GÜNDEM - 18 Ağustos 2025 Pazartesi 17:30

Iğdır’da 2025 yılında eşek sırtında su taşıyorlar

A
A
A
Iğdır’da 2025 yılında eşek sırtında su taşıyorlar

Iğdır’ın merkezine 33 kilometre uzaklıkta bulunan Asma köyünde, 2025 yılında hala eşek sırtında su taşınıyor. Her evde çeşme bulunmasına rağmen, yıllardır çözülemeyen su sıkıntısı köy halkını çaresizliğe sürüklüyor.


Köyde yaşanan bu krizin temelinde, geçmişte kullanılan su kaynaklarının zamanla sel baskınları nedeniyle kullanılamaz hale gelmesi yatıyor. Yeni su kaynakları ise bugüne kadar üretilemedi. Bu durum, köyü adeta bir çıkmazın içine sokmuş durumda. Köylüler, sınırlı sayıda bulunan su kaynaklarından evlerine su taşımak için hala eşek kullanmak zorunda kalıyor. Suya ulaşmanın bu denli zor olması, yalnızca insanları değil, köyün geçim kaynağı olan hayvanları da olumsuz etkiliyor. Kuraklık ve su yetersizliği nedeniyle birçok hayvan susuzluktan telef oluyor. Köy içerisinde bulunan su deposundan gelen suyun kaynağı ise belirsiz. Yetkililerden açıklama gelmemesine rağmen, köylüler bu sudan içmek zorunda kalıyor. Ancak suyun hijyenik olmaması nedeniyle ciddi sağlık sorunları baş gösteriyor. Köy halkı, yetkililerden kalıcı bir çözüm beklerken yıllardır devam eden bu sorun karşısında artık sabırlarının tükendiğini ifade ettiler. Köylüler, "2025 yılında eşekle su taşıyoruz, bu çağda bu görüntüler utanç verici" diyerek tepkilerini dile getirdi. Köy içinde bulunan kaynağı belirsiz su deposunun suyunu kullanmak zorunda olduğunu belirten köylülerden Dinçer Gürel; "Yıllardır burada yaşıyoruz. Bizim bugün buraya gelmemizin sebebi su sıkıntılarımızdan dolayı. Daha önce kendi çabalarımızla büyüklerimiz bize burada bir su kaynağı buldukları için kendi imkanlarıyla borularla döşemişiz. Şu üstünde bulunduğumuz bir ambardır, su ambarıdır. Bulunan bu kaynaklar doğal felaketler olduğu için seller olduğu için bu daha önce bu suyu bulan büyüklerimiz, amcalarımız, babalarımız Hakk’ın rahmetine kavuştukları için biz bu suyun kaynağını tam olarak nereden aldıklarını bilmiyoruz. Dolayısıyla biz devlet büyüklerimizden, ağabeylerimizden rica ettik. Her seferinde dilekçe verdik. Yani bir su sıkıntımıza bir çare bulun. Yıl olmuş 2025. Biz içtiğimiz suyu buradan size gösterebiliriz. Nasıl bir suyla geçim yaptığımızı gösterebiliriz. Ondan dolayı yani sizlerden ricamız devlet büyüklerimiz olsun, ağabeylerimiz olsun gelsinler burada bize bir yardımcı olsunlar. En azından bu su kaynağının nereden geldiğini bize gösterip yardımcı olsunlar. Bizi çok sevindirirler. 2025 yılında içtiğimiz suyun hali bu arkadaşlar. Bu su ambarı 3-4 gündür kapalıdır. Vanayı kapattığımızda 3-4 günden biriken suyu görebilirsiniz. Ne şartlarda suyu kullandığımızı görebilirsiniz." dedi. Köy sakinlerinden Çetin Şengül ise "Yıl olmuş 2025. Halen eşek sırtıyla yan komşulardan bidonlarla su getiriyoruz. Getirdiğimiz o bidonlarla, leğenlerle elbise yıkıyoruz. Siz buna yaşamak diyorsanız buyurun gelin beraber yaşayalım. Köyümüzde su olmadığı için bir çamaşır makinesi, bir bulaşık makinesi alamıyoruz. Halen de eskilerdeki zamanlar gibi leğende bulaşık çamaşır yıkıyoruz" dedi. Cemile Çimen 60 yaşına geldiği halde halen köyde çeşme yüzünü görmediğini söyleyerek; "Bizim burada su yok. 60 yaşıma geldim halen eşek sırtında su getiriyoruz. Bu perişanlıkta yaşıyoruz. Elbise her şeyi burada leğenlerde yıkıyoruz. O da suyu az az kullanarak bunu yapıyoruz" dedi. Hayvanların susuzluktan sarılığa yakalandığını belirten Mehmet Hanif’i Aktaş;§"Göllerden, derelerden hafif akan suları biz hortumla, su motorlarıyla çekip getirip hayvanlarımıza veriyoruz. Hayvanlarda da gölgelik olmadığı için hayvanların çoğu da ziyan oluyor. Yani bütün emeklerimiz boşa gidiyor. Biz 2025 yılındayız. Hala evlerimize eşeklerle su taşıyoruz. Şu anda eşeklerin sırtında biz su çekiyoruz. Yani olsa yani çekmekte de sıkıntı çekmeyiz. Yani su olsa onlar da çekiyor. Başka köylerden mesela adamın arabası yok. Yok veya traktörü yok, tankeri yok. Adam eşeğin sırtıyla başka köylerden su çekiyor. Yani buna bir çare bulsunlar. Şu anda Iğdır’da kaç derece olduğunu, sıcak olduğunu biliyorsunuz. Hani o sıcakta sıcaklıktan nedeniyle hayvanlarımız sarılığa susuzluktan dolayı sarılığa yakalanıyor. Bugün Kars tarafına gitsen mesela şap diyorlar, şarbon diyorlar. Bizimki de sarılık. Hayvanlar da burada sarılığa çok yakalanıyor" dedi.



