TEKNOLOJİ - 01 Mart 2016 Salı 12:23

Yerli otokopter sayesinde terörün önüne geçilecek

A
A
A
Yerli otokopter sayesinde terörün önüne geçilecek

Türkiye’de yerli üretimi bulunmayan droneların hem yerli üretimi hem de yerli yazılımı Kastamonu’da yapılacak.

Küçük yaşından beri teknolojiye büyük ilgi duyan Proekip Teknoloji Genel Müdürü aynı zamanda Kastamonu Üniversitesi Fizik Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans öğrencisi Zehra Banu Hacıoğlu, 2012 yılında dünyada büyük gelişme gösteren dronelara merak sararak yerli drone üretimi için harekete geçti. 2015 yılında kurduğu şirket ile KOSGEB’den hibe desteği de almaya hak kazanan üniversiteli öğrencisi, üreteceği yerli drone ve yerli yazılım ile terör olaylarını en aza indirmeyi hedefliyor. Üniversitesi öğrencisi, ayrıca Türkiye’de henüz yerli üretimi bulunmayan droneların da yerli üretimini ve yerli yazılımını yaparak güvenlik, tıp, tarım ve sağlık başta olmak üzere birçok alanda daha aktif kullanılmasını amaçlıyor.

“YERLİ DRONE ÜRETİMİNİ, SERİ ÜRETİME GEÇİRMEK İSTİYORUZ”

Hacıoğlu, drone teknolojisinin dünyada ve gelişmekte olan ülkelerde fazlasıyla birçok alanda hizmet verdiğine dikkat çekerek, “Dronelar, gelişmiş ülkelerde ve yurtdışında, kargo şirketlerinde, tıpta, polis, asayiş ve güvenlikte, haritacılıkta, tarımda başta olmak üzere birçok alanda yaygın olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde ise, sadece fotoğrafçılık ve hobi alanında kullanılmaktadır. Biz, bu açığı görerek ülkemizde de droneların birçok alanda kullanılmasını sağlamak amacıyla drone üretimi, iskelet üretimi ve yazılım üretimi yapmaktayız. Amacımız, kendi özel tasarımız olan iskelet sistemlerini üretmek ve kendi özel yazılımlarımızı yapmaktır. Her ihtiyaca uygun droneları özel tasarımlarımızla ve yazılımlarımızla üretmek istiyoruz. Ayrıca bunların seri üretimine geçmek istiyoruz” dedi.

TEKNOLOJİYE OLAN İLGİSİ ONU, İŞ KADINI YAPTI

Küçüklüğünden itibaren elektronik cihazlara büyük ilgisinin olduğunu söyleyen Hacıoğlu, “Üniversite yıllarımda, elektrik ve elektronik ile ilgili dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmeye çalıştım. Droneların dünyada yaygınlaşmasıyla birlikte ilgim bu alana doğru kaymaya başladı. Dronelar, bugün dünyada haritacılıkta, arama kurtarmada, sağlıkta, tarımda ve bilimsel araştırmalar gibi birçok alanda yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır ve sürekli yeni sektörlere yayılmaktadır. Ülkemizde ise, genel anlamda hobi ve fotoğrafçılık faaliyetlerinde kullanılmaktadır. Dünyadaki gelişimleri takip ederek diğer faaliyet alanlarında da ülkemizde kullanılabileceği düşüncesiyle 2012 yılından itibaren dronelar üzerinde çalışmalar yapmaya başladım. 2015 yılında da KOSGEB girişimcilik sertifikasını aldım. 2015 yılı içerisinde iki proje ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teknik ve Girişimcilik Sermayesi programına başvurdum. Fakat beklediğim sonuçlara ulaşamadım. Kasım ayı içerisinde firmamı kurarak KOSGEB girişimcilik desteğine başvuruda bulundum ve projem desteklenmeye uygun görüldü” diye konuştu.

