GÜNDEM - 24 Ocak 2018 Çarşamba 00:17

Yeşil Hazine: Kenevir

A
A
A
Yeşil Hazine: Kenevir

Türkiye’de uzun yıllardır yasaklı olan ve 2016 yılında 19 ilde yetiştirilmesi kontrollü olarak serbest bırakılan sanayi keneviri bitkisi; düzenlenen Sanayi Keneviri Forumu’nda, “Yeşil Hazine Kenevir” başlığıyla ele alındı.

‘Kenevir Bitkisi ve Genel Kullanım Alanları’ ve ‘Kenevirin Endüstriyel Kullanımı’ başlıklı iki oturum şeklinde gerçekleştirilen Sanayi Keneviri Forumu; İstanbul Aydın Üniversitesi Gıda Araştırmaları Uygulama Merkezi (GAUM) tarafından, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Atatürk Bahçe Kültürleri Merkezi Araştırma Enstitüsü ve Berkin Enerji paydaşlığında düzenlendi. Kenevir bitkisinin tanınması, üzerindeki engellerin tartışılması ve yeniden ekonomiye kazandırılması için yapılması gerekenlerin değerlendirildiği forumda; iş, akademi ve bürokrasi camiasından önemli isimler bir araya geldi. Yapılan çalışmalar çerçevesinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve diğer bürokratik mekanizmaları harekete geçirmenin de en önemli hedef olduğunun altı çizildi.

Kâğıt, oksijen, ip, urgan, biyopolimer maddeler, enerji, ilaç, gıda, petrokimyanın kullanıldığı her alanda kullanılan ve büyük faydalar sağlayan sanayi kenevirinin tanınmasına katkı sağlaması amaçlanan forumun moderatörlüğünü, Araştırmacı Yazar Dr. Yalçın Koçak üstlendi. Açılış konuşmasını İAÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Özyılmaz, İAÜ Gıda Araştırmaları Uygulama Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Karataş ve Atatürk Bahçe Kültürleri Merkezi Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Yılmaz Boz gerçekleştirdi. Bürokrasi, iş ve akademi camiasından birçok önemli ismin de olduğu foruma; Edirne Valisi Günay Özdemir, İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, Edirne il Tarım ve Hayvancılık İl Müdür Vekili Atilla Bayazıt, Gazeteci Abdurrahman Dilipak ve Gazeteci Yazar Yalçın Bayer katıldı.

Yeşil Hazine: Kenevir

“Kenevirin ekim alanı yaygınlaştırılmalı ve tarıma kazandırılmalı”

Kenevirin birçok alanda kullanıldığına değinen ve böyle bir bitkinin kullanımının yasaklanmasının ülkemiz için büyük bir kayıp olduğu yorumunda bulunan Gıda Araştırmaları Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şükrü Karataş, “Sanayi keneviri M.Ö. 2700’li yıllarda Çin’de keşfedildi. 2200 yıldır da Avrupa‘da ve Ortadoğu’da ekimi yapılmaktadır. Türkiye’de ise bu alanda yapılan bu çalışmalar neticesinde kenevir bitkisinin ekimin yaygınlaştırılması ve tarıma kazandırılması amaçlanmaktadır. Sanayi keneviri çok amaçlı kullanılan bir bitkidir. Kullanım alanı bu kadar geniş olan bir bitkinin kullanımının yasaklanmış olması, ülkemiz için ekonomik girdi anlamında büyük bir kayıptır” dedi.

Sanayi kenevirinin sıkıntılı bir bitki olması nedeniyle bilimsel çalışmalarda kullanılamadığına da değinen Prof. Dr. Karataş, “Özelikle ilaç yapımında kullanılan bu bitkinin; tekstil, gıda, tarım sanayinde geniş bir kullanım alanı vardır. Kontrollü bir şekilde bilimsel çalışmaların yapılması da sağlanmalıdır. Dört ayda yetişen bir dönümlük kenevir bitkisi, yirmi beş dönümlük ağacın sağladığı oksijeni sağlıyor. Bunun yanı sıra gıda alanına da baktığımızda kenevirin içinde omega 3, omega 6, omega 9 ve E vitamini bulunmaktadır. Osmanlı döneminde tıp alanında kenevirin, günümüzde kötü amaçlı kullanılması nedeniyle kontrollü ve sınırlı bir şekilde kullanımına izin veriliyor. Nitekim ağırlıklı olarak ilaç sektöründe kullanılan kenevirin diğer sektörlerde de kullanımını yaygınlaştırmamız lazım” açıklamalarında bulundu.

“Kenevir elli bin ürüne destek çıkıyor”

Bu forum ile birlikte kenevir alanında yaptıkları çalışmaları toplumla ve bilim dünyasıyla tanıştırmak istediklerini söyleyen Araştırmacı Yazar Dr. Yalçın Koçak, “Geçen sene yapılan kenevir çalışmalarıyla 1971 yılında yasaklanan ve unutulan bu ürünü Türkiye yeniden keşfetti. Kenevir elli bin ürüne destek çıkıyor. Böylesine çok çeşitli ve iki bin yıllık geçmişi olan bir bitkiyi Anadolu topraklarında yasaklamış olmamız akıllıca değildir. Biz kenevire ‘Yeşil Hazine, Yeşil Enerji’ diyoruz. Bu amaçla yaptığımız panelde; kenevirin ekim alanlarını nasıl büyütebileceğimizi ve kenevirin zararlı imajını nasıl ortadan kaldırabileceğimizi tartışacağız” dedi.

