DÜNYA - 15 Mayıs 2025 Perşembe 21:29 | Son Güncelleme : 15 Mayıs 2025 Perşembe 22:29

Zelenskiy: "Trump ve Erdoğan'a saygımızdan ötürü İstanbul'a heyet yollamaya karar verdik''

A
A
A

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, savaşı sona erdirmek yönünde İstanbul'da yapılacak görüşmelere heyeti göndermeye karar verdiğini belirterek, "ABD Başkanı Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saygımızdan ötürü İstanbul'a heyet yollamaya karar verdik" dedi.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin ardından Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği'nde basın toplantısı düzenledi. İstanbul'da düzenlenecek Rusya-Ukrayna müzakerelerini değerlendiren Zelenskiy, Ukrayna tarafından temsil edilen heyete Ukrayna Savunma Bakanı Rüstem Umerov tarafından başkanlık edileceğini fakat Rusya'nın Türkiye'ye üst düzeyde bir heyet göndermediğini dile getirdi.

"ABD Başkanı Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saygımızdan ötürü İstanbul'a heyet yollamaya karar verdik"

Ukrayna Savunma Bakanı Umerov başkanlığındaki heyeti İstanbul'a göndereceğini açıklayan Zelenskiy, "Rusya tarafının düşük seviyede temsil edilmesine rağmen ABD Başkanı (Donald) Trump'a, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekibine saygımızdan ötürü bizler barışa giden yolda kararlılığımızı ifade etmek istiyoruz. En azından ilk adımların atılması, tırmanmanın engellenmesi ve özellikle de ateşkesin sağlanmasına yönelik niyetimizden ötürü İstanbul'a heyetimizi yollamaya karar verdim" diye konuştu.

"Müzakereler sırasında bir ilerleme olur diye umuyoruz"

Zelenskiy, görüşmelerin gerçekleşmesi gerektiği düşüncesinde olduğunu belirterek, "Türkiye, Ukrayna, Rusya ve ABD dörtlüsünün de temsil edilmesi gerekmekte. Bildiğiniz üzere Savunma Bakanımız Ukrayna'nın savaşa ilişkin müzakereleri noktasında kendisi görevliydi. Hem Türkçe hem İngilizce hem Ukraynaca hem de Rusya dillerinde serbest bir şekilde konuşmakta. Bir yetki olmayacak. Çünkü Rusya tarafının seviyesi düşük. Rusya tarafının bu görüşmeleri ciddiyetsiz tavırda devam ettirdiğini, savaşı bitirmek istemediğini gösterdiğini ifade edebiliriz. En azından bu müzakereler sırasında bir ilerleme olur diye umuyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmemizi yaptık. Yarın sabah kendisi ile Avrupa Politik Toplumu'nun Arnavutluk'un başkenti Tiran’da gerçekleşecek zirvesine katılmayı kararlaştırdık. Bu görüşme çok öncesinden ayarlanmıştı. 40'ın üzerinde lider temsil edilecek orada. Bu bizim şu an için yakın zaman için kısa bir plan" ifadelerini kullandı.

"Küçük bir barışa yönelik adımı bile pas geçmeyeceğiz"

İstanbul’daki görüşmelerde barışa yönelik atılan küçük bir adımın dahi görmezden gelinmeyeceğini dile getiren Zelenskiy, "Biz şu anda ABD ve Türk tarafından belirli net sinyalleri bekliyoruz diyebilirim. Bir şeylerin somutlaşması için bugün veya yarın hangi saatte nasıl o görüşme gerçekleşecek? Biz heyetimizi İstanbul'a yarın yollamış bulunacağız. Küçük bir barışa yönelik adımı bile pas geçmeyeceğiz. Biz yapıcı olacağız. Görüşmelerde müzakerelerde bulunacağız farklı formatlarda" dedi.

