ASAYİŞ - 09 Ocak 2017 Pazartesi 18:50

Isparta’da 130 sanıklı FETÖ davasına devam edildi

A
A
A
Isparta’da 130 sanıklı FETÖ davasına devam edildi

Isparta’da Fetullahçı Terör Örgütü-Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ-PDY) yönelik soruşturma kapsamında haklarında dava açılan aralarında eski Isparta Valisi Memduh Oğuz, eski Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Rektörü Hasan İbicioğlu, bazı eski rektör yardımcılarının da bulunduğu 48’i tutuklu 130 sanığın yargılanmasına bugün devam edildi.
Isparta Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşma, sanık sayısının fazlalığı nedeniyle adliye konferans salonunda yapıldı. Duruşmada aralarında eski SDÜ Rektörü Hasan İbicioğlu, eski Rektör Yardımcıları Talip Türcan, Süleyman Seydi, eski Bilgi İşlem Daire Başkanı Halil Karakoç, örgütün bölge imamı olduğu iddia edilen Osman Demirhan ile bazı iş adamlarının da bulunduğu 48 tutuklu sanık ile tutuksuz yargılanan bazı sanıklar hazır bulundu. Akşehir Cezaevinde bulunun tutuklu eski Isparta Valisi Memduh Oğuz, duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katıldı.
Davanın bugünkü duruşmasında ilk olarak hakkında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla açılan bir başka davaya ilişkin eski SDÜ Bilgi İşlem Daire Başkanı Halil Karakoç’un savunması alındı. Mahkeme heyetinin 2014 yılında çocuklarını FETÖ’ye ait eğitim kurumuna neden gönderdiği sorusu üzerine Karakoç, özel okul teşviğinden faydalanmak için gönderdiğini ve bu teşvikten de yararlandığını söyledi. Karakoç, 17-25 Aralık sonrası Bank Asya’daki hesap hareketlerine ilişkin soruya da, "Bankanın kredi kartını kullanıyordum. Bir başka bankadan yaptığım EFT’yle kredi kartı borçlarını ödemek içindi. Bunu yaparken bir sakınca görmedim" yanıtını verdi.

“Kendilerinden olan ve olmayanlar şeklinde düzenleme vardı”
Mahkeme heyeti, daha sonra davanın müştekilerinden eski SDÜ Kreş Müdürü Sema Özek’i dinledi. Özek, tutuklu sanık Hasan İbicioğlu’nun rektör olarak göreve geldikten sonra kendisine cemaat mensuplarının çocuklarının olduğu bir listeyi vererek bu çocukları ücretsiz kreşe alacağını söylediğini, kendisinin böyle bir şey yapamayacağını belirttiğini, bunun üzerine İbicoğlu’nun “Sen yapmazsan yapacak biri olur” dediğini ifade etti. Daha sonra hakkında çok sayıda soruşturma yürütülerek kızağa çekildiğini ve başka birimlere sürüldüğünü öne süren Özek, kendisine uygulanan mobingin en üst seviyeye ulaştığını söyledi. Gül ve Gül Ürünleri Araştırma ve Uygulama Merkezi’ne görevlendirildiğini aktaran Özek, bu merkezde uygun olmayan şartlarda üretilen temizlik ürünlerinin üniversite çalışanlarına İbicioğlu’nun talimatıyla satıldığını, elde edilen gelirin de döner sermayeye aktarıldığını iddia etti. Kendisine merkezde yer gösterilmediğini, oda için anahtar verilmediğini aktaran Özek, 4B’den personel alımlarıyla ilgili de, "Üniversitede kendilerinden olanlar ve olmayanlar ayrımı şeklinde hiyerarşik bir düzenleme vardı. 4B personel alımlarını da kendi bu hiyerarşik düzenlerine göre yapmışlardır" dedi. Özek, kreşte çalıştığı dönemde himmet parası toplandığını da söyledi.

