GENEL - 24 Ağustos 2019 Cumartesi 17:03

Vali Akbıyık, Kıran operasyonunu denetledi

A
A
A
Vali Akbıyık, Kıran operasyonunu denetledi

Hakkâri, Şırnak ve Van illerinde, İçişleri Bakanlığımızın koordinesiyle bölücü terör örgütüne yönelik düzenlenen Kıran Operasyonun 5.

Hakkâri, Şırnak ve Van illerinde, İçişleri Bakanlığımızın koordinesiyle bölücü terör örgütüne yönelik düzenlenen Kıran Operasyonun 5. gününde Vali İdris Akbıyık, operasyon bölgelerini denetleyerek kahraman jandarma, polis ve güvenlik korucu timlerine moral ve motivasyon ziyaretinde bulundu.


Vali İdris Akbıyık, Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Hacı İlbaş, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Nuri Öztürk, İl Emniyet Müdürü Süleyman Suvat Dilberoğlu ve beraberindeki heyetle “Kıran Operasyonu” bölgelerini inceledi. Vali Akbıyık ve beraberindeki heyet önce 3 bin 350 rakımlı Varkavik Tepe Üs bölgesini ziyaret ederek devam eden Kıran Operasyonunu denetledi. Burada Vali Akbıyık, operasyona katılan kahraman emniyet güçlerimizle sohbet ederek başarılar diledi. Daha sonra Vali İdris İdris Akbıyık ve beraberindeki heyet 3 bin 400 rakımlı Fakı Tepe Üs Bölgesine geçerek devam eden operasyon ile ilgili bilgi aldılar. Bölgede tespit edilen mağara ve sığınakların imha edilmesini yakından inceleyen Vali Akbıyık,"Sayın Cumhurbaşkanımızın himaye ve direktifleri, İçişleri Bakanlığımızın koordinesiyle, Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanımız ve İl Jandarma Komutanımızın komutasında yürütülen bu operasyon başarıyla devam etmekte. Güvenlik güçlerimizce yürütülen müşterek operasyon başarıyla devam ediyor ve son terörist kalmayana kadar bitirmeye dönük bir operasyon gerçekleştiriyoruz” dedi.


Operasyonu yakından denetleyen ve koordine eden Vali Akbıyık ve beraberindeki heyet güvenlik güçlerimize başarılar dileyerek bölgeden ayrıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Londra Enerji Kulübü Başkanı Mehmet Öğütçü: “Önemli olan sürdürülebilir, kesintisiz enerjiyi sağlamak” Temiz enerjinin başkenti İzmir, WENERGY-Temiz Enerji Teknolojileri Fuarı’na, ikinci kez ev sahipliği yapıyor. WENERGY Expo’da, eş zamanlı olarak gerçekleşen kongrenin açılış konuşmasını Londra Enerji Kulübü Başkanı Mehmet Öğütçü gerçekleştirdi. Öğütçü, İzmir’in elektrik üretiminde Türkiye’deki kurulu güçte İstanbul, Ankara, Kocaeli’yi geçtiğini ve enerjide en büyük üretici olduğunu belirterek, “Dünya tarihinde hiçbir zaman enerjisiz kalmadık, bundan sonra da kalmayacağız, ama önemli olan gezegenimizin ekolojik dengesini bozmayan, maliyeti ehven, sürdürülebilir kesintisiz enerjiyi sağlamak” dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ, BİFAŞ ve EFOR Fuarcılık iş birliği ile düzenlenen WENERGY - 2. Temiz Enerji Teknolojileri Fuarı, fuarizmir’de kapılarını açtı. 300’ü aşkın sektör paydaşını, uluslararası alıcı ve yatırımcılar ile buluşturan fuarda, sektörün kamu, yatırımcı, sanayici ve tedarikçileri bir araya geliyor. Fuarla birlikte düzenlenen 22 oturumun gerçekleştirileceği kongrede de sektörün önde gelen isimlerinden akademisyenler, iş insanı ve enerji dünyası temsilcilerinin konuşmacı olarak yer alıyor. Kongrenin açılış konuşması, Londra Enerji Kulübü Başkanı Mehmet Öğütçü tarafından gerçekleştirildi. Hükümet, diplomasi, uluslararası