EĞİTİM - 19 Temmuz 2019 Cuma 15:34

YKS'da AYT sayısal Türkiye birincisi Ankara'dan

A
A
A
YKS'da AYT sayısal Türkiye birincisi Ankara'dan

Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nda (YKS) Alan Yeterlilik Sınavı (AYT) sayısal Türkiye birincisi Ankara'dan Şebnem Sarı adlı öğrenci oldu.

ÖSYM tarafından bu yıl gerçekleştirilen YKS sonuçlarına göre Özel Evrensel Okulları, 1 AYT Sayısal birincisi başta olmak üzere ilk binde 7, ilk 3 binde 21, ilk 5 binde 26 derece elde etti. Özel Evrensel Okullarında 30 yıldır görev yapan Genel Müdür Semra Büyükağaoğlu, başarılarının altında yatan temel nedenlerin azim, kararlılık, çalışma, düzen ve disiplin kavramları olduğunu belirterek, eğitimde sürekliliğin önemini vurguladı. Şu anda başarıya ulaşan öğrencilerin yıllardır kendileriyle birlikte olduğunun altını çizen Büyükağaoğlu, “İlkokuldan beri kucağımızda büyüttüğümüz çocuklarımız istedikleri hedeflere ulaştılar. Velilerimiz çocukları bize emanet ettikten sonra onların çocukları bizim çocuklarımız oldu” diye konuştu. 

Büyükağaoğlu, sınav sonuçları sonrasında yaşadığı mutluluğun tarif edilemeyecek boyutta olduğunu söyleyerek, “Kelimelerle anlatılmaz, yaşanır. Ben onlardan çok heyecanlıyım. Arkadaşlarım çok daha hevesli ve heyecanlı. Sonuç güzel olduğunda da mutluluk tarifsiz bir kelime” şeklinde konuştu.

Türkiye 22’incisi oldu 

İlkokul 1. sınıftan beri öğrencileri olan Şebnem Sarı’nın YKS Alan Yeterlilik Sınavı (AYT) sayısal Türkiye birincisi olduğunu kaydeden Büyükağaoğlu, “Şebnem, AYT’de çıkan 80 sorunun 80’ine de doğru cevap verdi. Aynı zamanda genel sıralamada da Türkiye 22’incisi oldu. İlk binde 7 derecemiz, ilk 3 binde 21 derecemiz, ilk 5 binde 26 derecemiz var. Bu başarı, tüm çocuklarımın, tüm öğretmenlerimin, tüm ekibimin, velilerimin başarısı. Biz kocaman bir aileyiz. Evrensel ailesinin birer bireyi olmaktan dolayı yıllarca gururlandık, bugün çok daha gururluyuz” şeklinde konuştu. 

Başarıya ulaşmalarındaki faktörleri paylaşan Büyükağaoğlu, 9, 10 ve 11’inci sınıflarda çok düzenli ve kurallı çalışmalar yürüttüklerini ifade ederek, özellikle 12. sınıfta öğrencileriyle haftada 65 saatlik bir program yürüttüklerini kaydetti. Ayrıca öğrencilerin düzenli olarak deneme sınavlarına girdiklerini belirten Büyükağaoğlu, her 8 kişilik öğrenci grubunun bir danışman öğretmeni olduğunu ve bu danışmanlar tarafından öğrencilerin düzenli olarak takip edildiklerini söyledi. Ders çalışmanın yanı sıra sosyal aktivitelerin de öğrencilere olumlu katkılar sağladığını vurgulayan Büyükağaoğlu, “Arada bir öğrencimiz sıkıldığında çok rahatlıkla okulumuzun yüzme havuzunu kullandı. Yoğun stresten kurtuldu. Biz genelde 'okul gibi okullar' olarak biliniriz. Ders dışında çocuklarımız istedikleri etkinliklere katılabilirler. Örneğin her sene bir tiyatro şenliğimiz vardır. İsteyen tüm öğrenciler tiyatro etkinliğine katılabilirler. Tiyatro çalışması bir ekip çalışmasıdır ve öğrenciler ekip ruhunu kazanarak, arkadaşlarıyla paylaşmayı öğrenir. Her sene bir İngilizce müzikal sunarız. Bu, toplumda da öğrencilerimize farklı bir rahatlık getirebilir. Yüzme kulübümüz, basketbol, voleybol kulübümüz de var. Biz uluslararası çalışmalara da sürekli katılıyoruz. Bizim proje ekibimiz var. Yurt dışında yaptığımız her sunumda öğrencilerin özgüveni artar. Farklı dünya çocuklarını görür ve tanır. Dereceye giren öğrencilerim bu söylediklerimin tamamıyla birlikte sınava hazırlandılar. Bunun yanı sıra akademik olarak da çok güzel çalıştılar” ifadelerini kullandı.