Kenevir yağından iki yüz elli ilaç yapılabilir”

Kenevirin yasaklanmasının ekonomiye zarar verdiğini de ifade eden Dr. Koçak, “Kenevirin dişisinden afyon dediğimiz esrar yapılıyor. Kullanım alanının kötüye kullanılması nedeniyle erkek kenevir de 'zararlı' etiketlemesine maruz kalmıştır. Kenevirin erkeği elli bin sınaî ürününde kullanılabilir. Ayrıca yine erkek kenevir yağından iki yüz elli cins ilaç elde ediliyor. Bunlar çok büyük rakamlar. Bugünkü bilimsel toplantımızın amacı, Türkiye’nin kırk yedi yıldır kaybetmiş olduğu bu değeri tekrar kazanmasıdır. Kenevirin kullanımının durdurulması, bakıldığında ekonomimize de zarar vermiştir” dedi.

“Kenevir alanında Trakya’yı cazibe merkezi yapmalıyız”

Dünyada organik tarım furyası başladığını ve yönetmeliğe göre organik tarımda üretilenlerin organik kenevir çuvalında muhafaza edilmesi gerektiğini de ifade eden Dr. Koçak, “Ancak maalesef Türkiye’nin organik çuval fabrikaları yok. Biz tekrar kenevirle birlikte bu kaybettiğimiz sınaî, sanayi ve endüstriyel tesisleri de kazanmak istiyoruz. Amasya’da, Samsun’da Trabzon’da bu alanda fabrikalarımız var. Ancak ham maddemiz olmadığı için kapandı. Afyon Bolvadin’de alkaloid tesislerimiz var. O tesisler bugün Türkiye’nin vergi rekortmeni. Kenevir ekim alanlarını düzenlemeliyiz. Hatta Trakya’yı da bu işin içine sokmalıyız. Avrupa Komisyonu, Bulgaristan’da otuz bin dekarlık kenevir ekimi için fon veriyor. Bizim bunlarla rekabet etmemiz lazım. Trakya’yı kenevir alanında ayrı bir cazibe merkezi haline getirmemiz gerekiyor” yorumlarında bulundu.