"SDÜ, FETÖ yapılanması tarafından işgal edildi"
Duruşmaya damga vuran isim, müştekilerden SDÜ’nün eski Genel Sekreteri Aziz Bayrak oldu. 2011 Mayıs ayından sonra SDÜ’nün FETÖ yapılanması tarafından işgal edildiğini öne süren Bayrak, "O dönem sahte soruşturmalarla görevden alındım. Önce fakülte sekreteri, ardından bilgisayar işletmeni olarak görevlendirildim. Rektörlük seçimleri öncesi o dönem (davanın firari sanığı) Numan Tamer’in adı ağırlık kazandı. Daha sonra Hasan İbicioğlu adı öne çıktı. Bir platform kuruldu. Bu platformun amacı Fetullahçı adayın seçilmesini sağlamaktı. Böylece desteklenen aday seçildi. Seçimlerde oy verecek öğretim üyeleri de bu yapı tarafından İbicioğlu’nun desteklenmesi yönünde yönlendirildi. Numan Tamer, yardımcı olduktan sonra FETÖ akademik ve idari birimlerini işgal etti. Personel alımları da şu anda mevcut Rektör İ.Ç. tarafından organize edilmeye başlandı. Hatta (davanın tutuklu sanığı) Talip Türcan, Numan Tamer’in odasına gelerek saatlerce çalışmıştır. Numan Tamer’in bu yapının en önemli adamı olduğu açıkça ifade edilmiştir. Eleman alımlarını uhdesinde bulunduran Numan Tamer, bu işleri İ.Ç. ile götürmüştür. Ç., profesör olduktan sonra da İletişim Fakültesi dekanı olmuştur" dedi.
Bayrak, zamanla FETÖ’nün kripto yapılanmasının ortaya çıktığını ve FETÖ’ye ait üniversitelerle işbirliği yapılarak bu üniversitelere SDÜ’den öğretim üyesi desteği sağlandığını, SDÜ’nün adeta bir ağabeylik görevi üstlendiğini, hatta bu desteğin 17-25 Aralık sonrası bile sürdüğünü söyledi. İbicioğlu’nun kendisine sürekli baskı uyguladığını öne süren Bayrak, "İbicoğlu’nun kendisine ’Bak Aziz Bayrak ben cemaatin desteğiyle seçimi kazandım. Cemaat senin burada durmanı istemiyor. Senin yerine benim seçilmemde yardım eden cemaatten birinin getirilmesi isteniyor. Benim hiddetimden kork’ dediğini söyledi. Daha sonra Numan Tamer’in kendisine görevi bırakması için yazı gönderdiğini, anahtarlarının elinden alındığını söyleyen Bayrak, "2012’nin sonlarında İ.Ç. bana gelerek ’Senin durumunla ilgili cemaatle görüştüm. Senin kalman için razı edemedim. Seni istemiyorlar’ dedi” ifadelerini kullandı.

“Paralel yapı gitmem için her şeyi yaptı”
Kendisi hakkında cinsel tacizde bulunduğu yönünde şikayet dilekçesi verildiğini belirten Bayrak, "Bu konuyla ilgili dilekçe verilmeden önce dönemin valisi (davanın tutuklu sanığı) Memduh Oğuz’la telefon görüşmem oldu. Bana ne zaman emekli olmayı düşündüğümü sorup, hakkımda taciz dilekçesi olduğunu, emeklilik dilekçemi verdiğim halde bu dilekçeyi geri aldırabileceğini söyledi. Ben de böyle bir şey yapmadığımı, o nedenle getirmeyeceğimi söyledim. Bana, ’Aziz Bey gelinin, damadın var. Aklanıncaya kadar birkaç sene geçer, üzülürsün’ dedi. Ben de bir yerel gazetenin sahibi olan İsmail Rüştü Çelik’i arayarak şantaj kokusu aldığımı söyledim. İsmail Bey Vali ile görüşmüş. Telefonda Vali ’Bana bu telefonu İbicioğlu açtırdı. Aziz Bey hakkında suç duyurusunda bulunulmuş, ben bir şekilde o dilekçeyi el çektireceğim’ demiş ve görüşme bitmiş. Daha sonra ben emniyete gittim. Vali ile yapılan görüşmeden sonra dilekçenin verildiğini gördüm. Bu nedenle bende Vali Bey’in FETÖ kumpası içinde yer aldığı düşüncesi hasıl oldu" ifadesini kullandı.