“Eksik olduğum konular üzerine ağırlık verdim” 

Dereceye giren öğrencilerden Begüm Yüksel, sınava düzenli ve günlük olarak çalıştığını söyleyerek, “Öncelikle okulda o gün işlediğim dersleri tekrar ettim. Her gün belirli bir dersten deneme çözerek eksik olduğum konular üzerine ağırlık verdim. Her gün eksik bir konumu kapattığımda hem denemelerdeki netlerim armış oldu hem de eksik olduğum konulara ağırlık verdiğimde sınavda da bunun faydasını gördüm. Öğretmenlerimin bana çok katkısı oldu” diye konuştu.

“Şimdi okullar beni değil ben okulları seçeceğim” 

Hukuk ve uluslararası ilişkiler gibi konuşma becerileri üzerine gelişmiş bölümleri tercih etmek istediğini belirten Yüksel, şu şekilde devam etti: 

”İkisi de hedeflerim arasındaydı. Şimdi okullar beni değil ben okulları seçeceğim. Derslere çalışırken aynı zamanda TÜBİTAK yarışmasına da hazırlandım. Ankara bölge finalinde birinci olduk. Bunlar okullara başvururken ve ileride öğrencilere yardımcı olacak faaliyetler. Özellikle annem ve babam benim başarılarım üzerinde çok fazla emek harcadılar. Onları gururlandırdığım için çok mutlu oldum. Emeğimin karşılığını aldım.”

“Çok kitap okumak yorum gücümü geliştirdi” 

Dereceye giren öğrencilerden Yankı Çınar da, sınava eksiklerine odaklanarak hazırlandığını söyleyerek, “Benim bölümüm olan eşit ağırlıkta matematik daha önemliydi. Diğer öğrencilere fark atmamı sağlayacak olan matematikti. Dolayısıyla matematik dersine ağırlık vererek çalıştım” şeklinde konuştu. 

Boş vakitlerinde de derslerine katkı sağlayacak şekilde vakit geçirdiğini ifade eden Çınar, edebiyat için telefonuna eğlenceli uygulamalar indirdiğini, çok kitap okuduğunu söyleyerek, “Çok kitap okumak yorum gücümü geliştirdi ve başarımda etkili oldu” ifadesini kullandı. 

Okullarında danışmanlık sistemi olduğunu söyleyen Çınar, sınav stresinden uzaklaşmak için de danışmanlarının kendilerine yardımcı olduğunun altını çizerek, “Sadece ders çalışmak değil, sosyal anlamda rahatlamamız için de danışmanlarımız bize destek verdi. Bu süreçte okulun sosyal aktivite alanlarından da faydalandık. Çünkü çalışmak kadar dinlenmek ve beynimizi rahatlatmak da önemli” şeklinde konuştu.
Yüksel, hukuk bölümünün küçüklük hayali olduğunu söyleyerek, dereceye girdiğinden dolayı hedefine ulaşabileceğini ve çok mutlu olduğunu dile getirdi.  