kuruluşlar, bankacılık, enerji ve finansman sektöründe 35 yıllık deneyim sahibi olan Mehmet Öğütçü, “Dünya Enerjisindeki Yeni Dinamikler ve Türk İş Dünyasına Yansımaları” konulu konuşmasında ülkesel, bölgesel ve dünya genelindeki enerji politikalarıyla ilgili görüşlerini paylaştı. “ Enerjide şu an en büyük üretici İzmir” “İzmir gerçekten temiz enerjinin başkentidir” diyen Öğütçü, “İzmir, Türkiye’deki kurulu güce baktığımızda elektrik üretiminde İstanbul, Ankara ve Kocaeli’yi geçmiş bir kent. Enerjide şu an en büyük üretici İzmir ve üretiminin tüketimini karşılama oranı da yüzde 66. Dolayısıyla İzmir’in bu avantajı kullanabilmek açısından bu tür platformların çok büyük önemi var. Çünkü bu ülkenin ve bölgenin yatırıma ihtiyacı var. Türkiye’nin en fazla ihtiyaç duyduğu şey hem yenilenebilir enerji hem enerji verimliliği hem de fosil yakıtlarda yatırım, finansman, teknoloji ve ortaklar. Hem ülke içinde hem de uluslararası ortamda, bu tür toplantılar, fırsatların, risklerin ortaya konması, tartışılması, insanların bir araya geldikleri zaman iş anlaşmaları yapılmasına zemin hazırlar. Ben bu fuarın ve kongrenin bu açıdan çok önemli olduğunu düşünüyorum. Dünyanın dört bir yanında değişik ortamlarda bu konularda sürekli konuşmalar yapan biriyim, böylesine yerel yönetimin, devletin, iş dünyasının, üniversitelerin bir araya gelip ortak bir çalışma yürüttüğünü görmedim. Bana göre İzmir, sadece temiz enerjinin başkenti değil, Ege’nin, Akdeniz’in, Ortadoğu’nun, Kafkasların, Orta Asya’nın Avrasya’nın genel anlamıyla bölgesel enerji ve iklim değişikliği merkezi olabilir. Belki bu fuar ve kongreler oraya doğru gidişin de habercisi olur” diye konuştu. “Küresel ekonomide, enerjinin dinamikleri değişiyor” Dünya tarihinde hiçbir zaman enerjisiz kalmadığımızı diye getiren Mehmet Öğütçü, “Bundan sonra da kalmayacağız, ama önemli olan gezegenimizin ekolojik dengesini bozmayan, maliyeti ehven, sürdürülebilir ve kesintisiz enerjiyi sağlamak. Şu anda her şey hızla gelişiyor oyunun adı sürat, eskiden onlarca yılda gerçekleşecek olan gelişmeler, bugün birkaç yılda, birkaç ayda gelişebiliyor. Teknoloji o hale geldi ki bir yandan bir nimet ama öte yandan büyük bir felaket habercisi de olabiliyor. Bugün en fazla konuşulan konu enerjideki geçiş süreci, yani fosil yakıttan daha yeşil enerjiye geçiş süreci, sancısız, zorluk oluşturmadan nasıl gerçekleşebilir? Diğer bir husus ise iklim güvenliği, çünkü dünyamız tahmin edilenin ötesinde karbon emisyonları yüzünden hızla ısınıyor. Kuraklık ve çölleşme, dünyamızı tehdit etmeye başladı. Artık dünyada küresel ekonomide enerjinin dinamikleri değişiyor, bir yandan dünyanın güçlü ülkeleri hızlı bir şekilde yeşil enerjiye doğru akıyor. Ancak Türkiye gibi dışarıdan gelen enerjiye bağımlı ülkelerde cari açık oranı çok yüksek oluyor. Bu nedenle uluslararası ortaklar olmadan bizim gibi ülkelerde bu tür yatırımların tek başına yapılması mümkün değil. Dış kaynaklı yatırımların bizim gibi ülkelere gelebilmesi için devletin dış politikası ve enerji politikasının eş zamanlı ilerlemesi, kuralların olması ve en önemlisi ekonomide, hukuk alanında güven olması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
