YEREL HABERLER - 28 Haziran 2017 Çarşamba 11:44

Asimder Başkanı Gülbey: “Baskın oran bir tek Türk olamadı”

A
A
A
Asimder Başkanı Gülbey: “Baskın oran bir tek Türk olamadı”

Uluslararası Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMDER) Genel Başkanı Göksel Gülbey, Prof.

Uluslararası Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMDER) Genel Başkanı Göksel Gülbey, Prof. Dr. Baskın Oran’ın devleti suçlayıcı ne kadar olaylar varsa onları kaleme alarak sanki toplumda tek taraflı zulüm ve adaletsizlik varmış gibi yazılar yazmasının halkı devlete karşı kışkırtma ve kirli bir propaganda olduğunu söyledi.



Türkiye’nin yıllardır toprak bütünlüğünü tehdit eden dış düşmanları ve bunların iç de işbirlikçileri bulunmaktayken, ülkenin korunması adına güvenlik tedbirleri alan hükümeti katil zulüm eden vatandaşları arasında ayrımcılık yapan olarak gösterici köşe yazıları yazmak o topluma fitne tohumları ekmekten başka bir şey olmayacağına değinen Asimder Genel Başkanı Göksel Gülbey, “Prof. Dr. Baskın Oran’ın yıllardır aslında tarihçilerin araştırıp karar vereceği ve 103 yıldır sürüp giden bir belirsizlik içinde bulunan sözde Ermeni soykırımı hakkında bile sanki yaşanmış gibi yalanları yazıp çizmesi bile ne kadar tek taraflı ve art niyetli düşünceye sahip olduğunu göstermektedir. Yurt içinde ve yurt dışında düzenlenen panel ve konferanslarda Türkiye’yi küçük düşürecek konuşmalar yapan Oran, HDP ve terör örgütü PKK sempatizanlarının avukatlığına soyunması içinde Türk ırkına karşı nasıl bir kin beslediğini göstermektedir. Ermeni, Süryani, Arap, Kürt, Rum, Roman ve Türkiye’de ne kadar azınlık varsa onların sorunlarına değinen ve hatta devlete bazılarının ihanetlerini o kadar masum bir hareketmiş gibi göstermekten savunmaktan da geri kalmamıştır. Maalesef bir tek Türk olamadı. Azerbaycan Hocalı’da Ermeniler tarafından katledilen Müslüman Türkler, Bulgaristan’da Belene kamplarında katledilen Türkler, Çin’de katledilen Uygur Türkleri, Yunanistan’da ibadetlerini yapmalarına izin verilmeyen Türkler, 1918-1920 yıllarında Ermeni çetelerince katledilen camilerde yakılan Türkler, Ermenistan’dan sürgün edilen Türkler, Suriye’de PYD-YPG tarafından topraklarından sürülen Türkmenler, Irak’ta Peşmerge Barzani guruplarınca baskı altına alınan tapu ve nüfus arşivleri yok edilen Türkmenler ve Türkiye’de PKK, DHKP-C, TİKKO, IŞID ve nice terör örgütleri tarafından katledilen Türkler ile Ermeni terör örgütü ASALA tarafından şehit edilen Türk diplomatları hakkında bir kare bile yazı yazmayan ve anlatmayan Prof. Dr. Baskın Oran işte her ırk oldu ama bir tek Türk olamadı” dedi.



