POLİTİKA - 30 Ocak 2013 Çarşamba 13:45

İÇTEN`DEN İMRALI SÜRECİ AÇIKLAMASI

A
A
A
İÇTEN`DEN İMRALI SÜRECİ AÇIKLAMASI

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, İmralı görüşmeleriyle başlayan müzakere sürecinin sağlıklı bir şekilde devam ettiğini belirterek, herkesin bu barış fırsatını iyi değerlendirmesi gerektiğini vurguladı.
Savaşın kanın ölümlerin sahiplerinin korkaklar olduğunu aktaran İçten, barışın sevginin yaşamın sahibinin ise cesurlar olduğunu kaydetti. Her şeye rağmen inadına barış dediklerini dile getiren AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, "Savaşmak kolay barışmak zor bir iştir. Türkiye Cumhuriyeti okullarında okumuş, kandırılarak çocuk yaşta dağa çıkmış vatandaşlarımıza seslenmek istiyorum. Anneleriniz, babalarınız kardeşleriniz ve bizler sizleri bekliyoruz. Cenazenize değil, canlı bedenlerinize sarılarak sizleri koklamak istiyoruz. Gelin hepiniz bu barış sürecine siz de katkıda bulunun. Elinizi silahın tetiğinden çekip barış güllerine sarılın. Gelin bu kalpler sizi her türlü kucaklayacaktır" dedi. Kürtlerin, Cumhuriyet kurulduğundan bu yana, bir kenara itilmiş, ötekileştirilmiş, sürgün edilmiş, köyleri yakılmış, büyükşehirlere göçe zorlanmış, asimile edilmiş, katledilmiş, dilleri inkar edilmiş, işkencelere, faili meçhul cinayetlere maruz kalmış bir halk olduğunu ifade eden İçten, herkesin bu barış fırsatını iyi değerlendirmesi gerektiğini vurguladı. İçten, "Kürtler tüm ötekileştirmelere baskı ve zulümlere rağmen, eşit ölçüde bu ülkede yaşamak istemiş, ülkenin sahibi olarak asla ayrılmaktan bahsetmemiş, aksine ülke genelinde kendini hak sahibi olarak gören bir duruş sergilemiştir. Her türlü işkence ve zulümleri yapan derin devlet anlayışları bugün cezaevlerinde adalete ve vicdanlara hesap vermektedirler" diye konuştu.
Kürtlerin hiçbir zaman şiddetten yana olmadığını kaydeden İçten, ``Bizler ne dün ne de bugün bize yapılan zulümlere terörle karşılık vermedik. Hakkımızı illegal hele ki, insan öldürerek aramadık. Terör belası özellikle Kürtlerin ailelerini parçaladı. O kirli el kimlere değmişse ya mezara, ya hapse ya da sonu olmayan bir yola girdi. Aynı evde bir çocuğu dağda, bir çocuğu askerde ölen Kürt annelerine sarıldık ve birlikte gözyaşı döktük. Ülkenin batısında da doğusunda da gerek derin devletten gerekse terörden kaynaklanan acılar var. Ne batıdaki ne de doğudaki acıların birbirinden üstünlüğü yok. Acı hep aynı. Yanan yürekler hep aynı" şeklinde konuştu. Dağa çıkmış ve hala dağda bulunan PKK`lılara seslenen İçten, annelerin, babaların, kardeşlerin ve kendilerinin dağa çıkanları beklediklerini bildirdi. İçten, "Türkiye Cumhuriyeti okullarında okumuş, kandırılarak çocuk yaşta dağa çıkmış vatandaşlarımıza seslenmek istiyorum. Anneleriniz, babalarınız kardeşleriniz ve bizler sizleri bekliyoruz. Cenazenize değil, canlı bedenlerinize sarılarak sizleri koklamak istiyoruz. Gelin hepiniz bu barış sürecine siz de katkıda bulunun. Elinizi silahın tetiğinden çekip barış güllerine sarılın. Gelin bu kalpler sizi her türlü kucaklayacaktır" ifadelerini kullandı. Atılan bu adımları özellikle CHP ve MHP`nin görmezden gelebileceğini anlatan İçten, birilerinin akan kardeş kanını görmekten hoşnut olabileceğini söyledi. İçten, "Biri çıkıp, `Kürtlerle Türkler eşit değildir` diyebilir. Diyenlerin Genel Başkanı `Halka ezdirtmeyiz` diye sahip çıkabilir. Hatta CHP`de yer alan Kürt kökenli milletvekilleri diğer vekillerle kendilerini eşit görmemekten memnun olmayabilir. Makam ve sıfatlarından memnun olup, içlerindeki samimiyeti dışa vurmayabilirler. Merak etmesinler halkımız, onlara en güzel cevabı veriyor ve onları izliyor. Bu arada CHP Adıyaman Milletvekili Salih Fırat`ın bu onurlu ve şerefli duruşundan dolayı da kendisini tebrik ediyorum. Bunun diğer Kürt milletvekillerine de örnek olmasını diliyorum" dedi.
