GÜNDEM - 26 Temmuz 2021 Pazartesi 10:13

Yeni nesil oy kullanmayarak politik bir tepki gösteriyor

A
A
A
Yeni nesil oy kullanmayarak politik bir tepki gösteriyor

18-30 yaş arası gençlerin sosyal, ekonomik ve politik tercihlerini ortaya koymak amacıyla yapılan araştırma sonucu açıklandı. Anket sonucunda gençlerin aslında apolitik değil toplum bilincine sahip oldukları, oy kullanmamayı politik bir tepki olarak gördükleri ve geleneksel medyaya güvenmeyerek özgür oldukları sosyal medyayı tercih etmeleri gibi veriler elde edildi.

Günümüzde siyasetin, ekonominin, sosyal yapının en önemli konu başlıklarından birisi gençler. Gençlerin yaptıkları, yapmadıkları, kararları, tüketim alışkanlıklarından siyasi tutumuna kadar her şey günlük hayatta birçok sonucu etkiliyor. Bu anlamda tarafsız bir şekilde güncel ve tarafsız veriler sunmak amacıyla İstanbul Gelişim Üniversitesi Kamuoyu ve Toplum Araştırmaları Merkezi İstanbul’da 18-30 yaş arası 400 genç arasında anket yoluyla bir araştırma yaptı. “Sosyoekopolitik Gençlik Araştırması Raporu 2020” sonuçlarına göre yeni nesil artık politik tepkilerini bir önceki nesilden farklı şekilde ortaya koyuyor, geleneksel medyanın tarafsız olmadığını düşündüğü için sosyal medyayı iletişim kanalı olarak kullanıyor ve siyasi bir tepki olarak oy kullanmamayı tercih ediyor.

“Gençler oldukça gerçekçi”
Yeni nesil için ‘hiçbir şeyden haberi yok’, ‘politikadan anlamıyorlar’ gibi düşünce tarzlarının bu anket sonucuyla ortadan kalktığını ifade eden Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Fırat Demirkol, gençlerin aslında her şeyin farkında olduğunu, toplumsal olaylara duygusal değil daha gerçekçi yaklaştıklarını ifade etti. Dr. Fırat Demirkol rapor ile ilgili yapmış olduğu değerlendirmede, “Genel bir değerlendirme yaparsak birçok başlıkta gördüğümüz şey şu ki gençler oldukça gerçekçi ve tüm açıları ile değerlendirerek analiz yapıyorlar ve bu analizlerini de paylaşıyorlar. Aslına geçmiş kuşaklarla arasındaki en büyük fark bu. Düşüncelerini fikirlerini sakınmak istemiyorlar. Her şeyin farkındalar, gündemi takip ediyorlar, politizeler yani reaktif hareket ediyorlar, tepki gösteriyorlar. Sadece geçmiş kuşaklara göre yöntemleri farklı. Mesela artık sokağa çıkıp slogan atmak yerine tweet atmayı tercih ediyorlar. Ya da bir siyasi partiye üye olmak yerine yeri geldiğinde oy kullanmayacağım diyerek politik tepki ortaya koyabiliyorlar. Gençler için hep denilen hiçbir şeyden haberleri yok eleştirisinin ben ortadan kalktığını düşünüyorum çünkü gerçekten her şeyi biliyorlar. Konuya hakimler, her şeyin farkındalar, gündemi takip ediyorlar. Sadece artık kendi nesillerine ve çağlarına göre farklı bir yönetim süreci var” dedi.