"Rusya Federasyonu temsilcileriyle görüşmek zor"

Bir basın mensubunun "Yetkiler nelerle sınırlı olacak? Temsil heyeti ne konuşacak? Ruslar ateşkesi reddederse müzakere sonlanacak mı?" sorusu üzerine Zelenskiy, "Artık müzakereler ilk defa gerçekleşmiyor. Bu müzakereler farklı formatlarda gerçekleşti. Suudi Arabistan'ı gördünüz. Birkaç görüşme serisi. Aynı zamanda Londra'da, Fransa'da, farklı platformlarda, bugün ise Türkiye'deyiz. Bunlar kolay şeyler değil. Hangi formatın olacağına ilişkin. Rusya Federasyonu temsilcileriyle görüşmek zor. Orada kendileri görüşemediler Suudi Arabistan'da. Bunu biliyorsunuz, belli. Farklı formatlar vardı. Rusya, medya üzerinden Putin'in net ve direkt görüşmelere hazır olduğunu ifade ettiler" dedi.

Barış müzakereleri için 15 Mayıs tarihi verildiğinde kabul edip geldiğini belirten Zelenskiy, ilk şart olarak koşulsuz, tam ateşkes olması gerektiğini kaydetti.

"Karar vermeye hazır değiller"

Ukrayna heyetini temsil edenlerin karar verebilecek yetkilere sahip olduğuna dikkati çeken Zelenskiy, "Kurumsal olarak Ukrayna halkından, Ukrayna anayasasının bize verdiği haklardan yetkimiz var. Savaşın bitmesini getirecek belirli adımları atmak için yetkimiz var. Diğer taraftan ise Rusya Federasyonu'nun temsilcilerine bakıyoruz ve anlıyoruz ki bunun sebebi neyi ifade ediyor. Biz savaşıyoruz, onlara saygı duymuyoruz değil. Hepiniz görüyorsunuz bunu. ABD, Türkiye'de görüyor Rusya'nın temsil edildiği seviyeyi. Rusya bir şeyi göstermeliydi, yüksek seviyede bir heyet veya liderler seviyesine çıkarılmalıydı veya belirli kararlarla Rusya bir şey yapmalıydı. Eğer böyle adımlar atılmıyorsa bu demek oluyor ki savaşın bitmesine ilişkin müzakereleri yapmaya hazır değiller. Karar vermeye hazır değiller" dedi.

"Rusya'yı müzakereyi hızlı bitirmeye teşvik edecek daha kapsamlı yaptırımlar bekliyoruz"

Rusya’nın müzakereden kaçınmasının sebebinin siyasi, ekonomik ve diğer seviyelerdeki baskının eksikliği olduğunun altını çizen Zelenskiy, "Bu nedenle eğer ateşkes gerçekleşmeyecekse, ciddi kararlar alınmayacaksa, ikili görüşmeler yapılmayacaksa biz o zaman partnerlerimizden Rusya'yı müzakereyi hızlı bitirmeye teşvik edecek daha kapsamlı yaptırımlar bekliyoruz" ifadelerine yer verdi.


Bir gazetecinin Rusya'nın Kırım'ı ilhakına ilişkin sorusuna cevap veren Zelenskiy, Kırım’ın Ukrayna devletinin bir parçası olduğunu dile getirerek, Birleşmiş Milletler Tüzüğü’nde de Kırım’ın Ukrayna bağlısı olduğunu hatırlattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü desteklediğini aktaran Zelenskiy, bunun için Erdoğan’a minnettar olduğunu söyledi. Rusya Federasyonu ile toprak bütünlüğünün tartışılmasının imkansız olduğunu belirten Zelenskiy, bunun Ukrayna Anayasası’na aykırı olduğunun altını çizerek, Ukrayna topraklarının Rusya’ya ait olduğu konusunu hiçbir zaman tanımayacaklarını bildirdi.

