EĞİTİM - 07 Eylül 2019 Cumartesi 09:16

Hakkari’de "Güvenli okul güvenli gelecek" toplantısı

A
A
A
Hakkari’de "Güvenli okul güvenli gelecek" toplantısı

Hakkâri Valisi İdris Akbıyık, başkanlığında "Güvenli Okul Güvenli Gelecek" konulu toplantısı yapıldı.

Hakkâri Valisi İdris Akbıyık, başkanlığında "Güvenli Okul Güvenli Gelecek" konulu toplantısı yapıldı.


Valilik Konferans Salonu’nda yapılan toplantıya Vali Yardımcısı Aziz Gölbaşı, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Nuri Öztürk, İl Emniyet Müdür Vekili Haluk Baş, İl Milli Eğitim Müdürü Bilal Gür ile okul ve ilgili kurum müdürleri katıldı. Burada Konuşan Vali İdris Akbıyık, 09 Eylül tarihinde başlayacak olan 2019-2020 eğitim öğretim yılının memleketimize ve ülkemize hayırlı olması temennisinde bulundu. Hakkâri Valisi olarak birinci meselesinin eğitim, kitap ve öğrenciler olduğunu ifade eden Vali Akbıyık, “Devletimizin bütün kurumlarının da birinci meselesinin eğitim olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin birinci meselesi eğitim. Mutlaka her türlü problemim kökeninde eğitim alanındaki eksiklik yatıyor. Teröründe kökünde cehalet var. Uyuşturucunun da kökünde cehalet var. Geri kalmışlığın ve işsizliğinde kökünde cehalet var. Biz geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı kurtarmak için en iyi şekilde eğitmek zorundayız. Önce kendimizi, çocuğumuzu, ailemizi en iyi şekilde yetiştirmeliyiz. O zaman çocuklarımız da kendi mahallesine, köyüne, memleketine, ülkemize, dünyaya birer faydalı insan olarak yetişeceklerdir. Hakkâri ilimiz maalesef birçok alanda olduğu gibi geçtiğimiz yıl eğitim alanında da çok iyi durumda değildi. Geldiğimiz günden beri birinci meselemiz eğitim diyerek hazırlamış olduğumuz projeler ve yapmış olduğumuz teşviklerle eğitim kalitemizi yükseltmeye çalışıyoruz. Hakkâri Valiliği olarak imkânlarımızın fazlasını eğitime ayırıyoruz” dedi.



"Dokunduğum her çocuğa kitap hediye etmeye gayret ettim"


Daha önce Hakkâri’de "Bir Kitap Bir İnsan" projesini başlattıklarını anımsatan Vali İdris Akbıyık, dokunduğu her çocuğa kitap hediye etmeye gayret ettiğini söyledi. 10 binin üzerinde kitap dağıttıklarını ifade eden Vali Akbıyık, "Eğitim uzun soluklu bir iştir, bir süreç. 1-2 yılda sihirli değnekle dokunup halledilebilecek sonuç alınabilecek bir konu değil. Ama bir yerden başlamak gerekiyor. 4 yıl sonra Hakkâri’de gerek sınavlarda gerekse diğer alanlarda çocuklarımızın ne kadar mesafe kat ettiğini göreceğiz. Bu sene liseye giriş sınavında ve üniversite sınavında 82’inci sıradan kurtulduk ve 80’inci sıradayız. Tabi buda kötü bir sonuç. İnşallah önümüzdeki yıl daha da aşağılara ineceğiz. Bizim amacımız öncelikle iyi bir yurttaş ve düşünen insanlar yetiştirmek. Bunun için çok çalışmamız, çok okumamız ve hepimizin gündeminin eğitim olması gerekiyor. Eğitim bildiğiniz gibi sadece okullara, öğretmenlere bırakılamayacak kadar önemli ve kutsal bir alan. Onun için devletimizin ve tüm kurumlarımızın gündeminde birinci meseledir. Ama esas işin sahibi öğretmenler, okullar, okul müdürleri ve Milli Eğitim Müdürlüğüdür. Onun için öncelikle bizlerin sahiplenmesi gerekiyor. Burada öğrenciyi okutacağız, çalıştıracağız. Ana öğe öğrenci. Çocuğun eğitiminde anne baba da çok önemli. Hakkâri’de Okul Aile Birliklerinin desteği anlamında biraz dezavantajlı konumdayız. Esas unsur burada öğretmen ve yöneticiler. Yani öğretmen, öğrenci, yönetici ne kadar mesafe kat ederse öğrencilerimiz de o kadar iyi yerlere gelir. Eğitim alanındaki projelerimiz bu senede devam edecek. Yine birinci gündemimiz eğitim olacak, öğrenciler olacak, çocuklar olacak, kitap olacak. Sizlerin de lütfen böyle olsun. Gerek giyimimiz kuşağımızla gerekse de yaptıklarımızla mutlaka topluma örnek ve yol gösterici olalım” dedi.