Yeni nesil oy kullanmayarak politik bir tepki gösteriyor

Geleneksel medya taraflı olduğu için güvenilmiyor, özgür hissettikleri sosyal medya tercih ediliyor
Gençlerin yüzde 30’a yakını “gündemi takip etmek için hangi TV kanalları izliyorsunuz” sorusuna seyretmiyorum cevabı verdi. Geleneksel medyayı taraflı buldukları için gençlerin TV izlemediklerini söyleyen Fırat Demirkol, “Günümüzde gençler yoğun oranda sosyal medyayı kullanıyorlar. Siyasal tercihler veya siyasal haber alma mekanizması noktasında da sosyal medyayı öncelikli olarak görüyorlar. Bunun en büyük sebebi geleneksel medya ile alakalı olarak tek taraflı yayın yapıldığını düşünmeleri. Hangi kanalı açarlarsa kişiler sadece sürekli olarak kendi görüşlerini savunuyor, bunda hiçbir esneme yok. Fakat gençler bunu çok fazla istemiyorlar, kendilerini özgürce ifade edebildikleri alan sosyal medya. Orada kendi görüşlerini yazıp, toplumsal bir olaya tepki gösterip, beğenebiliyor, kızabiliyor, bunu orada ifade edebiliyor. En önemli konulardan bir tanesi sosyal medyada bir kamuoyu oluşturabiliyorlar. Bu da aslında o değişen gençliğin apolitik mi politik mi cevabının karşılığıdır. Politikler ve gündemi etkileyebiliyorlar. Bir konuyu gündeme getirip trend topik haline getirmeleri devletin bütün kademelerinde, siyasilerde oldukça büyük etkiler oluşturuyor. O yüzden gençler orada özgürce ifade edebildikleri ve her görüşün çok desteklensin ya da desteklenmesin sosyal medyada karşılarına çıkması onu görüp değerlendirmeleri noktasında birazcık geleneksel medyadan uzaklaştırdıklarını görüyoruz” şeklinde konuştu.

Apolitik değil tam tersi politik bir tepki amacıyla oy kullanmak istemiyorlar
Seçimlere ilişkin oy değerlendirmelerini yapmak amacıyla sorulan soruya “oy kullanmayacağım” cevabını verenlerin oranı ise yine yüzde 30 civarında oldu. Gençlerin oy kullanmak istemiyor oluşunun sebebini apolitik bir davranıştan ziyade aslında politik bir tepki olduğunun altını çizen Demirkol, “Aslında gençler oldukça politik. Yani politik demek sadece bir taraf olmak değil. Güncel ve toplumun sorunlarıyla gençler ilgili. Ancak bunu geçmiş dönemden farklı olarak yapıyorlar ve aslında mevcut siyasi şartlara belki de bir tepki niteliğinde oy kullanmayacaklarını söylüyorlar. Aslında bu bir apolitiklik değil tam tersi politik bir tepki. Kararsızım ya da ben anlamıyorum, karışmıyorum demiyor, sadece mevcuttaki şartlarda o günkü problemde sunulan çözüm önerilerini beğenmediği için başka bir alternatifin ortaya çıkmasını bu şekilde ifade ediyor. Yani ‘ben mevcut sunulanlardan memnun değilim bana başka alternatifler getirin o zaman ona oy hakkımı kullanabilirim’ demek istiyorlar. Yani oldukça politik bir tutum sergiliyorlar” dedi.

Partisiz muhalefet ve seçmen kitlesi geliyor
Sonuçlara göre yeni neslin aslında herhangi bir partiye körü körüne bağlı olmadıklarını da ifade eden Demirkol, “1990 yılların ortasından bugüne kadar gelen nesil artık biraz daha farklı bakıyorlar dünyaya. Özellikle 1960’ların 70’lerin politik ve siyaset tarzından biraz uzaklar. Bu yüzden şuanda partisiz muhalefeti veya partisiz bir seçmen kitlesini konuşuyoruz. Çünkü o dönemdeki net bir ideolojinin arkasına takılarak yola devam etmek veya bir liderin arkasından ne söylerse söylesin doğrudur ya da karşı taraf ne söylerse söylesin yanlıştır gibi bir yaklaşımla ilerlemiyorlar. Olay olay değerlendirip olay bazlı bakıyorlar. Bir gün bir kişiyi ya da bir partiyi eleştirirken ertesi gün diğer partiyi eleştiriyorlar. Birilerine bir olaydan dolayı karşı olmaları diğerlerine illa tamam o zaman ben bunun arkasından gidiyorum dedirtmiyor. Biraz aslında geçmiş kuşaktaki aradaki en büyük farklardan bir diğeri de bu olarak görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Duygusal davranmıyorlar, siyasi davranışları ve tutumları analiz sonuçlarına göre şekilleniyor
Yine aynı şekilde gençlerin siyasi davranış ve tutumlar noktasında duygusal davranmadıklarını, objektif bakarak analizler sonucunda şekil aldıklarını da vurgulayan Demirkol açıklamalarına şu şekilde devam etti:
“Bundan sonraki süreç için devletin hangi kademesinde olursa olsun seçilenler, ‘artık ben nasıl olsa seçildim, benim şu kadar seçmenim var’ deme rahatlığında olamayacaklar. Gençler artık yapılan icraatlara göre ve söylenenlere göre kararını değiştirebiliyor. Çünkü o gün memnunken yarın yapılanlardan memnun değilse, ‘bu benim partim ya da adayımdır ben de sonuna kadar ne olursa olsun ona destekleyeceğim’ demiyor. İnsanların yaşadığı veya toplumdaki sorunlara göre kararını değiştirebiliyor. Aslında reel bir analiz yapıyor. Yani duygusal davranmıyor diyebiliriz. Bu anlamda seçilenler, gençlerin ve toplumun isteklerini, taleplerini dinlemek ve onlara cevap vermek durumunda kalacaklar.”

