GENEL - 18 Ocak 2016 Pazartesi 09:38

(Özel Haber) Baharın Habercisi Leylekler Erken Geldi

A
A
A
(Özel Haber) Baharın Habercisi Leylekler Erken Geldi

Yurt genelinde kış mevsimi etkisini sürdürürken, Iğdır’a baharın müjdecisi leylekler iki ay erken geldi.
Kentte son günlerde sıcak havanın etkisini artırması ve leyleklerin normalden önce gelmesi vatandaşlar tarafından bu yıl baharın erken geleceği şeklinde yorumlandı. Doğu Anadolu Bölgesinde Akdeniz ikliminin hakim olduğu tek il olan Iğdır’a, normalde mart ayında gelen göçmen kuşlardan balıkçıl kuşu ve leylekler yaklaşık iki ay önce geldi.
Iğdır Valiliği binasının üstünde yuva yapan dört leylek, güneşin keyfini çıkarmaya başladı.
Iğdır’ın simgesi haline gelen leyleklerin halk tarafından baharın müjdecisi olarak nitelendirildiğini belirten vatandaşlar, bu yıl leyleklerin ocakta gelmesinin baharın normalden daha erken geleceği şeklinde yorumladı. Ahmet Ataş isimli vatandaş, leyleklerin baharın müjdecisi ve Iğdır’ın simgesi olarak bilindiğini söyledi. Ataş, normalde leyleklerin mart ve nisan ayı arasında geldiğini belirterek şöyle konuştu: "Atalarımızın dediği gibi ‘leylek, martın 17’sine gelmez, 18’ine kalmaz.’ Bugün sizinde gördüğünüz gibi leylekler 2-3 ay erken geldi. Iğdır’da yılbaşı sonrası yağan karın ardından hava sıcaklığı artarak tam bir bahar havası kıvamına geldi. Anlayacağınız Iğdır’da bu yıl bahar erken geldi. Leyleklerin erken gelmesi bunun ispatıdır.”
İşletmesinin penceresinden leylekleri gözleyen Ersin Gül isimli genç ise, leyleklerin bu yıl erken gelmesinden dolayı şaşırdığını belirtti. Normalde leyleklerin mart ayında geldiğini ifade eden Gül, “Sizde görüyorsunuz leylekler gelmiş yuvalarında oynuyorlar. Iğdır’da kar yağdı ama çok erken eridi. Şu an hava güneşli ve çok güzel. Leyleklerde gelince bahar gelecek gibi görünüyor” diye konuştu.
Orman ve Su İşleri İl Şube Müdürü Mete Türkoğlu ise, Iğdır’ın Doğu Anadolu Bölgesinde mikro klima özelliği gösteren bir il olmasından dolayı havanın yumuşak geçtiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Iğdır’da yaşam alanı bulan leylekler kış ayının gelmesi nedeniyle güneye, daha sıcak bölgelere göç eder ve ilkbaharın gelmesine yakın eski yuvalarına geri döner. Bu göç ettikleri zaman süresinde tahribata uğrayan ya da bozulan yuvalarını tamir ederek üreme dönemine hazırlanır. Iğdır’ın mikro klima olması nedeniyle leyleklerin geriye dönüş zamanları ocak ayının ortalarına doğru başlar. Genellikle Iğdır’da, Aras havzası ve çevresinde yaşam alanı bulan leylekler ılıman bir iklime sahip olan Iğdır’da kışların çok kısa sürmesi ve havaların erken ısınması nedeniyle erken gelmektedir. Etçil olan leylekler çeşitli hayvanları avlayarak beslenir. Yuvalarının 5-7 kilometrelik kadar yakınında bulunan tarım alanlarında, bitki örtüsünün kısa olduğu yerlerde avlanmayı tercih ederler.”
Iğdır’da güneşli havayı fırsat bilen vatandaşlar, çocuklarını alarak parklara akın etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Sungurlu’da KKKA eğitim semineri düzenlendi Çorum’un Sungurlu ilçesinde, baharın gelmesi ve havaların ısınması ile ortaya çıkan ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığına sebep olan kene ısırmalarına karşı vatandaşlar uyarıldı. Sungurlu Devlet Hastanesi’nde görevli Uzm. Dr. Mustafa Akıncı tarafından Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden Korunma Yolları temalı eğitim düzenlendi, seminer sonrasında hasta ve hasta yakınlarına farkındalık oluşturmak amacıyla danışma biriminde stant açıldı. Konuya ilişkin olarak hastane başhekimliğinden yapılan açıklamada, “Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden korunmak için tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir" denildi. Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi kendisinin ve çocuklarının vücudunda (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası) kene olup olmadığını kontrol etmesi istenilen açıklamada, "Yapılan kontrollerde kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır. Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır. Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilirler. Bu sebeple hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir. Hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske vb.) almalıdır " ifadeleri kullanıldı. Kene tutunan kişiler kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmeleri konusunda da ikaz edilen açıklamada, "Hastalığa sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan keneler uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda tırmanan eklem bacaklı hayvanlardır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır" bilgileri verildi.