ASAYİŞ - 06 Eylül 2024 Cuma 16:53

Terörle mücadelede gelinen başarı noktası: Dağlıca

A
A
A

Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Sosyoloji Bölümünde Öğretim Üyesi Akademisyen Adem Palabıyık, 6 Eylül 2015 yılında 16 askerin şehit düştüğü Dağlıca bölgesinde çok şeyin değiştiğini belirterek, “Özellikle 2007’den itibaren kendilerinin kurtarılmış bölge olarak ilan ettiği Dağlıca’da devletimize hem şefkat eli hem de Türk Silahlı Kuvvetlerimizin hard power dediğimiz sert gücü kendisini gösterdi. Bugün özellikle yaşanan refahla birlikte Dağlıca da artık günlük hayata dönmüş durumdadır” dedi.

Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Irak sınırındaki Dağlıca’da 2015 yılında PKK terör örgütü tarafından gerçekleştirilen hain saldırıda 16 askerimizin şehit düştüğü bölgeye giden Adem Palabıyık, açıklamalarda bulundu. Dağlıca’yı 3 tarihle hatırladıklarını ifade eden Palabıyık, “2007, 2012 ve 2015 yıllarında. PKK terör örgütünün 2007’deki ilk saldırısından sonra, 2012’deki 2. saldırısı gerçekleşmişti. Sonrasında 2015 yılında 6 Eylül’de yeni bir saldırı daha gerçekleşti ve o gün 16 askerimiz şehit oldular. Fakat buna rağmen devletimiz tam 73 teröristi etkisiz hale getirdi ve 25 teröriste esir aldı. O günden bugüne burada çok fazla şey değişti. Bugün burada gördüğünüz gibi istediğimiz şekilde dolaşabiliyoruz, istediğimiz şekilde gezebiliyoruz ve her türlü sosyal ve kültürel aktiviteyi gerçekleştiriyoruz. Özellikle 2007’den itibaren kendilerinin kurtarılmış bölge olarak ilan ettiği Dağlıca’da devletimize hem şefkat eli hem de Türk Silahlı Kuvvetlerimizin hard power dediğimiz sert gücü kendisini gösterdi. Bugün özellikle yaşanan refahla birlikte Dağlıca’da artık günlük hayata dönmüş durumdadır” dedi.

“Bölgemize yeniden huzur ve refah getirildi”

“Özellikle ülkemizin sanayileşmesinin hızla arttığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne envanterine çeşitli savaş aletlerinin, SİHA’ların ve İHA’ların kazandırıldığı dönemden sonra PKK terör örgütü artık ne hareket edebiliyor ne de başlarını çıkarabiliyor” diyen Palabıyık konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti özellikle PKK’nın oluşturduğu bir kan davasını da ortadan kaldırmış durumdadır. Özellikle PKK terör örgütünün her evden zorla kaçırdığı insanların canına kıymasından sonra bölgede bir kan davası başladı ve bu kan davası özellikle çok uzun süre devlet ile halk arasında devam ettirilmeye çalışıldı. Ta ki özellikle devletimizin çözüm süreciyle birlikte PKK terör örgütünün gerçek yüzünü göstermesinden sonra halk aslında PKK’nın Kürtlerle alakalı olarak herhangi bir hak talep meselesinde samimi olmadığını, bir terör örgütünden başka bir işlevinin olmadığını ve devletin şefkatli yüzünü her zaman kendi yanlarında olacağına emin oldu. Dolayısıyla yıllardır devam eden bu kan davasına dönüşmüş sosyoloji, devletimizin şefkatli yüzüyle ortadan kaldırıldı ve sanayi hamlelerimizle birlikte, askeriye hamlelerimizle birlikte, Türk Silahlı Kuvvetlerinin vermiş olduğu mücadele ile birlikte hem terör örgütü sınır dışına itildi hem de bölgemize yeniden huzur ve refah getirildi. Sadece Dağlıca öyle değil; Tunceli’de, Hakkari’de, Van’da, Doğu Anadolu Bölgesi’nin çeşitli illerinde aslında adı terörle anılan illerde, artık bütün mezralar da dahil hayat normale dönmüş durumdadır.”