Forumda ayrıca; kenevirle ilgili gerçekleştirilen mevcut yönetmelik düzenlemesinin yeterli olmadığı, kaybedilen zamanın kazanılabilmesinin ancak uluslararası standartlarda yeni bir yasal düzenlemeyle mümkün olduğu, gerekirse bu konuda dünya genelindeki örneklerin de incelenerek ölçüt alınabileceği görüşü ön plana çıktı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Depremzede kadınların elinden çıkan amigurumi bebekler, 300 ile bin 300 TL arasında alıcı buluyor Hatay Halk Eğitim Merkezi tarafından depremden etkilenen kadınlar için düzenlenen el sanatları kursları afetzede vatandaşlara moral olurken, aile bütçelerine de katkı sağlıyor. Kadınların elinden çıkan amigurumi bebekler, 300 TL ile bin 300 TL arasında alıcı buluyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkımın en çok olduğu yer Hatay olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetzede kadınlar, psikolojik travmayı atlatmak için Halk Eğitim Merkezi tarafından açılan el sanatları kurslarına yöneliyor. Kadınlar kurslarda; amigurumi oyuncaklar ve çantalar gibi ürünler yaparak hem moral buluyorlar hem de aile ekonomilerine katkıda bulunuyorlar. Haftanın 5 günü devam eden kursa gelen kadınlar, yeni beceriler kazanıyorlar. Kadınların elinde ince ince işlenen amigurumi bebekler, 300 TL ile bin 300 TL arasında alıcı buluyor. "Bizim bu depremi atlatabilmemiz için uzun seneler lazım" Kursta revaçta olan amigurumi oyuncaklar ve çantalar yaptıklarını söyleyen Halk Eğitim Merkezinden Usta Öğretici Serpil Güven, "Burada bayanlara el sanatları dersi veriyorum. Burada biz bayanlara yönelik onların hem morallerini hem yaşantılarına biraz renk getirmek amacıyla beceri kursları veriyoruz. Bunlardan ürettiklerini satabilme en azından aile ekonomisine katkıda bulunabilmeleri için çeşitli ürünler yapıyoruz. Şu an revaçta olan amigurumi oyuncaklar ve çantalar yapıyoruz. Bunları da pazarlıyoruz. Kursumuz haftanın 5 günü var. Kursa öğlen başlıyoruz, ikindin 5 gibi bitiriyoruz. Deprem psikolojisini bir nevi atabiliyorlar. Bizim bu depremi atlatmamıza uzun seneler lazım. Zamanla atlatılacak şu an burası onlar için moral deposu olarak düşünüyorum" dedi. "Hayallerle uyuyup hayallerin olmadığı bir sabaha uyandık" Kursun yorucu değil tam tersi iyileştirici olduğunu dile getiren Hatice İnanç ise, "6 Şubat depreminde çok ağır şeyler yaşadık. Hayallerle uyuyup hayallerin olmadığı bir sabaha uyandık. Çoğu insan ailesini, çocuğunu, eşini kaybetti. Kendi bedeninden kolunu, bacağını kaybeden insanlar gördük. Çaresizliği gördük. Biz o sabah kıyameti yaşadık. Burada depremzede bayanların kendilerini iyileştirmeleri için Halk Eğitim Merkezi tarafından amigurumi el sanatları kursu açıldı. Peluş ayıcıklar, bebekler, çantalar, sepetler, ceket ve hırka yün olarak her şeyi yapıyoruz. Yaklaşık 5 aydır kursumuz var 5 ayda çıkarttığımız ürünleri burada sergiliyoruz. Fiyat aralığı 300 TL ile başlayıp bin 300 TL civarına kadar çıkabiliyor. Yaptığımız ürünlere göre fiyat aralığı değişiyor. Kurs yorucu değil tam tersi iyileştirici bir iş, biz bunları işleyerek, psikolojik yönden kafamızı biraz toparladığımız için bize yorucu gelmiyor. Severek yapıyoruz" şeklinde konuştu.
Adana Hayali hostes olmaktı trafik kazası hayatını kararttı Adana’da arkadaşlarının ısrarı üzerine gece dışarı çıkınca bindiği otomobilin tıra arkadan çarpması sonucu hem bedensel engelli kalan hem de konuşma kabiliyetini kaybeden genç kızın hayali hostes olmaktı Edinilen bilgiye göre kaza, Sarıçam ilçesine bağlı Ahmet Zenbilci Bulvarı’nda 10 Aralık günü meydana geldi. Tofaş marka 20 AGR 112 plakalı otomobilin park halindeki 01 CTV 81 plakalı tıra arkadan çarptığı kaza anbean güvenlik kameralarına yansıdı. Kazayı gören vatandaşlar durumu sağlık, polis ve itfaiye ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri araç içerisinde sıkışan 5 kişiyi çıkarttı. Kazada hastaneye kaldırılan bir kişi yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamazken 4 kişi ağır yaralandı. Ağır yaralılardan biri olan Firdevs Erol (16) ise yapılan tedaviler sonucunda hayata tutundu. 10 Aralık tarihinde gerçekleşen kazada ağır yaralanan Erol, en büyük hayali hostes olmaktı. Doktorlardan alınan bilgiye göre kazada ağır yaralanan Erol’un tekrar yürüyebilmesi için 2 yıl boyunca fizik tedavi görmesi gerekecek. Aynı zamanda Erol konuşma kabiliyetini de kaybetti. “İşe giderken izin istedi vermedim, kaza haberini aldım” Olay günü işe giderken kızının kendisinden dışarı çıkmak için izin istediğini fakat izin vermediğini ifade eden Hatice Atay (35), “İzin vermemiştim fakat arkadaşlarının ısrarı ile çıkmıştı. İşyerine vardığımda arkadaşları kazanın olduğunu arayıp bana söylediler. 2 ay yoğun bakımda yattı şu an tedavilerine evde devam ediyoruz” diye konuştu. “Kızımın durumundan kaynaklı işten ayrıldım” Kızının durumundan dolayı ona bakmak için işten ayrıldığını belirten Atay, “Şu an evdeyim, çalışmadığım için de maddi durumumuz biraz kısıtlı ama elimden geldiği kadar kızımı desteklemeye çalışıyorum” dedi. “Kızımın en hızlı şekilde iyileşmesini istiyorum” Çeşitli yardımlarla Firdevs’i fizik tedaviye götürdüğünü ifade eden Atay, “Şu an kızım fizik tedavi alıyor. Fizik tedavi almasının en büyük sebebi çevremin, ailemin yardımcı olması, onların desteği olmasa buralara kadar gelemezdik. Şu an kızımın daha hızlı iyileşmesini istiyorum. Özel doktora götürmek tabi ki isterim fakat imkanlar el vermiyor. Devlet hastanelerinde ki doktorlar da çok güzel ilgileniyor fakat onların vakitleri kısıtlı olduğu için pek fazla ilgilenemiyorlar" ifadesini kullandı “Firdevs’in en büyük hayali hostes olmaktı” Kızının çok hareketli cıvıl cıvıl olduğunu ve en büyük hayalinin hostes olduğunu söyleyen Atay, “Hostes olmak için son senesini dışardan okuyup hostes olmak için hazırlanıyordu. Allah izin verirse tedavilerinin ardından da hostes olacak kızım. Bu hayalini gerçekleştirebilmesi için doktorlar tedavi sürecinin tedaviye bağlı olarak 1-2 sürebileceğini söylediler” diye konuştu.