Neşra Durmaz - Emre Yüzügüldü - Ömer Çetin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir 6 gündür kayıp olan öğretmeni bulmak için çalışmalar devam ediyor Eskişehir’de 6 gündür kayıp olan 51 yaşındaki Türkçe öğretmeni Tuncay Arslan’ı, bulmak için AFAD Eskişehir İl Müdürlüğü koordinesindeki 40 kişilik ekip, havadan ve Porsuk Çayı’nın içinde arama çalışmalarını sürdürüyor. Eskişehir’de 6 gün önce kaybolan Türkçe öğretmeni Tuncay Arslan’ı arama çalışmaları devam ediyor. Öğretmenin son görüldüğü yer olan Porsuk Çayı’nın Gökmeydan Mahallesi kısmında Eskişehir İl Afet Ve Acil Durum Müdürlüğü’nden 9, Odunpazarı Belediyesi Arama Kurtarma Ekibi’nden (OBAK) 5, Dorlion Arama Kurtarma’dan (DAK) 4, MEB Arama ve Kurtarma Birimi’nden (AKUB) 5, Şişecam’ın Acil Vaka Ekibi (SAVE) 4, itfaiyeden 6,Tepebaşı Arama Kurtarma (TAK) 5 ve Sivil Arama Kurtarma Derneği’nden (SARTEM) 2 çalışan olmak üzere toplam 40 kişilik ekiple aramalar, öğretmenin kaybolmasının 6’ıncı gününde devam etti. Havadan dron ve su da ise hem ekiplerin girmesi hemde botlarla yapılan aramalar sabah saatlerinde başladı. Ankara’dan ve Bursa’dan getirilen özel burunlu köpeklerin işaret ettiği yerde arama çalışmaları yoğunlaştı. Ekiplerin kıyı taraması da sürüyor. Tuncay Arslan’ın yakınlarının da çalışmaları yakından takip ettiği bölgede gözlendi. AFAD Eskişehir İl Müdürü Aslan Mehmet Coşkun çalışmaları sahada koordine edip yakından takip ediyor.
Kahramanmaraş MADO’dan "Salep Manifestosu" MADO, Anadolu’nun kadim lezzetlerinden biri olan salebe yönelik yaklaşımını "Salep Manifestosu" ile kamuoyuyla paylaştı. Manifestoda salebin bir içeceğin yanı sıra, kültürel miras, doğaya saygı ve sürdürülebilir üretim vurgusu öne çıktı. MADO tarafından yapılan açıklamada, salebin Anadolu’nun bin yıllık topraklarında, Torosların eteklerinde yetişen orkide köklerinden elde edildiği hatırlatılarak, her fincanın bu coğrafyanın belleğini taşıdığı ifade edildi. Salebin geçmiş ile gelecek arasında bağ kuran bir sembol olduğuna işaret edildi. Kültürel miras olduğu da vurgulandı. Manifestoda, MADO’nun salebi yalnızca bir ürün değil, kültürel bir miras olarak ele aldığı belirtildi. Bu kapsamda Türkiye’de tescilli salep yetiştiriciliği yapan ilk markalardan biri olunduğu, kendi tarlalarında üretim yapıldığı ve orkide koruma ile yaygınlaştırma projelerinin yürütüldüğü kaydedildi. Salep üreticilerine alım garantisi sunularak sürdürülebilir tarımın desteklendiği aktarıldı. Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı ile üniversitelerle iş birlikleri gerçekleştirildiği, Salep çalıştayları ve farkındalık programlarıyla üreticiler, öğrenciler ve kamuoyunun bilgilendirildiği ifade edildi. "Katkısız ve sürdürülebilir üretim" Doğallık ve saflık başlığı altında, ürünlerde katkı maddesi ve sentetik aroma kullanılmadığı belirtilirken, salep orkidesinin doğadaki dengesini korumak amacıyla kontrollü kök kullanımı ve sürdürülebilir hasat uygulamalarının hayata geçirildiği bildirildi. Manifestoda, gerçek salebin sabır ve ustalık gerektirdiği vurgulandı. MADO üretim sürecinde geleneksel yöntemlerin çağdaş tekniklerle birleştirildiği, her aşamanın deneyimli ustalar tarafından denetlendiği belirtildi. Salep kıvamı ve aromasının nesiller boyu korunan orijinal MADO reçetesiyle sağlandığı, bu bilgi birikiminin usta-çırak eğitim programlarıyla aktarıldığı kaydedildi. MADO’nun salebi yalnızca kış mevsimiyle sınırlamadığına dikkat çekilen açıklamada, Türkiye’de soğuk salep ürününü ilk kez ticarileştiren marka olduğu hatırlatıldı. Soğuk salep ve incirli, Antep fıstıklı, Türk kahveli gibi yeni çeşitlerle genç neslin damak zevkine hitap edildiği ifade edildi. "Her Mevsim Salep" vizyonu doğrultusunda global lansmanlar gerçekleştirildiği bildirildi. MADO, Salep Manifestosu kapsamında salebi çeşitlendirmeyi, geliştirmeyi ve yeniliklerle zenginleştirmeyi sürdüreceğini açıkladı. Soğuk salep çeşitleri ve farklı tat kombinasyonlarıyla salebin geleceğin içeceği haline getirilmesinin hedeflendiği belirtilirken, salebin Türk mutfak kültürünün evrensel elçisi olarak dünyaya tanıtılacağı vurgulandı. Orkide koruma ve sürdürülebilirlik konusunda da daha kapsamlı adımlar atılacağı ifade edildi.