GENEL - 10 Ekim 2016 Pazartesi 14:18

Bakan Soylu Şemdinli’de konuştu

A
A
A
Bakan Soylu Şemdinli’de konuştu

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Yörede son dönemlerde vatandaşla güvenlik kuvvetleri arasındaki işbirliği, terör örgütünü çileden çıkarmaktadır” dedi.
Bakan Süleyman Soylu, beraberindekilerle birlikte PKK’lıların 5 ton patlayıcı yüklü kamyonetle saldırı düzenlediği Hakkari’nin Şemdinli ilçesindeki Durak Jandarma Karakolunda incelemelerde bulunarak, komutanlardan bilgi aldı. Saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı dileyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, saldırıyı nefretle kınadıklarını söyledi.
Bakan Soylu, “Bu saldırı hain ve insanlıktan nasibini almamış sapkın bir eylemdir. Bu eylemi şiddetle kınıyorum. Dünyada görüldüğü her yerde de topluluklara büyük zarar veren, tedbirlere rağmen maalesef dün elim bir hadise ile karşı karşıya kaldık. Bu hain ve alçak davranışlar bizim terörle olan mücadelemizi daha etkin bir hale getirmesine neden olacaktır. Kararlılığımızı arttıracaktır ve özellikle evlatlarımızın, şehitlerimizin, aslanlarımızın, yiğitlerimizin bize emanet ettiği görevin tamamlanma anlayışını bize sağlayacaktır. Huzur için, buradaki insanların rahat bir şekilde yaşamlarını temin etmek için ve bu bölgenin terörden arındırılabilmesi için PKK denilen lanet olası örgütün bu bölgede ortaya koymuş olduğu etkinliğin ortadan kaldırılabilmesi için, evlatlarımız şurada yol kontrolü yapıyorlardı ve bir kamyonetin üzerine koydukları bir bombayla kendisini infilak ettiriyor” dedi.
“Terör örgütü biçare durumuna düşmüş”
Terör örgütüne yönelik mücadeleye de değinen Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şunun altını çizerek belirtmek isterim ki kırsalda ortaya koyduğumuz mücadele azmi, güvenlik kuvvetlerimizin kararlılığı, milletimizin desteği terör örgütünü biçare durumuna düşürmüş. Evlatlarımıza hain bir saldırı gerçekleştirdiler. Neden? Çok net. Son 15 Temmuz’dan sonra bunu zannettiler. Biz istediğimiz gibi hakim oluruz, güvenlik kuvvetlerinde zafiyet olacak. Türkiye Cumhuriyeti Devletini tanımıyorlar ve bu milleti tanımıyorlar ve bilmiyorlar. Bu millet asker bir millettir. Zihniyeti de, anlayışı da birlik, beraberlik ve kardeşlik ve bir arada olmayı gerektiren bir anlayış içerisindedir. 15 Temmuz’dan sonra güvenlik kuvvetlerimiz mücadelelerini tam anlamıyla daha da yükselterek ortaya koymaktadırlar ve koyuyordur. Bunun şaşkınlığı içerisindeler. Çok zaiyat verdiler, sürekli alanları kırsalda daraltılıyor ve özellikle güvenlik kuvvetlerimizin moralleri çok yüksek. Ama böyle alçak ve hain saldırılar yaparak burada bir motivasyon kaybına sebebiyet verebilir miyiz gibi bir anlayışları söz konusudur. Ama bilinmesini isterim ki karşı karşıya kaldığımız bu menfur saldırılar milletimizi birleştirmektedir. Tek yumruk haline getirmektedir. Özellikle tahmin edemedikleri hem teröristle mücadelede bir Türkiye var, hem de terörizmle mücadelede yani meselenin ekonomik boyutunu, sosyal boyutunu, kardeşlik boyutunu sürekli öne getiren, ortaya koyan bir Türkiye tablosu var.”
