GÜNDEM - 03 Aralık 2017 Pazar 07:41

Zeynep Karahan Uslu: 15 Temmuz'un artçılarını atlatıyoruz

A
A
A
Zeynep Karahan Uslu: 15 Temmuz'un artçılarını atlatıyoruz

Türkiye Gazetesi'nin yazarı Burcu Çetinkaya Prof. Zeynep Karahan Uslu ile samimi bir röportaj yaptı. Uslu, “Gezi ile başlayan süreç 15 Temmuz ihaneti ile sürdü. Bugün de itibarsızlaştırma çalışmaları yapılıyor” dedi.

Burcu Çetinkaya - Bu haftaki röportajımızın yarısı Şanlıurfa’da, yarısı Ankara’da ve Zeynep Abla’nın hızına ayak uydurabilmek için bir kısmı da yollarda geçti. Çankaya Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zeynep Karahan Uslu ile 3 yıl önce Şanlıurfa milletvekili iken çok keyifli bir röportaj yapmıştım. Şimdi de yakın bir zamanda aldığı profesörlük unvanının ardından kendisiyle keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Röportajı akademik kariyerinin yanı sıra, insanlığa faydalı olmak adına yaptığı birçok sosyal katkıya ve bir anne olarak ailesine de yetiştiği hızlı hayat düzeninde gerçekleştirdik.

- Çok yakın zamanda profesörlük unvanını aldınız. Tebrik ederiz. Sizin için ne değişti, buradan sonraki akademik hedefleriniz neler?
Sıfat odaklı bir hayatı hiçbir zaman benimsemedim. Asıl olan sıfatlar değil içini doldurmak. Ülkem için, insanlık için ‘denizde bir damla olmak’ pahasına da olsa üreten bir birey olmaya devam etmek bence çok tatmin edici ve öğrencilerimizle birlikte öğrenme, öğretme sürecimi yeni kitap ve yayın çalışmalarıyla sürdürmeyi planlıyorum. Özellikle siyasal iletişim alanında yeni yayınlar üretmeye hazırlanıyorum. Bunun yanısıra Üniversite toplum ilişkisini güçlendirecek çalışmalara, projelere ağırlık vermeye devam ediyorum.

- Kamu diplomasisinin önemini anlatır mısınız?
Günümüzde ülkelerarası ilişkilerin yönetilmesi, yönlendirilmesi, toplumlararası algıların inşa edilmesi açısından alternatif bir diplomasi alanı, uluslararası ilişkiler enstrümanıdır. Ve algıların olguların üstüne çıkabildiği bir dünyada, kamu diplomasisi siyasi ilişkilerin seyrini toplumlararası ilişkiler eliyle değiştirebilme fırsatı sunuyor. Türkiye açısından da ‘Gezi Parkı’ sürecinden başlayarak devam edip, en üst noktasına 15 Temmuz hain darbe girişimi ile ulaşan kritik bir süreç yaşandı. Siyasi tasfiye amaçlı bu sürecin farklı bir yansıması, bugün de çok ciddi itibarsızlaştırma çalışmalarıyla had safhada sürdürülüyor. Böyle bir dönemde, bu alanda 2000’li yıllardan itibaren sürdürülen çalışmalarla aldığımız mesafenin güçlendirilmesi, kritik katkılar sağlayabilecek bir imkân alanı.

Zeynep Karahan Uslu: 15 Temmuz'un artçılarını atlatıyoruz

- Şu andaki kamu diplomasisi seviyemizi ve yetkin insan gücünü yeterli buluyor musunuz?
Geçmişle mukayese ettiğimizde yeni kurumların oluşturulmasının yanı sıra, geliştirilen kurumlarla da, sağlanan imkânlarla da çok gelişmiş bir performans sergilendiğini söyleyebiliriz. Fakat iyinin daha iyisi hep var ve bu denli sistematik saldırının olduğu bir dönemde de yapılacak daha çok iş var. Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü yasasının çıkarılmasından, kurumlar arası koordinasyonun daha da arttırılmasına STK’lar, üniversiteler gibi yapıların desteğinin daha güçlü alınmasından kültür diplomasisi, dijital diplomasi gibi alanların çok daha yoğun kullanılmasına dek atılacak adımlarla ülkemizin konumlanışına daha etkin katkılar sunulabilir.

