EKONOMİ - 04 Mart 2020 Çarşamba 14:53

'Yazılım alanında hizmet ihracatının yolu Hindistanlaşmaktan geçiyor'

A
A
A
'Yazılım alanında hizmet ihracatının yolu Hindistanlaşmaktan geçiyor'

Türkiye’de Bilgi ve İletişim Teknolojileri sektörü hızla büyüyor. 9 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan bilgi teknolojileri alanında ise yazılım ve hizmet kalemleri dikkat çekiyor. Pazar büyüklüğü 5,8 milyar dolara ulaşan yazılım ve hizmet sektörü 650 milyon doları aşan ihracat payıyla öne çıkıyor. Bu hızlı büyüme, sektör oyuncularını değişime zorluyor.

Dijital çağ ile birlikte pek çok sektörü yeniden inşa eden bilgi ve iletişim teknolojileri, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de dijital dönüşüme öncülük ediyor. Orta ölçekli işletmelerden büyük kurumsal şirketlere kadar etkisini gösteren bu dönüşüm, bilgi teknolojileri sektöründe yüksek katma değerli yazılım ve hizmet alanlarının ihracattaki payını da artırıyor. Veri analitiği alanında uzmanlaşan CALIGO’nun incelediği TÜBİSAD Bilgi ve İletişim Sektörü Pazar Verileri Raporu’na göre Türkiye’nin bilgi teknolojileri sektöründeki hizmet ihracatı 51,4 milyon, yazılım ihracatı ise 602 milyon dolara ulaştı. Yazılım sektöründeki söz konusu hızlı büyümenin devam etmesi için özellikle küçük danışmanlık şirketleri, IT uzmanları ve hizmet alan şirketlere büyük sorumluluklar düşüyor.

“Hizmet ve yazılım ihracı 1 milyar doları aşacak”
Yazılım sektöründe menşei Türkiye olan ürün ve hizmetlere dikkat çeken CALIGO Kurucu Ortağı Muharrem İşeri, “Yerliliğin yazılımda yüzde 81, hizmet alanında ise yüzde63 olduğunu görüyoruz. 2018 yılında bu alanlarda yapılan ihracatın 650 milyon doları aşması Türkiye’nin yazılım ve hizmet sağlamadaki potansiyelinin ne denli yüksek olduğunu kanıtlar nitelikte. Ülkemiz bilgi teknolojileri alanındaki yetkinliklerini her geçen gün bir adım daha öteye taşırken, bu rakamın 2020 yılının sonunda 1 milyar doları aşmasını bekliyoruz” dedi.

“Yazılım alanında hizmet ihracatının yolu Hindistanlaşmaktan geçiyor”
Türk yazılım sektörünün ihracat rakamlarını artırmak için kilit noktanın hizmet ve danışmanlık kategorileri olduğuna değinen Muharrem İşeri, “Bir dönem yazılım alanında “Çin’in düşük kaliteli” imajına atfen, Hindistanlaşmak diye tanımlamalar kullanılıyordu. Keşke Türkiye Hindistan gibi olabilse. Bu sayede yazılım alanında hem ürün hem hizmet ihracı yapar, aynı zamanda da bölgemizden güçlü markalar çıkartabiliriz” dedi.

Türkiye’nin yazılım sektöründeki potansiyelini verimli kullanmak için ürün ihracatı kadar hizmet ihracatının da ön planda tutulması gerektiğini vurgulayan Muharrem İşeri, Hindistan’daki çalışmaların örnek alınabileceğini ifade etti. İşeri, “Türkiye’nin Bilgi Teknolojileri alanındaki gelişiminde hizmet ihracatı, en az ürün ihracatı kadar önemli. TÜBİSAD verileri açıkça gösteriyor ki hizmet ihracatı 51,4 milyon dolarlık büyüklüğe ulaştı. Bu, azımsanamayacak kadar önemli bir rakam. Bu alanda feyz almamız gereken ülke ise Hindistan. Gartner’ın Şubat 2020’deki “Data and Analytics Service Providers” raporuna bakarsanız 20 kişilik listede 5 tane Hindistanlı danışmanlık firması görürsünüz. Milyar dolarlara ulaşan gelirleriyle bu şirketler sadece kendi ülkelerinde değil, dünyanın her yerine hizmet götürüp, katma değeri ise ülkelerine geri götürüyorlar. Uzun vadeli düşünerek, yapılan işin sadece maddi kazancına değil; kuruma, bize ve çalışanlarımıza neler katacağını ölçüp biçerek bizler de Türkiye’de bunu pekala yapabiliriz” şeklinde konuştu.