“En çok kaçış da Kandil’dedir”
Bakan Soylu, teröristi ve terörizmi desteklemenin aynı noktada olduğunu anımsatarak, “Yani bu bölgede ekonomik gelişmişliğini ve bu bölgede insanlarımızın rahat ulaşımını bir yerden bir yere gitmesini engellemeye çalışanlara yapılan destek de teröristle aynı muamele içerisindedir. Çok net söylüyoruz. Biraz önce söyledim. Vatandaşlarımızdan özellikle istirham ediyoruz, rica ediyoruz. Bu teröristleri gördükleri yerlerde, bu teröristleri destekleyenleri gördükleri yerlerde güvenlik kuvvetlerimize ihbar etsinler. Bu bir vatandaşlık görevidir. Bu ülkemizin birlik ve beraberliğinin teminatıdır. Bunu bekliyoruz. Mümkün olduğunca güvenlik güçlerimiz ellerinden gelen bütün gayretleri ortaya koymaktadırlar. Ama özellikle yörede son dönemlerde vatandaşla güvenlik kuvvetleri arasındaki işbirliği, terör örgütünü çileden çıkarmaktadır. Çünkü başka bir nokta daha var. Burada son dönemlerde, son yıllarda terör örgütüne katılım en alt dilimdedir ve size enteresan bir bilgi daha vermek istiyorum. En çok kaçış da Kandil’dedir” diye konuştu.
“Bu bölgedeki insanlar kuvvetli insandır”
Terörle mücadelede kararlılığın devam edeceğini dile getiren Soylu, “Bunu ifade etmek isterim ki bu kararlılığımız devam edecektir. Hiç kimsenin endişesi olmasın görev tamamlanacaktır. Tekrar başımız sağ olsun. Bu bölgedeki insanlar kuvvetli insandır. Bu meselelerin üzerinde gelebilecek anlayışa da sahiptir. El birliği ile terörü hak ettiği yere gömeceğimizi herkes bilsin. Bu bölgedeki vatandaşlarımızın da başı sağ olsun. Allah rahmet eylesin” şeklinde konuştu.
Bakan Soylu, yaptığı açıklamanın ardından patlamada hayatını kaybedenlerin ailelerine taziye ziyaretinde bulundu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Taksim Meydanı’nda geçtiğimiz yaz meydana gelen olayın görüntüleri ortaya çıktı: Kadınlar polis otosuna saldırdı, karakolu birbirine kattı Taksim Meydanı’na giren polis ekibinin önlerinden çekilmeleri için korna çaldığı iki genç kadın, hem çekilmeyip hem de küfürler savurunca ortalık karıştı. Polis otosuna da vuran iki kadın direnip hakaretler etmeyi sürdürünce polis tarafından güçlükle gözaltına alındı. Kelepçelenen iki kadın önce hastaneyi sonra da karakolu da adeta birbirine kattı. Yaşananlar kameralara yansırken, saldırgan iki kadın adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Beyoğlu Taksim Meydanı’nda geçtiğimiz yaz yaşanan olayda gece saatlerinde devriye gezen polis ekibi, cadde üzerinden meydana giriş yaptı. Burada ilerleyen ekip, önünde yürüyen iki kıza yoldan çekilmeleri için kornaya bastı. Ancak dansçılık yaptığı ve öğrenci olduğu öğrenilen Zeynep Beren B. (22) ekibe bağırarak, “Burası yaya yolu, siz kendinizi ne zannediyorsunuz, defolun başka yerden geçin" dedi. Polisin tekrardan yoldan çekilmeleri yönünde uyarıda bulunması üzerine kadın şahıs, ekibin geçişine engel olarak “üzerinizde ki üniformaya mi güveniyorsunuz” diyerek bu kez de küfürler savurmaya başladı. Polis otosunu yumruklayıp küfürler savurdu Çevredeki vatandaşların duyacağı şekilde hakaretler de savuran kadın, polis otosunun da kaputunu yumruklamaya başladı. Bunun üzerine araçtan inen polis ekibi, kadını uzaklaştırmaya çalıştı. Ancak uyarıları dikkate almayan kadın, bağırarak küfür etmeye devam etti. Bu sebeple polis kadını gözaltına almak istedi. Kadınlar