SAĞLIK - 21 Eylül 2022 Çarşamba 15:25

Yeme bozukluğu asosyalleştiriyor

A
A
A
Yeme bozukluğu asosyalleştiriyor

Daha çok kadınlarda görülen yeme bozukluğunun son dönemlerde erkeklerde de artışa geçtiğini belirten Prof. Dr. Ercan Abay, aynı zamanda bu sağlık sorununun asosyalleştirdiğini de söyledi.

Pandemi döneminde hareketsizlik, sosyalleşememe, iş kaybı, kilo veya yemek yemekle alakalı sürekli düşüncelerin artmasının yeme bozuklukları oranının artmasına sebep olduğunu kaydeden İstanbul Arel Üniversitesi Dâhili Tıp Bilimleri Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Abay, yeme bozukluklarının; genetik, biyolojik ve psikososyal nedenleri olabileceğini belirtti. Prof. Dr. Ercan Abay, özellikle azalmış benlik saygısı, depresyon, değersizlik hissi, aile içi çatışmalar ve kişilik sorunları yaşayan bireylerin yeme bozukluğuna eğilimli olduklarına değinerek, uyarılarda bulundu.

Prof. Dr. Ercan Abay, yeme bozukluğunun yaygın olarak 15-19 yaş grubunda rastlandığını söyleyerek, “Kadınlarda 10 kat daha sık görülüyor ancak günümüzde erkeklerde de görülme sıklığı giderek artmaktadır” dedi.

“Yaşamlarında rekabet olanların yeme bozukluğu geliştirme riskleri yüksek”

Yeme bozukluklarında sosyokültürel etkenlerin de rolü olduğunu belirten Prof. Dr. Ercan Abay, “Diyet yapma davranışı ile yeme bozuklukları arasında önemli bir ilişki vardır. Günümüz toplumunda ince bedene sahip olmak istenen bir durumdur. İsteyerek diyet yapanların amacı daha çekici olma çabasıdır. İsteyerek diyet yapanlar genelde mankenler, balerinler, sporcular, jokeyler gibi iş yaşamlarında rekabetin olduğu kişilerdir ve yeme bozukluğu geliştirme riskleri yüksektir.” açıklamalarında bulundu.

“Pandemi döneminde daha da arttı”

Pandemi döneminde yaşanan artışlarla ilgili konuşan Prof. Dr. Abay, “Yeme bozukluğu belirtileri ile başvuran hasta sayısı pandemi döneminde artmıştır. İlgi alanlarının daralması, farklı etkinliklere katılamama, yalnızlaşma, iş kaybı, tüm aile bireylerinin bir arada olması, beden ile ilgili uğraşların artması ile evde aşırı egzersiz yapma eğilimleri, tek uğraş noktalarının yemek yeme ya da yememe olması bu artışın nedenleri arasında yer alır.” ifadelerini kullandı.

“Yeme bozukluğu olan bireyler asosyal bir yaşamı tercih ediyor”

Yeme bozukluğu olan kişilerin sosyalleşmekten kaçındıklarını söyleyen Prof. Dr. Abay, “Yalnız yemek yemeyi tercih ederler. Aile ya da arkadaşlarıyla bir araya gelerek yemek yemeyi istemezler. Bu nedenle, ofis, okul, sosyal ortamlardan uzak kalarak, istedikleri ortamın onlara sunulması kısıtlayıcı yeme ya da tıkınırcasına yeme davranışlarını gerçekleştirme de tetikleyici olabilir” ifadelerinde bulundu.

Stres ve depresyon gibi olumsuz durumlarla baş edememenin kişileri aşırı yemeye teşvik ettiğini kaydeden Prof. Dr. Ercan Abay, “Pandemi sürecinin oluşturduğu kaygı, kendisine ve sevdiklerine zarar geleceği ihtimali nedeniyle, zaten uzak durdukları sosyal yaşamdan daha da uzaklaşırlar. Bu da yalnız başına tıkınırcasına ya da kısıtlayıcı yemelere neden olabilir.” dedi.

“Mutluluk duygusundaki artış, olumsuz duygularda yeme davranışının tekrarlanmasına neden olur”

Stres ve yeme bozuklukları arasında bir ilişki olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ercan Abay, “Stres durumunda kortizol hormonu yüksek miktarda salgılanarak tuzlu, tatlı ve yağlı gıdaların tüketimi artar. Stres ne kadar fazla olursa, duygusal rahatlama için bu tür yiyeceklerin tüketim miktarı da artar. Yemek yeme isteğini tetikleyici etken haz duygusudur. Beyin ödül sisteminde gıdalar tüketildiğinde dopamin ve serotonin nörotransmitterleri salgılanarak mutluluk hissi oluşur. Bu mutluluk duygusundaki artış, olumsuz duygularda yeme davranışının tekrarlanmasına neden olur.” ifadelerini kullandı.