- Şu andaki siyasi ortamı nasıl buluyorsunuz?
Ülkenin ekonomik ve politik olarak darboğaza sokulmaya çalışıldığı, Orta Doğu’da bir kere daha korkunç insani bedeller ödetilerek kartların yeniden dağılmakta olduğu bir dönem yaşıyoruz. 15 Temmuz hain darbe girişiminin artçı şokları halen atlatılmakta, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile siyasi dengeler hiç deneyimlemediğimiz bir şekilde yeniden kurgulanmaya hazırlanılıyor ve bütün bu unsurlar üzerinden gerilimi artan bir siyasi süreç yaşanıyor.

- Tekrar siyasete dönmeyi düşünüyor musunuz?
Bana göre çok sevdiğim bir mesleği icra ediyorum. Akademisyenlik öğretme süreci olduğu kadar da öğrenme süreci. Öğreneceksiniz ki üretebileceksiniz. Dolayısıyla öğrendiğim, öğrettiğim ve ürettiğim bir mesleğe sahibim ve bu alanda ülkeme uzun vadeli katkılar sağlayabilecek nitelikte çalışmalar yapmayı çok anlamlı buldum her zaman. Siyaset yapmadığım her dönemde akademisyenliğe devam ettim. Bu anlamda bulunduğum yerden çok memnun ve mutmainim. Bugün doğru ve güzel işler yapmaya odaklanmak yarın ne olacak diye plan yapmaktan çok daha doğru geliyor.

- İyi bir şeyler yapmanın insana kattığı motivasyonun dışında nerelerde nefes alıyor ve rahatlıyorsunuz?
Ailem bu dünyadaki cennetim. Evimizde birlikte vakit geçirebilmek tek başına yetiyor fakat kimi zaman sanatsal faaliyetlerin parçası olup ruhu beslemek, hobi olarak da ata binmek ve yemek pişirmek çok iyi geliyor.

Zeynep Karahan Uslu: 15 Temmuz'un artçılarını atlatıyoruz

Ş.Urfa ile İstanbul’u düzeltmek isterdim
- Elinizde bir sihirli değnek olsa Şanlıurfa’da ilk neye dokunurdunuz?
En genç nüfuslu il olmasına rağmen, eğitim düzeyi en düşük illerimizden biri maalesef Şanlıurfa, hayat kalitesiyle birlikte eğitim düzeyini yükseltirdim.

- Aynı değnekle İstanbul’da neye dokunurdunuz?
Tarihî, kültürü ve nihayetinde toplumsal dokumuzu tahrip eden çarpık yapılaşmaya ve trafik sıkıntısına.

- Gezdiğiniz yerler arasında neresi sizi çok etkiledi, Türkiye dışında?
Her ülkeden farklı gözlem ve kazanımlar elde ediliyor. Ama birbirinden çok farklı sebeplerle olsa da Tayland, Myanmar, Tanzanya, Etiyopya seyahatleri asla ruhumdan silinmeyecek izler bıraktı ve bambaşka deneyimler kattı.

Zeynep Karahan Uslu: 15 Temmuz'un artçılarını atlatıyoruz

“Çağını Aşan Sultan 2. Abdülhamid Han” Projesi Hedefimiz, tarih ve kültür bilincini yaygınlaştırmak
“Uzmanlarımızın sunumları kadar, görsel hafızayı da güçlendirmek için Abdülhamid Han’ın eserlerini anlatan, çok özel fotoğrafları da içeren sergi oluşturduk”
- Bu hafta Şanlıurfa’da Yıldız Sarayı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı olarak hem çok kıymetli misafirleri ağırladınız, hem de gençlere “Çağını Aşan Sultan 2. Abdülhamid Han” isimli projenizle bir panel ve fotoğraf sergisi sundunuz.
Bakanlıkla birlikte yürüttüğümüz projenin ilk ayağını Urfa’da yaptık. Başka illerde de yapıyoruz fakatmemleketimden başlatmanın benim için duygusal bir önemi vardı. Bu proje tarih ve kültür bilincini geniş toplum kesimlerinde yaygınlaştırmayı hedefliyor. Bu doğrultuda yetkin akademisyenlerimiz ve uzmanlarımızın sunumları kadar, görsel hafızayı da güçlendirmek için Osmanlı’nın son dönemini ve Sultan 2. Abdülhamid Han’ın eserlerini anlatan, çoğu ilk kez gün yüzüne çıkan çok özel fotoğrafları da içeren bir sergi oluşturduk.

