GÜNDEM - 27 Şubat 2015 Cuma 11:54

Yılmaz: '28 Şubat; postmodern değil, postkurt bir darbeydi'

A
A
A
Yılmaz: '28 Şubat; postmodern değil, postkurt bir darbeydi'

28 Şubat’ın yasaklı siyasilerinden, kapatılan Refah Partisi Rize Milletvekili Şevki Yılmaz, 'Ben 28 Şubat’a post-modern denildi mi kızıyorum. O post-modern değil, pos-kurt bir darbedir. Pos-kurttur. Kuzu postuna bürünmüş kurtların darbesidir' dedi.

28 Şubat’ın yasaklı siyasilerinden, kapatılan Refah Partisi Rize Milletvekili Şevki Yılmaz, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde düzenlediği konuşmada muhalefeti sert bir şekilde eleştirerek Anayasa’yı değiştirebilme çoğunluğuna sahip olması için Haziran ayında yapılacak olan genel seçimler öncesinde iktidar partisine oy istedi.

28 Şubat sürecinin yasaklı siyasilerinden Şevki Yılmaz, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi tarafından Üniversite salonunda düzenlenen “28 Şubat Mazlumu 28 Şubat’ı anlatıyor” isimli konferansta Rizelilere seslendi.

Yılmaz konuşmasında din adamlarının da siyasetin içerisinde olması gerektiğini belirtip siyasetin Peygamber mesleği olduğunu ileri sürdü. Yılmaz, “Biz siyaset ile uğraşmayız. Alimin hocanın he işi var siyaset ile diyenler yanılır. Bu peygamberlerin mesleğidir. Yaradan iktidarı müslümanlaştırmak için peygamberleri ya sarayda dünyaya getirmiştir yada iktidarın sarayında büyütmüştür” şeklinde konuştu.

“NEREDESİN ÇEVİK BİR, BEN RİZE'DEYİM”
Avrupa ülkelerinde hiçbir vatandaşın ülkelerinin Genelkurmay başkanlarını tanımadıklarını belirten Yılmaz, Çevik Bir’e göndermede bulunarak, “28 Şubat sürecinde başbakanın ismini zor biliyordunuz. Çevik Bir’i ezberlemiştiniz. Ne oldu. Neredesin Çevik Bir. Ben Rize’deyim sen neredesin” dedi.
Yılmaz, İslam halifelerinin İslam dini içerisinde ana olarak vasıflandırıldığını ileri sürüp, “Ne diyor Kemal Kılıçdaroğlu. Erdoğan kardeşimiz için ‘hep ağlıyor’ diyor. Ne anlarsın sen ağlamaktan. Tabi o ümmetin anası. Ağlayacak tabi” ifadelerini kullandı.

POSTKURT DARBE
Yılmaz, 28 Şubat darbesini kuzu görünümündeki kurtlar tarafından yapıldığını belirterek, “Ben 28 Şubat’a post-modern denildi mi kızıyorum. O post-modern değil, pos-kurt bir darbedir. Pos-kurttur. Kuzu postuna bürünmüş kurtların darbesidir. Osmanlıyı kim yıktı. İçimizdeki Jön Türkler. İçimizdeki Türk ocakları. Selanik’te kuruldu bunlar. Türk Ocaklarının kurucusu Tekin Alp isminde bir kişidir. Kim olduğunu yazın google dede söylesin size. Mois Koah isimli bir yahudidir. Babası Selanikte bir hahamdır. Ziya Gökalp o teşkilatın bir gençlik kolları başkanıdır. Hedefleri Osmanlı Devletini yıkmaktı. Selanik’te bu kararı aldılar ve yıktılar. 28 Şubatta partimizi kapatma emrini Masonlardan aldılar. Partimi kapatıp tam tam, yamyam dansı yaptılar. Ama Erbakan Hocanın yağmurundan kaçarken Kasımpaşalıya tutuldular. Sonra Vural Savaş diyor ki ‘Hoca kalsa iyiydi. Çok kibar adamdı, o dönemde Erbakan Hoca olmasaydı başaramazdık.’ O dönem sabır dönemiydi. Ancak hocamız ile atlatılırdı. O sabır ile kardeş kavgasını önledik. Ve Kasım Paşalı geldi. Elhamdülillah. Vural Savaş ne diyor ‘ nereden çıktı bu. Çok sert tekmesi var” diye konuştu.
Yılmaz, CHP’nin İttihat Terakki’nin devamı olduğunu ifade ederek CHP için şu benzetmeyi yaptı. “Bir hazırlık partisi kurdular. CHP var ya. Cehenneme Hazırlayan Partisi’dir” ifadelerini kullandı.