Duygusal yeme açlığı yerine farklı şeylere odaklanılması gerektiğini vurgulan Prof. Dr. Abay, “ Her bir duygunun tetikleyicileri ve yatıştırıcıları vardır. Yemek bu duyguları iyileştirmez. Belki, kısa bir süre yatıştırabilir ama çözüm sağlamaz. Duygusal açlık nedeniyle yenilen her şeyden sonra kişi kendini daha da kötü hisseder ve pişmanlık duygusu ile birlikte yemeye iten sebebe bir de aşırı yemenin huzursuzluğu eklenir. Duygusal yemenin farkında olmak ve kişiyi bu davranışa iten şeyin ne olduğunu anlamak gerekir.” dedi.

“Beslenmeye katı yasaklar koymak doğru değildir”

Yeme bozukluğuna karşı tavsiyelerde de bulunan Prof. Dr. Abay, “Yemek yerken farkında olarak tüm duyular yemeğe odaklanır. Küçük ısırıklar alınır ve yavaş yemek yenir. Ağza küçük lokmalar alındığında gıdaların tadına daha kolay varılır. Yeme duygularından uzaklaşmak için yemek yerine yürüyüşe çıkmak, kısa süreli uyumak, bir arkadaşla sohbet etmek gibi daha eğlenceli bir etkinliğe katılmak doğru olur. Beslenmeye katı yasaklar koymak doğru değildir. Kısıtlanan beslenme sonrasında daha büyük bir arzu ile büyük porsiyonlarla yemek tetiklenebilir” diye konuştu.

Öğünler dışında yeme isteği olan kişileriniki stratejiden faydalanabileceğini de belirten Prof. Dr. Abay, “Birincisi, yeme davranışı dışında yürüyüş yapmak, film izlemek gibi bir başka etkinlikle vakit geçirmeleri istenir. İkincisi, yeme isteği oluştuğunda ve zihin buna odaklandığında, kişilerin kendilerine bunun ‘geçici bir arzu’ olduğunu hatırlatmaları gerekir. Ayrıca, açlık duygusu su içerek veya kalorisi düşük yiyecekler ve sağlıklı atıştırmalıklarla ötelenmesi denenebilir” dedi.

Prof. Dr. Ercan Abay, yeme bozukluğu çeşitleri “anoreksiya nevroza (AN), bulimiya nevroza (BN) ve tıkınırcasına yeme bozukluğu (TYB) hakkında ise şu bilgileri paylaştı

Anoreksiya nervosa

Anoreksiya nevroza (AN), önceleri ‘sinirsel iştah kaybı’ olarak tanımlanırdı. Bugün AN, iştah kaybı ile ilgili değildir. Vücuda yemeğin girmesini engellemek, gireni de çıkarmaya çalışmakla ilgilidir. Hasta ideal kilosunun altında olmasına rağmen kendisini şişman görür ve hisseder ve devamlı kilo verme isteği içerisindedir. Kilo verme isteği, yemek yemeyi reddetme ve yediği az miktar yemeği de bedenden atma eğilimi ile birliktedir. Hasta kilo kaybetmek amacıyla uyguladığı yöntemler: Laksatif (ishal ilaçları) ve diüretik (sıvı attırıcı ilaçlar) kullanmak, kendini kusturmak, yoğun egzersiz yapmak. İdeal kilosunun çok altında olduğu halde kendisini şişman olarak görmek hastalığın önemli özelliğidir. Hasta kilosunu ve yeme davranışını takıntı yapar. Defalarca tartılır ve kilo değişikliğini izlemek hastalığın özelliğidir.

Bulimiya Nervoza (BN)

Bulimiya sözcüğü ‘bir öküzü yiyecek kadar aç olmak’ anlamına gelir. Roma İmparatorluğu’nda; zenginlerin kontrolsüz, tıkınırcasına yedikleri ve hazzı devam ettirebilmek için, kusup yemeye devam ettikleri bilinir. Kusmak için özel odaların yapıldığı bilinir. BN hastalarında tıkanırcasına yeme atakları ve devamında istemli kusmalar, aşırı egzersizler, diüretik ve laksatif kullanımları görülür. AN’nın aksine kişi normal kilolu ya da hafif kilolu olabilir. Tıkanırcasına yeme davranışı, utanç duygusu olduğu için gizli yapılır. Tıkınırcasına yeme davranış sıklığı haftada birkaç kereden, günde birkaç kereye kadar olabilir.