- İlgi nasıldı? Birçok iş kadını da ilk defa Şanlıurfa’ya geldi. Onlar ne hissetti?
Salonlara sığmadık. Şehir dışından gelen konuklarımızın da kazanım elde ettiğini düşünüyorum. Diğer taraftan Şanlıurfa insanlık tarihiyle eşdeğer bir kadim mirasa sahip. Özellikle Göbeklitepe’nin keşfiyle dünyada hiçbir şehrin sahip olmadığı bir arkeolojik değeri de bünyesinde barındırıyor. Pek çok yönünden fazlasıyla etkilendiler. Çoğu ilk defa gelse de bunun son gelişleri olmayacağından eminim.

Türkiye Gazetesi 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir ESOGÜ‘de anlamlı sergi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi geliri Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Servisinde tedavi gören çocuklara harcanacak olan ve 2 gün sürecek El İşi ve El Sanatları Sergisi’nin açılışı yapıldı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi geliri kanserli çocukların ihtiyaçlarında kullanılmak üzere Çocuk Hematoloji ve Onkolojisi Bilim Dalı’nın El İşi ve El Sanatları Sergisi’nin açılışı yapıldı. Açılışa Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Haluk Hüseyin Gürsoy, Başhekim yardımcısı Prof. Dr. Pınar Yıldız , Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Hematolojisi-Onkolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Canan Özdemir, Hastane Yönetimi ve bölüm çalışanları ile hasta yakınları hastane öğretmenleri katıldı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi öğrencileri, doktorlar, sağlık çalışanları ve gönüllü vatandaşların ürün verdiği sergi 24 ve 25 Aralık tarihlerinde sürecek. "Gerçekten çok büyük bir dayanışma sergiledi" Sergi ile ilgili Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Hematolojisi-Onkolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Canan Özdemir, "Biz hastanede bir el sanatları atölyesi kurduk ve bu el sanatları atölyesinde ben de dahil olmak üzere tüm çalışan arkadaşlarım, hemşirelerimize, öğretmenlerimiz el emeğiyle ürünler ortaya çıkardık. Tabii bunun yanında annelerimizin de çok fazla desteği oldu. Dışarıdan destek olan başka insanlar da oldu. Profesyonel destek aldık bu amaçla. Hepimizin el emeğiyle ortaya çıkardığımız eserler bunlar. Bu yeni yıl sergisinin amacı şu; Yeni yılı umutla beklediğimiz bu günlerde umudu ve dayanışmayı çoğaltmak için bu sergiyi düzenledik. Tabii ki kanserli çocuklar yararına etkinlik bu. Gelirleri oraya gidecek. Hatta bir çocuğumuza bilgisayar sözü vermiştik. Bilgisayarı olmayan bir çocuğumuza. Sergiden elde ettiğimiz gelirle çocuğumuzun ihtiyacını karşılayacağız. Tabii burada gördüğünüz her eser her bir çocuğa umut ve ailelerine destek olmak onların yalnız olmadığını hissettirmek için hazırladık bu sergiyi. Ben çok mutluyum, gururluyum. Gerçekten çok büyük bir dayanışma sergiledi. Herkes bu serginin oluşumunda pay sahibi. İnşallah güzel de satışlar yaparız ve çocuklarımıza bir nebze olsun katkımız olur" dedi.
İstanbul Başakşehir’de 12. Living Lab inovasyon ödülleri sahiplerini buldu Başakşehir Belediyesi tarafından bu yıl 12’ncisi düzenlenen Başakşehir Living Lab İnovasyon Yarışması’nda dereceye giren projelerin sahipleri ödüllerin kavuştu. Başakşehir Belediyesi tarafından bu yıl 12’ncisi düzenlenen Başakşehir Living Lab İnovasyon Yarışması’nda dereceye giren projelerin sahiplerine ödülleri verildi. Başakşehir Şehir Sanat Konferans Salonu’nda düzenlenen törene İstanbul Valisi Davut Gül, Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu, Başakşehir Kaymakamı Cemil Özgür Öney ve AK Parti Başakşehir İlçe Başkanı Fethi Ahmet Balin, öğrenciler ve yarışmacılar katıldı. Yarışmaya bu yıl Türkiye’nin dört bir yanından 60 şehirden bin 202 proje başvurdu. Ortaokul, lise, üniversite ve akademisyen/öğretmen