GÜNDEM - 10 Ağustos 2024 Cumartesi 09:07

Depremde vefat eden annesinden kalan yüzüğü kaybeden genç kızın paylaşımı sonrası ekipler karış karış sahili arıyor

A
A
A

Asrın felaketinde vefat eden annesinden kendine kalan yüzüğü tatil için geldiği Hatay’ın Arsuz ilçesinde kaybeden Zehra Alın’ın yaptığı yürek burkan sosyal medya paylaşımı sonrası ekipler, yüzüğü bulabilmek için çalışma başlattı.

Kahramanmaraş merkezli depremlere ailesiyle birlikte yakalanan Zehra Alın, asrın felaketinde annesi Cemile Alın’ı ve babası Tuncay Alın’ı kaybetmişti. Kendisi enkazdan sağ olarak çıkarılan genç kızın annesinden geriye kalan tek varlığı olan yüzüğüyse geçtiğimiz günlerde tatil için geldiği Hatay’ın Arsuz ilçesinde sahil mevkiinde kayboldu. Annesinin hatırası olan yüzüğü bulmak için sosyal medya üzerinden paylaşım yapan Alın, milyonlarca insana ulaşmayı başardı. Genç kızın yürek burkan paylaşımı üzerine Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Öntürk ve Arsuz Belediye Başkanı Sami Üstün harekete geçti. Genç kızla görüşme yapan 2 başkan, yüzüğü bulabilmek için sahilde ve denizde çalışma başlattı. Ekipler yüzüğü bulabilmek için sahilde dedektörle arama yaparken dalgıç adamlar da denizde arama yapıyor.

Depremde vefat eden annesinden kalan yüzüğü kaybeden genç kızın paylaşımı sonrası ekipler karış karış sahili arıyor

“Ben annemi, babamı, babaannemi hepsini orada kaybettim”

Asrın felaketine ailesiyle birlikte Kırıkhan ilçesinde yakalandığını dile getiren 32 yaşındaki Zehra Alın, “Öğretmenim İstanbul’a atanmıştım. 6 Şubat depreminde buradaydım, atandıktan sonraki evime ilk gelişimdi okullar tatil olmuştu, ben de annemin ve babamın yanına gelmiştim. Aile evinde yakalandım depreme. Depremin olduğu gün İstanbul’a uçağım vardı, deprem pazar günü oldu ve pazartesi okullar açılıyordu. Ben de son gün almıştım biletimi fakat havalimanına gittikten sonra iptal oldu biletim. İstanbul’da hava çok kötüymüş sanırım o zaman eve tekrar geri döndüm. Annem açtı kapıyı öyle bir gülüşmüştük. Annem de hayırlısı olsun falan dedi sonra geçtik uyumak için deprem böyle gerçekleşti. Depremden çok etkilenmeyen çevremizde oturan insanlar geldiler ve onları çok sonra çıkardık. Babaannem de alt kattaydı ben annemi de babamı da babaannemi de hepsini orda kaybettim. Sadece ben çıktım oradan. Annemden kalan yüzüğü kaybetme talihsizliğini de tatil için geldiğim Arsuz’da yaşadım ve yüzük kayboldu” dedi.

“Yüzük bulunmasa bile halen içimde bir umut var”

Sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda milyonlarca kişiye ulaşacağını tahmin bile etmediğini dile getiren Alın, “Yani bir kere buraya geleceğini asla tahmin edemeden, etmeden yazmıştım o paylaştığım tweeti. Arsuz Belediye Başkanımıza, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımıza, burada çalışma yapan arkadaşlara ve Twitter’dan bana o duaları eden, annesinin yadigarını göndermek isteyen, aynısını yapmak isteyen ve kuyumcu arkadaşlara yani hepsine ayrı ayrı teşekkür ederim. Ben şunu düşünerek paylaştım o tweeti; birisi benden sonra bulmuştur, çünkü su çok berrak çok temiz ve minicik bir parıltı bile görünebiliyor benden sonra bulan kişinin paylaşımımı bir ihtimal görüp bana yüzüğümü geri getireceğini ümit ederek paylaştım ama herkesler çok destek verdi. Çok şaşkınım ayrıca çok mutluyum gerçekten. Twitter’da da bunu söyledim bir daha söylemek istiyorum. Şimdi anne, baba aynı anda gidince yani üzerimde müthiş bir kimsesizlik hissi var. Depremden beri şu an ilk defa böyle bir sürü benim derdimi özümsemiş insan görüyorum, çok etkiledi beni. Yüzük bulunmasa bile halen içimde bir umut var, bulunmasa bile katkı sağlayan herkese teşekkür ederim” şeklinde konuştu.

Depremde vefat eden annesinden kalan yüzüğü kaybeden genç kızın paylaşımı sonrası ekipler karış karış sahili arıyor

“Anısı çok kıymetli olan bu yüzüğü sahibine kavuşturmak adına Arsuz Belediyesi olarak bütün ekip sahilde dedektörle yüzüğü aramaktayız”

Sosyal medya üzerinden yapılan yürek burkan paylaşıma Hatay Büyükşehir Belediyesi’yle birlikte kayıtsız kalmadıklarını dile getiren Arsuz Belediye Başkanı Sami Üstün ise, “Ben canlarımızın bizim üzerimizde bıraktığı hatıraya sahip çıkmak adına Zehra kardeşimizin kaybettiği yüzüğü Arsuz Belediyesi olarak çok önemsiyoruz. Anısı çok kıymetli olan bu yüzüğü sahibine kavuşturmak adına Arsuz Belediyesi olarak bütün ekip sahilde detektörle yüzüğü aramaktayız. Aynı zamanda Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımızın da duyarlı yaklaşımından ötürü teşekkürümü dile getirmek isterim. Onların da dalgıç adamları yüzüğü bulmak adına yoğun bir çaba harcıyor. İnşallah bir nebze de olsa Zehra kardeşimizin anısına sahip çıkar ona destek oluruz birazcık olsun acılarını dindirmiş oluruz, tekrar hepimize geçmiş olsun. Zehra kardeşimizin yanında olduğumuzu bilmesini isteriz” ifadelerini kullandı.