"BARIŞ MİTİNGLERİ YAPALIM"
Özellikle görsel ve yazılı medyaya, köşe yazarlarına ve tüm kanaat önderlerine önemli görevler düştüğünü dile getiren İçten, herkesin barışı konuşup, barışı yazmasını istedi. İçten, "Zaman barışı yazmak, çizmek konuşma zamanı, zaman geçmiş acıları deşme zamanı değil. Barış olduğunda her şeyi yazar konuşuruz. Ama önce barışa katkı yapma zamanı. Sanat dünyasındaki tüm sanatçılara sesleniyorum. Dini dili ırkı ne olursa olsun tüm sanatçılara sesleniyorum. Hepiniz bir araya gelin ve barış türküleri, barış resimleri, barış sahneleri, barış eserleri yapın. Bu ülkede yaşayan her bakışın ortak bir resmini yapın. Ve yine sivil toplum kuruluşlarına sesleniyorum. Batısı ile doğusuyla bir araya gelin. Batıdakiler doğudakileri doğudakiler batıdakileri davet etsin. Ortak sivil barış eylemleri yapsınlar. Batı ve doğu ele ele tutuşarak sokaklarda caddelerde barış mitingleri yapsınlar. Türkler ve Kürtler el ele tutuşarak ölümlere karşı Diyarbakır meydanlarında barış mitingi yapsınlar. Kürtler ve Türkler İzmir`de barış mitingi yapsınlar ve ülkenin her yerinde barış mesajları verilsin" diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bingöl Bingöl Valisi Ahmet Hamdi Usta, Genç’te muhtarlarla bir araya geldi Bingöl Valisi Ahmet Hamdi Usta, Genç ilçesindeki muhtarlarla bir araya gelerek sorun ve talepleri dinledi. Vali Usta, “Bu talepleri kurumlarımızla istişare ederek imkanlar ölçüsünde çözeceğiz” dedi. Vali Ahmet Hamdi Usta, Genç Kaymakamı Muhammed Güzel ile birlikte ilçedeki Şehit Hakan Akdere Kültür Merkezi konferans salonunda muhtarlarla bir araya geldi. Muhtarların taleplerini ve sorunlarını dinleyen Vali Usta, imkanların dahilinde sorunların çözüleceğini belirtti. Vali Usta, “Genç Kaymakamız Muhammet Güzel’in yanı sıra ilgili kurum müdürlerimizin de katılımıyla alandaki en büyük çözüm ortağımız Genç merkez ve köy muhtarlarıyla bir araya geldik. Toplantıda, yeni seçilen ve görevlerine devam eden muhtarlarımızla tanıştık. Toplantıda özellikle genel güvenlik ve asayiş konularıyla birlikte, deprem sonrası hasar gören binalar, kira yardımları, yatırımlar, yol, elektrik, meralar, ağaçlandırma, eğitim ve sağlık gibi konulardaki ihtiyaç ve sorunları ele aldık. Muhtarlarımızla karşılıklı istişarelerde bulunarak, talep ve isteklerini tek tek dinledik. İlgili il müdürlerimiz bilgiler verdi. Bu talepleri kurumlarımızla istişare ederek imkanlar ölçüsünde çözeceğiz. Yerel seçimler sonrası ilk defa Genç ilçemizde gerçekleştirdiğimiz Muhtarlar toplantısını ilerleyen zamanlarda diğer ilçelerimizde de yapacağız” dedi. Toplantıya kurum amirleri de katılarak muhtarların sorularını yanıtladı.