Terörle mücadelede gelinen başarı noktası: Dağlıca

“Çocuklarının artık terör örgütünün kıskacından kurtulduğunu biliyoruz”

Halkın artık günlük ihtiyaçlarını rahat bir şekilde karşılayabildiğini ve özellikle kız çocuklarının okuma yazma oranının arttığını ifade eden Palabıyık, “PKK terör örgütünün halkı tehdit ettiği dönemlerde ailelerin çocuklarına okula göndermediğini, örgütün bu çocukları zorla kaçırdığını biliyoruz. Zaten bu kaçırmalar sonucunda 2019’da da Diyarbakır annelerinin terör örgütüne karşı bir çığlık olarak sesinin yükselttiğinin de farkındayız. PKK’nın kaçırdığı çocukların özellikle 7 ile 12 yaş arasında olduğunu düşünürsek; Hakkari’nin, Şırnak’ın, Van’ın ve doğudaki bütün diğer illerin köylerinde, mezarlarında yaşayan çocuklarının artık terör örgütünün kıskacından kurtulduğunu biliyoruz. Dolayısıyla 2007’den beri yapılan mücadeleler sonucunda 2015’teki şehitlerimizin ardından özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ortaya koyduğu başarılı operasyonlar sonucunda PKK terör örgütünün etkisinin tamamen azaldığını söyleyebiliriz. Devletimiz bununla da kalmadı, önce terör örgütünü sınırı dışına etti, terör örgütünün bütün muhtemel gücünü azalttı. Özellikle PKK’nın kaçırdığı çocukların geri dönmesini sağladı ve bununla birlikte PKK içerisinde çok hızlı bir çözülme meydana geldi. Tabii bunun psikolojik etkisini PKK yaşarken, bölge halkı da bunun psikolojik etkisini pozitif olarak gördü. Özellikle kalkınma hamlelerinin gerçekleştiği Bitlis’te, Muş’ta, Diyarbakır’da ve yine Hakkari’de, Şırnak’ta bu tür yerlerde özellikle kalkınma hamleleriyle birlikte fabrikaların kurulduğu, iş imkanlarının arttı ve ifade ettiğimiz gibi okuma yazma oranlarının yükseldiği bir döneme giriyoruz. Yaklaşık 14 yıldan bahsediyoruz. Az bir süre değil. 14 yıl boyunca teröre karşı bir mücadele var ve bu mücadelenin ardında bölgenin kazanmış olduğu bir refah ve bölgenin kazanmış olduğu bir gelişmişlik düzeyi ve bölgenin kazanmış olduğu bir kalkınmadan bahsediyoruz. Bu sebepten inşallah bu saatten sonra Dağlıca’da konuştuğumuz bu vakitlerde sizlerle başka yerlerde de muhakkak buluşacağız ve bu buluşmalarımızda yine terör örgütünün buralardan çekilmesi ve devletimizin terör örgütünün buralardan sınır dışına atmasıyla birlikte yaşanan refahtan, yaşanan kalkınma hamlelerinden ve okuryazar oranının artmasından ve kız çocuklarının özellikle okuluna gitmesinden bahsedeceğiz” diye konuştu.

“Devletimiz özellikle çözüm sürecinden sonra, son 10 yıldır PKK terör örgütünün gerçek yüzünü gösterdi ve bu halkın nezdinde bir karşılık buldu” diyen Palabıyık, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Dolayısıyla halk artık bu refahı, bu konforu ve bu gelişmişlik düzeyini muhtemelen bırakmayacak ve bunu bir yaşam hakkı olarak kabul ettiği için PKK terör örgütünü ve onun terör istasyonu olarak görevini gören HDP’den DEM partiye kadar kurulan tüm siyasi partilere muhtemelen izin vermeyecek ve yaşam hakkı tanımayacaktır.”

“Bu huzur ve güven sonsuza kadar devam edecek”

