GÜNDEM - 11 Eylül 2020 Cuma 14:01

Yeşilçam filmlerini aratmayan hikaye

A
A
A
Yeşilçam filmlerini aratmayan hikaye

Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde yaşayan Besra Özyiğit, 19 yıl önce boşandığı kocası tarafından doğar doğmaz kendisinden alınan oğlunu arıyor.

Besra Özyiğit 20 yıl önce evlendiği Ekrem Karaağaç’la bir süre evli kaldıktan sonra şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşandı. Boşandığı sırada hamile olan Besra Özyiğit, bir erkek çocuğu dünyaya getirdi. Doğumdan 3 gün sonra, eski kocası ve çocuğun babası olan Ekrem Karaağaç, çocuğu kendisinden aldı. O günden bu yana çocuğunu hiç görmeyen anne Besra, ölmeden önce bir defa da olsa oğlunu görmek, ona sarılmak istiyor. Yıllardır tek başına oğlunu görmek için mücadele verdiğini belirten anne, takatinin kalmadığını belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’dan oğlunun bulunması için yardım istiyor. Verdiği hukuk mücadelesiyle daha önce üvey annesi üzerinde kayıtlı olan oğlu Şahin Karaağaç’ı kendi üzerine alan anne, şimdi de oğluna kavuşmanın hayalini kuruyor.

19 yıldır oğlunu göremiyor

50 yaşındaki Besra Özyiğit, "Şimdi oğlum Şahin 19 yaşına girmiş bulunmakta ama nerede olduğunu bilmiyorum. Benden alındıktan sonra 3 yıl Çermik’te üvey annesinin yanında kalmış, daha sonra babası tarafından buradan da alındıktan sonra nerededir bilemiyorum. Bazıları devlet esirgeme okuluna verildiğini söylüyor, bazıları Mersin’de olduğunu söylüyor ama net bilgi yok, oğluma ulaşamıyorum” dedi.

"Emine Erdoğan’dan yardım istiyorum, oğlumu bana bulsun"

Acılı anne yıllardır oğlunu aradığını ama bir neticeye varamadığını söyleyerek, Emine Erdoğan’dan yardım istedi. Başra Özyiğit, "Ben kadın başımla ne ettim ne yaptım oğluma ulaşamadım. Oğluma ancak devlet bulup bana getirebilir. Özelikle Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan’a seslenmek istiyorum, o bana yardım etsin, oğlumu bulsun. Ölmeden oğlumu görmek, ona sarılmak istiyorum” şeklinde konuştu.

"Oğlumun da benden haberi yok"

Babası tarafından hiç kendisiyle görüştürülmediği için oğlunun da kendinden habersiz olduğunu söyleyen anne, ”Ben şimdi tek başıma yaşıyorum, oğlumun yanıma gelmesini, bana sahip çıkmasını istiyorum. En azından bir yanıma gelsin göreyim, onun hasreti bitsin. 19 yıldır bu hasretle yaşıyorum” ifadelerini kullandı.

Tüm kapıları çaldı ama oğluna kavuşamadı

Anne Besra Özyiğit, "Birçok kapıyı çaldım, hatta bana Mersin’de olduğu söylendi, oraya da gittim, araştırdım, soruşturdum ama kadın halimle bir neticeye ulaşamadım. Savcılığa, avukata başvurdum ama oğlum ortada yok. Daha önce nüfusta üvey annesi üzerindeydi, o durumumu gördü, sağ olsun oda kabul etti, benim oğlum olduğu imzası attı ve resmi olarak ta oğlum benim üzerimde” dedi.

"Maddi durumum kötü hastayım"

Maddi durumunun iyi olmaması ve hasta olması nedeniyle oğlunu aramakta zorluk yaşadığını belirten Besra Özyiğit, elinden geldiğince oğlunu arayacağını ve bir defa da olsa onu görmek, sarılmak istediğini söyledi. Özyiğit, “Tek başıma kadın halimle elimden gelen bu, maddi durumun yok, kiracıyım ve bir de çölyak hastasıyım. Ancak bu kadar elimden geliyor” diye konuştu.

