GENEL - 26 Nisan 2016 Salı 23:04

Hatay'da “Yeni Anayasa Ve Başkanlık Sistemi” Paneli

A
A
A
Hatay'da “Yeni Anayasa Ve Başkanlık Sistemi” Paneli

Hatay Kutup Yıldızı Derneği tarafından “Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi Paneli” düzenlendi. Panelde konuşan AK Parti İstanbul Milletvekili Nureddin Nebati, “Bugün muhalefet partilerinin söylediği başkanlık sistemi diktatörlük getirir sloganı tamamen yanlış, anlamsız ve Türkiye şartlarına uygun olmayan, gerçekleri yansıtmayan cümlelerdir” dedi.
Hatay’ın merkez ilçesi Antakya’da düzenlenen “Yeni Anayasa Ve Başkanlık Sistemi” panelinde konuşan AK Parti İstanbul Milletvekili Nebati, başkanlık sisteminin en son eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal zamanında gündeme geldiğini hatırlattı. Daha sonra AK Parti hükümeti döneminde başkanlık sisteminin tekrar gündeme geldiğini kaydeden Nebati, “Ancak bu tartışmalar ideolojik çerçevede yürütüldü ve anlamsız bir hale dönüştürüldü. Şimdi ilk defa Türkiye yeni anayasa ve başkanlık sisteminin ne olduğunu anlamaya çalışan bir toplumsal yapıyla karşı karşıya. Bugün muhalefet partilerinin söylediği Başkanlık sistemi diktatörlük getirir sloganı tamamen yanlış, anlamsız ve Türkiye şartlarına uygun olmayan, gerçekleri yansıtmayan cümlelerdir” dedi.
Muhalefetin “başkanlık sistemi gelirse diktatörlük gelir” sözlerini eleştiren Nebati, “Diktatörlükte diktatörün ağzından ne çıkarsa o olur ama Türkiye’de her halükarda toplumsal geleneklerimiz, geçmişten gelen siyasi kültürümüz böyle bir şeye izin vermez” diye konuştu.
Panelin moderatörlüğünü yapan Prof. Dr. Yakup Bulut ise, yaptığı konuşmada her toplumun kendine göre yapılarının olduğunu ve kültürel kodlarının birbirinden farklı olduğunu söyledi. Ancak dünya sistemlerinin incelenmesi gerektiğini ve onların olumlu ya da olumsuz yönlerinin de ele alınıp faydalı olan yönlerinden yararlanmak gerektiğini kaydeden Bulut, “Ama kendine özgü ve kendimize özgü bir sistemi de kurabilmeyi becermeliyiz. Bizim kuracağımız sistem bizde kalmayacaktır. Bölge açısından ciddi bir model oluşturacaktır” dedi.
Panelistler Prof. Dr. Ensar Nişancı, Dr. Nurettin Nebati, Dr. Murat Yılmaz, Yard. Doç. Dr. Adnan Küçük, Prof. Dr. Şaban Tanıyıcı’nın konuşmalarının ardından panel sona erdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Sivas’ta kuzular anneleriyle buluştu Sivas’ta baharın müjdecisi olarak görülen kuzuların anneleri ile buluştuğu anlar renkli görüntüler oluşturdu. Sivas’ın Ulaş ilçesinde bulunan Ulaş Tarım İşletmesi Müdürlüğü’ne (TİGEM) ait ahırlardan çıkan yüzlerce kuzunun anneleriyle buluşması havadan görüntülendi. Baharın müjdecisi olarak kabul edilen koyunların kuzularıyla buluşması göz kamaştıran bir tablo oluşturdu. Kokularından annelerini tanıyorlar Koyunların çok duygusal hayvanlar olduğunu belirten Ulaş TİGEM Müdürü Hasan Keskin, “Bu sürüde 600 koyun, 950 kuzumuz var. Anne doğurduğu kuzunun kokusunu alıyor. Bu kadar kuzunun içerisinden kendi yavrusunu seçerek buluyor ve ona sütünü veriyor. Başka bir kuzu onu emmeye geldiğinde o sütü salgılamıyor. Kendi yavrusunun geldiğini anladığı zaman anne o sütü salgılıyor. Daha sağlıklı doyuruyor, bu da kuzunun erken yetişmesini sağlıyor. Biz kuzuyu bir ay annesinin yanından hiç ayırmayız. Bir ay sonra akşam ayırır, sabah tekrar birleştiririz. Böylelikle yem tüketimine de alışmasını sağlarız. Kuzu annenin yanında olduğu zaman sürekli annesini oyalar ve annenin zamanını kaybettirir. Koyun sütten kesilerek, gelecek çiftleşmeye kendini hazırlar. Koyun ve kuzularımızı hekim eşliğinde sürekli kontrol ve takip ederiz. Kuzular annelerini bir ay boyunca emer. Daha sonra yaklaşık 2 ay da besleriz ve kuzular yetişmiş, büyümüş olurlar. Akkaraman koyununun sütü yağlı olduğu için diğer ırklara göre kuzular daha hızlı yetişir” şeklinde konuştu.