“ÖNCELİKLE KENDİ İSKELET SİSTEMLERİMİZİ VE BU SİSTEMLERE BAĞLI OLARAK ÖZEL DRONELARI GELİŞTİRMEK İSTİYORUZ”

Türkiye’de drone parçalarının üretiminin henüz yapılmadığını söyleyen Hacıoğlu, “Yurtdışından gelen sistemlerin birleştirilmesiyle dronelar hazır hale getirilmektedir. Yurtdışından malzeme getirmek, gümrük vergileri ve gümrükte yaşanacak sorunlardan dolayı beraberinde birçok sorunu getirmektedir. Bu sorunu en aza indirebilmek ve dışa bağımlılığımızı minimize edebilmek ve tasarımlarda esnekliği sağlayabilmek için öncelikle olarak kendi iskelet sistemlerimizi ve bu sistemlere bağlı olarak da özel droneları geliştirmekteyiz. Ayrıca ihtiyaçlara göre yeni sensörler tarafımızca yapılan yazılımlar vasıtasıyla son kullanıcıya çözümler sunmaktayız. Yaptığımız çalışmalarla sürekli ürün yelpazemizi de geliştirmekteyiz” şeklinde konuştu.
Dronelara konulacak grim sistemi sayesinde her türlü kameranın droneların üzerine monte edilebileceğine dikkat çeken Hacıoğlu, şöyle konuştu: “Şu anda yanımda gördüğünüz drone, 8 motorlu bir otokopter olup iki kilometre menzile ve yüksüz bir saat kadar uçabilme yeteneğine sahiptir. Ayrıca 50 kilograma kadar yük taşıma kapasitesine sahiptir. Son kullanıcının isteği doğrultusunda bu değerler değişebilmektedir. Drone üzerine monte edebileceğimiz grim sistemi sayesinde her türlü kamera ile sorunsuz bir çekim ve sorunsuz bir uçuş gerçekleştirilebiliyor. Bizden talep edilmesi durumunda bu sisteme termal kamera, infrared kamera ultrasonik veya rüzgar sensörü gibi birçok sensör ilave edip programlayarak spesifik sistemler üretebilmekteyiz.”

“YURTDIŞINDA DRONELAR, GÜVENLİKTE AKTİF OLARAK KULLANILIYOR”

Yurtdışında polis veya askerler tarafından suçluların takip ve tespiti alanında droneların aktif şekilde kullanıldığına işaret eden Hacıoğlu, şunları kaydetti: “Bu droneların avantajı çok fazla yer kaplamaması ve kısa sürede uçuşa hazır hale gelebilmesidir. Ayrıca droneların kullanılması için bir uzmanlık da gerektirmemesi kullanımını daha etkin kılıyor. Bunların da dışında en önemlisi de fiyatlarının avantajlı olmasıdır. Her karakolda ve ekip arabalarında kolaylıkla bulundurulabilir. Arazi tarama faaliyetlerinde termal kamera ile donatılmış sistem sayesinde verimli bir şekilde kullanılacağı aşikardır.”
Türkiye’nin, politik konumu itibariyle terör tehdidi altında olduğunu vurgulayan Hacıoğlu, “Asayiş kuvvetlerimiz termal kameralı dronelar kullanarak suçluları tespit edebileceklerdir. Bununla ilgili yazılımlarımız mevcuttur. Biz, KOBGEB desteğini alarak bu droneların iskeletlerini kendi tasarımlarımızla üretmek istiyor ve ülkemize yerli üretimle de katkıda bulunmak istiyoruz. Bu yaptığımız otokopter, 2 kilometre havalanabiliyor ve 2 kilometre uzaklığa kadarda gidebiliyor. Bu otokopterin altına yerleştireceğiniz termal kamera sayesinde suçluları, havadan rahatlıkla görebilirsiniz ve kaçmalarına da engel olabilirsiniz. Termal kameralar kullanılarak ülkemiz sınırlarındaki kaçakları, kaçakçılığı ve kaçak girişleri engelleyebiliriz. Droneların, diğer insansız hava araçlarından farkı düşük maliyette olup her türlü karakollarla özellikle sınır karakollarıyla ekip arabalarında konuşlandırılabilir” ifadelerini kullandı.