Mevlüt Bayraktar
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Egeli akademisyenler yeni bir bakteri türünü literatüre kazandırdı Ege Üniversitesinin (EÜ) akademisyenleri, Bozdağ bölgesine özgü endemik bir baklagil olan yeni bir bakteri türünün keşfedildiğini duyururken, bu tür literatüre kazandırılarak “Phyllobacterium Onerii” adı verildi. Ege Üniversitesi (EÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Temel ve Endüstriyel Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İhsan Yaşa ve ekibi, yeni bir bakteri türünü literatüre kazandırdı. Yeni bakteri türüne Prof. Dr. Mehmet Öner’e ithafen “Phyllobacterium Onerii” adını verildi. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak da, Prof. Dr. İhsan Yaşa ve EÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Temel ve Endüstriyel Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Arş. Gör. Asiye Esra Eren Eroğlu’nu makamında ağırlayarak, sürdürdükleri bilimsel çalışmalar hakkında bilgi aldı. Prof. Dr. Budak, “Üniversitemiz akademisyenleri bilim dünyasına kazandırdıkları önemli keşifleriyle gurur kaynağımız olmaya devam ediyor” dedi. “Biyoteknolojik uygulamalara katkı sağlayacak” Keşfedilen yeni bakteri türü hakkında bilgi veren Prof. Dr. Yaşa, “Biyoçeşitliliğin ekosistem üzerine doğrudan ve dolaylı katkısı hesaplanamayacak kadar büyüktür. Biyolojik azot fiksasyonu kabiliyetinin tüm zirai bitkilere adapte edebilme öngörüsünün gerçekleşmesinin ilk adımı rhizobiyal bakterilerin doğadan izole edilip saflaştırılması ve tüm genomik özelliklerinin ortaya çıkarılmasıdır. Rhizobiyal türler ve bitki büyümesini teşvik eden bakteriler gibi faydalı kök mikroorganizmalarının toprak verimliliğinin kilit oyuncularıdır. Bu mikroorganizmaların çevre ve birbirleriyle olan etkileşimlerini düzenleyen genetik determinantların belirlenmesi, sürdürülebilir ekosistemler ve tarımın geliştirilmesi için de çok önemlidir. Çalışmamızda da olduğu gibi, genomik analizler bir bakteriyel suşun gelecekteki biyoteknolojik uygulamaları için tüm cephaneliğinin ortaya çıkarılabilmesine imkân sağlayacak” dedi. “Bozdağ önemli bir endemik bitki merkezi” Yerel rhizobiyal türler ile ilgili araştırmalarına devam edeceklerini söyleyen Prof. Dr. Yaşa, “El değmemiş doğası ile İzmir’in endemik, nadir bitkilerle sayıca zengin ve mikroklimatik özellikleri ile de tarımsal açıdan önemli bir potansiyele sahip bölgelerinden olan Bozdağ, çok sayıda doğal baklagil türleri ile yerli ve yeni rhizobial bakterilerin de potansiyel bir kaynağıdır. Özellikle bitki endosimbiyontu rhizobiyal türler çölleşme ve kuraklık tehditlerine karşı biyolojik çeşitlilik ve ekosistem için bir tür sigorta görevi gördüklerinden inanıyoruz” diye konuştu.
İstanbul Esenyurtlu kadınların el emekleri “Anneler Günü” sergisiyle görücüye çıktı Esenyurt Belediyesi’nin el sanatları kursunda eğitim alan kadınların ürettiği el işçiliği ürünler “Anneler Günü Sergisi” ile görücüye çıktı. Serginin açılışını yapan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, “Onların hayatın içinde olması için elimizden geleni yapacağız” dedi. Kadınların hayata daha aktif bir şekilde katılarak ekonomik özgürlüklerini kazanmaları için başlatılan Esenyurt Belediyesi’ne bağlı el sanatları kurslarında eğitim alan kadınlar sergi düzenledi. Esenyurt bir AVM’de düzenlenen Anneler Günü Sergisi’nde belediye bünyesinde el sanatları kursunda eğitim alan kadın kursiyerlerin el işçiliği ürünleri görücüye çıktı. Serginin açılışını yapan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, kadınların toplumdaki yerinin önemine dikkati çekerek bu tür çalışmaların devam edeceğini ve her daim kadınlara destek olacaklarını belirtti. Atık kağıt çanta, örgü çanta, takı tasarım, gravür (oyma baskı), ahşap boyama, amigurumi (örgü bebek), mefruşat, tokat baskı, seramik, hazır giyim, halı dokuma, panç, kaat’ı sanatı gibi alanlarda hünerlerini konuşturan kadınların sergisine vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. “Hepimizin ilk mimarı