ise polise direnerek tekme ve yumrukları savurdu. Kadın polis otosuna bindirilmek istenildiği esnada yanındaki arkadaşı Elif Aleyna Ö. (26), aracın kapısını açarak polis memuruna eliyle vurmaya başladı. Polis ekiplerinin müdahalesi sonucu iki kadın da güçlükle polis otosuna bindirildi. Yaşananlar güvenlik kameralarına anbean yansıdı. Küfür ve hakarete uğrayan doktor “beyaz kod” verdi Sağlık kontrolünden geçirilmesi için hastaneye götürülen iki kadın, polis otosu içerisinde polis memurunu darbederek direnmeye devam etti. Hastanede de aynı şekilde küfür ederek bağırmayı sürdüren iki kadını güvenlik görevlileri sakin olmaları yönünde uyardı ancak başarılı olamadı. Hastanedeki doktora da küfür ve hakaret ettiği öğrenilen iki kadın hakkında doktor, şikayetçi olacağını söyleyerek “beyaz kod” uyarısı verdi. Güçlükle alınan sağlık raporu sonrasında iki kadın, emniyete götürülmek üzere polis otosuna bindirilmek istendi. Ancak iki kadın, kendini yere atarak polis direndikten sonra tekme ve yumruklar salladı. Zorlukla araca bindirilen kadınlardan biri, "İnşallah anan, bacında bu duruma düşer” diye küfürler etti. Karakolu da birbirine kattılar Daha sonra polis otosuyla emniyete görürülen iki kadın, burada da rahat durmadı. Küfür ve hakaretler eden iki kadın, oturduğu yerden kalkarak polise saldırdı. Polis memuru yaşananları cep telefonuyla kayıt altına alırken, karakolu adeta birbirine katan iki kadının ifadesi alındı. Geceyi nezarethanede geçiren iki kadına, “tehdit-hakaret”, “görevi yaptırmamak için direnme”, “kamu aracına zarar verme” suçlarından ve “beyaz kod” verilmesinden dolayı adli işlem yapıldı. Ortalığı birbirine katan iki kadın serbest İşlemlerinin tamamlanması sonrasında adllyeye sevk edilen saldırgan 2 kadın, çıkartıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Olayla ilgili mahkeme sürecinin halen devam ettiği ortaya çıktı.
İstanbul Hafriyat kamyonuyla polis memurunun ölümüne neden olan sürücüye ağırlaştırılmış müebbet hapis talebi ‘Dur’ ihtarına uymayıp hafriyat kamyonuyla çarptığı polis memuru Lütfü Baykar’ın ölümüne neden olan Sezgin Açık hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile 32 yıl 6 aya kadar hapis cezası istendi. Sancaktepe’de 20 Ekim 2023 tarihinde Paşaköy Tır Garajı’nda babasına ait tırı çalarak, alkol ve uyuşturucu etkisinde kullandığı iddia edilen 22 yaşındaki Sezgin Açık, ‘dur’ ihtarına uymadığı polis memuru Lütfü Baykar’a çarparak ölümüne neden oldu. Ataşehir’de yakalanan sürücü tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olaya ilişkin Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, sanığın hafriyat kamyonuna uyuşturucu madde etkisi altında binerek annesi ve babasının geldiği araca çarparak garaj içerisinden ayrıldığı, Açık’ın içinde bulunduğu kamyonla Kartal sahil yolundan Maltepe sahil yoluna kaçtığı kaydedildi. İddianamede, sanık Maltepe Büyükyalı Caddesi’ndeki köprü altına geldiğinde şehit polis memuru Lütfü Baykar ve aynı ekipte bulunan çarşı ve mahalle bekçisi müştekiler Kerem A., Doğancan K., Eren S., Burak S., Tamer Y. ve Sezer Ç.’nin sanığı uygulama alanında karşıladığı, sanık Açık’ın hız kesmeden aracı buraya sürdüğü, Mustafa H.’ye ait araca, buradaki emniyet aracına, dışarıda bulunan şehit polis memuru Lütfü Baykar’a ve kaldırımdaki Kerem A.’ya çarptıktan sonra olay yerinden kaçtığı