Sivas Ürküten ismine rağmen güzelliğiyle mest ediyor Sivas’ın Divriği ilçesinde ismini duyanların ürktüğü ‘Şeytan Şehri Kayalıkları’, turizme kazandırılmayı bekliyor. Divriği ilçesi Maltepe köyü yakınlarında bulunan Şeytan Şehri Kayalıkları görenlerin dikkatini çekiyor. Erozyon, rüzgar ve sel suları ile zamanla aşınma yoluyla oluşan kayalar, görenleri kendine hayran bırakıyor. Geceleri ay ışığının yansıması ve rüzgar sesinin etkisiyle oluşan ürkütücü görüntü nedeniyle yöre halkı tarafından ‘Şeytan Şehri Kayalıkları’ adı verilen bölge, turizme kazandırılmayı bekliyor. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Coğrafya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülpınar Akbulut Özpay, eriyen kar suları ve sel nedeniyle bu yapının ortaya çıktığını ifade ederek, “Divriği ilçesine bağlı Maltepe köyü yakınlarında Kapadokya’daki aşım şekillerine benzeyen görüntüsüyle dikkat çeken ve halk tarafından Şeytan Şehri olarak bilinen yer şekilleri, bizim kötü arazi olarak tanımlamış olduğumuz Kırgıbayırlar veya badlans olarak adlandırmış olduğumuz şekillerdir aslında. Badlansı daha çok yarı kurak iklim özelliklerinin hakim olduğu bitki örtüsünden yoksun eğimli sahalarda, genellikle yağmurun oluşturmuş olduğu sel sularında kolayca aşınabilen yer şekilleri olarak nitelendirebiliriz. Özellikle sağanak yağışın olduğu ya da erimiş kar sularının etkisiyle aşınan bu şekiller birbirinden farklı keskin ve alçak sırtlar meydana getirebilmekte ve bu görüntüler ortaya çıkmaktadır. Maltepe köyündeki Şeytan Şehri Kayalıkları olarak adlandırılan Kırgıbayırlar, yüzde 65-70 oranında kil içeriğine sahip” dedi. Özpay, Şeytan Şehir Kayalıkları’nın ziyaret edilmesi gereken önemli bir doğal sit alan olarak görüldüğünü söyleyerek, “Yöre halkı tarafından ’Şeytan Şehri’ ya da ’Şeytan Kayalıkları’ gibi isimlerle adlandırılan bu şekillerin bu isimlerle adlandırılmasındaki temel neden ise buradaki keskin ve alçak sırtların bazı figürler ve üyelere benzetilmesinden kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz. Hatta bunların oluşumu ile ilgili halkın bazı hikayeler geliştirdiklerini de söylemek mümkün. Çevre turizmi açısından bu yer şekillerinin gelecekte çok önem arz edebileceğini söyleyebiliriz. Bu bölge turizm açısından çekicilik oluşturabilen şekiller arasında yer almakta. Ziyaret edilmesi gereken önemli bir doğal sit alanı olarak kabul edebiliriz” şeklinde konuştu.