kategorilerinde dereceye giren katılımcılar ödüllerini alırken, toplamda 2 milyon TL’nin üzerinde ödül desteği sağlandı. Tören kapsamında "En Başarılı Okul", "Başvurusu En Çok Kabul Edilen Okul" ve "En Başarılı Danışman" kategorilerinde de özel ödüller verildi. "Buradaki fikirler ülkemizin yerli ve milli projelerine dönüşecek" Törende konuşan Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu, yarışmanın artık ülke genelinde büyük bir marka haline geldiğini belirterek şunları söyledi, "Önce arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum. Bu yıl 12’ncisini düzenlediğimiz yarışmamız birazdan ödül törenimize geçeceğiz. Katılımcılarımız bizleri bekliyor. İnşallah çok güzel bir program olacak. 60 şehirden 1202 proje yarıştı ve ödül kazanan, hak eden arkadaşlarımıza bugün ödül töreninde ödüllerini takdim edeceğiz. Aynı zamanda bu sadece ödül töreni değil, burada yeteneklileriyle ön plana çıkan arkadaşlarımıza Başakşehir Belediye’mizin inovasyon ve teknoloji merkezinde kuluçka hizmeti veren bir start-up’ımız var. Orada da buradaki ödül alan arkadaşlarımıza her türlü lojistik desteği verme imkanı sunacağız. Bence en önemli kısmı da bu. Eğer başka şehirlerden bu işlerle ilgilenen, teknolojiyle ilgilenen arkadaşlarımız varsa, öğrencilerimiz varsa, akademisyenlerimiz varsa onları da her yıl yapılan bu yarışmaları bekliyoruz. Bugün dört kategorimiz var: ilkokul, ortaokul, lise ve akademi tarafı. Farklı farklı ödüllerimiz olacak ve bu ödüller içerisinde aynı zamanda burada katılan tüm yarışmacı arkadaşlarımıza da melek yatırımcı olabilecek kişileri de buluşturmuş ve onlarla tanıştırmış olacağız. Buradaki hedefimiz ve amacımız ülkemizin yerli ve milli teknolojiye ulaşması için gereken altyapıyı oluşturmak ve fikirlerin gün yüzüne çıkmasını sağlamak. Buradaki gün yüzüne çıkan fikirler de kuluçka merkezinde vücut bulacak, yatırımcılarla birlikte inşallah ülkemiz adına yeni projeler olarak ortaya çıkacak. İsteğimiz ve dileğimiz ülkemizin yerli ve milli projeler noktasında çok daha büyük adımlar atmasıdır" ifadelerini kullandı. "Kimseyi arkada bırakmadan hizmet eden bir belediyecilik anlayışı var" Törende konuşan İstanbul Valisi Davut Gül ise, Başakşehir Belediyesi’nin örnek projelere imza attığını belirterek şu ifadeleri kullandı, "Şunu da yapsak, keşke bu da olsun dediğimiz hemen hemen her şey Başakşehir’de daha önceden yapılmaya başlanmış ve en güzeli başlanmış. Çocuğu, gençleri, kadınları, yetişkinleri, yaşlıları, engellileri, özetle hiç kimseyi arkada bırakmadan, herkesin sorununu, herkesin beklentisini, herkesin ihtiyacını vatandaşın ihtiyacı olarak kabul edip buna politika geliştiren bir yapı var. Belediye başkanımızı ve çalışma arkadaşlarını tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum. Ona destek veren, bu işleri koordine eden kaymakamımızı, kamu görevlilerini, daha da önemlisi Başakşehirlileri tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum. İnşallah el birliğiyle daha iyisi olacak. Biraz önce belediye başkanımız da söyledi, aslında bu tür çalışmalar 5 yaşında, 3 yaşında, 10 yaşında yaşına bakmadan ama bir iklimin oluşması lazım. TEKNOFEST’te gördünüz. Çocuklarımız memleketin ihtiyacı neyse, kimi zaman terörle mücadelede şehit verdiğimiz askerlerimizin, polislerimizin derdine çare bulmak için bir şey icat etmeye çalışıyorlar" şeklinde konuştu. Törende dereceye giren öğrencilere ödülleri protokol üyeleri tarafından takdim edildi. Program sonunda finalist projelerin sergilendiği alanda öğrencilerle fotoğraf çekimi gerçekleştirildi.