kaydedildi. Kanında uyuşturucu çıktı Adli Tıp Kurumu (ATK) Kimya İhtisas Dairesi Raporu’nda ise sanık Sezgin Açık’ın kanında uyuşturucu madde tespit edildiği belirtildi. Hazırlanan iddianamede, sanık Sezgin Açık’ın, "kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "kasten öldürmeye teşebbüs", "kasten yaralama" ve 3 kişiye karşı "kasten yaralamaya teşebbüs" ile "mala zarar verme" suçlarından 16 yıl 4 aydan 32 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Adıyaman Adıyaman’da ışkın toplamak için Türk Dağına tırmandılar Adıyaman’ın Sincik ilçesinde karların erimesiyle ortaya çıkan ışkınlar, kilometrelerce yol yürüyen vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki yüksek rakımlı dağlarda kendiliğinden yetişen bir bitki türü olan ışkın, kuzukulağıgiller familyasında yer alıyor. Sincik ilçesinde 2 bin 600 rakımlı Türk Dağının yamaçlarında ki Teşikan yaylasında Mayıs ayında doğal olarak yetişen ışkın bitkisi, yöre halkının vazgeçilmezi haline gelmeye devam ediyor. Işkın bitkisini toplamak isteyen vatandaşlar, araçlarını yarı yolda bırakarak ışkın bitkisine ulaşmak için kilometrelerce yol yürüyor. Işkın toplamak için her yıl bu mevsimde Türk dağın yamaçlarında ki Teşikan yaylasına çıktığını söyleyen Azize Öztürk, "Işkın bitkisi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 2 bin rakımın üzerindeki dağlarda yetişen bir bitkidir. Bu bitki şeker hastalığına çok iyi geliyor. Bizim yaylada bolca yetişen bir bitkidir. Biz her yıl bu mevsimde mutlaka ışkın toplamak için yaylaya geliyoruz. Kışın yayla yolu bozulmuş, şu anda daha yapılmadığı için meşakkatli bir yürüyüşten sonra ışkın bitkisine ulaşa bildik. Araçla belli bir mesafeye geldikten sonra 5 kilometre yürüyerek ancak ulaşabildik. Bu bitki karların erimesinden bir iki hafta sonra çıkıyor. Işkın, ömrü kısa olan bir bitkidir. Mevsimi kaçırırsanız bir sene beklemek zorunda kalırsınız" diye konuştu.
Adıyaman Gölbaşı’nda ilk defa perkütan nefrostomi takıldı Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesinde bir hastanın iki böbreğine perkütan nefrostomi takıldı. Adıyaman’ın Gölbaşı İlçe Devlet Hastanesi’nde mesane tümörü olan ve tıkanıklığa bağlı böbreklerinde çift taraflı hidronefrozu (genişleme-şişme) olan hastanın, böbrek yetmezliğine girerek böbreklerini kaybetmemesi ve diyaliz hastası olmasının önlenmesi için iki böbreğine de perkütan nefrostomi takıldı. Başarılı geçen operasyon sonrası hastanın böbrek değerleri normale dönerek, böbrek yetmezliği gelişiminin önüne geçildi. Gölbaşı Devlet Hastanesi’nde ilk defa gerçekleştirilen, genellikle üniversite hastaneleri ya da eğitim araştırma hastanelerinde uygulanan bu özellikli ve detaylı işlemin başında Radyoloji Uzmanı Dr. Zekai Emre Sevgilioğlu ve Üroloji Uzmanı Dr. Osman Coşkun yer aldı. Operasyon sonrası değerlendirmede bulunan Radyoloji Uzmanı Dr. Zekai Emre Sevgilioğlu ve Üroloji Uzmanı Osman Coşkun, “Hastanemize başvuran ve yapılan kontrolleri sonrasında mesane tümörü nedeniyle her iki böbreğinde hidronefroz gelişen, böbreklerini kaybetme riski bulunan hastanın yapılan kontroller sonrasında kaybedecek zamanı olmadığı göz önüne alındığında hızlıca operasyonu planladık. Görüntüleme cihazları rehberliğinde her iki böbreğin cilt yoluyla drenajını sağlayacak sistemi birlikte başarıyla yerleştirdik” ifadelerini kullandı.