Mardin’in Derik İlçesine kayyum atanan merhum Muhammed Fatih Safitürk’ün belediye binası önüne asılan Kürtçe, Türkçe ve Ermenice yazılı levhayı indirmesini yazan ve bunun bir ırkçı davranış olduğunu gösteren Prof. Dr. Baskın Oran’ın Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk’ün PKK terör örgütü elamanları ve HDP’li diye savunduğu destekçileri tarafından şehit edildiği ve sinsi bir saldırıyla silahsız savunmasız bir halde öldürüldüğünü görmemezlikten gelmek vicdansızlık ve tek taraflı toplumu ayaklanmaya isyana teşvik olduğunu belirten Gülbey, “Fransa’da kızının siyasi geleceği ile oynayan ve mahkemelerde süründüre cezayi işlem uygulatan Ermeni lobisine bile dokunmayı bırakın onlara sesi çıkmayan, ses çıkarmayı bırakın onları savunamaya devam edecek kadar propagandalarını yaparcasına hizmet etmeye devam ediyor. Yazdığı kışkırtıcı köşe yazısını şikayet eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bile şikayetini ciddiyetten uzak alaycı bir üslupla teşekkür eden bir kafa yapısı nasıldır sorgulamak bile istemiyorum. Türkiye’de resmi devlet törenlerine katılmayan ve İstiklal marşı okununca saygısızca ayağa kakmayan ve saygısızlık yapan HDP ve DBP belediye başkanlarının Ermenistan ziyaretlerinde Ermenistan milli marşı okunduğunda ayağa kalkıp esas duruş da dakikalarca saygı göstermelerini eleştirmeyen Prof. Dr. Baskın Oran bir Üniversite hocası olarak gençlere örnek olmaktan bahs ediyor. Sen önce sözde Ermeni soykırım anıtını baskılara rağmen ziyaret etmeyen kızını örnek alda dik duruşlu ol” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Depremzede kadınların elinden çıkan amigurumi bebekler, 300 ile bin 300 TL arasında alıcı buluyor Hatay Halk Eğitim Merkezi tarafından depremden etkilenen kadınlar için düzenlenen el sanatları kursları afetzede vatandaşlara moral olurken, aile bütçelerine de katkı sağlıyor. Kadınların elinden çıkan amigurumi bebekler, 300 TL ile bin 300 TL arasında alıcı buluyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkımın en çok olduğu yer Hatay olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetzede kadınlar, psikolojik travmayı atlatmak için Halk Eğitim Merkezi tarafından açılan el sanatları kurslarına yöneliyor. Kadınlar kurslarda; amigurumi oyuncaklar ve çantalar gibi ürünler yaparak hem moral buluyorlar hem de aile ekonomilerine katkıda bulunuyorlar. Haftanın 5 günü devam eden kursa gelen kadınlar, yeni beceriler kazanıyorlar. Kadınların elinde ince ince işlenen amigurumi bebekler, 300 TL ile bin 300 TL arasında alıcı buluyor. "Bizim bu depremi atlatabilmemiz için uzun seneler lazım" Kursta revaçta olan amigurumi oyuncaklar ve çantalar yaptıklarını söyleyen Halk Eğitim Merkezinden Usta Öğretici Serpil Güven, "Burada bayanlara el sanatları dersi veriyorum. Burada biz bayanlara yönelik onların hem morallerini hem yaşantılarına biraz renk getirmek amacıyla beceri kursları veriyoruz. Bunlardan ürettiklerini satabilme en azından aile ekonomisine katkıda bulunabilmeleri için çeşitli ürünler yapıyoruz. Şu an revaçta olan amigurumi oyuncaklar ve çantalar yapıyoruz. Bunları da pazarlıyoruz. Kursumuz haftanın 5 günü var. Kursa öğlen başlıyoruz, ikindin 5 gibi bitiriyoruz. Deprem psikolojisini bir nevi atabiliyorlar. Bizim bu depremi atlatmamıza uzun seneler lazım. Zamanla atlatılacak şu an burası onlar için moral deposu olarak düşünüyorum" dedi. "Hayallerle uyuyup hayallerin olmadığı bir sabaha uyandık" Kursun yorucu değil tam tersi iyileştirici olduğunu dile getiren Hatice İnanç ise, "6 Şubat depreminde çok ağır şeyler yaşadık. Hayallerle uyuyup hayallerin