"Ukrayna sadece hayatta kalmaya çalışıyor"

ABD Başkanı Trump’ın Ukrayna ve Rusya Federasyonu’na baskı yaptığını, hatta Ukrayna’ya yapılan baskının Rusya’ya yapılan baskıdan fazla olduğunu dile getiren Zelenskiy, problemin temelinin Ukrayna olmadığını belirterek, "Ukrayna sadece hayatta kalmaya çalışıyor. Birçok farklı platformda barışı istediğimizi ifade ettik. Bütün bu çabalar tek taraflı olmamalıdır" diye konuştu.
Zelenskiy ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmede Karadeniz’in güvenliği, 'Tahıl Koridoru' gibi konuların da görüşüldüğünü bildirdi. İlk aşama olarak Rusya ve Ukrayna arasında 30 günlük bir ateşkes imzalanması gerektiğine dikkati çeken Zelenskiy, bu durumun yapıcı taraflar tarafından desteklendiğini açıkladı. Zelenskiy ayrıca Çin, Latin Amerika ülkelerinin de koşulsuz olarak 30 günlük ateşkesi desteklediğini aktardı.

Zelenskiy’den Rus heyete "Saygısızlık" yorumu

Bir basın mensubunun İstanbul’da gerçekleştirilecek olan barış müzakerelerinin saatine ilişkin sorusu üzerine Zelenskiy, kendisinin de saati bilmediğini açıkladı. Bu durumu Rusya tarafının yaptığı bir saygısızlık olarak yorumlayan Zelenskiy, görüşmelerde ABD’nin ve Türkiye’nin arabulucu olması gerekliliğine vurgu yaptı. Müzakere süreçlerinde liderlerin genelde müzakerelerin sonunda son görüşmeyi yapmasına ilişkin soru üzerine Zelenskiy, Ukrayna’nın yüzde 20’sinin işgal altında olduğunu ve 20 bin Ukraynalı çocuğun Rusya’ya kaçırıldığını dile getirerek, diplomasinin çok uzun zamandır terk edildiğini söyledi. Zelenskiy, "Diplomatik olmayan bir dille yuvalarımızı yıkmaya, bizi öldürmeye geldiler. Kimliğimizi, tarihimizi, dilimizi, ailemizi yok etmeye geldiler" ifadelerini kullandı. Bu tür soruların çok fazla olacağını aktaran Zelenskiy, "İlk önce bu sorunun kökünü anlamalıyız" cevabını verdi.

İstanbul’da gerçekleştirilecek olan barış müzakerelerinin bu akşam ya da yarın yapılabileceğini bildiren Zelenskiy, şu an Rus tarafının adım atmasını beklediklerini açıkladı.