annedir” Serginin açılışını yapan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, aslında sadece bir gün değil her gün, her saat, her saniye annelerimizi ansak yeridir, emeklerini ödeyemeyiz. Kadın fedakardır, yüreklidir, diğerkâmdır. Hepimizin ilk mimarı annedir. Bir toplumun iyi ya da kötü olması, ileri ya da geri gitmesinin en büyük sebeplerinden birisi de kadınlardır. Bu yüzden kadınlar kırmızı çizgimizdir. Onların hayatın içinde olması için elimizden geleni yapacağız” ifadelerini kullandı. “Çok emek isteyen bir süreç” “Anneler Günü” sergisinde çalışmaları sergilenen kursiyer Kevser Doğramacı, “Bu sergiyi anneler günü için hazırladık. Sene sonunda biten çalışmalarımızı bu sergi ile vatandaşlarımızın beğenisine sunuyoruz. Çok emek isteyen bir süreç, aylarca hazırlanıyoruz” dedi. Sergiyi gezerek çok beğendiğini belirten Sade Taşkın, “Gezdim sergiyi ve çok güzel el işçiliği ürünler var. Çok beğendiğimi söyleyebilirim. Sergide ise en çok ilgimi çeken tablolar oldu” diye konuştu.
İstanbul Aydın Ayhan Güney: "Çeşme’de hedefimiz büyük" Bu sene ikincisi düzenlenen Çeşme Yarı Maratonu, doğa ve tarihin güzelliklerinde koşuldu. Çeşme Kaymakamlığı desteğiyle Çeşme Belediyesi’nin ev sahipliğinde 4 Mayıs Cumartesi günü gerçekleşen Çeşme Yarı Maratonu’nda 21 ülkeden bin 745 sporcu yer aldı. Çeşme, Ilıca ve Alaçatı’da katılımcılara zorlu olduğu kadar keyifli bir parkurda yarışma imkanı sunuldu. “Denizin Sesi, Adımların Ritmi: Çeşme’de Koş!” sloganıyla koşulan Salomon Çeşme Yarı Maratonu, Argeus Travel & Events tarafından organize edildi. “Türkiye’nin en önemli organizasyonları arasında yer almak istiyoruz” Yarışın bütün katılımcıları ve sporseverleri mutlu ettiğini dile getiren Argeus Travel & Events Kurucu Ortağı Aydın Ayhan Güney, Çeşme’nin sporla bütünleşerek daha iyi ve büyük organizasyonlara ev sahipliği yapacağını kaydetti. Sporun turizmi daha da hareketlendireceğini ifade eden Aydın Ayhan Güney, “Daha yolun başındayız, bu sene ikincisini gerçekleştiriyoruz. Çeşme’de hedefimiz büyük. Türkiye’nin en önemli organizasyonları arasında yer almak istiyoruz. Geçtiğimiz sene olduğu gibi bu sene de her şey yolunda gitti. Herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmadık. Yarışmacılarımız da çok memnun. Hem spor yapıyorlar hem de keyifli anlar yaşıyorlar. Yerel desteklerimizin katkısı ise yadsınamaz seviyede. Örnek gösterilecek bir düzeyde her zaman desteklerini esirgemiyorlar. Çeşme Yarı Maratonu’nun orta vadede hızla büyüyeceğini söyleyebilirim” dedi. “Maratona çevirme gibi bir planımız var” Önümüzdeki yıl yarı maratonda değişikliğe gitmeyi planladıklarını ifade eden Aydın Ayhan Güney, “İki senedir yarı maraton olarak düzenlediğimiz yarışımızı full maratona çevirme gibi de bir planımız var. Yerel yönetim ve devlet erkanının da bu yönde bir talebi oldu. Gerekli planlamaları yapıp rotamızı yetiştirebilirsek yarı maratonu geliştirmek istiyoruz. Çeşme’de daha ikinci yılımız olmasına karşın toplamda 21 ülkeden sporcu yarışma imkanı buluyor. Tabii bunu da göz önünde bulunduruyoruz. Organizasyonu büyüterek gelecek yılki yarışta daha fazla profesyonel sporcuyu da dahil etmeyi amaçlıyoruz” diye konuştu. “Bu tarz organizasyonlara tek yönlü bakmamak gerekiyor” Aydın Ayhan Güney, Çeşme Yarı Maratonu’nun sezon başlamadan bölge esnafına da büyük katkı sağladığını belirterek, “Bu tarz organizasyonlara tek yönlü bakmamak gerekiyor. Turizme katkısı çok büyük işler yapılıyor. Sezon olmamasına rağmen yarışımızla Çeşme’ye hareket kazandırdık. Sadece yarışanlar değil ekiplerde yer alanlar, aileler derken sayı 4-5 bine çıkıyor aslında. Bu da hem bölge esnafına hem de turizme çok büyük katkı sağlıyor” şeklinde konuştu.