olmadığı bir sabaha uyandık. Çoğu insan ailesini, çocuğunu, eşini kaybetti. Kendi bedeninden kolunu, bacağını kaybeden insanlar gördük. Çaresizliği gördük. Biz o sabah kıyameti yaşadık. Burada depremzede bayanların kendilerini iyileştirmeleri için Halk Eğitim Merkezi tarafından amigurumi el sanatları kursu açıldı. Peluş ayıcıklar, bebekler, çantalar, sepetler, ceket ve hırka yün olarak her şeyi yapıyoruz. Yaklaşık 5 aydır kursumuz var 5 ayda çıkarttığımız ürünleri burada sergiliyoruz. Fiyat aralığı 300 TL ile başlayıp bin 300 TL civarına kadar çıkabiliyor. Yaptığımız ürünlere göre fiyat aralığı değişiyor. Kurs yorucu değil tam tersi iyileştirici bir iş, biz bunları işleyerek, psikolojik yönden kafamızı biraz toparladığımız için bize yorucu gelmiyor. Severek yapıyoruz" şeklinde konuştu.
Adana Hayali hostes olmaktı trafik kazası hayatını kararttı Adana’da arkadaşlarının ısrarı üzerine gece dışarı çıkınca bindiği otomobilin tıra arkadan çarpması sonucu hem bedensel engelli kalan hem de konuşma kabiliyetini kaybeden genç kızın hayali hostes olmaktı Edinilen bilgiye göre kaza, Sarıçam ilçesine bağlı Ahmet Zenbilci Bulvarı’nda 10 Aralık günü meydana geldi. Tofaş marka 20 AGR 112 plakalı otomobilin park halindeki 01 CTV 81 plakalı tıra arkadan çarptığı kaza anbean güvenlik kameralarına yansıdı. Kazayı gören vatandaşlar durumu sağlık, polis ve itfaiye ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri araç içerisinde sıkışan 5 kişiyi çıkarttı. Kazada hastaneye kaldırılan bir kişi yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamazken 4 kişi ağır yaralandı. Ağır yaralılardan biri olan Firdevs Erol (16) ise yapılan tedaviler sonucunda hayata tutundu. 10 Aralık tarihinde gerçekleşen kazada ağır yaralanan Erol, en büyük hayali hostes olmaktı. Doktorlardan alınan bilgiye göre kazada ağır yaralanan Erol’un tekrar yürüyebilmesi için 2 yıl boyunca fizik tedavi görmesi gerekecek. Aynı zamanda Erol konuşma kabiliyetini de kaybetti. “İşe giderken izin istedi vermedim, kaza haberini aldım” Olay günü işe giderken kızının kendisinden dışarı çıkmak için izin istediğini fakat izin vermediğini ifade eden Hatice Atay (35), “İzin vermemiştim fakat arkadaşlarının ısrarı ile çıkmıştı. İşyerine vardığımda arkadaşları kazanın olduğunu arayıp bana söylediler. 2 ay yoğun bakımda yattı şu an tedavilerine evde devam ediyoruz” diye konuştu. “Kızımın durumundan kaynaklı işten ayrıldım” Kızının durumundan dolayı ona bakmak için işten ayrıldığını belirten Atay, “Şu an evdeyim, çalışmadığım için de maddi durumumuz biraz kısıtlı ama elimden geldiği kadar kızımı desteklemeye çalışıyorum” dedi. “Kızımın en hızlı şekilde iyileşmesini istiyorum” Çeşitli yardımlarla Firdevs’i fizik tedaviye götürdüğünü ifade eden Atay, “Şu an kızım fizik tedavi alıyor. Fizik tedavi almasının en büyük sebebi çevremin, ailemin yardımcı olması, onların desteği olmasa buralara kadar gelemezdik. Şu an kızımın daha hızlı iyileşmesini istiyorum. Özel doktora götürmek tabi ki isterim fakat imkanlar el vermiyor. Devlet hastanelerinde ki doktorlar da çok güzel ilgileniyor fakat onların vakitleri kısıtlı olduğu için pek fazla ilgilenemiyorlar" ifadesini kullandı “Firdevs’in en büyük hayali hostes olmaktı” Kızının çok hareketli cıvıl cıvıl olduğunu ve en büyük hayalinin hostes olduğunu söyleyen Atay, “Hostes olmak için son senesini dışardan okuyup hostes olmak için hazırlanıyordu. Allah izin verirse tedavilerinin ardından da hostes olacak kızım. Bu hayalini gerçekleştirebilmesi için doktorlar tedavi sürecinin tedaviye bağlı olarak 1-2 sürebileceğini söylediler” diye konuştu.