14 ayrı soruşturma geçirdiğini ve hepsinden ceza aldığını söyleyen Bayrak, kendisinin üniversiteden gitmesi için paralel yapının her türlü rezaleti ve ahlaksızlığı yaptığını öne sürdü.

“Gel kozlarımızı paylaşalım” iddiası
28 Haziran 2014 tarihinde kendi evinde olduğu sırada İbicoğlu’nun aracıyla evinin önünden geçtiğini, daha sonra evinin oraya gelerek kendisine “Gel dağa çıkalım kozlarımızı paylaşalım” dediğini anlatan Bayrak, "Ben de ona gel gücün yetiyorsa burada paylaşalım dedim” diye konuştu.
İddianamede yer alan Yüksek Öğrenim Sosyal Kalkındırma Eğitim ve Kültür Derneğinin faaliyetlerine ilişkin soruya da Bayrak, "Dernek yöneticileri kafeterya, kantin işletmecilerini haraca bağlayarak para topladılar. Para vermeyen işletmeciler taciz edildi" yanıtını verdi.
Bayrak, üniversiteye gelen yabancı öğrencilerden öğrenim harcı dışında para alınamayacağını belirterek, öğrenci koçluğu adı altında gayri yasal para toplanarak öğrencilerin getirildiğini, toplanan paraların öğretim üyelerine dağıtıldığını iddia etti. Bayrak, Mevlana Öğrenci Değişim Programı kapsamında FETÖ’nün yurt dışındaki üniversiteleri ile protokol imzalandığını, böylece FETÖ militanlarının yetişmesinin sağlandığını da söyledi. Aziz Bayrak, sanık avukatları ve sanıkların sorularını yanıtlarken, İbicioğlu’nun sorularına “Sana cevap vermek istemiyorum” şeklinde karşılık verdi.

“Öğrencilerin FETÖ yurtlarına yönlendirilmesi istenildi”
Müşteki Hülya Özmeren de, şartları yerine getirmesine rağmen İbicioğlu döneminde kendisine kadro verilmediğini, 20 ay bekletildiğini söyledi. Özmeren, kadrosunun verilmeme nedeninin çevresinden duyduğu kadarıyla örgütün evlerine maddi destek sağlamadığından kaynaklandığını söyledi.
Müşteki eski SDÜ Bilgi İşlem Daire Başkanı İlksen Bağcı da, İbicioğlu’nun Arnavutluk’ta FETÖ’ye ait bir üniversitede öğretim üyeliği yaptığını, bu şekilde İbicioğlu’nun rektörlüğe hazır hale getirildiğini söyledi. İbicioğlu’nun göreve başlamasının ardından kendisinden üniversiteye kayıt yaptıran öğrencilerin listesinin ve bu öğrencilerin FETÖ bağlantılı yurtlara yönlendirilmesinin istendiğini belirten Bağcı, kendisinin bunu kabul etmediğini ve bu nedenle görevinden alındığını sözlerine ekledi.