“Siyasilerin, üreticilerin, partilerin işi artık daha zor”
Demirkol, anket sonuçları için genel değerlendirmesine şunları söyleyerek son verdi;
“Gençlerin almış oldukları tutum ve davranışlar, bundan sonraki süreci oldukça etkileyecek. Artık siyasi partiler veya şirketler, gençlerin gelecekteki süreçleri çok fazla etkileyeceğini görüyorlar. Bunun farkındalar. Bunları siyasi tartışmalarda da görüyoruz. Herkes önemsiyor ve gençler üzerine yorum yapıyor. Fakat gençlerin klasik yöntemlerle anlaşılabileceği, isteklerin karşılanamayacağını biz görüyoruz. Gençleri anlamak için genç gibi düşünmek, onların dilinden anlamak, gerekiyor. Gençler her şeyin farkındalar. Oldukça ilgililer, dünyaya karşı ilgililer, artık bir dünya vatandaşlığı var gençler için. Bir sorunla ilgilenmeleri için artık onların kendi sorunu olmasına gerek yok. Toplumda bir sorun varsa gençler buna ilgi gösteriyorlar, ‘benimle alakası yok nasıl olsa ben karışmayayım’ demiyorlar, bu da aslında önümüzdeki dönemde hem ticari, hem siyasi anlamda karar vericilerin dikkate alması gereken aynı zamanda onları çok zorlayacak bir konu başlığı çünkü gençler her konu ile alakalı iyi kararlar istiyorlar. Yani artısı eksisi fazla diyerek karar vermek yerine her konuda artı neyse ona yöneliyorlar, o yüzden seçile, aday olan, ticaret yapmak isteyen, pazarda pay almak isteyen şirket kişi ya da siyasi partileri biraz daha zorlayacak bir durum olarak karışımıza çıkıyor.”