Oğuzhan Halil Özbek - Doğukan Gürel - Gazi Taş - İbrahim Çakmak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum ETÜ, Nature Index 2025’te Türkiye’nin en başarılı 20 üniversitesi arasına girdi Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ), dünya genelinde bilimsel yayın performansını esas alan ve saygın sıralamalardan biri olan Nature Index’in 2025 listesinde Türkiye’deki üniversiteler arasında ilk 20’de yer alarak önemli bir başarıya imza attı. 2014 yılından bu yana doğa bilimleri, sağlık bilimleri ve temel bilimler alanlarında yayımlanan yüksek etki faktörlü makalelere dayalı olarak üniversitelerin ve araştırma kurumlarının bilimsel üretkenliğini değerlendiren uluslararası bir sıralama ölçütü olan Nature Index’in 2025 yılında yayınladığı raporda ETÜ, Türkiye’deki üniversiteler arasında 20. oldu. Konuya ilişki değerlendirmede bulunan ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, üniversitenin istikrarlı bir şekilde yükselişini sürdürdüğünü belirterek: "Yalnızca seçkin akademik dergilerde yayımlanan nitelikli yayınları dikkate alması nedeniyle bilim camiasında saygın endekslerden biri olarak kabul edilen Nature Index’te ülkemizdeki üniversiteler arasında 20. sırada yer almak üniversitemiz adına son derece kıymetli bir gelişmedir. Bu başarı kalite odaklı akademik politikalarımızın ve kararlılıkla uyguladığımız stratejik vizyonun bir sonucudur. Akademik kadromuzun nitelikli yayınlar üretmeye yönelik gayreti, araştırma altyapımızı sürekli güçlendirmemiz ve genç bilim insanlarına sunduğumuz destek mekanizmaları bu yükselişin temelini oluşturuyor. Üniversitemiz, yalnızca yayın sayısıyla değil, aynı zamanda yayın kalitesi noktasında da önemli bir yol kat etti. Etki değeri yüksek dergilerde yayımlanan çalışmalarımız hem bilim dünyasında karşılık buluyor hem de üniversitemizin uluslararası görünürlüğünü artırıyor. Erzurum Teknik Üniversitesi olarak ürettiği bilgiyi toplum yararına dönüştüren bir araştırma kültürünü büyütme hedefiyle ilerliyoruz. Gelecekte gerek ulusal gerek uluslararası ölçütlerde daha üst sıralarda yer almak için çalışmalarımıza aynı kararlılıkla devam edeceğiz. Bu vesileyle sürece katkı sunan akademisyenlerimize gönülden teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum" diye konuştu.
İstanbul ’’Kene kaynaklı hastalıklar artmaya başladı’’ Kene kaynaklı hastalıkların artmaya başladığını belirten İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Zehra Çağla Karakoç ’’Ülkemizde, kenelerden insana bulaşabilen en önemli hastalık Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA). Ortaya çıkan vakaların çoğu Tokat, Sivas, Çorum ve Erzurum’da görülmektedir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi dışında Lyme hastalığı da kenelerden insana bulaşabilir’’ dedi. Yaz aylarının gelmesiyle birlikte Türkiye’de keneden kaynaklı hastalıkların görülmesi de artmaya başladı. Özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşılan Karadeniz, İç Anadolu Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde ölümlere neden olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakaları görülüyor. Keneden kaynaklı hastalıklar ve korunma yöntemlerini İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Zehra Çağla Karakoç şöyle açıkladı: ’’Vakaların çoğu Tokat, Sivas, Çorum ve Erzurum’da görülmektedir’’ ’’Keneler zorunlu kan emici artropodlar olup, Dünya’nın her bölgesinde gözlenmektedirler. Özellikle bahar ve yaz aylarında aktif hale geçerler. Türkiye, iklim ve coğrafi olarak kenelerin yaşamına elverişlidir. Türkiye’nin yaklaşık 30 kene türüne ev sahipliği yaptığı tespit edilmiştir. Ülkemizde, kenelerden insana bulaşabilen en önemli hastalık Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA). Ortaya çıkan vakaların çoğu Tokat, Sivas, Çorum ve Erzurum’da görülmektedir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi dışında Lyme hastalığı da kenelerden insana bulaşabilir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virüsü infekte kenelerin kanı ve diğer vücut sıvıları ile temasla (insana tutunması) bulaşabilir. Hastalığın kuluçka süresi ortalama 1-3 gün kadardır ve belirtiler; yüksek ateş, baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları, bulantı- kusma