Ogün Aslan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Uluslararası dil sınavları Erzurum’da başarıyla uygulanıyor Atatürk Üniversitesi; Uluslararası Dil Sınavları Koordinatörlüğü (ATAİLE) aracılığıyla Erzurum’u, Doğu Anadolu Bölgesnin uluslararası dil sınavları merkezi hâline getirerek bölgeye yönelik stratejik bir hizmeti başarıyla sürdürüyor. Dünya genelinde geçerliliği bulunan prestijli dil sınavlarının üniversite bünyesinde düzenli ve tam kapasiteyle uygulanması, akademik ve profesyonel hedefleri olan adaylar için önemli bir fırsat sunuyor. Uzun yıllar boyunca YÖK ve ÖSYM denkliği bulunan uluslararası dil sınavlarına katılmak isteyen adaylar, sınavlara girebilmek için büyükşehirlere seyahat etmek zorunda kalıyor; bu durum hem maddi hem de psikolojik açıdan ciddi bir yük oluşturuyordu. Atatürk Üniversitesi tarafından hayata geçirilen bu uygulama sayesinde adaylar, sınav stresine eklenen yolculuk, konaklama ve zaman kaybı gibi zorluklardan tamamen kurtularak kendi şehirlerinde, güvenli ve konforlu bir ortamda sınava girme imkânına kavuşuyor. Fırsat eşitliğini güçlendiren stratejik hamle Atatürk Üniversitesinin bu hizmeti, yalnızca sınav uygulaması olmanın ötesinde, bölgesel kalkınma ve eğitimde fırsat eşitliği vizyonunun güçlü bir yansıması olarak öne çıkıyor. Erzurum’un eğitim üssü kimliğini daha da pekiştiren bu adım, Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki akademisyenler, öğrenciler ve profesyoneller için erişilebilirliği artırarak uluslararasılaşma hedeflerine doğrudan katkı sağlıyor. YÖK ve ÖSYM denkliği ile resmi güvence Atatürk Üniversitesi bünyesinde gerçekleştirilen tüm uluslararası dil sınavlarının Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından tanınan resmi eşdeğerliğe sahip olması, bu hizmetin en kritik yönünü oluşturuyor. Bu sayede adaylar; yüksek lisans ve doktora başvurularında, doçentlik süreçlerinde ve dil puanı şartı aranan kamu personeli alımlarında elde ettikleri sonuçları güvenle kullanabiliyor. Rektör Hacımüftüoğlu: "Bölgenin akademik gücüne yatırım yapıyoruz" Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, üniversitenin yalnızca eğitim veren değil, bölgenin geleceğini şekillendiren bir vizyonla hareket ettiğini vurgulayarak şunları söyledi: "Atatürk Üniversitesi olarak temel önceliklerimizden biri, bulunduğumuz coğrafyanın akademik ve entelektüel potansiyelini en üst düzeye çıkarmaktır. Uluslararası geçerliliğe sahip dil sınavlarını Erzurum’da uygulamaya başlamamız, bu anlayışın somut bir göstergesidir. Akademisyenlerimizin, öğrencilerimizin ve tüm adaylarımızın büyükşehirlere gitmek zorunda kalmadan, kendi şehirlerinde bu sınavlara girebilmeleri; hem fırsat eşitliği hem de bölgesel kalkınma açısından son derece kıymetlidir. YÖK ve ÖSYM denkliği bulunan bu sınavlarla, bölgemizin akademik rekabet gücünü artırmaya ve uluslararasılaşma hedeflerimize kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğiz." Tüm süreç, alanında uzman personel tarafından yürütülüyor Uluslararası Dil Sınavları Koordinatörü Öğr. Gör. Cengizhan Akdağ, ATAİLE bünyesinde yürütülen sınav uygulamalarında aday memnuniyetini ve sınav kalitesini merkeze alan bir anlayış benimsediklerini belirtti. Akdağ, sınav merkezlerinin modern teknolojik altyapıya sahip, sessiz ve konforlu alanlar olarak tasarlandığını vurgulayarak, "Sınav süreçlerimizi alanında uzman personelimiz eşliğinde, uluslararası standartlara uygun şekilde yürütüyoruz. Adaylarımızın