"Yazılım şirketlerine ve çalışanlara büyük sorumluluk düşüyor"
Türkiye’nin hizmet alanında gelişmesi için yazılım sektöründeki tüm paydaşların mevcut bakış açılarını değiştirmesi gerektiğine de değinen Muharrem İşeri, şunları aktardı: “Türkiye’de yazılım danışmanlığı alanında değer zinciri oluşturmak istiyorsak bu noktada müşteriler, çalışanlar ve yazılım/danışmanlık şirketlerine sorumluluklar düşüyor. Çalışanlar; kısa vadelerde elde edecekleri gelirden öte, gelişimlerini uzun vadeli destekleyen ve bulundukları yapının değer önermesine katkı sunabilecek şirketleri aramalılar. Şirketler ise günü kurtaran servis desteğinin ötesinde kurumsal hafızanın oluşması için mantalitelerini değiştirmeliler. Türkiye’de kurumların yazılım alanında hizmet sağlayan danışmanlık şirketlerinden beklentisi çoğunlukla “Body Shopping/Adam Kiralama” formu ile hayat buluyor. Ne var ki bu durum hem müşterilere hem de hizmet veren şirketlere uzun vadede zarar veriyor. Bunun için yapılması gereken yazılım alanındaki hizmet alımını bir know- how aktarımı olarak kurgulamak. Şayet IT çalışanları ve hizmet alan şirketler üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirirse sonraki adımda yazılım/danışmanlık şirketleri de bu değişime ayak uyduracak ve tüm sektör kalkınmaya başlayacaktır” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Çameli’nin titrek kavak ormanları bulutların arasında görsel şölen sunuyor Denizli’nin Çameli ilçesi, zengin florası ve yüksek endemik tür çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. İlçenin önemli doğal alanlarından biri olan titrek kavak ormanları ise özellikle ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Sarı, kızıl, turuncu ve yeşilin tonlarıyla oluşan renk cümbüşü havadan görüntülendi. Denizli’nin Çameli ilçesi, zengin florası ve yüksek endemik tür çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. Yaklaşık 750 ile 2 bin 300 metre rakımda yer alan ilçe; vadileri, meraları ve yüksek dağlarıyla çok sayıda bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Çameli florasında 200’a yakın endemik bitki türünün bulunması, bölgenin coğrafi yapısının sağladığı doğal zenginlikten kaynaklanıyor. İlçenin önemli doğal alanlarından biri olan titrek kavak ormanları ise özellikle sonbahar ve kış aylarında ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Sarıdan kahverengiye uzanan tonların hâkim olduğu bölgede yüksek ağaçların oluşturduğu renk cümbüşü doğaseverler tarafından yoğun ilgi görüyor. Türkiye’de bu denli yoğunlukta görülen titrek kavak topluluklarına nadiren rastlandığını belirten uzmanlar, Çameli’nin bu açıdan önemli bir ekolojik değere sahip olduğuna dikkat çekiyor. Bölge hem biyolojik çeşitlilik hem de doğal güzellik açısından eşsiz bir zenginlik sunuyor. "Bu orman Çameli orman sınırları içerisindedir ve titizlikle korunmaktadır" Titrek kavak ağaçlarının titizlikle korunduğunu ifade eden Endemik Bitkiler Araştırmacısı Rıfat Özdemir, "Bu gördüğünüz titrek kavak ormanları sonbahar ve kış aylarında renk cümbüşü oluşturuyor. Bütün renkleri hemen hemen görürsünüz. Türkiye’deki dağılımı oldukça seyrektir. Bu saha, Çameli orman sınırları içerisindedir ve titizlikle korunmaktadır. Çameli ilçemiz flora açısından çok zengindir" dedi. "Yapılan çalışmalar sonucunda 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespit edildi" Çameli’de 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespit edildiğini ve çalışmaların devam edeceğini belirten Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan ise, "Çameli ilçemiz endemik türler bakımından en zengin bölgelerden bir tanesi. Özellikle Gargın Yaylası bölge dediğimiz rakamı 2 binin üzerinde olan bir bölgemiz var. Bu bölgemizde şu anda Hasan Hocamızla beraber yapmış olduğumuz çalışmalarla 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespitini yaptık. İnşallah yakın bir zamanda da bunların kitap basımını açıklamasını yapmış olacağız. Şu anda özellikle Fethiye-Çameli arasında Akta bölgesi dediğimiz bölgede bir Akkavak orman bölgemiz var. Gerçekten doğanın bir harikası, güzel bir şekilde orada yetişmiş çoğalmış bu ormanımız özellikle sonbahar ve kış aylarında trekking yapmak isteyen yürüyüş yapmak isteyen gruplar için çok güzel bir görsel şölen sunuyor" ifadelerini kullandı. "Vatandaşlarımızı bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet ediyoruz" Vatandaşları bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet eden Başkan Cengiz Arslan, "Orman İşletme ile beraber bu bölgenin korunması ile ilgili yerel yönetimler belirli olarak elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz. İnşallah buranın doğa turizmine kazandırılması ile ilgili de güzel düşüncemiz projemiz var. Bu bölge bizim yürüyüş rotalarımız alanında en güzel rotalarımız bir tanesi. Bütün bizi izleyen vatandaşlarımızı bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet ediyoruz" dedi.
