettikten sonra her şeyi bırakıp çıktık. Yangını ancak karşıdan seyredebildim, hiçbir şey yapamadım. Gözümün önünde her şeyim yandı” dedi.

“20 yıllık emeğimiz kül oldu”

3 gündür süren yangının bir an önce sönmesini temenni eden Poyraz, “Mağduruz, umarım yetkililer bize destek olur. Ömür gitti, artık burada bu yeşilliği bir daha göremem. Allah kimseye böyle bir acı göstermesin. 20 yıllık emeğimiz kül oldu” diye konuştu.  

Ali Gözeten - Aykut Yeniçağ
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Yağmurlu havalarda ıslanmak istemeyen depremzede Meriç’in sesini duyan sağlıkçı Havva’dan afetzede aileye sıcak yuva Hatay’da depremin ilk günlerinde enkaz altındaki vatandaşları yaşatmak amacıyla görev alan sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, yağmurlu havada bir daha ıslanmak istemeyen 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesini sıcak yuvasına kavuşturmayı başardı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşları hayata tutundurmak için mücadele etti. Sağlık personeli Ertuğrul, depremin yaralarını sarmak için kurucusu olduğu Ülkem Kitap Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine 21 çadır okul açtı ve 7 bin 700’den fazla öğrenciye 100 binden fazla kitap ulaştırdı. ATT Ertuğrul, depreme Antakya ilçesi Karaali Mahallesi’nde yakalanan 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesinin isteği üzerine afetzede aileye yuva yapabilmek için çalışma başlattı. Dernek aracılığıyla Altunay ailesine ev yaptırmayı başaran Ertuğrul, 2 odası ve 1 salonu olan evi Altunay ailesine teslim etti. "Yeterli maddi destek sağladığında yıl sonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz" Ülkem Okuyor Derneği olarak 2’nci evi teslim ettiklerini ifade eden Ertuğrul, "Depremin 37’nci gününde çadır okul açmıştık. Bugün ev yaptığımız öğrencimiz de o çadır okula gelen ilk öğrencilerimizden biriydi. Talent ve Meriç okulu açtığımızda koşa koşa gelmişti. Bu enkazlar bir gün kalkıp Hatay normale dönecek dememize neden oldular. Biz 2 aydır ev yapıyoruz. Öğrencilerimiz ve depremzede çocuklarımızın yaşam koşullarını düzeltmeye dert edindik. Çadırda ve barakada yaşayan öğrencilerimize ev yaparak hak ettikleri yaşamları sürmelerini istiyoruz. Bu depremden en çok çocuklar etkilendi. 15 aydır baktıklarında enkaz görüyorlar. Çadırda yaşıyorlar. Deprem üzerine oyunlar kuruyorlar. O yüzden buradaki çocukların daha iyi yaşam koşullarından yaşamaları için emek veriyoruz. ‘Ülkem Okuyor Derneği’ olarak ev yapmaya devam edeceğiz. Haftaya 4 ve 5’inci evlerimizin temelini atacağız. Durmadan yorulmadan Hatay’daki son çocuğun yüzünü güldürene kadar güldürmeye devam edeceğiz. Yeterli maddi destek sağladığında yılsonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz” dedi. "Yeni evim için çok heyecanlıyım ve çok mutluyum" Yeni evlerine kavuşan anne Esmeray Altunay, "Depremde evimiz yıkıldı. Çok kötü bir durumdaydık. Havva abla çocuklara mont ve ayakkabı getirmişti. Okula çağırdı. Oğlum Meriç’in doğum günüydü. O esnada Havva ablayı tanıdım. Eşimle beraber çadırdan suları dışarı atmaya çalışıyorduk. Ellerimiz, ayaklarımız ve çocuklar berbat bir haldeydi. Çocuklar sırılsıklamdı. Çocukların ayaklarında ne ayakkabı ne de çorap vardı. Yeni evim için çok heyecanlıyım. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.