Çocuklar fırsat yakaladığında her alanda çok güzel başarılar yakaladığını ifade eden Vali Akbıyık, “Sporda, folklorda, sanatta, her alanda güzel başarılar yakalıyorlar. Eğitimde de inşallah bunları yakalayacağız. Bugünkü toplantımızın esas özeti "Güvenli okul, güvenli gelecek". Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın protokolleri var. Geçtiğimiz yıllarda da bunun toplantıları yapıldı. Orada belirtilen hususlarda geçtiğimiz yıl burada uygulanmaya çalışıldı. İçişleri Bakanlığımız projelerde yürüttü. Bu projelerden bazıları; ‘Kemerin ses getirsin’ projesi, ‘Kırmızı düdük’ projesi, ‘Öncelik yayanın öncelik hayatın’ projesi, ‘Yaya Yolunu Kullan Güvende Kal Kampanyası ve Trafik Dedektifleri’. Tabi bunların hepsi bir farkındalık ve bilinç oluşturmak amacıyla çocuklarımız tarafından daha dikkat çekici bir şekilde gündem olabiliyor. Bu projelerimiz devam edecektir. Tabi çocuklarımızın güvenliği, okullarımızın huzuru her şeyden önemli. Bunun için İçişleri Bakanlığımızdan gelen genelgeleri Emniyet Müdürlüğümüze, İl Jandarma Komutanlığımıza gönderiyoruz. Onlarda planlarını, tedbirlerini hazırlıyorlar. Örneğin geçtiğimiz yıl okullar risk gruplarına göre ayrılmıştı ve ona göre de görevlendirmeler, çalışmalar yapılıyordu. Trafiğin dışında okul çevresindeki olumsuzluklar önemli. Ben Hakkâri’de bu anlamda çok büyük problem olmadığını düşünüyorum. Tabi okul çevresindeki kafeler yada değişik şeyler satan yerlerde polisimiz, jandarmamız gereken tedbirleri alacak. Okul servis araçlarının denetimleri yapılacak. İlgili mevzuattaki kurallara mutlaka uyulması gerekiyor. Bu konuda emniyetimiz ve jandarmamız gerekli kontrollerini yapacaklar. Diğer bir konu okul kantinleri. Burada sağlığa zararlı yiyeceklerin satılmasına müsaade etmeyelim. Bunu da Tarım Müdürlüğümüz, okul müdürlerimiz takip edecekler. Diğer bir husus kamera sistemleri. Hemen hemen bütün okullarımızda kamera var. Bunların genel sistemlerinin entegrasyonu, çalışır vaziyette olması önemli. Bugünkü toplantımızın hemen hemen özeti bunlar. Tabi Emniyet ve Jandarmamız kendi planlarını yaptılar” diye konuştu.