Düzce Fındıkta verim ve kalite artırılıyor DÜZCE(İHA) – Düzce’de Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından fındık budama eğitimleri, merkez ve ilçelerde devam ediyor. Düzce’de fındıkta verim ve kaliteyi artırmaya yönelik çalışmalar aralıksız devam ediyor. Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen Fındık Budama Eğitimleri, merkez ve 7 ilçede, 90 köy ve mahallede toplam bin 200 üreticiye ulaşması hedefleniyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Düzce İl Tarım ve Orman Müdürü Esra Uzun, fındığın Düzce için stratejik bir ürün olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "İlimizde yaklaşık 75 bin hektar tarım arazisi bulunmakta olup, bunun yüzde 85’i, yani yaklaşık 63 bin hektarı fındık alanlarından oluşmaktadır. Fındık, Düzce’nin ana ürünüdür. Bu nedenle verim ve kaliteyi artırmaya yönelik eğitim çalışmalarımıza büyük önem veriyoruz. Merkez ve 7 ilçemizde yürüttüğümüz budama eğitimleriyle bir budama seferberliği başlattık ve bugüne kadar yaklaşık 1.000 üreticimize eğitim verdik. Amacımız, üreticilerimizin daha kaliteli ve daha yüksek verim elde etmesini sağlamak ve bu yolla gelirlerini artırmaktır." Fındığın dünya markası bir ürün olduğunu da belirten Uzun, Düzce’den yıllık yaklaşık 20 bin ton fındık ihracatı gerçekleştirildiğini ifade ederek, "Üreticilerimizin bol ve bereketli bir üretim sezonu geçirmesini istiyoruz. İl Müdürlüğü olarak teknik ekibimizle birlikte fındık verimini artırmaya yönelik çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz" dedi. Eğitim programları kapsamında üreticilere doğru budama teknikleri uygulamalı olarak anlatılarak, fındık bahçelerinde verim ve kalite artışının sağlanması hedefleniyor.
Düzce Avrupa’daki okullar arasında işbirliği DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi’nde "ELT Days: Mesleki Gelişim ve Farkındalık Eğitimleri" atölye çalışması gerçekleştirildi. Düzce Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü, Kariyer Geliştirme ve Mezun İzleme Uygulama Araştırma Merkezi ile İngilizce Topluluğu iş birliğinde, Gençlik ve Spor Bakanlığı Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) tarafından desteklenen "ELT Days" projesi kapsamında düzenlenen "ELT Days: Mesleki Gelişim ve Farkındalık Eğitimleri" başlıklı atölye çalışması İstiklal Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. "eTwinning: Fikirden Projeye" başlığıyla düzenlenen programa; Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Osman Dülger, Dr. Öğr. Üyesi Ammar Tekin ile çok sayıda öğrenci katılım sağlarken; programda YEĞİTEK Düzce eTwinning Proje Koordinatörü İngilizce Öğretmeni Elif Fergane ile 15 Temmuz Şehitler Ortaokulu İngilizce Öğretmeni Serdar Karadağ eğitmen olarak yer aldı. Programın ilk bölümünde konuşan Elif Fergane, eTwinning platformunun temel yapısı, amaçları ve sunduğu imkanlar hakkında katılımcılara kapsamlı bilgiler aktardı. eTwinning’in, Avrupa’daki okullar arasında iş birliğini teşvik eden, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı Ulusal Destek Servisi tarafından denetlenen güvenli bir çevrim içi öğrenme platformu olduğunu ifade eden Elif Fergane, proje tabanlı öğrenme yaklaşımıyla öğretmen ve öğrencilerin aktif etkileşim içinde üretim yapabildiğini ifade etti. Başarılı bir eTwinning projesinin; pedagojik yaklaşım, iş birliği, dijital araçların etkili kullanımı üzerine inşa edildiğini belirten Fergane, bu süreçlerin öğrencilerin dijital yetkinlik, kültürler arası farkındalık ve girişimcilik gibi temel beceriler kazanmasına katkı sunduğunu dile getirerek eTwinning proje yazım sürecini uygulamalı olarak katılımcılara anlattı. Programın ikinci konuşmacısı Serdar Karadağ ise, öğretmenlik kariyerine dair deneyimlerini paylaşarak, kendi öğrencileriyle birlikte hayata geçirdiği "Friends Forever" isimli eTwinning projesini anlattı. Proje sürecinde farklı ülkelerden öğrencilerle yürütülen iş birlikleri, gerçekleştirilen etkinlikler ve elde edilen kazanımlar hakkında bilgiler veren Karadağ, öğrencilerinin proje sürecinde hem akademik hem de sosyal becerilerinin geliştiğini vurguladı. Program, plaket takdimi ve fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.