HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Kadınlar olarak bütün Türkiye’de barış iradesini güçlendirmek, büyük barış koalisyonu kurmak ve çağrı yapmak için bir araya geldiklerini ifade eden Yüksekdağ, “Böyle karanlık dönemlerde günün doğması için birilerin o gün ışığını kuşanması gerekir. Asker anneleri ve polis annelerinin bugün bu savaş koalisyonuna karşı, ülkenin bütün evlatları için bu savaşa hayır demenin zamanı gelmiştir. Bütün bu çatışma ve gerilim dayatması karşısında soğukkanlılığımızla Türkiye’nin barış ve çözüm iradesini provokasyonlara karşı kararlı bir biçim de savunduk” diye konuştu.
“HDP OLARAK BU ÜLKENİN HALKLARINI, EVLATLARINI HIRSLARINIZA HEBA ETMENİZE İZİN VERMEYECEĞİZ”
Yüksakdağ konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bugün IŞİD yapılanması aslında derin devlet yapılanmaları tarafından desteklenen, beslenen, korunan ve muhafaza edilen bir şekilde işlendi. Suruç katliamı ve buna benzer katliam girişimleri. Aslında Suruç katliamının siyasi iktidarla ve sarayla ilişki bir gladyo örgütlenmesinin bir gladyo planının sonucu ve parçası olduğunu ifade ettik. Her iki taraftan da silahların susturulması çağrısını, çatışmasızlık durumuna geçilmesi ve müzakere çözüm masasına dönüş çağrısını birilerinin yapması gerek. Sizin gözünüz kararmış olabilir, iktidar hırsıyla gözünüz dönmüş olabilir ama bizler HDP olarak bu ülkenin halklarını, evlatlarını hırslarınıza heba etmenize izin vermeyeceğiz. Yıllarca gencimiz, insanımızın canı pahasına savaş ve gerilim siyasetinde ısrar eden, savaşı, çatışmayı ve gerilimi tercih eden bir siyasi yaklaşım ile karşı karşıyayız.
“BİZLER BU SİYASİ İKTİDARIN SAVAŞ, ÇÖZÜMSÜZLÜK VE ÇATIŞMA ASLA VE ASLA SÜRÜKLENMEYECEĞİZ”
‘Bizler barıştan ve çözümden yanayız’ diyen Yüksekdağ, “Biz gücümüzü demokratik siyasetten alıyoruz. Bizler verilen oyların değerini biliyoruz, bilmeye de devam edeceğiz. Hiç şüpheleri olmasın bizler oy veren 13,1 yurttaşımız, çok emin olsunlar bizler bu siyasi iktidarın savaş, çözümsüzlük ve çatışma asla ve asla sürüklenmeyeceğiz. Verdiğimiz barış, demokrasi sözünü bu karanlık günler içerisinden geçerek yerine getireceğiz. Eğer barış siyaseti başarılı olursa, Tayyip Erdoğan başkan olamazsa, bu hükümet tek başına iktidar olamazsa bedeli ne olursa olsun gereğini yerine getireceğiz demişlerdi ya, işte bugün bütün Türkiye’ye bedel ödetiliyor. Bizler bedel ödemekte hazırlıklıyız. Hani birileri demişlerdi ya; ‘Biz kefenimizi giyip, çıktık bu yola’ ama 13 yıl boyunca bu halkın evlatlarına kefen giydirdiler. Biz artık ölüm, kefen, bedel üzerinden siyaset yapılmasını istemiyoruz. Buna dur demenin bedeli ne ise ödemeye de hazırız” ifadelerini kullandı.
"HAKKIMDA AÇILAN DAVA HÜKÜMSÜZDÜR"
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Yüksekdağ, Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının hakkında açtığı soruşturma sorulması üzerine, “Şanlıurfa’da yaptığım o konuşmanın ardından ben gene sözlerimi savundum. Söylediğim şeylerde yanlış olan bir şey yoktu. Yalan ve çarpıtmayla sürdürülen bir siyasi çizgi var karşımızda. Gelin siz de sırtınızı İŞID’e yaslamayın, PYD’ye yaslayın barış ve kardeşlik temelinde bütün bir bölgede demokrasi kazansın. Siyasi iktidar sırtını Rojava, Kobani’ye yaslasın. Bütün bir bölgeye demokrasi kazansın. Güçlü bir devlet olarak PYD’ye elinizi uzatın. Sırtımızı biz yanlış yerlere yaslamadık. Hakkımda açılan soruşturma, dokunulmazlık tartışmaları bunların hiç birisinin bizim nezdimizde karşılığı yoktur. Hükümsüzdür. Geçici bir hükümet meşru bir olmayan hükümet döneminde alınıyor bu karar” diye cevapladı.
HDP Eş Genel Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ’ın AB Türkiye delegasyonu ve AB üye ülkeleri büyükelçileri ile görüşülmesi sorulması üzerine Yüksekdağ, “Türkiye’de Kürt sorunun çözümü ve demokratik çözüm süreci sadece Türkiye merkezli bir sorun değil. Savaş, çatışma, gerilim hiçbir zaman bir ülke ve sınırlarından ibaret değildir. Bu sürecin sorunlarını bir takım bilgilerini görüşme ve paylaşma ihtiyacı hissettik. Karşılıklı görüş alışverişi aktarıldı” karşılığını verdi.