Zaman zaman seminerler, konferanslar ve aile bazında çalışmalar yaparak çocuklarımızın daha güvenli ortamda eğitim alabilmeleri için çaba sarf ettiklerinin altını çizen Vali Akbıyık, “Bu genel söylediklerimin dışında benim okul müdürlerimizden ricam mutlaka okullarını ve öğretmenlerini tanısınlar, öğrencilerine kendi çocukları gibi sahip çıksınlar. En önemlisi de bizlerde okuyalım ve kendimizi yenileyelim. Mutlaka Milli Eğitim Bakanlığımızın 2023 Eğitim Vizyonunu okuyalım. Orada Millî Eğitim Bakanlığımız nasıl bir eğitim arzulanıyor hepsini çağdaş ve modern boyutta ortaya koymuş. Bütün okul müdürlerimizin, öğretmenlerimizin ve yöneticilerimizin bu eğitim vizyonunu okuyarak anlamalarını, önemsemelerini ve bu doğrultuda eğitim öğretim yapmalarını arzu ediyoruz. Mutlaka değişmeliyiz, değişmezsek geri kalırız" şeklinde konuştu.


Daha sonra geçilen toplantıda Hakkari’deki eğitim kalitesinin yükseltilmesi, okullarda ve çevresinde alınacak güvenlik tedbirleri ile her türlü terör ve uyuşturucuyla mücadele konuları ele alınarak değerlendirildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Pembe kimlikle 38 yıl yaşayan Kumral Bodur’un hayatı film oluyor Giresun’da nüfus memurunun yaptığı hatadan dolayı pembe kimlik verilen ve 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalışan 52 yaşındaki Kumral Bodur’un hayatı beyaz perdeye ilham kaynağı oldu. Yazar Aziz Nesin’in filmlere de konu olan “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” romanının ardından, nüfus müdürünün hatası nedeniyle nüfusa kadın olarak kaydedilen Kumral Bodur’un 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalıştığı hayat hikayesi de filme konu oluyor. Filim yapımcılarının kendisini aradığını anlatan Kumral Bodur, “Trajikomik bir film hikayesi için hayatımın bir film senaryosuna ilham kaynağı olmuş. Bununla ilgili filmin yönetmenliğini yapacak olan Abbas Karatekin ve Yapımcısı Ulaş Karadeniz beni aradılar ve projelerinden bahsettiler. Ben de olumlu yaklaştım. Önümüzdeki günlerde Giresun’a gelip senaryo yazımı için detaylı görüşmeler yapacağız” dedi. 15 hakim, 19 savcı değişmiş, kimliği değişmemişti Giresun’un Bulancak ilçesinde yaşayan 52 yaşındaki Kumral Bodur nüfus memurunun yaptığı hatadan dolayı nüfusa kadın olarak yazılmış ve pembe kimlik verilmişti. Ancak yapılan hatanın düzeltilmesi ise tam 38 yıl sürmüş bu süre içerisinde evlenip çocuk sahibi olmasına rağmen ne resmi evlilik yapabilmiş ne de çocuklarını nüfusuna yazdırabilmişti. Çocuklarını kardeşlerinin nüfusuna yazdıran Kumral Bodur, sigortalı bir işe girip çalışamamış ve askerlik görevini de yapamamıştı. 15 hakim, 19 savcının değiştiği hukuk mücadelesi ise tam 38 yıl sürmüştü. Kumral, mahkeme sürecinde yaşadığı psikoloji sorunlar nedeniyle aldığı hapis cezasını da, kadın kimliğiyle, erkek cezaevine girdiğinde ise yanlışlığın fark edilmesi sonucu cezaevinden dışarı çıkartılmıştı.
Amasya Amasyalı öğrenciler okulda ata tohumu ekip fide yetiştirdi Amasya’nın Taşova ilçesinde Emine Bursalı İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri ve öğretmenleri okulda ektikleri ata tohumlarından fide yetiştirdi. Çileklerin ve diğer sebzelerin hasadı yapılırken ata tohumu domates fideleri de okul bahçesinde oluşturulan seraya dikildi. "Ata tohumlarını burada yetiştiriyoruz" Fen ve teknoloji laboratuvarında yetiştirilen ata tohumları, ‘Eğitimde Rehberlik ve Destekleme Modeli (ERDEM) Destek 2022 Programı’ çerçevesinde sağlanan 25 bin liralık destekle okul bahçesinde oluşturulan 25 metrekarelik seraya taşınarak öğrencilerin elinde toprakla buluştu. Çok heyecanlandıklarını belirten 7. sınıf öğrencisi Abdullah Ensar Sarıbaş, “Getirdiğimiz ata tohumlarını burada yetiştiriyoruz. Burada çilek, marul, maydanoz gibi bir sürü