Şeyda Ceylan Görgenç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Rüşvetten 4 yıl 2 ay hapis alan eski daire başkanı yeniden yargılanıyor Samsun’da rüşvet aldığı iddiasıyla yargılandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılan eski Mali Hizmetler Daire Başkanı Bahattin K. ile rüşvet verdiği iddia edilen müteahhit Y.T., Bölge Adliye Mahkemesi’nin bozma kararı sonrası yeniden yargılanıyor. Dönemin Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı merhum Mustafa Demir’in 28 Eylül 2020 tarihinde Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı ihbar üzerine, Samsun Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince çalışma başlatılmış, yapılan teknik ve fiziki takipler sonucunda, dönemin Büyükşehir Belediyesi Mali Hizmetler Daire Başkanı Bahattin K.’nin, müteahhit Y.T.’den çay paketleri içerisinde rüşvet aldığı, ailesiyle birlikte Rize’nin İkizdere ilçesindeki bir termal otelde konakladığı ve 5 bin 977 liralık konaklama faturasının da Y.T.’ye ait şirket tarafından ödendiği tespit edilmişti. KOM Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan takipte, Bahattin K.’nin aracında çay paketi altına gizlenmiş zarf içerisinde 30 bin lira ele geçirilmişti. Yapılan incelemelerde Bahattin K.’nin telefon görüşmelerinde Y.T.’den çok daha fazla para talep ettiği, rüşvet alışverişinin farklı tarihlerde paraların çay paketleri içine gizlenerek Bahattin K.’nin aracına bırakılması yöntemiyle sürdürüldüğü belirlenmişti. Operasyon kapsamında Bahattin K. ‘rüşvet almak’, müteahhit Y.T. ise ‘rüşvet vermek’ suçlarından 22 Aralık 2020 tarihinde tutuklandı. Y.T., savcılığa yeniden ifade vererek olayı ayrıntılarıyla anlatmasının ardından sevk edildiği sulh ceza hâkimliğince adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bahattin K. ve Y.T. hakkında Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava 20 Ekim 2021 tarihinde karara bağlandı. Mahkeme, her iki sanığı da 4 yıl 2’şer ay hapis cezasına çarptırırken, Bahattin K.’nin tahliyesine karar verdi. Kararın ardından Bahattin K.’nin avukatının itirazı üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi, menfaat sağlanıp sağlanmadığının netleştirilmesi amacıyla 3 Sayıştay denetçisi ve bir mali müşavirden rapor alınması gerektiğine hükmederek kararı bozdu. Bozma kararı sonrası yeniden başlayan yargılamada, Bahattin K. ve Y.T. hakkında ceza verilmesi için 3 Sayıştay denetçisinden gelecek raporların beklendiği öğrenildi. Mahkeme, yargılamayı ileri bir tarihe erteledi.
Yalova Yalova OSB’de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı heyetinden saha incelemesi Yalova Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğünün ev sahipliğinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Sanayi Genel Müdürlüğü Makine ve Elektronik Sanayi Daire Başkanı Fatih Özçınar başkanlığında gerçekleştirilen programda; Bakanlık temsilcileri ile Sanayi ve Teknoloji Yalova İl Müdürü ve ekibi bir araya geldi. Program, Yalova OSB sunumu ile başlarken devamında OSB katılımcıları olan Arı Döküm Sanayi ve Ticaret A.Ş., Endüstri GM Makine Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ve Delfin Vinç Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. firmalarına saha ziyaretleri gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen ziyaretlerde firmaların sektörel birikimleri, pazar payları ve gelecek vizyonları; ihracat ve ithalat potansiyelleri, küresel rekabet güçleri, üretim süreçleri ile Ar-Ge faaliyetleri detaylı şekilde değerlendirildi. Ayrıca üretilen ürünlerin ithal ikamesindeki rolü, stratejik önemi ve ihracat olanakları ele alınırken ulusal ve uluslararası pazarlarda karşılaşılan sorunlar, mevzuattan kaynaklanan zorluklar ve çözüm önerileri istişare edildi. Toplantılarda sürdürülebilirlik, verimlilik ve yeşil dönüşüm odaklı çalışmaların yanı sıra firmaların yeni yatırım planları ve sektörel beklentileri de gündeme alındı. Sanayicilerin görüş ve ihtiyaçlarının yerinde dinlendiği ziyaretlerde üretim kapasitesinin artırılması, rekabet gücünün geliştirilmesi ve sanayinin sürdürülebilir büyümesine katkı sağlaması hedeflendi. Programın ardından Yalova OSB yetkililerince yapılan açıklamada, "Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ve ilgili kurumlarla iş birliği içerisinde, sanayicilerimizi desteklemeye yönelik çalışmalara kararlılıkla devam edeceğiz" ifadelerine yer verildi.