Mahkeme heyeti, duruşmayı yarına erteledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Özkan Uğur’u anma konseri düzenlendi İnönü Üniversitesi Çok Sesli Korosu, müzik dünyasının unutulmaz ismi Özkan Uğur’u anarak, onun ve MFÖ’nün efsanevi şarkılarını büyük bir coşkuyla seslendirdi. Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konser, sanatseverlerden yoğun ilgi gördü. Konser, Özkan Uğur’un sanatını ve ruhunu onurlandırırken, MFÖ’nün sevilen melodileri İnönü Üniversitesi Çok Sesli Korosu’nun etkileyici performansıyla yeniden hayat buldu. Etkinliğe, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi Prof. Dr. Adil Başkıran, İnönü Üniversitesi Konservatuvar Müdürü Prof. Dr. Ünal İmik ve Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Yılmaz katıldı. Anma konseri, hem üniversite mensuplarını hem de Malatya halkını bir araya getirerek unutulmaz bir gece yaşattı. Doç. Dr. M. Güneş Açıkgöz’ün şefliğinde sahne alan koro, Özkan Uğur’un müzikal mirasını canlı tutarak, MFÖ şarkılarıyla izleyicilere duygusal bir yolculuk sundu. Performansın sonunda, sanatçıya olan derin sevgi ve saygı, coşkulu alkışlarla ifade edildi. Konserin bir diğer duygusal anı, Özkan Uğur’un eşi Aysun Aslan’ın gönderdiği video mesajıydı. Aslan, mesajında, "Özkan Uğur’umuzu kaybedeli uzun, bana yıllar gibi gelen aylar oldu. Kendisini unutmak benim açımdan mümkün olmadığı gibi sizler açısından da öyle olduğunu düşünüyorum. Nitekim aldığım bu güzel konser haberi beni çok sevindirdi. Oğlumu da çok sevindirdi. İlginize çok teşekkür ediyoruz. Özkan Uğur’un adını yaşatmak hepimizin görevidir. İnşallah bu konserlerin devamı gelecektir. Bundan eminim. Malatya İnönü Üniversitesi Çok Sesli Korosu’nun tüm üyelerine ve Doç. Dr. Güneş Açıkgöz’e, hepinize çok çok teşekkür ediyorum. Daha nice konserlere inşallah. Hoşçakalın. Başarılar diliyorum" ifadelerine yer verdi. Bu anlamlı gece, Özkan Uğur’un müzikal mirasını yaşatmak ve onu anmak adına önemli bir adım oldu. Katılımcılar, duygusal anlar yaşarken, Özkan Uğur’un müziğinin ve hatırasının ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hissettiler.
Gaziantep Antika dolu müzenin altında binlerce yıllık hamam mağarasını keşfetti Tüm mal varlığını satarak antikaya yatıran Hanifi Özaslan müzeye çevirdiği evinin altında hamam bulunan bir mağara keşfetti. Gaziantep’te yaşayan ve 43 yıldır antikacılık yapan Hanifi Özaslan, tüm mal varlığını satarak antika eşya dükkanı açtı. Bulundurduğu antika eşyalarla vatandaşların ilgisini çeken ve 13 yaşından beri aldığı antika eşyalardan müze yapmaya karar veren Özaslan, kendi evini restore ederek bir müzeye çevirdi. Evini müze olarak ziyarete açtıktan kısa bir süre sonra evin altında toprak dolu gizli bir geçit fark etti. İlk önce sıradan bir bodrum katı olduğunu düşündüğü bu alanın çalışmalar sonucu bir mağara olduğunu keşfetti. Yapılan incelemelerde, mağaranın binlerce yıllık geçmişi olduğu ve hamam olarak kullanıldığı anlaşıldı. Mağaranın duvarlarında yer alan işlemeler ve mimari yapılar, dönemin sanat anlayışını gözler önüne seriyor. “Depremde 1 milyon TL’lik zararımız oldu ama bina hasar almadı" Müzeye çevirdiği binanın depremden hasar almadığını söyleyen antikacı Hanifi Özaslan, “Bu binayı ilk gördüğümde satılık yazıyordu. Bende turizm işiyle uğraştığım için müze yapmaya karar verdim. İlk zamanlar yoğun ilgi görsek te korona virüs ve depremden dolayı 5 yıldır kapalı tutuyoruz. Deprem olduğunda binamız hasar almadı. Toplamı 1 milyon TL’yi bulan bazı cam olarak sergilediğimiz değerli eşyalar kırıldı” dedi. “Bir odası ve hamamı olan bir mağara ortaya