Tıkınırcasına yeme bozukluğu (TYB)

Kişinin belirli bir zaman içinde ve yiyebileceğinden çok fazla miktarda yiyeceği kısa sürede tükettiği, yeme davranışını dizginleyemediği ve yeme davranışını tekrar ettiği bir yeme bozukluğudur. TYB’de temel özellik olarak, BN’den farklı olarak tıkınırcasına yeme ataklarının yol açabileceği etkileri gidermek için, hastanın kendini kusmaya zorlaması, laksatif veya diüretik ilaçlar kullanması, yeme alışkanlığını uzun süre dizginlemesi ve yorucu beden hareketleriyle metabolizmayı hızlandırması gibi tedbirler bulunmaz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’de engelliler ’Engelsiz Ritim ve Dans Gösterileri’ ile eğlendi Mersin Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı organizasyonunda ’Engelliler Haftası’ dolayısıyla düzenlenen ‘Engelsiz Ritim ve Dans Gösterileri’, hem özel bireylere hem de izleyenlere keyifli anlar yaşattı. Büyükşehir Belediyesi Bandosu eşliğinde başlayan ‘Engelsiz Ritim ve Dans Gösterileri’, Engelsiz Yaşam Parkı Halk Dansları gösterisi ile devam etti. Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı’nın (ZİÇEV) gösterileriyle devam eden etkinlikler, Byükşehir Belediyesi Kent Orkestrası Sanatçısı Görkem Gündoğdu’nun piyano dinletisi, Yükselen Lodos Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi ile Beyaz Melekler Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nin dans gösterisinin ardından ZİÇEV’in ritim gösterisi ile sona erdi. “Onların mutluluğuyla bizler de mutlu oluyoruz” Özel bireyler ile ritim ve dans gösterileri düzenlediklerini kaydeden Engelsiz Yaşam Parkı Sorumlusu Betül Demir, “Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, Kent Orkestramız ve Engelsiz Yaşam Parkı’ndaki özel bireylerimizin gösterilerini izledik. Hepsi çok heyecanlılar ve bu etkinliklerde yer almaktan büyük keyif alıyorlar. Kendilerini çok mutlu hissediyorlar. Onların mutluluğuyla bizler de mutlu oluyoruz” dedi. Çocuklarını izleyen aileler hem eğlendi hem de duygu dolu anlar yaşadı Engelsiz Yaşam Parkı’nda düzenlenen etkinlikte kızının gösterisini izlemeye gelen Selma Doğan, engelli bireylerin her zaman hatırlanması gerektiğini temenni ederek, “Çocuklarımızın her gün hatırlanmasını ve unutulmamalarını diliyorum. Çok güzel bir etkinlik oldu. Çocuklarımızın eğlendiğini gördüğümüzde, bizler daha mutlu oluyoruz. Çocuklarımız bu etkinlikler sayesinde deşarj oluyorlar ve birer birey olduklarını bize gösteriyorlar. Başkanımız Vahap Seçer’e de bu olanakları sağladığı için teşekkür ederiz” diye konuştu. Etkinlikte çok güzel zaman geçirdiklerini belirten özel birey annesi Filiz Uzan, “Oğlum dans etti. Sonra da ritim gösterisi olacak. Burada çocuklarımız için çok güzel şeyler yapıyorlar. Servisten yemeğe kadar pek çok detay düşünülmüş. Biz çok memnunuz” ifadelerini kullandı.
Mersin Büyükşehir Belediyesi, gençleri birbirinden güzel etkinliklerle buluşturacak Mersin Büyükşehir Belediyesi, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında gençleri birbirinden güzel etkinliklerle buluşturacak. Çeşitli etkinliklerin gerçekleştirileceği 15-19 Mayıs Gençlik Haftası kapsamında Mabel Matiz Özgecan Aslan Barış Meydanı’nda, Manuş Baba da Tarsus’ta sahne alacak. Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanı Emrullah Taşkın, bu yıl 105. yılı kutlanan 19 Mayıs için hazırlanan etkinlikler hakkında bilgi vererek, "Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atmak üzere Samsun’a çıktığı 19 Mayıs’ı, 15-21 Mayıs arasında şehrin her noktasında değişik aktivitelerle, konserlerle ve spor organizasyonları ile kutluyacağız. Hafta boyunca her gün birkaç noktada etkinliğimiz olacak. Güzel, coşkulu ve dolu dolu bir Gençlik Haftası kutlamayı planlıyoruz" dedi. Etkinlik programı belediyenin sosyal medya hesaplarında Mersinlileri 19 Mayıs’ı etkinliklerle kutlamaya davet eden Taşkın, vatandaşların etkinlik programını belediyenin sosyal medya hesaplarından takip edebileceklerini belirtti. Etkinlikler kapsamında 18 Mayıs’ta Mabel Matiz’in Özgecan Aslan Barış Meydanı’nda, Manuş Baba’nın ise Tarsus Cumhuriyet Meydanı’nda konser vereceğini ifade eden Taşkın, "Mersin’e ve Atatürk’ümüze yakışır bir kutlama programı hazırladık. Özgecan Aslan Barış Meydanı’nda 5 gün boyunca birbirinden eğlenceli etkinlikler Mersinli gençlerle buluşacak. Etkinliklerimize tüm vatandaşlarımızı bekliyoruz" diye konuştu.