ABDÜLHAMİD’E KELEPÇE VURANLAR SİLİVRİ'DE
Yılmaz, Almanya’da bulunduğu sırada babasının kendisine yazdığı bir mektupta yaşanan zulmün yakında sona ereceğini çünkü yüz yılını dolduğunu yazdığını hatırlatarak şunları söyledi:
“Zulüm 100 yılı geçmez 100 yıl dolmak üzere. Birde baktık ki aynı dediği çıktı rahmetlinin. Sultan Abdülhamit Han’ın eline kelepçe vurulma tarihi 1909, ona kelepçe takan İttihat Terakki’nin eline kelepçe takılma tarihi 2009 ve Silivri’ye hapsedildiler. Yüz yıl. Onların devamı olan CHP zihniyeti istemezuk muhalefetine halen devam ediyor. Marmara’yı istemuzuk. Havaalanı istemezuk. Böyle geri zekalı bir muhalefet. Ambleminden belli değil mi CHP. Müslümanlar üzerinde silah olan bir parti kursalardı yaşatırlar mıydı. Amblemi yobazca bunların. Ok ya bildiğin ok. Neden gül yapmadılar. Altı tane silahlı bir amblem yapsaydık ne olurdu Türkiye’de halimiz. Adam ok atacak ya.”

Yılmaz, Üniversite salonunda bulunan dinleyicilerden iktidar partisi için, “Haziran seçimlerinde Türkiye’nin Anayasal çoğunluğu kazanması lazım. Türkiye başkanlık sistemine geçmeden ayağa kalkamaz ve süper güç olamaz. Analık makamına asla gelemez” sözleri ile oy istedi.
Konferansın bitiminde Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Karaman, Yılmaz’a üniversiteye ait bir şilt hediye etti.