KOSGEB’İN VERDİĞİ DESTEKLE SERİ ÜRETİME GEÇECEK

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) Kastamonu Şube Müdürü Nevzat Erol ise, şunları söyledi: “KOSGEB olarak girişimcilerimizin ve KOBİ’lerimizin yanında olmaya ve onların gerçekleştirmeye düşündükleri fikirlere katkı sağlamaya devam ediyoruz. Kastamonu’da çok sayıda girişimcimiz, çok değişik iş fikirleriyle işlerini kurdular. KOBİ’lerimizde, diğer proje ve programlarımızla desteklerini almaya devam ediyorlar. Bu anlamda biz, özellikle inovatif yenilikçi fikirlerle bize gelen arkadaşlarımızın gerçekleştirdiği iş fikirlerini önemsiyoruz. Bu bağlamda bayan girişimci arkadaşımızın iş fikrini de son derece inovatif çalışma olarak değerlendirdik. Bu yüzden KOSGEB destek kapsamına aldık. Bayan girişimcimizden 50 bin TL hibe, 100 bin TL’de faizsiz kredi boyutuyla yeni girişimci destek programından yararlanarak işletmesini kurdu. Bugün burada belki gelecekte çok büyük üretimler yapabilecek olan, Türkiye’de marka değeri olabilecek olan bir işletmenin ilk soluklarını görüyoruz." 

