GÜNDEM - 25 Ocak 2021 Pazartesi 14:29

Yüz yüze eğitim veren kurumların öğretmenleri aşılamada öncelikli olmalı

A
A
A
Yüz yüze eğitim veren kurumların öğretmenleri aşılamada öncelikli olmalı

Korona virüs salgınıyla mücadele kapsamında başlayan aşılama sürecinde öğretmenlerin öncelikli grupların başında yer alması gerektiğini belirten Eskişehir Çağfen Koleji Kurucu Temsilcisi Serkan Can Zengin, “Sağlık çalışanlarının ardından yüz yüze eğitim veren kurumların öğretmenleri önceliğe alınıp bir an önce aşılanmalı” dedi.

Covid-19 salgını ile mücadelede aşı çalışmalarının başlamasıyla yeni bir sürece girildi. Türkiye’de ilk aşamada 1 milyon 238 bin kişiye aşı yapıldı. Risk gruplarına göre aşılamada öncelik sırası belirlenirken, Eskişehir Çağfen Koleji Kurucu Temsilcisi Serkan Can Zengin; rehabilitasyon merkezleri, sürücü kursları ve anaokullarının öncelikli olması gerektiğini vurguladı. Zengin, bu kurumlarda yüz yüze eğitim veren öğretmenlerin de yoğun risk altında olduğunu söyledi.

“Yüz yüze eğitime devam eden öğretmenler risk altında”

Yüz yüze eğitime devam eden öğretmenlerin sıklıkla yakın temas kurmak zorunda olduklarını ve çok zor bir süreçten geçtiklerini aktaran ETO Meclis Üyesi ve Çağfen Koleji Kurucu Temsilcisi Serkan Can Zengin, “Sürücü kurslarında verilen direksiyon eğitimi araçlar içerisinde yan yana yapılan bir süreç ve yakın temas gerektiriyor. Rehabilitasyon merkezlerinde görev yapan öğretmenler de, öğrenciler ile zorunlu olarak öz bakımlarına kadar ilgileniyor ve yakın temasla eğitim vermek durumundalar. Anaokullarında öğretmenler çocuklarla iç içeler, fazla yakın temas halindeler. Özel sürücü kursları, rehabilitasyon merkezleri, özel anaokulları, dil kursları, mesleki eğitim kursları yüz yüze eğitime devam ediyor. Bu kurumların öğretmenleri büyür risk altında. Yüz yüze eğitim veren kurumların öğretmenleri bir an önce aşılanmalıdır” şeklinde konuştu.

Yüz yüze eğitim veren kurumların öğretmenleri aşılamada öncelikli olmalı

“Eğitim ve sağlık durmaması gereken hizmetler“

Eğitimin her zaman devam etmesi gereken bir alan olduğuna dikkat çeken Serkan Can Zengin, “Pandemide, savaşta veya en olumsuz koşullarda eğitim her zaman devam etmiştir ve etmeye de devam edecektir. Aşı yapılmasa da tüm eğitimciler görevlerinin başında olacaktır ancak görevlerinin başına dönen ve dönecek olan öğretmenlerimizi öncelikli aşılanmasını sağlamak bizlerin önemli görevlerindendir” diye konuştu.