GÖKTÜRK FIRAT 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün kuru soğan oldu Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 73,8 ile kuru soğan oldu. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 52 ile patates takip etti” dedi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, nisan ayında üretici ve market arasındaki fiyat değişimleri ile aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimlere ilişkin basın açıklaması yaptı. Bayraktar, nisan ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 284,3 ile kuru incirde görüldüğünü belirterek, şunları kaydetti: “Kuru incirdeki fiyat farkını yüzde 229,9 ile limon, yüzde 227,4 ile karnabahar, yüzde 176,6 ile kuru üzüm, yüzde 169,5 ile patates takip etti. Kuru incir 3,8 kat, limon ve karnabahar 3,3 kat, kuru üzüm 2,8 kat, patates 2,7 kat fazlaya satıldı. Üreticide 115 lira olan kuru incir markette 441 lira 99 kuruşa, 7 lira 50 kuruş olan limon markette 24 lira 74 kuruşa, 10 lira 88 kuruş olan karnabahar 35 lira 61 kuruşa, 60 lira olan kuru üzüm 165 lira 99 kuruşa ve 10 lira olan patates 26 lira 95 kuruşa satıldı.” “Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün kuru soğan oldu” Nisan ayında markette 39 ürünün 22’sinde fiyat artışı, 17’sinde ise fiyat azalışı görüldüğünü ifade eden Bayraktar, “Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 73,8 ile kuru soğan oldu. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 52 ile patates, yüzde 47,9 ile limon, yüzde 23,2 ile tavuk eti ve yüzde 22,9 ile karnabahar takip etti. Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 51 ile patlıcan oldu. Patlıcandaki fiyat düşüşünü yüzde 50,7 ile sivri biber, yüzde 31,4 ile salatalık, yüzde 19,5 ile yumurta ve yüzde 14,5 ile kabak izledi” ifadelerini kullandı. “Üreticide en çok fiyat düşüşü patlıcanda görüldü” Nisan ayında üreticide 31 ürünün 8’inde fiyat artışı, 14 üründe fiyat düşüşü olduğunu söyleyen Bayraktar, “Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 60,4 ile patlıcanda görüldü. Patlıcandaki fiyat düşüşünü yüzde 58,6 ile sivri biber, yüzde 35,6 ile salatalık, yüzde 34,1 ile karnabahar, yüzde 25,8 ile yumurta ve yüzde 12,5 ile kabak izledi. Üreticide en çok fiyat artışı yüzde 114,3 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını yüzde 68,1 ile yeşil soğan, yüzde 20,1 ile maydanoz, yüzde 13,8 ile dana eti ve yüzde 7,2 ile kuzu eti izledi” açıklamasında bulundu. Üreticide yaşanan fiyat değişimlerine de değinen Bayraktar, “Limonda sezonun sonuna gelindiği için fiyatlar yükseldi. Arzdaki azalışa bağlı olarak yeşil soğan ve maydanozda fiyatlar arttı. Mevsim sonu itibarıyla havuca olan talebin azalmasıyla fiyat düştü. Yumurta sektöründeki dönemsel arz fazlası ile ihracatta yaşanan sıkıntılar birleşince yumurta fiyatları geriledi” şeklinde konuştu. Sera ürünlerinde ise fiyatların düştüğünü aktaran Bayraktar, şu ifadelere yer verdi: “Genel Müdürlüğü verilerine göre şubat ayı son 53 yılın en sıcak ikinci şubat ayı, mart ayı ise son 53 yılın en sıcak dokuzuncu mart ayı oldu. Nisan ayında da sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde olduğu, 30 dereceleri aştığı görüldü. Mevsim normalleri üzerinde gerçekleşen aşırı sıcaklıklar serada yetiştirilen sebzelerde erken olgunlaşmayı sağladı, verimi artırdı. Olgunlaşmanın hızlanması ile birlikte hasat edilen ürün miktarındaki artış, diğer taraftan ihracata giden ürün talebinde azalma ile patlıcan, sivribiber, salatalık ve kabakta fiyatlar düştü.” Bayraktar, nisan ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimlere ilişkin ise şöyle konuştu: “Ziraat odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre nisan ayında mart ayına göre 20.20.0 gübresi yüzde 1,8, amonyum sülfat gübresi yüzde 1,7 ve DAP gübresi yüzde 1,6 oranında artış gösterdi. Buna karşın ÜRE gübresi yüzde 2,6, amonyum nitrat gübresi ise yüzde 2,2 oranında düştü. Geçen yılın nisan ayına göre son bir yılda amonyum sülfat gübresi yüzde 40,2, ÜRE gübresi yüzde 38,7, DAP gübresi yüzde 31,2, amonyum nitrat gübresi yüzde 29,5 ve 20.20.0 gübresi yüzde 26,5 oranında arttı. Nisan ayında mart ayına göre süt yemi yüzde 3, besi yemi yüzde 2,7, son bir yılda süt yemi yüzde 49, besi yemi yüzde 47 oranında arttı.” Bayraktar, tarım ilacı fiyatlarında ise yüzde 56,6 oranında artış yaşandığını kaydetti.