ve karın ağrısıdır. Hastalık ilerlemesiyle birlikte deride ve iç organlarda kanamalar meydana gelir. Ağır olgular ölümle sonuçlanabilir. Ülkemizde çoğu olgu genellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşılan Tokat, Sivas, Çorum, Erzurum illerinde görülmektedir. Kene tutulmasından korunma yolları Kene tutulmasından korunmanın en önemli yolu, kırsal alana çıkarken kıyafetlerimize dikkat etmektir. Özellikle uzun kollu ve açık renkli kıyafetler tercih edilmeli. Kenelerin vücudumuza ulaşmaması için pantolon paçaları çorabın içine sokulmalı, özellikle bitki boylarının yüksek olduğu bölgelerde dikkatli olunmalıdır. Kene olup olmadığının tespiti için vücudun düzenli olarak mutlaka kontrol edilmesi gerekmektedir. Vücut mutlaka kontrol edilmeli. Kırsal alana çıkarken uzun kollu, açık renkli kıyafetler giyilmeli. Kenelerden kurtulmak için böcek kovucu spreylerde tercih edilebilir. Öküz gözü şeklinde kızarıklık varsa dikkat Türkiye’de kene kaynaklı görülen bir diğer hastalık ise Lyme hastalığıdır. Borrelia burgdorferi bakterisinin neden olduğu hastalığın belirtileri hastalığın evresine göre değişmektedir. Erken dönem belirtileri arasında en dikkat çekeni kenenin ısırdığı yerde öküz gözü şeklinde bir kızarıklığın olmasıdır. Diğer belirtileri ise ateş, baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları, yorgunluktur. Geç dönemde ise; eklem iltihabı, sinir sistemi tutulumu, kalp sorunları yer almaktadır. Ancak bu hastalık nadiren görülmektedir. ’’Vücudunuzda kene varsa mutlaka sağlık kuruluşuna gidin’’ Keneden kaynaklı hastalıklarda en temel yanlış kenenin vücuttan çıkarılması sırasında kullanılan yöntemlerdir. Özellikle kenenin üzerine alkol, kolonya dökmek, yakmak ya da sigara bastırmak ciddi risklere neden olmaktadır. Yapılan bu işlemler kenenin kusmasına ve infekte materyali insan vücuduna aktarmasına neden olmaktadır. Vücutta kene görülmesi durumunda yapılacak en doğru yaklaşık en yakın sağlık kuruluşuna gidilmesidir. Kenenin vücuttan çıkarılmasından sonraki 10 günlük süreçte takibi yapılmalıdır.’’
Samsun Kan bağışının sağlığa faydaları Düzenli kan bağışının, bağışçıların sağlığı üzerinde önemli olumlu etkileri olduğunu belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Önder Özüm Polat, "Kan vermek, vücuttaki kan hücrelerinin yenilenmesini hızlandırır ve bağışçının daha zinde hissetmesini sağlar. Kan verdikten sonra kemik iliği yeni hücre üretmeye başlar, bu da bağışıklık ve dolaşım sistemine katkı sunar" dedi. Liv Hospital Samsun İç Hastalıkları Uzm. Dr. Önder Özüm Polat, düzenli kan bağışının önemi hakkında açıklamalarda bulundu. Uzm. Dr. Polat, "Kan vermek, vücuttaki kan hücrelerinin yenilenmesini hızlandırır ve bağışçının daha zinde hissetmesini sağlar. Kan verdikten sonra kemik iliği yeni hücre üretmeye başlar, bu da bağışıklık ve dolaşım sistemine katkı sunar. Düzenli kan bağışında bulunan bireylerin kendilerini daha enerjik ve hafiflemiş hissettikleri gözlemlenir, bu da hem fiziksel hem psikolojik açıdan olumlu bir etki oluşturur" diye konuştu. "Erken teşhise yardımcı olur, kalp sağlığına katkı sağlar" Kan bağışı sırasında yapılan sağlık kontrolleri sayesinde bireylerin tansiyon, nabız ve hemoglobin gibi temel sağlık değerlerini öğrenme fırsatı bulduklarının altını çizen Uzm. Dr. Polat, "Bu sayede daha önce fark edilmemiş bazı sağlık sorunları erken dönemde tespit edilebilir. Kandaki fazla demirin vücuttan atılması, kalp-damar hastalıkları riskini azaltır. Özellikle erkeklerde düzenli kan bağışının kalp krizi riskini düşürdüğünü gösteren bilimsel çalışmalar mevcuttur. Böylece kan bağışı sadece yardım etmek değil, kişisel sağlık açısından da koruyucu bir adım haline gelmektedir" şeklinde konuştu. "Bir ünite kan 3 hastaya hayat verebilir" 18-65 yaş aralığındaki genel sağlık durumu uygun bireylerin yılda birkaç kez kan bağışında bulunmasının önerildiğini vurgulayan Uzm. Dr. Polat, "Bir ünite kan, üç hastaya hayat verebildiği için bağışçılar birden fazla insanın yaşamına dokunma şansı yakalarlar. Kan bağışı toplumsal sorumluluğun yanında, bireylerin yardım etmenin verdiği iç huzur ve mutluluğu yaşamasını sağlar" ifadelerini kullandı.