VEDAT YUNUS İKİZOĞLU

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ÖSYM 2025 yılında 8 milyondan fazla adaya sınav hizmeti verdi Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı(ÖSYM) tarafından 2025 yılında gerçekleştirilen 72 sınav 8 milyon 60 bin 170 aday başvurdu. ÖSYM tarafından 2025 yılında gerçekleştirilen sınav uygulamaları ile ilgili bilgi veren ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, "2025 yılında gerçekleştirdiğimiz sınav uygulamalarına 8 milyon 60 bin 170 aday başvurdu. Kamu kurum ve kuruluşları için 30 merkezi yerleştirme işlemi yapıldı. Sınavlarda, 198 testte toplamda 10 bin 236 soru kullanıldı. Soruların oluşturulması ve bilimsel denetim sürecinde bin 194 akademisyen görev aldı. 2025 yılında uygulanan toplam 72 sınavda 87 oturum düzenlendi. Bu sınavlarda bin 200 ton kâğıt kullanıldı" dedi. 2 yurt dışı, 3 genel, 91 il, 111 ilçe sınav koordinatörlüğü ve 6 bin adayın aynı anda sınava katıldığı elektronik sınav merkezleriyle adayların ihtiyaçlarına cevap verildi. Üç yeni sınav merkezi açıldı 253 sınav merkezi ve 14 bin 888 başvuru merkezi ile bu kapsamda faaliyet gösterildiğini söyleyen ÖSYM Başkanı Ersoy, bu yıl içinde 3 yeni sınav merkezinin hizmete açıldığını ifade etti. ÖSYM Başkanı Ersoy, "Sınav evraklarının illere ve ilçelere kadar gönderilmesi, sınav bitimiyle birlikte evrakların merkeze ulaştırılması işlemlerinde bin 789 şehirlerarası, 12 bin 194 şehir içi nakliye aracı kullanıldı. Sınavlar için 23 binden fazla bina ve yaklaşık 1 milyon salon, 8 milyonun üzerinde kitapçık ve kırtasiye seti, 18 bin üzerinde el detektörü kullanıldı. Sınav süreçleri 250 binden fazla kamera ile takip edildi. 2025 yılında uygulanan sınavlarda 998 bin 75 kişi görev yaptı" bilgilerini paylaştı. En genç aday 13, en yaşlı aday 85 yaşında ÖSYM sınav uygulamalarına katılan adaylarla ilgili verileri aktaran ÖSYM Başkanı Ersoy, "2025 yılında düzenlenen sınavlara katılan genç aday 13, en yaşlı aday ise 85 yaşında oldu. En genç adayımız e-YDS, en yaşlı adayımız HMGS-1 uygulamasına katıldı. Başvuru yapan adaylara bakıldığında kadın adayların daha fazla olduğu gözüküyor" dedi. En fazla başvuru YKS’ ye oldu 2025 yılında en fazla adayın başvurduğu sınavın 2 milyon 560 bin 649 adayla Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) olduğunu söyleyen ÖSYM Başkanı Ersoy, "YKS oturumları için 4,5 milyona yakın soru kitapçığı basıldı. 2025-YKS, 250 sınav merkezinde uygulandı. Toplam üç oturumda uygulanan testlerde 680 soru soruldu ve iptal edilen soru olmadı" ifadelerini kullandı. Elektronik sınav uygulamalarına iki sınav daha eklendi Dijital dönüşüme büyük önem verdiklerini söyleyen ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, 10 farklı yabancı dilde gerçekleştirdikleri e-sınav uygulamasına iki sınav daha eklendiğini ifade etti. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, "2023’ te Eczacılıkta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (EUS) ve Eczacılık Alanında Seviye Tespit Sınavı (STS- Eczacılık) elektronik ortamda uygulandı. Böylece ilk kez yabancı dil sınavları dışında farklı alanlarda sınavlar elektronik ortama dahil edildi. 2024’ te Gelir İdaresi Başkanlığı Devlet Gelir Uzman Yardımcılığı Giriş Sınavı (DGUY) ve Gelir İdaresi Başkanlığı Gelir Uzman Yardımcılığı Giriş Sınavı (GUY) elektronik ortamda düzenlendi. 