kendilerini rahat hissedebilecekleri bir ortam oluşturmak, sınav stresini en aza indirerek gerçek performanslarını ortaya koymalarına doğrudan katkı sağlıyor," ifadelerini kullandı. Yüksek standartlarda sınav ortamı Erzurum’da düzenli olarak uygulanan uluslararası dil sınavlarına da değinen Akdağ, Atatürk Üniversitesi Uluslararası Dil Sınavları Koordinatörlüğü bünyesinde TOEFL iBT, IELTS, LanguageCert, PTE Academic, Oxford Test of English ve Cambridge Linguaskill gibi dünya genelinde geçerliliği bulunan sınavların başarıyla gerçekleştirildiğini belirtti. Bu sınavların YÖK ve ÖSYM tarafından tanınan resmi eşdeğerliğe sahip olmasının adaylar için büyük bir güvence sunduğunu dile getirdi. Bölge halkına çağrıda bulunan Akdağ, "Erzurum ve çevre illerde yaşayan tüm adayları, uluslararası geçerliliğe sahip dil yeterlilik puanlarını kendi şehirlerinde, yüksek standartlarda bir sınav ortamında elde etmeye davet ediyoruz. Atatürk Üniversitesi olarak akademik ve profesyonel gelişimin önündeki engelleri kaldırmaya yönelik çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz" şeklinde konuştu.
Siirt 6 yaşında başladığı bakırcılığı neredeyse yarım asırdır sürdürüyor Siirt’te 6 yaşlarında babasının yanında bakırcılık mesleği öğrenen 50 yaşındaki Fatih Bakırcı, yaklaşık 44 yıldır bakır dövüyor. Fatih Bakırcı, çekirdekten yetişerek baba mesleğini devam ettiriyor. Yaklaşık 5 yıl önce babasını kaybeden Bakırcı, babasının da işi dedesinden öğrendiğini söyledi. Yaklaşık 100 yıldır bu işin aile içinde yapıldığını kaydeden Bakırcı, "Hatta daha fazla. 6-7 yaşından beri babamın yanına dükkana gidip geliyordum, bu zamana kadar. Şu anda bakırın bir sürü farklı modeli var. Çünkü çok yayıldı, kullanılıyor. Birde sağlıklı bir ürün. İçinde pişen yemek çok lezzetli olduğu için yoğun bir talep var bakıra’’ dedi. İşinin baba mesleği olduğunu ve bu zanaatı ayakta tutmaya çalıştığını kaydeden Bakırcı, "4 tane çocuğum var. Buradaki kazancımla aşımı sağlamaya çakıyorum. Bu iş zaten terkedilmeye yüz tutmuş, zanaatlar kategorisinde fakat baba, dede mesleği olduğu için bunu ayakta tutmaya çalışıyoruz. Burada kalabalığı olmadığı için bakır üzerine rağbet oluşturamıyoruz" diye konuştu. Yaklaşık 30 sene önce her evde sadece bakır kullanıldığını aktaran Bakırcı, "Şu an çelik veya farklı çeşitler kullanılıyor. Ticaret Meslek Lisesi mezunuyum. Burada yıllardır zanaatla iç içeyiz. Bu zanaat üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığından bana verilmiş bir belge var. Devlet zanaatkarıyım kendi alanım üzerinde. Büyükşehirlerde Türkiye genelinde bakıra çok fazla rağbet var. Fakat bir iki handikapı var. Bakırda kalay problemi var. Gelen müşteriler bayanlar, ‘Rengi kararıyor, kalaycı nerede bulurum?’ diyor. O olmazsa bakırın önünü kimse tutamaz. Bayanların ona kesinlikle takılmaması lazım. Bakır ürünleri makinaya atamayacaklar, tellemeyecekler. Süngerle yıkacaklar bu şekilde yıkayacaklar. Bakırın en büyük özelliği iletken olması ve aynı ölçüde stresi çekiyor olmasıdır. Avrupa’da son birkaç yıldır bayanlar ev falan döşedikleri zaman bir çıtadan bakır çekiyorlar hastalığı stresi çeksin diye. Ağabeyimle yaklaşık 50 seneden beri bu işin içindeyiz" şeklinde konuştu.