Bilecik En anlamlı asker kınası Bozüyük’te yakıldı Bilecik’in Bozüyük ilçesinde Engelliler Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen asker kınası programında 4 engelli genç askerlik heyecanı yaşadı. Programda ilk olarak Mevlid-i Şerif okunarak ardından hep birlikte dualar edilmesinin ardından yemek yenildi. Ardından konuşan Engelliler Dayanışma Derneği Başkanı Nursel Topal misafirlerine ‘hoş geldiniz’ diyerek etkinlik hakkında bilgi verdi. Başkan Topal, konuşmasında “En Büyük Asker Bizim Asker” etkinliği ile engelli olup askerliğini yapamamış vatandaşlarımız 1 günlük de olsa bu görevlerini yerine getiriyorlar. Vatan, bayrak, ezan millet aşkına, bu ulvi görevi 1 günde olsa, gönüllü olarak talepte bulunan arkadaşlarımıza Genel Kurmayımızın kanun gereği uyguladığı bu uygulamayı bizde sürdürüyoruz. Şu zamana kadar çok sayıda vatandaşımıza bu temsili askerliğini yaptırdık, terhis belgesi aldırdık. Bu senede aynısını düzenliyoruz. Programımıza katılan hepinizden Allah razı olsun. Bizler toplumun bir gerçeğiyiz. Ortak noktamız insanlık. Bu bilinçle bizlere karşı duygusal olup, acıma duygusu ile değil de insani olarak bakmanızı istiyorum. Bu akşam bu programın düzenlenmesinde destek veren başta Bozüyük Belediyesi olmak üzere tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi. Bozüyük Kaymakamı Adem Öztürk ve ilçe protokolünün de yer aldığı etkinlik boyunca duygulu anlar yaşanırken, engelli ailelerinin göz yaşını tutamadığı kına gecesinde asker adaylarına tekbirler ve dualar eşliğinde kına yakıldı. Programın devamında ise engelli gençler ve aileleri müzik eşliğinde doyasıya eğlendi.