2025 yılında ElectronicTest of English Proficiency (e-TEP) uygulaması hayata geçirildi. Ayrıca Öğretmenlik Meslek Bilgisi Alanında Seviye Tespit Sınavı ve Sayıştay Eleme Sınavı da elektronik ortama dahil edildi. Elektronik sınavların sayısını arttırmanın yanı sıra sınav merkezlerinin kapasitesini geliştirmeye yönelik de çalışıyoruz. Adana, Ankara, İstanbul ve İzmir’de gerçekleştirdiğimiz elektronik sınavları Türkiye’nin her bölgesine yaymayı hedefliyoruz. İlerleyen süreçte, kâğıt tabanlı olarak gerçekleştirdiğimiz başka sınavlar da e-sınav uygulamasına dahil edilecek. Bu sayede hem maddi tasarruf elde edilecek hem de adaylara zaman kazandırılmış olacak" dedi. MEB-AGS ilk kez düzenlendi Millî Eğitim Bakanlığı Akademi Giriş Sınavının (MEB-AGS) ilk defa uygulandığını belirten ÖSYM Başkanı Ersoy, "Sınav, Millî Eğitim Bakanlığı Akademi Giriş Sınavı (MEB-AGS) ve Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi (ÖABT) olarak 13 Temmuz’da iki oturum şeklinde düzenlendi. 81 il ve KKTC’nin başkenti Lefkoşa dahil 103 sınav merkezinde uygulandı. AGS uygulamasına tüm adaylar katıldı, 383 bin 441 aday bu oturumda sınava girdi. ÖABT uygulamasına ise 286 bin 169 aday katıldı" şeklinde konuştu. Uluslararası ölçekte dil sınavı E-TEP uygulanmaya başlandı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, "Yıllardır titizlikle hazırlıkları sürdürülen e-TEP, bu yıl iki defa uygulandı. Sınavlara bin 101 aday başvurdu. Ülkemizin uluslararası hedefleri doğrultusunda gerçekleştirilen bu sınav, İngilizce’nin ölçme ve değerlendirme süreçlerine birçok yenilik getirdi. Okuma, dinleme, konuşma ve yazma bölümlerinden oluşan e-TEP, bilgisayar tabanlı bir İngilizce dil yeterlik sınavı olup İngilizce dil becerilerini Diller İçin Avrupa Ortak Başvuru Metni (Common European Framework of Reference for Languages - CEFR) ile uyumlu bir şekilde ölçmeyi ve bu doğrultuda adaylara B1, B2 ve C1 düzeylerinde geçerli ve güvenilir bir İngilizce dil yeterliği sertifikası sunmayı hedeflemektedir. e-TEP, Diller İçin Avrupa Ortak Başvuru Metnin’de tanımlanan dört hedef dil kullanım alanı temel alınarak geliştirilmiş olup özellikle eğitim ve mesleki amaçlı dil kullanımına odaklanan bir içeriğe sahiptir. Sınav 2026 yılında; 31 Ocak, 25 Nisan, 18 Temmuz, 14 Kasım tarihlerinde olmak üzere 4 kez uygulanacak." dedi. 4 beceriyi ölçen İngilizce uygulamasının ardından Türkçe için de çalışmaların son aşamaya geldiğini söyleyen ÖSYM Başkanı Ersoy, Arapça uygulaması için de çalışmalara başlandığını ifade etti. 44 bin 394 şehit ve gazi yakını sınav ücretinden muaf tutuldu Şehit ve gazi yakınlarına sağlanan kolaylıkların toplumun milli birlik ve beraberlik duygusunu güçlendirdiğinin altını çizen ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, "ÖSYM sınavlarına başvuruda bulunan şehit ve gazilerin eş ve çocukları ile gazilerimizden sınav ücreti, başvuru hizmet ücreti ve yerleştirme ücreti alınmadı. 2025 yılında 44 bin 394 kişi sunulan bu imkândan faydalandı." açıklamasını yaptı. Engelli adaylar için sınavlarda fırsat eşitliği ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, sınavlara başvuru aşamasından yerleştirme süreçlerine kadar tüm adımlarda engelli adayların haklarını gözeten ve erişimlerini kolaylaştıran bir yaklaşım sürdürdüklerini belirtti. Başkan Ersoy, "Adaylar arasında eşitliğin sağlanmasını, adil sınav uygulamalarının gerçekleştirilmesini ve engellerinden bağımsız olarak her adayın sahip olduğu bilgi ve becerilerin ölçülebilmesini önemli bir amaç kabul ediyoruz. Adayların engel durumlarına göre nasıl bir desteğe ihtiyaç duyduklarını ve sınav sırasında bu desteğin hangi araçlarla sağlanacağını belirliyoruz. Engeli, sağlık sorunu ve özel durumu bulunan adaylara gerektiğinde bulundukları yerde hizmet veriyoruz. 2025 yılında ÖSYM Başkanlığı tarafından yapılan sınavlara 30 bin 434 engelli, sağlık sorunu veya özel durumu bulunan aday katıldı. 