Zonguldak Ortaokul öğrencisinin öldüğü servis kazasında 6 kamu görevlisine hapis talebi Zonguldak’ta 1 öğrencinin hayatını kaybettiği, 18 öğrenci ile sürücünün yaralandığı okul servisi kazasına ilişkin davada cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Mütalaada 6 kamu görevlisi hakkında 3 yıl 6 aya kadar ayrı ayrı hapis cezası istendi. Zonguldak’ta 14 Aralık 2022 tarihinde Çatalağzı beldesinde meydana gelen ve ortaokul öğrencisi Büşra Akın’ın hayatını kaybettiği okul servisi kazasına ilişkin yargılamada kamu görevlileri hakkında görülen duruşmada cumhuriyet savcısı mütalaasını sundu. Zonguldak 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, sanık M.S. ile diğer 5 sanığın avukatları, kazada ölen 16 yaşındaki Büşra Akın’ın ailesi ve diğer öğrenciler katıldı. "Sanıklar, ihmal göstererek yıllardır yapılan şikayetleri göz ardı ederek kazanın meydana gelmesinde başlıca etken olmuşlardır" Bilirkişi raporuna itiraz ederek sanıkların ihmal göstererek yıllardır yapılan şikayetleri göz ardı ettiğini öne süren Büşra Akın’ın babası Yücel Akın, "Önceki beyanlarımı ve celse arasında sunduğum bilirkişi raporlarına karşı itirazlarımı içerir dilekçemi aynen tekrar ediyorum. Soruşturma aşamasında meydana gelen kazada sanıkların sorumlu olduğu bilirkişi raporlarıyla sabit hale gelmiş iken mahkemenizce dosyaya kazandırılan en son tarihli bilirkişi raporunda sanıkların meydana gelen olayda kusur ve sorumluluğu bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Bu raporu kabul etmem mümkün değildir. Dosyanın geldiği aşamada tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanıkların ihmal göstererek yıllardır yapılan şikayetleri göz ardı ederek bu kazanın meydana gelmesinde başlıca etken olmuşlardır. Kaza tarihinden sonra kazanın meydana geldiği mahalle oto korkuluk yapılmıştır. Madem oto korkuluk şartları olay tarihinde de yoktu neden daha sonradan yapıldı. Sırf bu husus dahi sanığın savunmalarına itibar edilemeyeceğini göstermektedir. Bütün bu hususlar gözetilerek sanıkların sorumluluğu konusunda rapor düzenlemekle görevli bilirkişiler bütün hususları göz ardı ederek sanıkların sorumluluğunun bulunmadığına dair görüş bildirmişlerdir. Biz mahkemenizce rapor düzenleyen bilirkişiler hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz. Ayrıca kaza tarihinden önce servis aracının kontrolünü yapan sanıklar yönünden usule aykırı ve gerçek dışı düzenlenmiş belge nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçunun işlendiğini düşünüyorum. Bu hususta da yine suç duyurusunda bulunacağım. Ben sanıkların eyleminin esasen bir ölüme neden olma suçunu oluşturduğunu düşünüyorum. Mahkemenizce de bu hususta birleştirme talebinde bulunulmasına rağmen ilgili mahkemede bu kabul görmemiştir ancak yine de mahkemenize bu hususta teşekkür ederim. En son dosyaya kazandırılan bilirkişi raporunun mahkemenizce hükme esas alınmamasını, tüm dosya kapsamı gözetilerek sanıkların atılı suçtan ayrı ayrı cezalandırılmalarını talep ediyorum dedi. "Kızımın mezuniyet gururunu yaşayamadık" Anne Oya Akın ise evladının kokusunu özlediğini söyleyerek, "Bu sene okul mezunlar verirken biz bu gururu, görevini doğru yapamayan insanlar tarafından yaşayamadık. Onlar bu durumları görmezden geldiler ve benim çocuğum hayatından oldu. Ben evladımın kokusunu özledim. Buna görevini kötüye kullanan insanlar sebep oldu. Bu şekilde dışarıda serbest gezmelerini istemiyorum. Sanıkların cezalandırılmalarını talep ederim" diye konuştu. Sanık Mustafa S. ise önceki savunmalarını tekrar ederek, ihale ve araç denetimine ilişkin herhangi bir görevinin bulunmadığını söyleyerek, "Benim mevcut olayda ihale ve araç denetimine ilişkin herhangi bir görevim bulunmamaktadır. Bu hususta mahkemenize detaylı olarak savunmada bulunmuştum. Bu savunmalarımı da aynen tekrar ediyorum. Öncelikle beraatimi, mahkeme aksi kanaatte ise lehime olan