- 12 Şubat 2023 Pazar 09:18

Hatay’da 137 saat sonra kurtuluş

A
A
A
Hatay’da 137 saat sonra kurtuluş

İzmir’den deprem bölgesine giden Kınık Polyak Maden Kurtarma ekibi, Hatay Cumhuriyet Mahallesi’nde 8 saat süren kazı çalışması neticesinde depremden 137 saat sonra 57 yaşındaki Mehmet Sözer’i enkazdan canlı olarak çıkardı.

İzmir’den deprem bölgesine giden Kınık Polyak Maden Kurtarma ekibi, Hatay Cumhuriyet Mahallesi’nde 8 saat süren kazı çalışması neticesinde depremden 137 saat sonra 57 yaşındaki Mehmet Sözer’i enkazdan canlı olarak çıkardı.


Türkiye’yi derinden sarsan depremin 7. gününde yıkılan binaların enkazında çalışmalar umutla devam ediyor. Kınık Polyak Maden Kurtarma ekibi dün 8 saat süren kazı çalışması sonunda 137 saat sonra bir kişiyi enkazdan çıkardı. Bölgede görev yapan bütün ekipler gibi Kınık Polyak Maden Kurtarma ekipleri de betonlar arasından bir ’can’ daha çıkarabilmek için zamanla yarıştı. Ekip, Hatay Cumhuriyet Mahallesi’nde enkaz altında sağ olduğu belirlenen 57 yaşındaki Mehmet Sözer’i kurtarmak için çalışmaları hızlandırdı. 8 saat süren kazı çalışmaları neticesinde Mehmet Sözer depremden yaklaşık 137 saat sonra sağ çıkarılarak umutları yeşertti. Enkazdan çıkarılan Sözer, ambulansa konularak hastaneye götürüldü.



Toplam 30 vatandaş enkazdan çıkarıldı


Depremin ilk gününden itibaren bölgede olan ve 7 tim ile kurtarma çalışmalarına katılan Kınık Polyak Eynez Maden Arama ve Kurtarma ekibi, katıldığı çalışmalar ile 30 vatandaşı enkaz altından sağ olarak çıkardı. Ekibin bölgeden verdiği kurtarma haberleri ile umutların arttığını belirten Kınık Polyak Maden Genel Müdürü Serkan Bahçekapılı, T"üm Türkiye’nin, hatta bütün dünyanın gözü kulağı kurtarma ekiplerinde. Gelen bu haberler yorgunluğumuzu alıyor, direncimizi artırıyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.