EKONOMİ - 14 Aralık 2017 Perşembe 15:36

Kırıkhan havucu üreticisinin yüzünü güldürdü

A
A
A
Kırıkhan havucu üreticisinin yüzünü güldürdü

Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde yaklaşık 30 bin dönüme ekilen havucun hasadı sürerken, fiyatlar üreticinin yüzünü güldürdü.

Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde yaklaşık 30 bin dönüme ekilen havucun hasadı sürerken, fiyatlar üreticinin yüzünü güldürdü.


İşçi, paketleme ve nakliye masraflarıyla birlikte ton başına günlük 150 lira gideri olan üretici, havucun kilosunu 75 kuruşa satıyor.


Geçtiğimiz yıla oranla daha az havuç ekiminin yapıldığını belirten Ekerbiçer, "Geçen yıl hasat ettiğimiz havucun kilosuna 35 kuruş fiyat belirlenirken bu yıl fiyatımız 75 kuruşa yükseldi. Bu fiyat bizler için de kötü bir fiyat değil" diye konuştu.


Bu yıl havuç üretiminin arttığını, fiyatın da bekledikleri gibi olduğunu söyleyen havuç üreticisi Emre Ekerbiçer, işçi sıkıntısı çektiklerini söyledi. Ekerbiçer, "Geçen yıl üretimimiz ve fiyatlarımız çok düşüktü ancak bu yıl dönümde 5 ton civarı ürün alıyoruz ve fiyatlarımız da iyi. Geçen yıl yağışlar fazla olmadığı için ürün kalitesi düşüktü ancak bu yıl her şey yolunda gitti ve ürünümüz kaliteli çıktı. Bu yıl Rusya, Bulgaristan ve İran gibi ülkelere ihracata başladık ve bu üreticileri oldukça rahatlattı. Bazı sıkıntılarımız var bunların başında hasatta insan gücüne ihtiyacımız var. Devletimiz bizlere destek verirse bizler de gerekli makineleri alıp iş gücü düşürüp daha kaliteli ürünü piyasaya süreriz" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Yağmurlu havalarda ıslanmak istemeyen depremzede Meriç’in sesini duyan sağlıkçı Havva’dan afetzede aileye sıcak yuva Hatay’da depremin ilk günlerinde enkaz altındaki vatandaşları yaşatmak amacıyla görev alan sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, yağmurlu havada bir daha ıslanmak istemeyen 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesini sıcak yuvasına kavuşturmayı başardı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşları hayata tutundurmak için mücadele etti. Sağlık personeli Ertuğrul, depremin yaralarını sarmak için kurucusu olduğu Ülkem Kitap Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine 21 çadır okul açtı ve 7 bin 700’den fazla öğrenciye 100 binden fazla kitap ulaştırdı. ATT Ertuğrul, depreme Antakya ilçesi Karaali Mahallesi’nde yakalanan 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesinin isteği üzerine afetzede aileye yuva yapabilmek için çalışma başlattı. Dernek aracılığıyla Altunay ailesine ev yaptırmayı başaran Ertuğrul, 2 odası ve 1 salonu olan evi Altunay ailesine teslim etti. "Yeterli maddi destek sağladığında yıl sonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz" Ülkem Okuyor Derneği olarak 2’nci evi teslim ettiklerini ifade eden Ertuğrul, "Depremin 37’nci gününde çadır okul açmıştık. Bugün ev yaptığımız öğrencimiz de o çadır okula gelen ilk öğrencilerimizden biriydi. Talent ve Meriç okulu açtığımızda koşa koşa gelmişti. Bu enkazlar bir gün kalkıp Hatay normale dönecek dememize neden oldular. Biz 2 aydır ev yapıyoruz. Öğrencilerimiz ve depremzede çocuklarımızın yaşam koşullarını düzeltmeye dert edindik. Çadırda ve barakada yaşayan öğrencilerimize ev yaparak hak ettikleri yaşamları sürmelerini istiyoruz. Bu depremden en çok çocuklar etkilendi. 15 aydır baktıklarında enkaz görüyorlar. Çadırda yaşıyorlar. Deprem üzerine oyunlar kuruyorlar. O yüzden buradaki çocukların daha iyi yaşam koşullarından yaşamaları için emek veriyoruz. ‘Ülkem Okuyor Derneği’ olarak ev yapmaya devam edeceğiz. Haftaya 4 ve 5’inci evlerimizin temelini atacağız. Durmadan yorulmadan Hatay’daki son çocuğun yüzünü güldürene kadar güldürmeye devam edeceğiz. Yeterli maddi destek sağladığında yılsonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz” dedi. "Yeni evim için çok heyecanlıyım ve çok mutluyum" Yeni evlerine kavuşan anne Esmeray Altunay, "Depremde evimiz yıkıldı. Çok kötü bir durumdaydık. Havva abla çocuklara mont ve ayakkabı getirmişti. Okula çağırdı. Oğlum Meriç’in doğum günüydü. O esnada Havva ablayı tanıdım. Eşimle beraber çadırdan suları dışarı atmaya çalışıyorduk. Ellerimiz, ayaklarımız ve çocuklar berbat bir haldeydi. Çocuklar sırılsıklamdı. Çocukların ayaklarında ne ayakkabı ne de çorap vardı. Yeni evim için çok heyecanlıyım. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.