İstanbul Esenyurt’ta 2 kişinin hayatını kaybettiği tekel bayii cinayeti davasına devam edildi Esenyurt’ta 2 kişinin hayatını kaybettiği tekel bayii cinayeti davasına devam edildi. Davada tutuksuz sanıkların adli kontrol şartları kaldırılırken, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmedildi. Esenyurt’ta geçtiğimiz temmuz ayında Yunus Emre Erzen ve Batuhan Bayındır’ın hayatını kaybettiği tekel bayii cinayetine ilişkin 3’ü tutuklu 10 sanığın yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanıklar Adem Kılıç, Ercan Topçu ve Hüsamettin Ahmetoğlu ve müşteki Cantürk Erzen hazır bulunurken, tutuklu sanıklar Tarık Özer, Murat, Azat ve Servet Özer ise SEGBİS sistemi ile hazır edildi. Duruşmaya taraf avukatları ile müştekiler de katıldı. “Şikayetim devam ediyor” Duruşmada olay gerçekleşmeden yaklaşık 15 dakika önce oğlu ile görüştüğünü belirten müşteki Cantürk Erzen, “Oğlumla görüşmemin tek sebebi banka kartı borcunu ödemesini söylediğim halde ödememiş olmasıydı. Bu konuyu konuşmak için onu aradığımda parasının olmadığını söyledi. Ben de ona ’Kasadaki parayı biriktir, ben gelip halledeceğim’ dedim. Biz birbirimizi tanıyan insanlardık. İş yerine gittiklerinde kamera görüntülerim görünüyor. Görüntüleri izleyenler olayın nasıl olduğunu görmüşlerdir. Şikayetim devam ediyor” ifadelerini kullandı. “Benim amca çocuklarım benim için neden adam vursun” Tutuklu sanık Servet Özer ise, savunmasında HTS kayıtlarının incelenmesini istediğini belirterek, “Bu olaydan 10-15 gün önce sanık olan amca çocuklarımla hiçbir görüşmem olmadı. Benim Cantürk Erzen ve ailesi ile hiçbir husumetim yoktur. Benim amca çocuklarım benim için neden adam vursun? Cantürk bile geçen celse böyle bir olay olacağını tahmin etmediğini söyledi. Ben nasıl tahmin edeyim. Ben suçsuzum. Bende herhangi bir silah yoktu. 10 aydır tutukluyum, tahliyemi talep ediyorum” şeklinde konuştu. “Oğlum ‘baba’ diye bağırınca şahsın alkollü olduğunu düşünüp oğlumu vurdu sandım” Tutuklu sanık Tarık Özer de istemeyerek olaya dahil olduğunu ve pişman olduğunu söyleyerek, “Yunus Emre bana amca diye hitap ediyordu. Ben kendisini çok seviyordum. Yunus Emre’nin öldüğünü duyunca çok üzüldüm. Amacım Yunus Emre’yi öldürmek değildi. Oğlum ölmüş gibi hissettim. Yunus Emre silah çıkardı. Yanında oğlum ve kardeşim vardı. Kardeşime sıkmaya başladı. Oğlum ‘baba’ diye bağırınca şahsın alkollü olduğunu düşünüp oğlumu vurdu sandım. Sadece kendisini engellemek için bacaklarına doğru ateş ettim. Böyle bir olay olduğu için üzgün ve pişmanım” dedi. Duruşmada beyanda bulunan müşteki avukatı Kerim Bahadır Şeker ise, “Olayda herhangi bir meşru müdafaa söz konusu değildir. Meşru müdafaanın koşulları arasında saldırı olmalı, savunma olmalı, orantılılık olmalı ve araçların eşitliği olmalı. Bu olayda bunların hiçbiri yoktur. Haksız tahrik de söz konusu değildir. Sanıkların pasaportu aracın içerisinden çıkmıştır. Bu kaçacaklarını göstermektedir. Meydana gelen olayda sanıklar lehine takdiri indirim nedenlerinin de uygulanmaması suretiyle en ağır şekilde cezalandırılmalarını istiyoruz” diye konuştu. Mahkeme sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmetti Duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, haklarında adli kontrol tedbiri bulunan tutuksuz sanıkların imza şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına, yurt dışı çıkış yasağı tedbirinin devam etmesine karar verdi. Ayrıca heyet, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmederek, duruşmayı