Antalya Kepçe kulak çocuklarda travma sebebi Kepçe kulak yapısının, birçok çocukta görülebilen ve bazen doğuştan olabilen bir kulak şekil bozukluğu olduğuna dikkati çeken Plastik, Estetik ve Rekonstüriktif Cerrahı Op. Dr. Onur Oğan, bu durumun fiziksel olduğu kadar psikolojik sonuçları da olduğunu ve günümüzde akran zorbalığına yol açabildiğini söyledi. Kepçe kulak rahatsızlığı olan kişilerde özgüven eksikliğinin yanı sıra stres ve anksiyete varlığı gibi psikolojik etkileri oluşabildiğinin altını çizen Op. Dr. Onur Oğan, "Dikkat eksikliği ve hiperaktivite problemleri de yaşayan hastalarımız da var. Tüm bu durumların genel sonucu olarak; akademik başarısızlığın da eşlik ettiğini görebilmekteyiz. Bu gibi bulguların oluştuğu ve kepçe kulak problemi olan çocuklarda düzeltme ameliyatları 6-7 yaş civarında en erken yapılabilmektedir. Bu süre de yaklaşık olarak ilkokula başlama dönemine denk geldiğinden oluşabilecek psikolojik etkilerin önüne geçmek mümkündür. Ortalama 45 ila 60 dakika süren bir operasyonla bu problemi çözmek mümkün olabilmektedir" diye konuştu. "Erken bebeklik döneminde doğru müdahale fayda sağlayabilir" Kepçe kulak probleminin akran zorbalığına da bahane olabildiğine vurgu yapan Op. Dr. Oğan, bebek ve çocuklarda görülen kulaktaki şekil bozukluğunun aileleri de tedirgin ettiğini söyledi. Erken bebeklik döneminde bazı aparatlarla bu problemin azaltılabileceğini de ekledi. Bu dönemde uygunsuz yatış pozisyonunun, uygun olmayan şekilde kulağın sarılmasının problemin artmasına sebep olabileceğini belirtti. "Cerrahiye karar vermeden önce uzmanla görüşün" Kepçe kulak veya kulakta şekil bozukluğu doğumdan hemen sonra fark edilmişse konuyla ilgili bir sağlık profesyonelinin desteğiyle uygun aparatlar hazırlanıp kullanılmasının problemi azaltabileceğini ifade eden Op. Dr. Onur Oğan, şöyle devam etti: "Sorun erken çocukluk döneminde fark edildiyse, kulak gelişiminin belirli bir ölçüde tamamlanmasını beklemek doğru olacaktır. Kulak gelişiminin önemli ölçüde tamamlandığı yaş aynı zamanda ilköğretim çağının başladığı zamana yani 6 yaşa denk gelmektedir. Cerrahi düzeltme yapılacaksa, 6 yaş veya sonrası uygundur. Sorunun ortadan kaldırılması fiziksel problemin sebep olabileceği ruhsal ve sosyal problemlerin önüne geçebilmektedir. Bu tür bir cerrahiye karar vermeden önce, aile ve çocukların tüm seçenekleri plastik cerrahi uzmanıyla dikkatlice değerlendirmesi önerilir."
İstanbul Kadıköy’de dikey yapılaşmaya meydan okudu, köşkünü satmadı Kadıköy’de halk arasında ’Sarı köşk’ olarak bilinen ve görünüşüyle dikkat çeken köşkün sahibi, inşaat firmaları tarafından ederinden katbekat fazla para teklif edildiyse de dikey yapılaşmaya karşı olduğunu söyleyerek evini satmadı. Kadıköy’de 1900’lü yılların başında yaptırılan ’Sarı köşk’, yapısı, görünüşü ve rengiyle dikkat çekiyor. Gri ve yüksek binaların arasında kalan, tarihi eser statüsünde olan köşkün çevresi bu günlerde 15- 20 katlı binalarla kaplanmış durumda. Sahibi tarafından özenle bakımı yaptırılan ve yıllara meydan okuyan köşke inşaat firmaları tarafından ederinden katbekat fazla para teklif edildiyse de köşkün sahibi dikey yapılaşmaya karşı olduğunu söyleyerek evini satmayı düşünmüyor. "Bu köşkleri korumak zorundayız" Mahalle sakinlerinden Tuncay Çökelek, "Bu tür evleri korumak bizim için çok güzel bir şey. Ben de bir mimar olarak bu tür evlerin korunmasını istiyorum. Bunlar geçmişimizin bir nişanesi oluyor. Bunları sonuna kadar savunmak da bizim görevimiz, elimizden geldiği kadar. Ben olsam vermem, bu evi imkanım olsa sonuna kadar korurum. Tabii alt yapısını da iyi yapmak lazım. Maddi durumu iyi olmayan var, mesela babadan kalma bir evi var. Bu evin korunması ve yeniden ayağa kaldırılması için bir takım masrafların yapılması lazım. O masrafı da karşılayan var, karşılayamayan var. 1900’lerin başında inşa edilmiş. Bu köşkleri korumak zorundayız" diye konuştu.