Abdullah Güçlü
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Çayın düşmanı: ‘Telgraf otu’ Mayıs ayında açılması beklenen yaş çay sezonu öncesi çay arazilerinde çıkan Telgraf otu, çayın filizlenmesine engel oluyor. Rize’de çay bahçelerinde bu otun çok çıkmaya başlaması üzerine çay üreticisi tedirgin olurken, Ardeşen Ziraat Odası Başkanı Turan Kabaoğlu, çaylıkları istila eden Telgraf otunun çay sezonu başlamadan toplanarak yok edilmesi gerektiğini söyledi. Bitkinin çaya zarar verdiğini ve işçilerinde çay gibi gözükmesinden ötürü bu otu topladıklarını ifade eden Ardeşen Ziraat Odası Başkanı Turan Kabaoğlu, “Bu bitki bizim çay alanlarımızda istilacı durumda. İsmi telgraf çiçeği diye literatürde geçiyor. Bu bizim çaylıklarımızı neredeyse istila etmiş, kapatacak pozisyona girmiş durumda. Bunu yok etmek için birçok kurum ve kuruluşlarla istişarelerde bulunduk. Bunun tek bir çaresi var o da bunu elle çaylıklarda temizleyip bir poşete koyup imha etmek. Bu kopardığın yaprağından bile ürüyor. Bambaşka bir bitki. Kolay da kurumuyor. Koparıp bıraktığın yerde kendisi köklenip gidiyor. İstilacı bir varlık. Çaylıkların dibine bırakıyorlar. Tekrar üremeye devam ediyor. Bunu topladıktan sonra mutlaka bir poşete koyup poşetin içinde öldürmeye çalışacağız. Hatta çiçeklenmeden tohum saçmadan bunları önceden temizleyip koyacağız ve poşetin ağzını kapatıp güneşle irtibatını kestikten sonra öldürmeye çalışacağız. Aynı çay gibi gözüküyor. Bazen işçiler bunu da çay diye topluyor. Çayın içerisinde gübreyi, mineralleri alıyor ve çayı öldürüyor” şeklinde konuştu.
Kütahya Hisarcık’ta Seydi Resul Türbesi için geleneksel gözleme hayrı Kütahya’nın Hisarcık ilçesi Şehitler Mahallesi’nde hayırseverlerin katkılarıyla Ahi Beyi Seydi Resul Türbesi için geleneksel hayır etkinliği gerçekleştirildi. Şehitler Mahallesi Muhtarlığı tarafından organize edilen geleneksel Seydi Resul Türbesi gözleme hayrı için hayırsever kadınlar sabah erken saatlerden itibaren Seydi Resul Türbesi önünde bir araya geldi. Hayırseverlerin getirdiği un ve yağdan yapılan gözlemeler kurulan saclarda imece usulü pişirerek ilçe halkına dağıtıldı. Ayrıca gözlemeler cami cemaatinin alması için ilçe merkezindeki tüm cami girişlerine bırakıldı. Gözleme yapan kadınları ziyaret eden Kaymakam İsmail Tosun, Belediye Başkanı Mustafa Demirtaş bir süre kadınlarla sohbet ederek özverili çalışmalarından dolayı teşekkür etti. Kaymakam İsmail Tosun, İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Alperen Korkut ve İlçe Emniyet Amiri Ayhan Istık ile beraber Seydi Resul Türbesini ziyaret eden Belediye Başkanı Mustafa Demirtaş, Şehitler Mahallesi’nde çok eski dönemlerden bu yana düzenlenen ve düzenlenmeye devam eden kadim adetlerden bir tanesinin Seydi Resul Türbesi hayrı olduğunu söyledi. Başkan Demirtaş, "Şehitler Mahallesi’nde çok eski tarihlerden bu güne kadar sürdürülen türbe hayrını daha önce mahalle muhtarımız halka duyurulmak, hayırsever halkımızda bu etkinliğe başta un ve yağ olmak üzere katkıda bulunmaktadırlar. Hayrın yapılacağı gün türbe önünde bir araya gelen hayırsever kadınlarımız yaşlı teyzelerimiz nezaretinde gün boyu gözleme pişirmekte, pişen gözlemeler halka ve cami cemaatine ikram edilmektedir. Bu güzel hayrın bugüne kadar sürmesine sebep olan herkesten Allah razı olsun” dedi. Seydi Resul Türbesi’nin ilçenin sosyal, dini ve iktisadi hayatını belirleyici yerlerinden olduğunu, çok eski dönemlerde kurulan Seydi Resul Tekkesinin o zamanlar ihtiyaç sahipleri ile yolculara hizmet verdiğini söyleyen Şehitler Mahallesi Muhtarı Mehmet Özkan, hayır etkinliğine katkıda bulunan herkese teşekkür etti. “Seydi Resul Kimdir?” Seydi Resul bir Ahi Beyi ve Bektaşi Şeyhi’dir. İlk olarak Kütahya Altıntaş ilçesine bağlı Beşkarış Köyü’nde tekke kurmuş, ardından Germiyan kuvvetleri ile Hisarcık ve çevresindeki yerleşim yerlerinin fethine katılmıştır. Toprakların ele geçmesinin ardından arazilerin bir kısmı kendisi ve arkadaşlarına temlik edilmiştir. O da buraya bir tekke inşa ederek mezkur arazileri tekkenin işletilmesi maksadıyla vakfetmiştir.