İstanbul Petrol Ofisi Grubu’nun İstanbul Havalimanı güzergâhındaki istasyonu hizmete açıldı Petrol Ofisi Grubu, istasyon ağına stratejik bir hizmet noktası daha ekledi. Yıllık 90 milyon yolcu kapasitesiyle dünyanın en yoğun havalimanlarından biri olan İstanbul Havalimanı güzergâhında bulunan Gündoğdu akaryakıt tesisi hizmete açıldı. Petrol Ofisi Grubu, İstanbul’un trafiği en yoğun bölgelerinden biri olan İstanbul Havalimanı güzergâhında, Gündoğdu akaryakıt tesisini hizmete açtı. Boğaziçi Grup bünyesinde faaliyet gösterecek istasyonun açılış töreni; Eyüpsultan Kaymakamı Dr. Arslan Yurt, Petrol Ofisi Grubu Perakende Direktörü Ömür Gebeş ve Boğaziçi Grup Genel Müdürü Ozan Özdoğan’ın katılımıyla gerçekleşti. Törende konuşan Eyüpsultan Kaymakamı Dr. Arslan Yurt, "İstanbul Havalimanı çevresinde yapılan yatırımlar hem bölge halkı hem de kamu adına büyük önem taşıyor. Bu tür projeler sadece fiziki bir yapıdan ibaret olmaktan öte bölgenin gelişimine, istihdama ve hizmet kalitesine de doğrudan katkı sunan çalışmalar. ‘İnsanlar kıyafetleriyle karşılanır, ilmiyle ağırlanır, ahlakıyla uğurlanır’ düsturuyla hizmete alınan bu tesisin de sadece modern dış görünümü ile değil aynı zamanda kaliteli hizmet anlayışı ile fark oluşturacağına inanıyorum. Projenin gerçekleştirilmesinde, başta Petrol Ofisi Grubu ile Boğaziçi Grubu olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi. Yeni tesisi değerlendiren Petrol Ofisi Grubu Perakende Direktörü Ömür Gebeş, "Küresel havacılık endüstrisinin önemli referans noktalarından biri olan İGA İstanbul Havalimanı’nın oluşturduğu yolcu ve araç trafiği, bu güzergâhı İstanbul’un en yoğun ana arterlerinden biri haline getirdi. Bu yoğunluğun getirdiği artan akaryakıt ve alışveriş talebini karşılamak amacıyla yaptığımız bu stratejik yatırımdan mutluluk duyuyoruz. Yılda yaklaşık 11 milyon aracın geçiş yaptığı bir bölgede yer alan istasyonumuzda biz de yılda yarım milyondan fazla araca hizmet vermeyi planlıyoruz. Bu vesileyle açılışımıza teşrif eden Kaymakamımıza ve güçlü bir iş birliğinin başlangıcı olarak gördüğümüz bu projedeki katkıları için Boğaziçi Grup’a teşekkürlerimizi sunuyorum" şeklinde konuştu. Boğaziçi Grup Genel Müdürü Ozan Özdoğan ise konuşmasında şunları söyledi: "Burası sadece bir akaryakıt istasyonu değil; Boğaziçi Grubu’nun enerjisini, vizyonunu ve geleceğe olan inancını yepyeni bir seviyeye de taşıdığımız bir nokta. Sektörün köklü ve güvenilir markası Petrol Ofisi’nin güncel ve modern konseptiyle hizmete aldığımız bu istasyon, müşterilerimizin kaliteli hizmet ve güler yüzü bir arada bulacağı yeni bir buluşma noktası olacak. Boğaziçi Grup olarak bölgeye değer katan yatırımlar yapmayı ve hizmet standartlarını sürekli yukarı taşımayı ilke edindik. Bu ilke doğrultusunda istasyonumuz; güvenli ve hızlı hizmet için yenilenmiş altyapısı, zengin market ve dinlenme alanları, geniş ürün yelpazesi, kalite ve güvenlik standartlarına bağlı operasyon yapısıyla bölge halkına, kullanıcılara en yüksek hizmet kalitesini sunmak üzere tasarlandı. Petrol Ofisi Grubu’na, iş ortaklarımıza ve açılışımıza teşrif ederek bizleri onurlandıran Sayın Kaymakamımıza teşekkür ediyorum." Yapılan açıklamaya göre, 5 akaryakıt ve 1 LPG ünitesi bulunan Gündoğdu akaryakıt istasyonunda; sürücülere hızlı ve güvenilir yakıt ikmali sağlanıyor. Ayrıca istasyonda, Petrol Ofisi Grubu’nun ürettiği madeni yağların satışlarıyla araçların ihtiyaçlarına eksiksiz yanıt veriliyor. Geniş ürün skalası, ferah iç mekân tasarımı ve kaliteli ikram seçenekleriyle donatılan Market Plus misafirlere konforlu bir alışveriş deneyimi yaşatırken tesisin sahip olduğu kış bahçesi de sürücüler için keyifli bir dinlenme ve yenilenme merkezi olarak öne çıkıyor.