EĞİTİM - 23 Haziran 2021 Çarşamba 18:51

Ünsal “Yüreğim İrevan’da kaldı” romanını Şurgun’a hediye etti

A
A
A
Ünsal “Yüreğim İrevan’da kaldı” romanını Şurgun’a hediye etti

Eğitimci, Gazeteci araştırmacı yazar Serdar Ünsal tarafından yazılan 1920 yılında bir Türk yurdu olan bugün Ermenistan topraklarında kalan İrevan (Erivan) şehrinde yaşayan Türklerin Ermeni mezalimine uğrayarak doğdukları topraklardan kaçış hikayesinin anlatıldığı “Yüreğim İrevan’da Kaldı” romanını İnönü İlkokulu Müdür Yardımcısı Abbas Şurgun’a hediye etti.

Eğitimci, Gazeteci araştırmacı yazar Serdar Ünsal tarafından yazılan 1920 yılında bir Türk yurdu olan bugün Ermenistan topraklarında kalan İrevan (Erivan) şehrinde yaşayan Türklerin Ermeni mezalimine uğrayarak doğdukları topraklardan kaçış hikayesinin anlatıldığı “Yüreğim İrevan’da Kaldı” romanını İnönü İlkokulu Müdür Yardımcısı Abbas Şurgun’a hediye etti.


İnönü İlkokulu Müdür yardımcısı Abbas Şurgun’a kitabıyla ilgili bilgi veren Yazar Serdar Ünsal şunları söyledi, “Gerçek yaşanmış bir hikaye, daha doğrusu baba annemin İrevan’dan Ermenilerin saldırısı sonucu kaçışlarının hikayesi, İrevan’dan Aras nehrine oradan İran’a İran’dan Türkiye’ye Iğdır’a gelip bin bir zorluklarla yaşamaya çalıştığı bir yaşam öyküsü. Baba annem İrevan’da evini, sevdiklerini, babasını bırakarak kocasıyla kızıyla İran’a kaçarken Ermeniler tarafından Aras nehrinde kocasının vurulmasını ölünceye kadar unutamadı. Çocuğunun birini Aras Nehri’nin kıyısında bırakmak zorunda kalan bir annenin hikayesi. İşte Ermeni mezalimini en iyi şekilde bu romanda anlatmaya çalıştım. Ermeniler sözde soykırım yalanlarının 100. Yılına hazırlanırken bu romanın çıkması bence çok ses getirecek Ermenilerin gerçek yüzünü herkes bir daha yakından görmüş olacaktır. Kısacası okuyucu, “Yüreğim İrevan’da Kaldı" romanında Vatana, İrevan’a, (Erivan’a) hasret ölenlerin hikayesin, ,Ermenilerin yaptığı zulmü, Ermenilerin 1920 yılında İrevan’da yaptıkları vahşeti Aras Nehri’ni kan gölüne çevirmelerini, eşi kocadan, anneyi yavrusundan, anne ve babayı evladından ayırmalarını, bir Hocalı faciasının benzerini okuyacak, hüzünlenecek, üzülecek” dedi.


İnönü İlkokulu Müdür yardımcısı Abbas Şurgun ise, “Tebrik ederim bu tarihi konuları roman dilinde anlatmanız gençlerimizi aydınlatacaktır. Ermeniler yıllardır Türk düşmanlığı yapıyor. 1915-20 yılları arasında Anadolu da Azerbaycan’da 1992 yılında yine Azerbaycan’da Hocalı’da yaptıkları ortadadır. Erivan bir Türk yurdudur. Daha sonra Ruslar tarafından Ermeniler yerleştirilerek Ermeniler çoğunluk olmuşlardır. Bütün Türk izlerini silmişler sadece Göğ Mescit kalmıştır. Sözde yalanlarına Avrupalıyı inandırmaya çalışıyorlar. Ermeniler Iğdır’da da katliam yapmışlardır. Türk Milleti asil bir millettir kimseye soykırım yapmamıştır. Soykırımı yapanlar yalanlara sığınan Ermenilerdir. Gençlerimiz romanı okumalı, en kısa zamanda okuyacağım. Başarılar dilerim. Bu roman her evde ve okulun kütüphanesinde olmalı. Bu roman Ermeni iddialarını çürütmektedir. Kitabın arkasına konulan Göğ Mescid resimi de güzel olmuş anlam katmıştır” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”