Dağlıca’nın çok stratejik bir yer olduğunu da bildiklerini söyleyen Palabıyık, “Avaşin suyunun geçtiği bir civardayız ve Dağlıca özellikle sınır yeri olduğu için Kuzey Irak ile komşuluk ilişkilerimizin belirlendiği bir yerdir. Dolayısıyla buradan terörün temizlenmesi, PKK terör örgütünün buradan sınır dışına itilmesi ile birlikte bölgede çok farklı faaliyetlerin, kültürel ve sosyal faaliyetlerin başladığını ve devam ettiğinin de farkındayız. Özellikle geçen haftalarda gerçekleşen Cilo Festivali bunun en önemli örneklerinden biri olarak karşımızda duruyor. İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya’nın da bizzat katıldığı ve birkaç gün devam eden Cilo Festivalinin bölgeye hem turizm açısından hem de kültürel bir katkı sağlaması açısından önemli yansımasının olduğunu biliyoruz. Sadece bu değil mesele Tunceli’de Munzur Festivalinin yapılması, özellikle bölgeye hem turizm hem de kültürel katkılar sağlıyor. Aynı zamanda Cudi ve Gabar dağında çıkarılan petrollerin ülkemizin sağlayacağı ekonomik katkıları da bir kenara not etmek gerekiyor. Yani Dağlıca’dan seslendiğimiz bu alanda şunu çok rahat bir şekilde söyleyebiliriz, artık devletimizin hem yumuşak gücüyle göstermiş olduğu şefkatiyle, bölgedeki bürokratik yöneticileriyle birlikte halkın içinde olması, halkla birlikte olması, hem de Türk Silahlı Kuvvetlerimizin İHA’larla, SİHA’larla, terör örgütlerine karşı vermiş oldukları mücadelelerle halkımız artık refaha ve huzura kavuşmuştur ve inşallah terör örgütü hiçbir şekilde başını çıkaramadığı ve kıpırdayamadığı bu bölgelerde bu huzur ve güven sonsuza kadar devam edecek” şeklinde konuştu.