Tokat Tokat’ta deprem sonrası alternatif konut talepleri arttı Tokat’ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen depremin ardından alternatif konut talepleri artı. 18 Nisan’da yaşanan 4,1, 4,7 ve 5,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Tokat’ın Sulusaray ilçesinde alternatif konutlara olan talep hızla yükseldi. Depremler nedeniyle evlerine giremeyen vatandaşlar, güvenli ve geçici konut ihtiyacını karşılamak amacıyla bungalov ev ve çoban evi gibi alternatif çözümlere yöneldi. Bu talebi karşılamak için adeta bir çözüm üreten isimlerden biri de emekli olduktan sonra Tokat’ın merkeze bağlı Tahtoba köyüne yerleşen Fatih Yenilmez oldu. Demir kaynak işine yoğunlaşarak başlayan Yenilmez, zamanla müşterilerinin ihtiyaçları doğrultusunda traktör sepeti, bungalov ev ve tekerlekli çoban evi gibi pratik ve taşınabilir yapılar üretmeye başladı. Yenilmez’in ürettiği tekerlekli çoban evleri, motor traktörlerine takılarak istenilen noktaya kolayca taşınabiliyor. İçerisinde konaklama ve temel ihtiyaçları karşılamak için gerekli olan her şey bulunuyor. Yenilmez, deprem sonrası artan konteynır ve bungalov ev taleplerine cevap verebilmek için yoğun mesai harcıyor. Depremlerin yol açtığı zorluklara karşı pratik ve dayanıklı çözümler sunan Fatih Yenilmez ve benzeri girişimciler, bölge halkının ihtiyaçlarını karşılamak için önemli bir rol üstleniyor. Alternatif konut çözümleri, doğal afetler sonrası yaşanan acil konut ihtiyacını hızlı ve etkili bir şekilde gidermeye yönelik önemli bir alternatif olarak dikkat çekiyor. "Traktör ile istenilen yere taşınabilen çoban evi yapıyorum" Deprem sonrası işlerinde artış meydana geldiğini söyleyen Fatih Yenilmez, "Traktör arkasına sepet, bungalov ev ve çadır yerine tekerlekli çoban evi yapıyorum. Motor traktörüne takıp istediği yere bırakıyor. İçerisinde istediği gibi konaklayıp yemeğini yiyor ve her türlü ihtiyacını karşılıyor. Depremden sonra da bungalov ev ve konteynıra talep bayağı arttı. Şu anda talepleri karşılayamıyoruz. Elimizden geldiği kadar talepleri karşılamaya çalışıyoruz" dedi.
Balıkesir Bandırma Belediye Meclisi’nde gerginlik: Canlı yayını kestiler Bandırma Belediyesi Mayıs Ayı Meclis Toplantısı’nda CHP ve AK Parti grupları arasında tartışma çıktı. Tansiyon yükseldi, canlı yayın kesildi. Bandırma Belediyesi’nin Mayıs Ayı Meclis Toplantısı’na yükselen tansiyon damga vurdu. CHP’li Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza, yerel seçimlerin ardından yapılan yeni dönemin ilk meclis toplantısında konuşmuş ve CHP’li Tolga Tosun’dan devraldığı belediyenin mali tablosu hakkında ağır ithamlarda bulunmuştu. AK Parti Grubu konuyu bir sonraki meclis toplantısına taşıdı ve Tolga Tosun hakkındaki iddialarının araştırılması için komisyon kurulmasını talep etti. Sonrasında AK Parti Belediye Meclis Üyesi Mehmet Doğan söz alarak kürsüye çıktı. Doğan, Dursun Mirza’nın sözlerini hatırlatarak halkın hakkını arama noktasında sorumlulukları olduğunu ifade etti. Bu sırada CHP Grubu sıralarından sesler yükselmeye başladı ve bu durum sonrasında AK Parti grubu ile sözlü atışmaya dönüştü. CHP’li Meclis Üyesi Sami Türkmen, ayağa kalkarak tepki gösterdi. AK Parti grubundan ise Türkmen’e ses yükselten Eşref Kasapoğlu oldu. İkili arasında başlayan sözlü tartışma alevlenince, birbirlerinin üstüne yürüdüler. Diğer meclis üyelerinin araya girmesiyle çıkan tartışma yatıştırıldı. Tüm bunlar yaşanırken belediyenin sosyal medya hesaplarından yaptığı canlı yayının kesildiği görüldü. Canlı yayının kesildiğini fark eden bazı meclis üyeleri bu duruma tepki gösterdi. Tansiyon düşünce, Mehmet Doğan kürsüdeki sözünü tamamladı. Doğan, Bandırma Belediyesi’nin devraldığı borçların belediye binasına asılmasını talep ederek konuşmasını noktaladı. CHP’li ilçe Başkanı Atak’a tepki CHP’li Belediye Başkanı Dursun Mirza’nın yine CHP’li olan önceki Belediye Başkanı Tolga Tosun’a yönelik Nisan Ayı Meclis Toplantısı’nda sarf ettiği ağır ithamlara ve bu ithamlar üzerine Mayıs Ayı Meclis Toplantısı’nda yaşananlara sessiz kalan CHP Bandırma İlçe Başkanı Mehmet Atak ise partililer tarafından tepkilerin odağı haline geldi. Her iki meclis toplantısına da katılan ve yaşananları bizzat gören Mehmet Atak’ın bu olaylara sessiz kalması, parti içindeki sorumlulukların tartışılmasına yol açtı.