Erzurum Başkan Dal, "Bahis sürecinde altı oyuncumuz ceza aldı" Erzurumspor FK Başkanı Ahmet Dal, düzenlediği basın toplantısında takımın ligdeki durumu, ekonomik yapı, bahis süreci ve stat sorununa ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bahis operasyonu nedeniyle 6 oyuncularının ceza aldığını ifade eden Başkan Dal, "Bu süreçte onlardan faydalanamadık. En fazla darbe yiyen kulüplerden biriyiz" dedi. Erzurumspor FK Başkanı Ahmet Dal, bugün bir otelde düzenlediği basın toplantısında kulübün mevcut durumu ve gelecek planlamasına dair önemli açıklamalarda bulundu. "Beklenmedik puan kayıplarına rağmen takımımız ilk 7 içinde" Beklemedikleri puan kayıplarına rağmen takımın ligin ilk 7 sırasında yer aldığını aktaran Dal, "Ligin en az gol yiyen 3 takımından biriyiz. Bazı şanssızlıklar yaşadık. Deplasmanda ligin lideriyiz ancak iç sahada bu başarıyı tam olarak yakalayamadık. Buna rağmen sezon sonunda iyi bir yerde bitireceğimize inanıyorum. Hafta sonu Bandırmaspor ile çok zor bir deplasman maçına çıkacağız. Salı günü kupa maçımız var. 28 Aralık’ta Çorum FK ile oynayacağımız maçla devre arasını tamamlayacağız. Her şeye rağmen bütün oyuncularım maksimum katkıyı verdi. Eren Tozlu 10 gole ulaştı. Daha önce bir sezon kiralık gönderdiğimiz Mustafa Fettahoğlu bu sezon önemli katkılar sağladı ve takım için değerli bir oyuncu oldu" ifadelerini kullandı. "6 oyuncumuz bahisten ceza aldı" Bahis operasyonu nedeniyle 6 oyuncusunun ceza aldığını ifade eden Dal,"Mert Önal, Hüsamettin Yener, Cengiz Bayrak, Murat Cem Akpınar, İlkan Sever ve Furkan Özhan. Bu süreçte onlardan faydalanamadık. En fazla darbe yiyen kulüplerden biriyiz. Mert Önal, Hüsamettin Yener, Cengizhan Bayrak ve Murat Cem Akpınar’ın cezası 25 aralıkta sona eriyor. Sakatlığı bulunan Martin Rodriguez, Çorum FK maçıyla birlikte takıma dönecek. 28 Aralık’ta 1 haftalık devre arası olacak. Transfer döneminde Erzurumspor’a mutlaka transfer yapacağız. Kulübe aidiyet duyacak ve katkı sağlayacak oyuncular alacağız. Bazı oyuncuları kiralık gönderebiliriz. Her hafta 5 altyapı takımımız iç sahada ya da deplasmanda maça çıkıyor. Gelir kalemlerimizin bir kısmı buraya gidiyor ama bu uzun vadede kulüp için önemli. Bahis sürecinden sonra TFF bazı kulüplere ek transfer hakkı sağladı" dedi. "Sözleşmeleri bitene kadar bizimle olacaklar" Soruşturma sonrası bütün futbolcuları tek tek aradığını anlatan Dal, "Sezon sonuna kadar tüm yükümlülükleri üstleneceğim. Furkan Özhan bu sezon bizimle olmayacak. Sözleşmesi devam eden oyuncular sözleşmeleri bitene kadar bizimle olacak. Önümüzdeki sezon kaldığımız yerden devam edeceğiz" dedi. "Stadyum bu şehrin en önemli sorunlarından biri" Stadyumun bu şehrin en önemli sorunlarından biri olduğunu vurgulayan Dal, "Bu konuda somut adımlar görmek istiyoruz. Erzurum’da inşaat sezonu çok kısa, bir ay geç kalınırsa bir sezon kaybediliyor. Ben bu konuları hatırlatmaya çalışıyorum, yetkililer somut adımların atıldığını söylüyor ancak taraftarımız gereken sabrı gösterse de geç kalındı. Göğüs sponsorum yok, sırt sponsorum yok. Süper Lig’e çıkalım ama neyle çıkacağız. Onursal başkan Mehmet Sekmen dışında ciddi bir destek alamıyoruz" diye konuştu. "Teknik direktör değiştirmenin çözüm olduğuna inanmıyorum" Kötü gidişatı düzelttiklerinin altını çizen Dal, "Borçları kapattık ve bambaşka bir Erzurumspor oluşturduk. Kolay bir ekonomi yönetmiyoruz. Benden daha iyi başkanlık yapabilecek biri varsa buna sonuna kadar açığım. Bir oyuncuya 70 milyon TL verecek gücümüz yok. Erzurum şartları zor. 2016 ile 2025 sezonları arasında 19 teknik direktör değiştirdik. Teknik direktör değiştirmenin çözüm olduğuna inanmıyorum. 3 maç sonra ya da 10 maç sonra hoca göndermek doğru değil. Hatalarımız olacak, eksiklerimiz olacak ama kendimizi geliştirmemiz gerekiyor. Ne futbolcuma ne hocama ne de bu şartlar altında kulübü bu noktaya getiren hiç kimseye hakaret edilmesine müsaade etmem" diye konuştu. "Eren Tozlu 2 katı para teklif edilmesine rağmen kalmayı tercih etti" 40 dosya kapattıklarını belirten Dal, "Transfer tahtası açılmamış olsaydı yaklaşık 400 milyon TL borcumuz olacaktı. Bir dosyanın kapanması yaklaşık 1 hafta sürdü. Yerli oyuncular için 85 milyon TL, yabancılarla birlikte toplamda 120 milyon TL peşinat yükümlülüğümüz vardı, bunun 100 milyon TL’sini ödedik. Hiçbir oyuncum parayı sorun etmedi. Sezon başında Eren Tozlu’ya kazandığı paranın iki katı teklif edildi ama Erzurumspor’da kalmayı tercih etti. Teknik direktör değişikliği kolay bir süreç değil" ifadelerini kullandı.