çıktı” Mağarayı nasıl keşfettiğini söyleyen Hanifi Özaslan, Gaziantep Kalesi ile aynı geçmişe sahip olduğunu söyledi. Özaslan, “Mağara bu binanın altında bulunuyormuş yarısına kadar toprakla doldurulmuştu. Ankara’dan gelen ekipler tarafından da tescillenen bu mağarada toprağı çıkarabileceğimizi söylediler. Bizde temizlediğimizde bir odası ve hamamı olan bir mağara ortaya çıktı. Bu hamamın geçmişi kale ile aynıdır. Çünkü Gaziantep’in Türk Tepe mahallesinde yer altı mağaraları, yer altı şehri olduğu bilinir ve bunların hepsi Gaziantep kalesine bağlanıyor. Bu keşfettiğimiz mağara geçmişte birçok devlet ve birçok insan tarafından kullanılmıştır. Bu alanı tekrardan turizm canlandığında açmayı ve ziyaretçilere sunmayı düşünüyorum. Gaziantep’in tarihini, yer altı şehrini, değerli antika eşyaları burada sergileyerek turistlerin görmelerini sağlayacağım” diye konuştu.
Bursa Yıldırım 600 yıllık tarihi Erguvan Bayramı’na hazır Osmanlı Cihan Devleti’nin önemli merkezi olan Bursa’da 15’inci yüzyılın başlarından beri süre gelen 600 yıllık tarihi gelenek “Erguvan Bayramı” coşkusu için tüm hazırlıklar tamamlandı. Bursa’da baharın gelmesini de müjdeleyen Erguvan ağaçlarının çiçek açması ile gerçekleştirilen tarihi Osmanlı geleneği Erguvan Bayramı renkli etkinlikler ile yaşatılmaya devam ediyor. “Üzerinde nur dolaşan ruhaniyetli şehir’’ olarak Evliya Çelebi’nin adlandırdığı şehrimizde, günümüze kadar gelen Erguvan Bayramı için Yıldırım Belediyesi tarihi geleneği yaşatmak adına 23-24-25 Mayıs tarihlerinde anlamlı bir etkinliğe imza atacak. Bursa Yıldırım Belediyesi, 3’üncü Erguvan Bayramı’nda çok değerli akademisyenlerin katılımı ile sempozyumlar, paneller ve musiki konserleri düzenlerken etkinlik süresince çocuklar için de Hacivat ve Karagöz oyunlarını da tertip edecek. Erguvan Bayramı’nda Eşrefi çorbası ve Osmanlı şerbeti vatandaşlara ücretsiz ikram edilecek. Canlı performanslar ile anlatılacak Erguvan Bayramı etkinlikleri çerçevesinde Yıldırım’daki Emir Sultan Cami’nin bahçesinde tertip edilecek etkinlikte tarihi el sanatlarından çini, naht, ebru, husn-i hat, tezhip ve cam üfleme zanaatları üstatları tarafından canlı performanslar ile yeni nesile aktarılacak. Erguvan Bayramı’nda kurulacak stantlarda kadın dernekleri tarafından el emeği ürünler sergilenerek satışa sunulacak. “Bursa halkını bekliyoruz” Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, tarihten günümüze gelen Erguvan Bayramı’nıyeni nesillere aktarmayı hedef edindiklerini belirtti. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Bursa’nın en köklü geleneklerinden olan birliği ve beraberliği pekiştiren aynı zamanda baharı müjdeleyen Erguvan Bayramı’na 7’den 70’e tüm Bursa halkımızı bekliyoruz” diye konuştu. “Bu bayram her kesimi bir araya getiriyor” Uludağ üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Bilal Kemikli ise Erguvan Bayramı’nın birliği ve beraberliği simgelediğini belirterek, “Erguvanlar açıldığında baharda tıpkı Hıdırellez gibi farklı meşreplerden, farklı irfan mekteplerinden olan insanları bir araya getirerek toplumsal alanda birlik ve bareberlik mesajı vermeye matuf bir olmanın, iri olmanın ve diri olmanın yollarını gösteren bir bayram olarak tarihe geçmiştir” diye konuştu. Öte yandan; Emir Sultan hazretlerinin her yıl Erguvan ağaçlarının çiçeklerini açtığı bahar mevsiminde çevre illerden de birçok insanın gelip bu ders ve sohbet halkalarına katıldığı bilinmektedir. Emir Sultan dergâhında toplanan insanlar bu ziyaretlerin bir bayram havasında gerçekleşmesine sebep olmuş ve edilen dualar ile o yılın bereketli geçtiğine inanılmıştır.