Yılmaz Sönmez-Şükrü Akyüz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Uçağın düştüğü gören vatandaşlar, o anları anlattı Libya Genelkurmay Başkanı Al-Haddad’ı taşıyan uçağın düşmesin ardından vatandaşlar o anları anlattı. Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al-Haddad’ı taşıyan 9H-DFJ kuyruk numaralı Falcon 50 tipi uçağın Haymana ilçesi Kesikkavak köyü yakınlarında düşmesi sonrası köylüler gördüklerini anlattı. Evinde istirahat ettiği sırada bir patlama sesi geldiğini ifade eden vatandaş, "İkinci patlama sesi gelince herkes sokağa döküldü. Biri trafo patlamış dedi. Sonradan uçağın düştüğünü durduk. Zaten parçaları hep görünüyordu. Sonra Jandarma ekipleri gelince bizleri oradan çıkarttılar. Oradan sağ çıkma ihtimalleri yok, kötü bir patlama oldu. Herkese geçmiş olsun" dedi. Gazi Özgür’se saat 20.00-21.00 sıralarında yüksek bir patlama sesi duyduğunu ifade ederek, "Bir de yoğun bir sis ve hafif bir yağmur vardı. Patlamanın neticesini bilemediğimizden dolayı anlık haberler yayılmaya başladı. Haberler yayılmaya başlayınca arabaya bindim. Bölgede Jandarma ekipleri dronlarla arama yapıyorlardı. Deprem oluyor ve depremden önce gelen patlama sesi gibi bir ses geldi. Kalıntıları ilk gençler görünce Jandarmaya haber vermişler. Jandarma da olay yerine geldi ve herkesi uzaklaştırdı. Uçağın enkazı bulundu" diye konuştu. Olayı anlatan Gökhan Tekin ise, "Otelde teknik servis olarak çalışıyorum. Bir patlama sesi duydum. Otelde doğalgaz patlaması oldu diye bizim otelin ismini verdiler. Bizim otelde öyle bir patlama olmadı. Sonra uçak düştüğünü söylediler. Uçak parçaları vardı, ceset vardı jandarma sokmadı bizi oraya. Ses büyüktü, deprem oldu ya da bomba patladı sandık ama sonradan uçağın düştüğünü öğrendik" şeklinde konuştu.
Ankara İletişin Başkanı Duran’dan düşen uçakla ilgili açıklama İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Libya Genelkurmay Başkanını taşıyan uçağın düşmesi ile ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı. İletişim Başkanı Duran, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, uçağın elektrik arızası nedeniyle acil durum bildirdiğini belirterek, "23 Aralık 2025 günü Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al Haddad ve maiyetindeki dört kişi ile üç mürettabatı taşıyan bir özel jet, 20:17’de Esenboğa havalimanından kalktıktan sonra 20:33’te hava kontrol merkezine elektrik arızasından kaynaklı acil durum bildirmiş ve acil iniş talebinde bulunmuştur. Uçak hava kontrol merkezi tarafından tekrar Esenboğa havalimanına yönlendirilmiş ve havalimanında gerekli önlemler alınmaya başlamıştır. Acil iniş için alçalmaya başlayan uçak 20:36’da radar ekranından kaybolmuş ve sonrasında irtibat kurulamamıştır" ifadelerine yer verdi. Olay yerinde gerekli çalışmaların devam ettiğini ve sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar edilmesi gerektiğini vurgulayan Duran, "İçişleri Bakanlığımıza bağlı ekiplerce başlatılan arama faaliyetleri sonucunda düştüğü anlaşılan uçağa ait enkaza ulaşılmış olup, ilgili tüm kurumlarımızca gerekli çalışmalar titizlikle sürdürülmektedir. Bu süreçte başta basın-yayın kuruluşlarımız olmak üzere kamuoyumuzun sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar etmesi; bunun haricinde sosyal medyadaki teyitsiz bilgi, spekülasyon ve komplo teorilerini dikkate almaması, dezenformasyon girişimlerine prim verilmemesi adına oldukça önemlidir" ifadelerini kullandı.
Kars Masalsı yolculuğun son durağı: Turistik Doğu Ekspresi Kars’ta coşkuyla karşılandı Türkiye’nin en prestijli demiryolu rotalarından biri olan ve Ankara’dan yola çıkan Turistik Doğu Ekspresi, kış sezonunun en yoğun seferlerinden birini tamamlayarak son durağı olan Kars’a ulaştı. Yaklaşık bin 300 kilometrelik etkileyici bir parkuru geride bırakan tren, Kars Garı’nda büyük bir coşkuyla karşılandı. Yolcuları Kars Garı’nda karşılayan Vali Ziya Polat, yolculara hoş geldin dileklerini ileterek karanfil takdim etti. Kars’a Ankara’da geldiğini ifade eden İrem Büğrü, "Ankara’da Kars’a turistik tren ile geldik. Her şey çok güzeldi. Çok güzel karşılandık. Kars halkına teşekkür ediyorum" dedi. "Sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik" Turistik Doğu Ekspresi ile Kars’a gelen TCDD Taşımacılık Genel Müdür Yardımcısı Şems Çakıroğlu, "Biz Kars’a trenimizi dün Ankara’dan 13.55’de yola çıkardık. Yüzlerce kişiyle beraber inanılmaz keyifli, neşeli bir yolculukla buraya kadar geldik. Öncesinde Erzincan’a uğradık. Erzurum’a uğradık. Kars’a geldik, inanılmaz sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik. Çok teşekkür ediyorum" diye konuştu. Kars’ın marka şehir olduğunu dikkat çeken Vali Ziya Polat, "Kars’ın soğuk gecesinde sıcak bir karşılama ile Turistik Doğu Ekspresi Kars’a, Kars’ta Turistik Doğu Ekspresi’ne kavuştu. Tabi Kars’ın en önemli turizm markalarından biri olan Turistik Doğu Ekspresi buraya yolcu edenlere teşekkür ediyoruz. Gazi Kars’ımız Ani, Çıldır, Sarıkamış, Şehitler diyarı Baltık mimarisi ile bu bölgenin, ülkemizin en önemli turizm destinasyonlarından biri artık, bu turizm merkezi olma yolunda tabi ki Turistik Doğu Ekspresi başlangıç noktası, buraya çok büyük bir marka kattığını hepimiz biliyoruz. Kars’a gelen misafirlerimize hoş geldiniz diyoruz" şeklinde konuştu. Daha sonra gar binasına geçen yolcuları burada aşıklar türküleriyle karşıladı. Yolcular son olarak çıkıştı ateşle yakılan Kars yazısıyla otellerine uğurlandı. Öte yandan, Turistik Doğu Ekspresi’nin şehre gelişiyle birlikte Kars’taki otellerde doluluk oranları yüzde 100 seviyesine ulaştı. Geceyi Kars’ta geçirecek olan yolcular sabahın ışıklarıyla sırasıyla UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki tarihi şehir Ani Ören Yerini gezecek. Donmuş Çıldır Gölü üzerinde atlı kızak keyfi yapacak. Kars Mutfağının olmazsa olmazı Kaz eti ve gibi yöresel lezzetlerin tadına bakacak.