İstanbul Türkiye’nin İnovatif Girişimcileri Avrupa Birliği’ne açılıyor Türkiye’nin teknoloji girişimciliği eko-sistemini buluşturan SMARTNET Lansmanı gerçekleştirildi. SMARTNET Projesi hakkında bilgilendiren Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, “Türkiye’nin çok başarılı girişimcilerini, Avrupa ekosisteminin büyük pazarıyla ve fonlarıyla buluşturan bir proje olacak” dedi. Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen, Yıldız Teknik Üniversitesi liderliğinde yürütülen SMARTNET Projesi kapsamında 30 Nisan’da Yıldız Teknik Üniversitesi’nde lansman düzenlendi. Düzenlenen lansman etkinliğine; Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz’ın yanı sıra teknoloji girişimleri, start-up’lar, KOBİ’ler, teknoloji arayüzleri, akademisyenler ve ilgili kurum temsilcileri katıldı. Girişimciler girişimlerini tanıtarak yatırımcılarla buluştu SMARTNET Projesinin girişimcilere sunduğu desteklerin ve yapay zeka alt yapısı ile geliştirilen girişimci network platformunun tanıtıldığı etkinlikte ayrıca özel bir “demo-day” oturumu düzenlendi. Bu oturumda proje kapsamında verilen eğitimlere katılarak mentorluk desteği alan ve yatırımcılarla buluşmak için gerekli kriterleri sağlayan girişimciler girişimlerini tanıtarak yatırımcılarla buluştu. Girişimciler ayrıca Avrupa Birliği girişimcilik eko-sistemini tanımak, ağ geliştirmek, şirketlerini ve ürünlerini tanıtarak yabancı yatırımcılarla buluşmak üzere Berlin’e gidecek. “En büyük etken paraya ve fona ulaşamamaktır” Lansmanda konuşan Prof. Dr. Tamer Yılmaz, “Bu proje aslında girişimcilerin fona, girişim sermayesi fonlarına ulaşımını kolaylaştırıyor. Buna hızlandırma diyoruz. Hızlandırma ne demek? Aslında kurulan girişimlerin büyüklüğü oranı belli bir süre sonra ölüm vadisi dediğimiz yere düşüyor. Orada da en büyük etken paraya ve fona ulaşamamaktır. Eğer biraz parası olsa fikir çok güzel iyi gidiyor. O ölüm vadisinden hızlıca geçecek ve yükselecek. İşte bu proje bunu sağlıyor. Biz burada ne yaptık? Yüzlerce girişimciye eğitim verdik, mentorluk verdik” dedi. “Avrupa ekosistemiyle ilgili onlara hukuksal destek vermeniz lazım” Nasıl fona ulaşılacağı ve nasıl iş planı yapılacağı hakkında girişimcileri bilgilendirdiklerini belirten Prof. Dr. Tamer Yılmaz sözlerine şunları ekledi: “Nasıl bütçelendirme yapılır ve değer önerisi oluşturulur bunları da anlattık. Ama yeterli değil. Bizim Avrupa Birliği fonlarına da ulaşmak gibi bir hedefimiz var. Çünkü Londra, Amsterdam, Berlin ve Paris gibi şehirlerde büyük ekosistemler var. Burada sunum yapan, seçtiğimiz 7 girişimciyi Berlin’e gönderiyoruz. Bizim Avrupa ekosistemiyle ilgili onlara hukuksal destek vermeniz lazım. Çünkü Türkiye’nin hukuku farklı. Avrupa’nın iş yapma hukuku farklı. Onlara Avrupa ekosistemiyle ilgili mentorluk vermeniz lazım. Yine onların yatırımcıyla buluşturmamız, yatırımcıya sunum yapmalarını ve sunum yaparken de nelere dikkat etmeleri gerektiğini anlatmamız gerekiyor. Bu sayede orada sunumunda başarılı olsunlar. Bu proje de aslında onu sağlayacak. Türkiye’nin çok başarılı girişimcilerini, Avrupa ekosistemini büyük pazarıyla ve fonlarıyla buluşturan bir proje olacak.” “600’den fazla girişimci hemen platforma üye oldu” SMARTNET Projesi Takım Lideri Ufuk Batum ise “Biliyorsunuz Türkiye Girişimcilik ve Teknoloji ekosisteminde büyük bir arayış içerisinde. 20 yıldır uygulamada, teknoparklar kurduk. Teknoloji transfer ofisleri, bin 300’den fazla AR-GE merkezi, belki 300’den fazla tasarım merkezi kuruldu. Şimdi burada ne lazım? Belki de bu farklı yapıları konuşturan, yani mentorlarla girişimcileri, girişimcilerle, yatırımcıları buluşturan, eşleştiren, yapay zekayla bunları sıçratacak bir platforma ihtiyaç vardı. Avrupa Birliği ve Türkiye’nin desteklediği bu proje bağlamında bir platform lansmanını yaptık. İddialı ve çok da hızlı karşılık gördü. Çok kısa sürede 600’den fazla girişimci hemen platforma üye oldu. Üyelik; girişimler, mentorlar, eğitmenler tarafında tamamen ücretsiz. Demek ki oraya gelip profilinizi bırakıyorsunuz. Mentor arıyorsanız bir anahtar kelimelerle mentorlara talepte bulunabilirsiniz. Yatırımcı arayabilirsiniz. Tersine yatırımcı da belli teknoloji dikeyinde yatırım yapmayı düşündüğü şirketler arıyor olabilir” açıklamasını yaptı. “Start-uplarımızın değeri 2030’da 100 milyar dolar olacak” Son 20-25 yıla bakıldığında bu sürecin Türkiye’de öğrenme ile geçirildiğini belirten Ufuk Batum sözlerine şunları ekledi: “Altyapılar kurduk. Teknoparklar, binalar yaptık. Mevzuatla ilgili hibeler, destekler, programlar yaptık. Şimdi ben bunu 3-4 yıldır söylüyorum ve 3-4 yıldır da hakikaten de güzel şeyler oldu. Bizim platformumuzla Türkiye’deki girişimcilik ekosistemi çok büyük bir sıçrama yapacak. Yaptığımız yatırımların meyvesini bundan sonra toplayacağız. Çok nitelikli ve piyasa değeri olan şirketler ortaya çıkacak. Sadece 7 unicorn değil, 2030’a kadar Türkiye’de 25 tane unicorn ortaya çıkacaktır. Bugün bütün start-uplarımızın değeri, 40 milyar euro. Tahmin ediyorum 2030’da 100 milyar dolar olacak.”