ASAYİŞ - 02 Haziran 2022 Perşembe 13:36

Zekeriya Öz’ün de aralarında bulunduğu 48 FETÖ’cü hakim ve savcıya iddianame

A
A
A
Zekeriya Öz’ün de aralarında bulunduğu 48 FETÖ’cü hakim ve savcıya iddianame

FETÖ üyesi 48 eski hakim ve savcı hakkında ‘Poyrazköy Davası’nda’ kumpas kurdukları gerekçesiyle yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede firari savcılar Zekeriya Öz ve Fikret Seçen'in 83 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istenirken, diğer sanıkların da farklı suçlardan değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep edildi.

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi 48 eski hakim ve savcı hakkında ‘Poyrazköy Davası’ olarak bilinen davanın soruşturma ve kovuşturma sürecinde kumpas kurdukları gerekçesiyle yürütülen soruşturma tamamlandı.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 45 sayfalık iddianamede 92 kişi ve kurum müşteki sıfatıyla yer alırken, aralarında firari savcı Zekeriya Öz’ün de bulunduğu 48 hakim ve savcı ise şüpheli sıfatıyla yer aldı.

“Hürriyetlerini hukuka aykırı şekilde kısıtladılar”

İddianamede 48 hakim ve savcının kamuoyunda ‘Poyrazköy Davası’ olarak bilinen davada, iddianameye konu müştekiler hakkında haksız yere gözaltı, yakalama gibi kararlar verdikleri belirtildi. 48 hakim ve savcının müştekiler hakkında hukuki hiçbir olgu ortaya koymadan, soyut basmakalıp cümleler ile yakalama, adli kontrol, tutuklama kararı verdikleri ve bu şekilde hürriyetlerini hukuka aykırı şekilde kısıtladıkları kaydedildi.

“Gerçekte olmayan örgütlenmenin bulunduğuna dair algı oluşturdular”

İddianamede şüphelilerin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde amiral, subay, astsubay ve işçi olarak görev yapan müştekiler ile sivil toplum kuruluşu yöneticisi ve üyesi olan müştekilere yönelik hazırlanan kumpasın hayata geçirilmesi için FETÖ/PDY terör örgütüne mensup kolluk görevlileri ve kişiler ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri belirtildi. Şüphelilerin mesleğin şeref ve onurunu bozan, mesleğe olan genel saygı ve güveni gideren nitelikte eylemlerde bulunup gerçekte olmayan örgütlenmenin bulunduğuna dair algı oluşturdukları da iddianamede kaydedildi.

FETÖ ile bağlantılı basın yayın çalışanlarıyla müştekileri itibarsızlaştırdılar

İddianamedeki 48 hakim ve savcının sahte deliller ile yeterli inceleme yapılmadan kasıtlı hazırlanan ve adli işlemi meşrulaştıran sahte raporları kullandıkları da kaydedildi. 48 şüphelinin soruşturmalardaki ihbar ve bilgileri örgüt ile irtibatlı basın yayın organı çalışanlarına sızdırıp, ifşa ederek müştekilere olan güven duygusunu sarsıp onları itibarsızlaştırdıkları iddianamede açıklandı.

“Örgütün amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik devletin yargı gücünü bir silah olarak kullandılar”
İddianamede şüphelilerin, müştekileri soruşturmalara ve kovuşturmalara dahil ederek hürriyetlerini kısıtladıkları, iftira attıkları ve terfilerini engelledikleri, çalıştıkları kurumdan ayrılmak zorunda bıraktıkları, bu şekilde örgütün amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik olarak, devletin yargı gücünü bir silah olarak kullandıkları açıklandı.

Üst düzey subayları tasfiye edilerek yerlerine FETÖ üyesi subayları yerleştirdiler

Şüphelilerin hukuk güvenliğini ortadan kaldıran daha önceden kurgulanmış soruşturmaları ve kovuşturmaları yürüttükleri, bunun sonucunda Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın üst düzey subaylarının tasfiye edilerek yerlerine FETÖ/PDY terör örgütü üyesi subayların yerleştirilmesine, bu subayların da 15 Temmuz 2016 günü Anayasal düzen ve meşru hükümete karşı darbe girişiminde bulunmalarına ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin caydırıcılığının zafiyete uğramasına sebebiyet verdikleri iddianamede kaydedildi.

Silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda hareket ettiler

48 eski hakim ve savcının yargısal faaliyetlerinde Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatine göre karar vermedikleri, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleriyle hiçbir biçimde bağdaşmayacak şekilde FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü yapılanmasının içerisine girerek, örgüt hiyerarşisi ve ideolojik bağlılık duyguları ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek anılan silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda hareket ettikleri belirtildi.

İddianamede dönemin özel yetkili savcıları firari şüpheliler Zekeriya Öz ve Fikret Seçen'in ‘özel hayatın gizliliğini ihlal etmek’, ‘haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek’, ‘suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’, ‘kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak’, ‘kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği’, ‘gizliliğin ihlali’, ‘suçluyu kayırma’, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ ve ‘görevi kötüye kullanma’ suçlarından 83 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenirken, diğer sanıkların da farklı suçlardan değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep edildi.

Melike İnal
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muş’ta yeni yıl öncesi gıda denetimleri artırıldı Muş Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekipleri, yılbaşı öncesinde vatandaşların güvenli ve sağlıklı gıdaya ulaşmasını sağlamak amacıyla il genelinde gıda denetimlerini sıklaştırdı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, yaklaşan yeni yıl öncesinde gıda güvenliğinin sağlanması amacıyla denetim çalışmalarını artırdı. İl Müdürlüğüne bağlı resmi gıda kontrolörleri tarafından il genelinde gıda üretimi ve satışı yapılan işletmelerde denetimler aralıksız sürdürülüyor. Yılbaşı döneminde tüketimi artan ürünler başta olmak üzere her türlü içecek, kuruyemiş, beyaz et ve kırmızı et satışı yapan işletmeler ile şekerleme, pastane ve benzeri gıda işletmeleri denetim kapsamına alındı. Denetimlerde ürünlerin hijyen, muhafaza ve satış şartları ile mevzuata uygunluğu titizlikle kontrol ediliyor. İl Müdür Yardımcısı Muhammed Şen, denetimlere ilişkin yaptığı açıklamada, "Halk sağlığının korunması ve güvenilir gıda arzının sürdürülebilirliği amacıyla yılbaşı sürecinde denetimlerimiz artırılarak devam edecektir. Tüketicilerimizin sağlıklı, güvenilir ve kaliteli gıdaya en hızlı şekilde ulaşması sağlanacaktır" dedi. Vatandaşların da gıda güvenliği konusunda duyarlı olmalarının önemine dikkat çeken Şen, "Karşılaşılan her türlü gıda güvenliği ihlali, hijyen eksikliği veya şüpheli durumların Alo 174 Gıda Hattı’na bildirilmesi, hızlı ve etkin müdahale açısından büyük önem taşımaktadır" ifadelerini kullandı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerinin yeni yıl öncesinde denetimlerini hız kesmeden sürdüreceği bildirildi.
Bartın BARÜ’de "Bartınlı Bir Akademisyenin Hayatından Kesitler" söyleşisi düzenlendi Bartın Üniversitesinde (BARÜ) Türkiye’nin idare hukuku alanının önde gelen akademisyenlerinden biri olan Prof. Dr. Turgut Tan’ın bağışta bulunduğu kitaplık açılırken akademik yaşamı, bilimsel çalışmaları ve mesleki deneyimleri konuşuldu. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Kütüphane Dokümantasyon ve Daire Başkanlığı tarafından Türkiye’nin idare hukuku alanının önde gelen akademisyenlerinden biri olan Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turgut Tan’ın konuk olduğu "Bartınlı Bir Akademisyenin Hayatından Kesitler" başlıklı bir söyleşi düzenlendi. Kütüphane Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programa Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, Bartın Belediye Başkanı M. Rıza Yalçınkaya, BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya, akademik ve idari personel ile çok sayıda öğrenci katıldı. Bartın’da geçen çocukluk yıllarını anlatan Prof. Dr. Tan, "İlkokul ve ortaokul yıllarım Bartın’da geçerken liseyi İstanbul’da okudum. Ankara Üniversitesi o dönem Mülkiye olarak geçen Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdim. Mezun olduktan sonra kabul aldığım burslarla Fransa’da bulundum. Türkiye’de özellikle idare hukuku alanında ders verdim. Bugün Bartın’a geldiğimde yıllar önce dersine girdiğim başarılı bir öğrencimi memleketimin mülki idaresinin başında vali olarak görmekten mutluluk duyuyorum. Diğer bir mutluluğum ise benim zamanında devam edebileceğim bir lisenin olmadığı memleketime bugün Bartın Üniversitesinin kazandırılmış olmasıdır" dedi. BARÜ Merkez Kütüphanesinde "Prof. Dr. Turgut Tan Kitaplığı" açıldı Ayrıca Bartınlı Prof. Dr. Tan, uzun yıllardır biriktirdiği yaklaşık bin 400 kitabı ve süreli yayını kendisinden sonraki nesillere fayda sağlaması için bölgenin en büyük kütüphanesi olarak bilinen BARÜ Kütüphanesine kitap bağışladı. Söyleşi programı kapsamında, bağışlanan eserlerden oluşan "Prof. Dr. Turgut Tan Kitaplığı"nın da açılışı yapıldı. Bağışlanan eserlerin bir referans niteliğinde olduğunu vurgulayan Kütüphane Dokümantasyon ve Daire Başkanı Burak Beygirci, "Bu koleksiyon idare hukuku, anayasa hukuku, vergi hukuku ve kamu yönetimi alanlarında büyük bölümü klasikleşmiş eserlerden oluşmaktadır. Bu alanların dışında ekonomi, siyaset bilimi, tarih ve edebiyat gibi konularda Türkçe ve Fransızca olmak üzere eşsiz eserleri kütüphanemize bağışlamıştır. Yapılan teknik işlemler esnasında koleksiyonda yer alan pek çok eserin kütüphanemiz tarafından ilk kez girişinin yapıldığı ve ülkemizde ilk kez BARÜ Merkez Kütüphanesine tarafından kataloglandığı tespit edilmiştir. Koleksiyon erişime açıldıktan sonra farklı üniversite kütüphanelerinden bu eserler için kütüphaneler arası ödünç taleplerinin gelmesi söz konusu bağışın eşsiz ve referans niteliğinde bir koleksiyon olduğunu ortaya koymuştur" dedi.
Bartın BARÜ’de farklı kültürler bir araya geldi Bartın Üniversitesinde (BARÜ) eğitimlerine devam eden uluslararası öğrenciler "Kültür Buluşması" etkinliğinde geleneksel giysilerini, yöresel yemeklerini ve danslarını tanıttı. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Türkçe Öğretim Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÖMER) ile Uluslararası Öğrenci Kulübü tarafından kültürler arası etkileşime katkı sağlamak amacıyla "Kültür Buluşması" etkinliği düzenlendi. Kütüphane Konferans Salonu’nda yapılan programda Türkmenistan, Kazakistan, Yemen, Azerbaycan ve Endonezya’ya ait kültürler; geleneksel giysileri, yöresel yemekleri, müzikleri ve danslarıyla tanıtıldı. BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya da etkinliğe katılarak uluslararası öğrencilerin kültür buluşmasına ortak oldu. Öğrencilerin hazırladığı gösterileri ilgiyle izleyen Rektör Akkaya, kültürel çeşitliliğin üniversite yaşamına kattığı değere dikkat çekerek "Bugün dünyanın farklı coğrafyalarından gelen öğrencilerimizin kendi kültürel değerlerini tanıtmalarına eşlik ediyoruz. Burada Türk kültürünü öğrendiniz. Her ne kadar başka diyarlardan gelmiş olsanız da Anadolu kültürünü buradan yaşayıp dostluklar edindiniz. Biz Bartın Üniversitesi olarak dili kültürün bir taşıyıcısı olarak görüyoruz. Hepiniz birer Bartın Üniversitesi ve Bartın elçisisiniz. Gittiğiniz ülkelerde Türkiye’nin bir sesisiniz. Burada yaşanmışlıklarınız sizlere rehberlik sunacaktır. Bu vesileyle kültürler arası etkileşimi güçlendiren etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi. Uluslararası öğrencilerin kültürel zenginliklerini tanıttığı stantların yoğun ilgi gördüğü program, hatıra fotoğraflarının çekilmesiyle sona erdi.