erteledi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 28 Temmuz günü gece saat 23.20 sıralarında Esenyurt Güzelyurt Mahallesi Mehmet Akif Ersoy Caddesi’nde Baray Tekel-Gold Park Şarküteri isimli iş yerinde meydana gelen olay anlatıldı. İddianamede, taraflar arasında meydana gelen tartışma ve silahla ateş edilmesi sonucu Yunus Emre Erzen’in 8 adet kurşunla yaralanarak hayatını kaybettiği, Batuhan Bayındır’ın ise 2 el ateş edilmesi sonucu yaralanarak öldüğü anlatıldı. İddianamede müşteki Yusuf Erzen ve şüpheli Murat Özer’in de çeşitli yerlerinden yaralandıkları belirtildi. İddianamede şüpheliler Tarık, Murat, Azat, ve Servet Özer’in ‘tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürme’, ‘kasten öldürme’, ‘tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürmeye teşebbüs’ ve 6136 Sayılı Kanun’a muhalefet suçlarından 1 kez ağırlaştırılmış müebbet, 1 kez müebbet ve 16 yıl 6 aydan 31 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Diğer 5 şüphelinin ise değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep edildi.
Gaziantep "AI’NTEP Yapay Zeka Festivali" Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde gerçekleştirildi “AI’NTEP-Yapay Zeka Festivali” yoğun bir katılımla HKÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ), OSB Teknokent ve Türkiye İş Bankası - Yapay Zeka Fabrikası işbirliğinde; “Türkiye’nin En Üretken Festivali” mottosuyla düzenlenen ve ilgili sektör liderlerini, uzmanları, akademisyenleri, öğrencileri, yazılım geliştiricileri, uygulayıcıları, yapay zekaya ilgi duyan veya kullanan herkesi buluşturma hedefi ile yola çıkan; ilham verici konferanslar, yapay zeka tabanlı yenilikçi proje geliştirme hedefli 24 saat süren fikir & yazılım maratonu ve start-up’lar ile yenilikçi yapay zeka projelerinin yatırımcılarla buluştuğu “AI’NTEP - Yapay Zeka Festivali”, yoğun bir katılımla HKÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Akademisyenler, iş insanları, yöneticiler, uzmanlar ve yapay zeka meraklılarının ortak adresi AI’NTEP Festivali oldu İçerdiği etkinlikler ve kapsamı ile katılımcılara hem bilgi edinme hem de ağ oluşturma fırsatı sunan AI’NTEP Festivali’nde “İş Dünyasında Yapay Zekanın Rolü: Mevcut Durum ve Gelecek Perspektifleri”, “Yapay Zeka ve Endüstri Uygulamaları, Yapay Zeka Hakkında Teknolojik Yenilikler ve Araştırmalar”, “Giyilebilir Sağlık Teknolojilerinde Yapay Zeka Kullanımları”, “Kamuda Yapay Zeka Politika ve Uygulamaları”, “Yapay Zeka Teknolojileri, Büyük Dil Modelleri ve Bulut Bilişim” konuları akademisyenler, iş insanları, yöneticiler ve uzmanlar tarafından tartışıldı ve tanıtıldı. HKÜ Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, Türkiye’nin ilk üretken yapay zeka tabanlı akıllı eğitim asistanını tanıttı AI’NTEP festivalinde, Türkiye’de bir ilk olarak, Hasan Kalyoncu Üniversitesi tarafından “Üretken Yapay Zeka Tabanlı Akıllı Eğitim Asistanı” geliştirildiği ve devreye alındığının müjdesi de verildi. Üniversitenin öğrenci bilgi/yönetim sistemi ile entegre bir şekilde çalışan yenilikçi eğitim aracını tanıtan HKÜ Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, “Üniversitemizde devreye almakta olduğumuz ve üniversitemizin ‘öğrenci bilgi/yönetim sistemi’ ile entegre edilmiş bu ‘üretken yapay zeka’ uygulaması sayesinde öğrencilerimiz, akademik ders materyallerine daha kolay erişebilecek, ders bazlı ve akıllı sorgulamalar ve etkileşim yapabilecek, öğrenme hızını ve kalitesini artırabilecek. HKÜ olarak, tüm eğitim-öğretim ve araştırma süreçlerinde yapay zekanın gücünü etkin bir biçimde ve sonuna kadar kullanma konusunda kararlıyız” dedi. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi (DDO) tam kadro AI’NTEP Yapay Zeka Festivali’nde Festival kapsamında HKÜ Mütevelli Heyet Üyesi Prof. Dr. Necip Fazıl Yılmaz’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Kamuda Yapay Zeka Politika ve Uygulamaları” adlı panelde Cumhurbaşkanlığı DDO Birim Müdürü Dr. Atilla Aydın ‘Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’, Cumhurbaşkanlığı DDO Proje Yöneticisi Dr. Ramazan Terzi ‘Dijital Genç Yapay Zeka Ekosistemi ve Kamuda Yapay Zeka Projeleri’, Cumhurbaşkanlığı DDO Risk Yöneticisi Dr. Zümrüt Müftüoğlu ‘Yapay Zeka Risk Yönetimi ve Veri Odaklı Çalışmalar’ ve Cumhurbaşkanlığı DDO Yapay Zeka Politika Analisti Av. İlayda Süer ‘Yapay Zeka Sistemlerinin Regülasyonu’ konularındaki tecrübelerini katılımcılara aktardı. Yapay zekada yerli ve milli teknojiler ve rakipler de konuşuldu Festival kapsamında Rotatelab Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Koçak’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen son panelde ise Baykar Akıllı Web Sistemleri Grup Lideri, T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi, T3 AI Program Yöneticisi Refik Söylemez, Demirören Medya Bilgi Sistemleri Direktörü Barış Öztürk, Huawei Kıdemli Bulut Mühendisi Taylan Lakerta, Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Timur Sırt, HAVELSAN MAİN Ürün Yöneticisi Osman Kavaf ve HAVELSAN Yapay Zeka Uygulamaları Mühendisi Muhammed Cihat Ünal, Yapay Zeka Teknolojileri, Büyük Dil Modelleri ve Bulut Bilişim konuları üzerinde durarak Türkiye’nin yapay zeka alanında yenilikçi çözüm ve platformlar üretme yeteneğini ve kapasitesi halkında kapsamlı bilgiler sundu.
İstanbul Esenyurt’ta 2 kişinin hayatını kaybettiği tekel bayii cinayeti davasına devam edildi Esenyurt’ta 2 kişinin hayatını kaybettiği tekel bayii cinayetine ilişkin görülen davaya devam edildi. Davada tutuksuz sanıkların adli kontrol şartları kaldırılırken, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmedildi. “Oğlum ‘baba’ diye bağırınca şahsın alkollü olduğunu düşünüp oğlumu vurdu sandım” Esenyurt’ta geçtiğimiz temmuz ayında Yunus Emre Erzen ve Batuhan Bayındır’ın hayatını kaybettiği tekel bayii cinayetine ilişkin 3’ü tutuklu 10 sanığın yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, tutuksuz sanıklar Adem Kılıç, Ercan Topçu ve Hüsamettin Ahmetoğlu ve müşteki Cantürk Erzen hazır bulunurken, tutuklu sanıklar Tarık Özer, Murat, Azat ve Servet Özer ise SEGBİS sistemi ile hazır edildi. Duruşmaya taraf avukatları ile müştekiler de katıldı. “Şikayetim devam ediyor” Duruşmada olay gerçekleşmeden yaklaşık 15 dakika önce oğlu ile görüştüğünü belirten müşteki Cantürk Erzen, “Oğlumla görüşmemin tek sebebi banka kartı borcunu ödemesini söylediğim halde ödememiş olmasıydı. Bu konuyu konuşmak için onu aradığımda parasının olmadığını söyledi. Ben de ona kasadaki parayı biriktir ben gelip halledeceğim dedim. Biz birbirimizi tanıyan insanlardık. İş yerine gittiklerinde kamera görüntülerim