Manisa Dünya ülkeleri Manisa kirazını tercih ediyor Kuzey Yarımküre’de ilk kiraz hasadının yapıldığı Manisa’da erkenci kirazların ardından tüccarlar tarafından bahçede 150-200 TL arasında alınan Napolyon ve Salihli kirazlarında da hasat başladı. Erkenci kirazları çoğunlukla Arap ülkelerine gönderen Manisa, Napolyon ve Salihli cinsi kirazları Rusya, Polonya, Balkan ülkeleri ve Avrupa’nın farklı noktalarına ihraç etmeye başladı. Kuzey Yarımküre’de ilk kiraz hasadının yapıldığı Manisa’nın Şehzadeler ilçesine bağlı Sancaklıbozköy Mahallesi’nde hasadı tamamlanan erkenci kirazların ardından tüm dünyanın tercih ettiği Napolyon ve Salihli cinsi kirazlarda hasat başladı. Rekolte geçtiğimiz yıla göre yüzde 50 olmasına rağmen fiyatlar üreticinin yüzünü güldürdü. Kiraz bahçesinden 150-200 TL arasında ihracatçılar tarafından alınan kirazlar özenle paketlenerek hem iç piyasaya hem de yurtdışı pazarına gönderiliyor. Manisa’nın önemli tarımsal ihraç kalemlerinden biri olan kiraz, özellikle iriliği, etli yapısı ve tadıyla aranan bir lezzet olarak özellikle Avrupa ülkeleri tarafından büyük rağbet görüyor. Sancaklıbozköy Mahallesinde yıllardır kiraz üreticiliği yapan Hüseyin Çimen, “Sancaklıbozköy’de kiraz üreticisiyim. 2024 kiraz hasadımız devam ediyor. Erkenci kirazlarımızı bitirdik. Şimdi ihracat bölümüne geçtik. Salihli ve Napolyon cinsi kirazların hasadı başladı. Üretime devam ediyoruz. Bu sene rekoltemiz düşük ama kalitemiz bol, hava şartları da iyi gidiyor. Fiyatlarımız da iyi gidiyor. Şu an gayet memnunuz. Erkenci kirazda 15 günlük hasadımız vardı onlar bitti. Uçak kargolarla gönderildi. Şimdi normal ihracatımıza geçtik. Maliyetler yüksek ama fiyatlar bu şekilde giderse herhangi bir sıkıntı gözükmüyor. Geçen sene topladığımızın 3’te biri işçi maliyetine gidiyordu şimdi 5’te bire düştü. Fiyat yüksek olsa da ihracat rakamlarımız iyi gittiği için gayet memnunuz.” dedi. Kirazın nabzının attığı ve çok sayıda tüccarın faaliyet gösterdiği Sancaklıbozköy Kiraz Pazarında başta kiraz olmak üzere bölgede yetişen meyve alımların yapan ve ihracat eden Tüccar Birol Aydoğdu, “Burada iç piyasa ve ihracat ağırlıklı olarak bulunan tüccarlarımız günlük hasat edilen kirazları almakta. Salihli ve Napolyon cinsi kirazlarımız başta olmak üzere bu bölgede kiraz hasadı devam ediyor. Genellikle Almanya, Rusya ve Polonya başta olmak üzere Avrupa’nın birçok ülkesine ihracatımız devam ediyor. Şu anda fiyatlarımız 150-200 TL arasında üreticiden kirazı alıyoruz. Hem ilk kiraz hasadının yapıldığı yer olması, hem de kirazın etli ve dolgun olması, kalibresinin büyük olması nedeniyle bu bölgenin kirazı rağbet görüyor” diye konuştu.