çeşit bitki bulunuyor” dedi. Arkadaşı Tuğçe Naz Aşık da, “Köyümüz uzak olduğu için git, gel yapamıyoruz. Okulumuzda bunun gibi sera olduğu için tarımdan da yararlanabiliyoruz. Laboratuvarda üretiyoruz. Sonra gelip buraya dikiyoruz” diye konuştu. "Amacımız akademik başarının yanı sıra evlatlarımızı hayata da hazırlamak" Çalışmanın öğrencilerinin gelişimi için fırsat olduğuna işaret eden Fen Bilimleri Öğretmeni Bayram Atalay, “3 sene önce kurulan serada çilek, domates, salatalık, karnabahar, roka yetiştiriyoruz. Çocuklara eğitim, öğretim faaliyetinin haricinde yaparak ve yaşayarak öğrenmeyi de öğretiyoruz” şeklinde konuştu. Amaçlarının akademik başarının yanı sıra evlatlarını hayata da hazırlamak olduğunu vurgulayan Okul Müdürü Ali Buğalı ise, “Son yıllarda küresel ısınmayla beraber gıdaya erişim konusundaki sıkıntıları göz önüne aldığımızda toplumumuzun üreten, kendi kendine yeten bir toplum olması açısından tarım faaliyetlerine yönelip her türlü sebze ve meyveyi yetiştirmeye çalışıyoruz. Onlara da örnek olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Ankara TESK Genel Başkanı Palandöken: “İş sağlığı ve güvenliği en temel haklardan biridir” İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin sadece yasal bir zorunluluk değil insanın en temel haklarından biri olduğunu vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Ülkemizde, iş sağlığı ve güvenliği konusunda önemli adımlar atılmakla birlikte hala iyileştirilmesi gereken alanlar bulunmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği en temel haklardan biridir” dedi. İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası vesilesiyle yazılı bir mesaj yayınlayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “ILO verilerine göre 2023 yılında Türkiye, ölümcül olmayan mesleki yaralanmalar bakımından dünyada 11. sırada, ölümlü iş kazası sayısı bakımından ise 15. sırada yer alıyor. İş kazaları üzerine veriler toplayan ve paylaşan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre 2023 yılında en az bin 929 işçi hayatını kaybetti. Bir ülkede meydana gelen iş kazalarının sayısının azalması, o ülkenin iş sağlığı ve güvenliği açısından ne kadar başarılı olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. İş sağlığı ve güvenliği yönetiminin uygulanabilirliği ile iş kazalarının önceden engellenmesi oldukça önemlidir. Unutulmamalıdır ki her iş kazası önlenebilir nitelikte bir risktir ve bu konuda alınacak önlemler hayati önem taşır. Herkesin sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamına sahip olması, daha verimli ve mutlu bir işgücü oluşturmaya yardımcı olur” ifadelerini kullandı. İş sağlığı ve güvenliği konusunun seçenek değil zorunluluk olduğunu belirten Palandöken, “Çalışanların daha güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlamak, hem işverenlerin hem de çalışanların ortak sorumluluğudur. İşverenlerin ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilinçlenmeleri, uygun ekipmanların kullanımı, risklerin değerlendirilmesi ve önleyici tedbirlerin alınması önemlidir. Sağlıklı çalışma ortamları oluşturarak, çalışanların daha mutlu, daha sağlıklı ve daha verimli olmalarını sağlamak hem işletmelerin hem de toplumun yararınadır. Esnaf ve sanatkarlar için iş sağlığı ve güvenliği konularına uyum sağlamak, yasal sorunlardan kaçınmak ve işletmelerini güvende tutmak açısından hayati öneme sahiptir. İşletmelerin itibarını korumak için düzenli olarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalı ve çalışanlara gerekli eğitimler verilmelidir. Bu vesile ile 4-10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası’nda tüm işletmelere kazasız bir çalışma hayatı dilerken, bu konuda daha bilinçli, duyarlı ve sorumlu olmamız gerektiğinin altını çiziyorum” dedi.