2025 yılında yapılan yenilikle sınavlara başvuran engelli adaylara, başvuru merkezlerine gitmeden ve ÖSYM’ye rapor veya belge göndermeden, raporlarını ve sınav uygulama taleplerini elektronik ortamda iletme imkanının tanındı" dedi. TR-YÖS uygulamasına 30 bin aday katıldı Türkiye’de öğrenim görmek isteyen yabancı öğrenci sayısının her yıl arttığına dikkat çeken ÖSYM Başkanı Ersoy şunları söyledi: "Türkiye Yurt Dışından Öğrenci Kabul Sınavı (TR-YÖS), 2025 yılında iki kez uygulandı. Sınavın ilki Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarında 26 farklı ülkede, ikincisi ise Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarında 15 farklı ülkede düzenlendi. Yaklaşık 30 bin aday sınavlara katıldı. TR-YÖS ile ülkemizin akademik kalitesini ve güvencesini uluslararası sahada ortaya koyuyoruz. ÖSYM olarak küresel ölçekli sınav koordinasyon yeteneğimiz ve tecrübemizle ülkemizin yükseköğretimde uluslararası hedeflerine katkı sağlıyoruz." Online ortamda yaklaşık 100 milyon erişim Adayların CİMER aracılığıyla, çağrı merkezini arayarak ve dilekçe ile ÖSYM’ye sorularını ve taleplerini ilettiğini belirten ÖSYM Başkanı Bayram Ali Ersoy, "2025 yılında yaklaşık 400 bin çağrı ve 31 bin 190 dilekçeye cevap verildi. Adaylar sınavlarla ilgili işlemlerini Aday İşlemleri Sistemi (AİS) aracılığıyla, sınav görevlileri ise sınavlara yönelik işlemlerini "Görevli İşlemleri Sisteminden (GİS) yapabilmektedir. AİS WEB üzerinden 77 milyon 44 bin 123, Mobil AİS üzerinden 10 milyon 639 bin 618, GİS WEB üzerinden ise 6 milyon 656 bin 552 erişim gerçekleştirilmiştir. Web sayfası ve mobil uygulamalar üzerinden yaklaşık 100 milyon erişim sağlanmış ve işlem yapılmıştır" diye konuştu. Maarif Vakfı ve YTB ile iş birliği protokolleri Uluslararası ölçekteki sınav uygulamalarını daha geniş kitlelere ulaştırmak adına Maarif Vakfı ve YTB ile iş birliği halinde olacaklarını söyleyen Başkan Ersoy, "2025 yılında imzalanan protokoller ile özellikle yurt dışında gerçekleştirilecek sınav uygulamalarında Türkiye Maarif Vakfı ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile yakın iş birlikleri gerçekleştiriyoruz. İş birlikleri, Türkiye’nin küresel ölçekteki hedeflerine katkı sağlamayı amaçlıyor. ÖSYM’nin de uluslararasılaşmasına katkı sunuyor. Türkiye Yurt Dışından Öğrenci Kabul Sınavı (TR-YÖS) ve Elektronik İngilizce Yeterlik Sınavı (e-TEP) gibi uygulamaların çok daha fazla ülkede gerçekleştirilmesini sağlayacağız. Kurumsal olarak, ülkemizin faydası için üzerimize düşen ne varsa eksiksiz şekilde yerine getirmek için gayret edeceğiz. İmzaladığımız protokoller, ülkemiz ve kurumlarımız için hayırlı olsun" dedi. ÖSYM Hatıra Ormanı büyümeye devam etti ÖSYM olarak geleneksel hale getirdiğimiz fidan dikimine bu yıl da devam ettiklerini söyleyen ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, "Geçen yıl 1500 fidan dikerek oluşturduğumuz ÖSYM Başkanlığı Hatıra Ormanı’na, bu yıl 250 fidan dikimi daha gerçekleştirdik. 19 Kasım ÖSYM’nin kuruluş yıl dönümü, bu vesileyle her yıl ağaç dikimi gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Ağaçlandırma seferberliğinde, ’Şahidimiz toprak, imzamız fidan, sevdamız yeşil vatan’ diyerek diktiğimiz fidanlar geleceğe nefes olacak. Bizlere emanet olan bu vatanı gelecek nesillere çok daha güzel şekilde bırakmak hepimizin ortak sorumluluğu" dedi. Açıklamasının sonunda ÖSYM’nin gelecek vizyonuna da değinen Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, kurumun ölçme ve değerlendirme alanındaki bilgi birikimini dijital dönüşümle birleştirerek küresel ölçekte daha etkin bir yapıya kavuşturmayı hedeflediklerini belirtti. Başkan Ersoy, "Dijitalleşen sınav uygulamalarımız, uluslararası iş birliklerimiz ve yurt dışındaki sınav faaliyetlerimizle ÖSYM’yi bölgesel değil, uluslararası ölçekte bir sınav merkezi haline getirme yolunda kararlılıkla ilerliyoruz. Güvenilir, yenilikçi ve sürdürülebilir sınav sistemleriyle ülkemizin eğitim ve insan kaynağı hedeflerine katkı sunmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.