görünüyor. Görüntüleri izleyenler olayın nasıl olduğunu görmüşlerdir. Şikayetim devam ediyor” ifadelerini kullandı. “Benim amca çocuklarım benim için neden adam vursun” Savunma yapan tutuklu sanık Servet Özer savunmasında HTS kayıtlarının incelenmesini istediğini belirterek, “Bu olaydan 10 - 15 gün önce sanık olan amca çocuklarımla hiçbir görüşmem olmadı. Benim Cantürk Erzen ve ailesi ile hiçbir husumetim yoktur. Benim amca çocuklarım benim için neden adam vursun? Cantürk bile geçen celse böyle bir olay olacağını tahmin etmediğini söyledi. Ben nasıl tahmin edeyim. Ben suçsuzum. Ben de herhangi bir silah yoktu. 10 aydır tutukluyum. Tahliyemi talep ediyorum” şeklinde konuştu. “Oğlum ‘baba’ diye bağırınca şahsın alkollü olduğunu düşünüp oğlumu vurdu sandım” Savunma yapan diğer bir tutuklu sanık Tarık Özer de istemeyerek olaya dahil olduğunu ve pişman olduğunu söyleyerek, “Yunus Emre bana amca diye hitap ediyordu. Ben kendisini çok seviyordum. Yunus Emre’nin öldüğünü duyunca çok üzüldüm. Amacım Yunus Emre’yi öldürmek değildi. Oğlum ölmüş gibi hissettim. Yunus Emre silah çıkardı. Yanında oğlum ve kardeşim vardı. Kardeşime sıkmaya başladı. Oğlum ‘baba’ diye bağırınca şahsın alkollü olduğunu düşünüp oğlumu vurdu sandım. Sadece kendisini engellemek için bacaklarına doğru ateş ettim. Böyle bir olay olduğu için üzgün ve pişmanım” dedi. Duruşmada beyanda bulunan müşteki avukatı Kerim Bahadır Şeker ise, “Olayda herhangi bir meşru müdafaa söz konusu değildir. Meşru müdafaanın koşulları arasında saldırı olmalı savunma olmalı, orantılılık olmalı ve araçların eşitliği olmalı. Bu olayda bunların hiçbiri yoktur. Haksız tahrik de söz konusu değildir. Sanıkların pasaportu aracın içerisinde çıkmıştır. Bu kaçacaklarını göstermektedir. Meydana gelen olayda sanıklar lehine takdiri indirim nedenlerinin de uygulanmaması suretiyle en ağır şekilde cezalandırılmalarını istiyoruz” diye konuştu. Tutukluluk hallerinin devamına hükmetti Duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, haklarında adli kontrol tedbiri bulunan tutuksuz sanıkların imza şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına, yurt dışı çıkış yasağı tedbirinin devam etmesine karar verdi. Ayrıca heyet, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmederek duruşmayı erteledi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 28 Temmuz günü gece saat 23.20 sıralarında Esenyurt Güzelyurt Mahallesi Mehmet Akif Ersoy Caddesi Baray Tekel-Gold Park Şarküteri isimli iş yerinde meydana gelen olay anlatıldı. İddianamede, taraflar arasında meydana gelen tartışma ve silahla ateş edilmesi sonucu Yunus Emre Erzen’in 8 adet kurşunla yaralanarak hayatını kaybettiği, Batuhan Bayındır’ın ise 2 el ateş edilmesi sonucu yaralanarak öldüğü anlatıldı. İddianamede müşteki Yusuf Erzen ve şüpheli Murat Özer’in de çeşitli yerlerinden yaralandıkları belirtildi. İddianamede, şüpheliler Tarık, Murat, Azat, ve Servet Özer’in ‘tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürme’, ‘kasten öldürme’, ‘tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürmeye teşebbüs’ ve 6136 Sayılı Kanuna Muhalefet suçlarından 1 kez ağırlaştırılmış müebbet, 1 kez müebbet, ve 16 yıl 6 aydan 31 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. 5 diğer şüphelinin ise değişen oranlarda hapisle cezalandırılması istendi.