Balıkesir SDF Group’tan Bandırma’da dev yatırım... Balıkesir’in Bandırma ilçesinde bulunan Bandırma Organize Sanayi Bölgesi’nde, SDF Group tarafından 10 bin metre kare alanda, 30 bin adet üretim kapasitesi hedefiyle hizmete alınan FARMotion Motor Fabrikası’nın açılış programı gerçekleştirildi. Avrupa’nın en köklü firmalarından SDF Group, ses getirecek önemli bir yatırıma daha imza atarak Bandırma’da Euro 5 emisyonlu FARMotion Motor Üretimine başladı. Yerli traktörlerde kullanılan 55-125 HP arası, Euro 5 emisyon değerine sahip, 3 ve 4 silindirli FARMotion motorlar bu yatırımla beraber artık Türkiye’de üretilecek. Ayrıca bu yatırımla birlikte faaliyete geçecek olan yeni 6 silindirli FARMotion motorlarda ilk kez ve sadece Türkiye’de üretilecek. Türkiye’de toplam satış adedi 55.000 traktörü geçen ve her yıl büyümeyi başaran firma, pazarda Ocak-2024 aylık TUIK verilerine göre %23.5 Pazar payını gördü ve bu rakamla tarihi bir başarı göstermiş oldu. SDF Group’un Bandırma Organize Sanayi Bölgesi’nde hizmete aldığı FARMotion Motor Fabrikası’nın açılış programı gerçekleştirildi. Açılış programına Gönen Kaymakamı Arslan Yurt, Gönen İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Selçuk Civan, oda başkanları, firma yetkilileri, markanın Türkiye geneli tüm bayileri ve çok sayıda davetli katıldı. Açılış programı, SDF Group ailesinin günün anısına toplu fotoğraf çekimi ile başladı. Daha sonra açılış konuşmalarının yapılacağı alana geçildi. SDF Group Türkiye CEO’su Giampaolo Cameli, SDF Group Türkiye Fabrika Direktörü ve Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Deniz, SDF Group Yönetim Kurulu Başkanı Aldo Carozza, SDF Grup CEO’su Lodovico Bussolati ve SDF Group Onursal Yönetim Kurulu Başkanı Vittorio Carozza birer konuşma yaparak açılış programına katılanları selamladılar. Daha sonra hizmete alınan fabrikanın önünde kurdele kesimi yapıldı. Ardından programa katılanlar fabrikayı gezerek yapılan çalışmalar ve üretim ile ilgili bilgi edindiler. SDF Türkiye Ticari Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Uzunköprü konuşmasında, “SDF Group ilk olarak 2013 yılında Türkiye’ye yatırım yapmaya başladı ve pazar payını ciddi anlamda büyüttü, sektörde son 3 yılda 2. Firma haline geldi. Yılda 13 bine yakın traktör satar durumdayız. Üretim kapasitemizi de aynı şekilde arttırdık. Türk çiftçisinin markaya olan inancı çok önemli. Same ve Deutz-Fahr traktörlerinin performansına, gücüne ve yakıtına inananların gönül verdiği bir markayız. Bu anlamda biz onlara ne kazandırdığımıza bakıyoruz. Bugün içinde bulunduğumuz bina 10 bin metrekare alan üzerine kurulu. FARMotion dediğimiz motor, sadece traktör için tasarlanmış, yakıtı son derece cimri ama güçte de son derece bonkör olan bir motor. Artık Türkiye’de Bandırma’da üretilecek. 3 silindir ve 4 silindirin yanında, Türkiye’de ilk defa 6 silindir motor üretilecek. Bu motorlar hem ihraç edilecek hem de Türkiye’deki traktörlerde kullanılacak. Çiftçiler artık markamızı çok iyi biliyor ve yakından takip ediyorlar. Markamıza inanıyorlar ve biz de bu inancın karşılığında daha iyi ne yapabiliriz diye çalışıyoruz. Yeni emisyonlu Euro 5 motorların genel itibariyle Türkiye’de üretimi 6 yıldır konuşuluyor ve biz bunu SDF Group olarak 11 ayda gerçekleştirdik ve şu an üretim başladı. Bugün itibariyle 800’ün üzerinde motor imal edildi ve traktörlerde kullanılmaya başladı. Hedefimiz motor üretiminde Türkiye’yi stratejik bir noktaya getirmek. Bu motorları Avrupa başta olmak üzere Amerika’ya ve dünyaya satacağız. 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde böyle bir tesisi Türkiye’ye kazandırmak onur ve gurur verici,” dedi.