hükümlerin uygulanmasını talep ederim" şeklinde konuştu. Savcı, 6 sanık hakkında 3 yıl 6 aya kadar hapis istedi Cumhuriyet savcısı duruşmada mütalaasını sundu. Mütalaada, Milli Eğitim çalışanı olan 6 sanık hakkında istenen cezalar da belli oldu. Sözleşme imzalanmadan önce ibraz edilen belgelerde yapılması gereken kontrolleri yapmayarak Mustafa Y., Mustafa S. ve Kadir B.’nin kasten görevinin gereklerine aykırı hareket ettiği ifade edildi. Ayrıca Ender B., Emre K. Ve Mehmet K. hakkında araç ve sürücüsünün günlük olarak denetlenmesi gerekirken uygun şekilde denetlenmeyerek ve belgelerin geçerlilik ya da uygunluğunun kontrollerini yapmayarak kasten görevinin gereklerine aykırı hareket ettiğine yer verildi. Geçerlilik süresi dolmuş sürücü belgesi ile yaş şartına haiz olmayan, sürücü Fikret B. ve sürücünün kullandığı periyodik muayenesi yapılmamış araçla öğrenci taşınmasına sebep oldukları iddia edilen sanıkların, belgeleri kontrol etmemesi ve denetlememesi şeklindeki icrai davranışları ile görevlerine aykırı hareket ederek neticeten meydana gelen ölüm ve yaralanmalar ile birden fazla mağduriyete yol açtıkları gerekçesiyle zincirleme suç hükümlerinin de tatbikinin gerektiği belirtildi. Kaza alanında oto korkuluk kullanımının zorunlu olmaması, trafik tespit tutanağında da ’’kazaya etken yol sorunu yoktur’’ şeklinde tespitlere yer verilmesi, ’’Trafik Kazalarında Yol Kusurları’’ konulu genelgede, oto korkuluk yapılmamasının kusur sayılamayacağının belirtilmesi dikkate alınarak Karayolları Şefi Serkan A.’nın bir kusurunun bulunmadığına dikkat çekildi. Savcılık, mütalaasında Serkan A. hakkında ’görevi kötüye kullanma’ suçundan kusuru bulunmaması nedeniyle beraat talep etti. Sanıklar Mustafa S., Emre K., Ender B., Mehmet K., Kadir B., Mustafa Y. hakkında ’zincirleme şekilde görevi kötüye kullanma’ suçundan 3 yıl 6 aya kadar ayrı ayrı hapis cezası talep edildi. Duruşma, tarafların mütalaaya karşı beyanda bulunulması talepleri doğrultusunda ileri tarihe ertelendi.
Ankara Pursaklar Belediyesi kadınlara 15 Temmuz Demokrasi Müzesi, Millet Camisi ve Millet Kütüphanesi gezisi düzenledi Pursaklar Belediyesi, ‘Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni Görmeyen Kalmasın’ etkinliği kapsamında Hanım Evleri kursiyerlerine, 15 Temmuz Demokrasi Müzesi, Millet Camisi ve Millet Kütüphanesi gezisi düzenledi. Pursaklar Belediyesi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni Görmeyen Kalmasın kültür gezileri etkinlikleri kapsamında Gülbahar Hatun Hanım Evindeki kursiyerlere, 15 Temmuz Demokrasi Müzesi, Millet Camisi ve Millet Kütüphanesi gezisi düzenledi. Ziyaret kapsamında ilk olarak Millet Camii’ni ziyaret eden kursiyerler, ardından Millet Kütüphanesi’nde incelemelerde bulunarak Türkiye’nin en büyük kütüphanelerinden birini yakından tanıma imkanı buldu. Programın devamında 15 Temmuz Demokrasi Müzesi’ni gezen kursiyerler, milli iradenin ve demokrasi mücadelesinin önemini bir kez daha yerinde görme fırsatı elde etti. "Hanım Evlerimizde eğitim alan kursiyerlerimizin sosyal, kültürel ve milli bilinçlerini güçlendirmek bizim için çok kıymetli" Hanım Evlerindeki kursiyerlere yönelik sosyal ve kültürel değerlerini tanıtmak amacıyla çeşitli geziler düzenlediklerini belirten Pursaklar Belediye Başkanı Ertuğrul Çetin, "Hanım Evlerimizde eğitim alan kursiyerlerimizin sosyal, kültürel ve milli bilinçlerini güçlendirmek bizim için çok kıymetli. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yer alan Millet Camii, Millet Kütüphanesi ve 15 Temmuz Demokrasi Müzesi; hem tarihimizin hem de değerlerimizin önemli simgeleri. Bu ziyaretlerin, kursiyerlerimize ilham verdiğine ve farkındalıklarını artırdığına inanıyorum" ifadelerine yer verdi.