Iğdır’da 2025 yılında eşek sırtında su taşıyorlar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri MHP’li Özdemir: "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisinde" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Cumhurbaşkanlığına bağlı bazı kuruluşların bütçe görüşmelerinde Türkiye Büyük Milleti’nde (TBMM) aldığı sözde, "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisindedir" dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, TBMM’de yapılan Cumhurbaşkanlığına bağlı bazı kuruluşların bütçe görüşmelerinde söz aldı. Özdemir görüşmelerde yaptığı konuşmada, "İnsanlık sanayi devriminin ardından girdiği ve yüksek hızla devam eden ilerleme sürecine 1940’lı yıllardan sonra uzaya ve başka gezegenlere erişim, böylelikle de rekabetin yeni koşullarına uzanan süreçle başlamıştır. Bu çabalar bilgisayar teknolojisinin ve uzaktan haberleşme imkânlarının getirdiği diğer koşullarla istihbarat çalışmalarını ve faaliyetlerini de derinden etkilemiştir. Belirsizliğin, düzensizliğin ve meydan okumaların fazlalaştığı mevcut zaman diliminde ise yeni bir kırılmayla daha karşı karşıyayız. Haber kaynakları ve bunların güvenilirlik derecesi her ne kadar fazla, hatta çoğu da açık alanlardan temin edilse bile analiz ve işleme yeteneği açısından teknolojinin getirdiği yüksek kazanımlar, devletlerarası verilen mücadelede fark oluşturmaktadır. Bu sebeple Milli İstihbarat Teşkilatının başta kuantum teknolojisi olmak üzere ileri nesil yapay zekâ ekosistemine sahip olması elzem hale gelmiştir. Karar alma süreçlerinde son derece değerli katkıları olan milli şuura sahip inanmış kadroların sergilediği üstün gayretler kadar, teknoloji ile doğru yöntemlerle harmanlanmış bir çalışma sistematiğinin, muadil istihbarat kuruluşlarıyla kıyaslandığında kendi kurumlarımızı farklı ve üstün kılmasını sağlamak gerekir. Allah, vatan, namus; yani Kur’an, bayrak ve silah üzerine edilen şerefli yeminlerin tutulması için sergilenen üstün gayretlerle verilen emeklerin hedefe tam manasıyla ulaşması için teknolojiden azami ölçüde istifade edilmelidir. Bu durum espiyonaj faaliyetleri kadar kontraespiyonaj alanında da Türk mührünün vurulması mecburiyetini doğurur. Son dönemlerde ülkemize karşı yürütülen bazı casusluk faaliyetlerinde şimdiye kadar alışılagelmedik metotların kullanıldığının anlaşılması da bizi buna mecbur kılmaktadır. Malum ve meşum yapılanmaların mensubu bulunduğu ülkelerin durumuyla, bilhassa savunma sanayimizle alakalı yürüttükleri anlaşılan uğraşları dikkate alındığında, resmi yahut özel tüm savunma sanayi kuruluşlarımızın hem fiziki hem de veri güvenliklerinin tesis edilebilmesi için ayrı bir politika geliştirilmesinin de gelinen aşamada elzem olduğu anlaşılmaktadır" dedi. "Bölgesinde lider Türkiye" Türkiye’nin, Cumhur İttifakı’nın dirayetli duruşu ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin getirdiği istikrarlı yapıyla bölgesinde lider, küresel seviyede de giderek, daha da fazla söz sahibi olmayı başardığını dile getiren Özdemir, "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisindedir. Terörsüz Türkiye’nin hayata geçmesiyle beraber ülkemizin küresel bir güç olması istikametinde kararlılıkla ilerleyişinde İletişim Başkanlığımızın da sorumluluğu oldukça fazladır. Zira aynı anda beş lobi, küresel seviyede ülkemize karşı hem kamuoylarını hem de diğer ülkelerin karar alma mekanizmalarını etkileyebilmek için aktif bir faaliyet yürütmektedir. Rum, Ermeni, Siyonist ve Hindu lobilerine ilave olarak İslamofobik yapılanmalar doğrudan Türkiye’yi kötüleyecek, uluslararası itibarımıza saldıran, aziz milletimiz arasında kin ve nefret tohumları ekmek üzere FETÖ ile de işbirliği yapmak suretiyle uğraş vermektedir. Bu şartlarda gerek bölgesel ve uluslararası politikalarımız, gerekse küresel barış ve istikrarın tesisi için sürdürdüğümüz gayretlerimizin sağlıklı mekanizmalarla doğru biçimde anlatılması önemlidir. Sosyal medyanın psikolojik harekâtlar ve beşinci kol faaliyetleri için de ana mecralar haline geldiği gerçeği göz ardı edilmemelidir. Dünya ile beraber ülkemiz de belirsizliklerle dolu ve öngörülemez bir iklimde artık her an tetikte ve teyakkuzda olunmalıdır. İletişim Başkanlığımız da bu anlamda yedi gün, yirmi dört saat uyanık ve şuurlu olmak durumundadır. Bu çabalarda kamu yayıncısı olarak önemli bir sorumluluğu yerine getiren TRT’nin de faaliyetlerini başarılı bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. Türk milletinin gür sesini ve Türkiye’nin tezlerini küresel seviyeye ulaştırmada etkili bir yayıncılık anlayışı sürdüren TRT’nin milli değerlerimizden olduğu unutulmamalı, kurumsal niteliğinin yıpratılmaması için herkes gereken hassasiyeti göstermelidir" ifadelerini kullandı.