Ankara KOOP-DES 2024 yılı ilk destekleri açıklandı Ticaret Bakanlığınca hayata geçirilen Kooperatiflerin Desteklenmesi Programı (KOOP-DES) kapsamında, 2024 yılı makine ekipman alımı ve nitelikli personel istihdamı konularındaki 97 projeye 20 milyon 500 bin liradan fazla destek sağlanacak Ticaret Bakanlığınca hayata geçirilen Kooperatiflerin Desteklenmesi Programı (KOOP-DES) kapsamında, 2020 yılından bu yana ortaklarının çoğunluğunu kadınların oluşturduğu ve kadın emeğini değerlendirme amacı güden kooperatiflere hibe desteği veriliyor. Bu çerçevede KOOP-DES projesi çerçevesinde 2024 yılı için yapılacak olan ilk destekler açıklandı. 97 projeye 20 milyon liradan fazla destek Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, 2024 yılı için kuruluş, işleyişi ve denetimleri bakanlıkça gerçekleştirilen tüm kooperatif ve üst kuruluşların programa başvuru yapabildiği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi: “Kooperatiflerin sunmuş olduğu projeleri; üretim ve istihdama katkısı, faaliyet gösterdiği sektör, bulunduğu il, kooperatifin durumu dikkate alınarak değerlendiriliyor. 2024 yılı ilk çağrı döneminde yapılan başvurulardaki projelerin değerlendirilmesi sonucu, 40 ilden 89 kooperatifin makine ekipman alımı ve nitelikli personel istihdamı konularındaki 97 projesi desteklenmeye değer görüldü. Projelerin toplam tutarı 26 milyon 642 bin 147 lira olurken, Ticaret Bakanlığınca sağlanacak toplam hibe tutarı ise 20 milyon 585 bin 53 lira oldu.”
İstanbul CarrefourSA yeni yatırımlarla büyümeye devam edecek CarrefourSA yeni yatırımlar ve iş modelleriyle, organize gıda perakende sektöründe dönüşüme katkı sağlıyor. CarrefourSA CEO’su Kutay Kartallıoğlu, “30 yıllık deneyim ve tecrübemizle şirketimizin çatısı altında yeni yatırımlarla büyümeye devam edeceğiz” dedi. Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki, Türkiye perakende sektörünün öncü markalarından CarrefourSA 60 ilde 1100 mağazası, bayileri dahil olmak üzere 15 bin kişiye ulaşan kadrosu ile çalışmalarını sürdürüyor. Organize perakende sektöründe değişim ve dönüşüm ile gelişime öncülük ettiklerine dikkat çeken CarrefourSA CEO’su Kutay Kartallıoğlu, tek alanda büyüme modelinin aksine birden çok alanda doğru yatırımlarla büyüme stratejisine devam ettiklerini vurguluyor. Kartallıoğlu, “Değer ekosistemi oluşturarak, küçük esnaf ve girişimciyi oyuna dahil eden bir şirket olarak büyümeye odaklandıklarını” dedi. “Yılda 207 milyon müşteri ağırladık” Organize gıda perakende sektöründe müşterilerin değişen alışkanlıkları ve yeni ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra yeni hizmet ağları, farklı iş kolları ve büyüme stratejileri de büyük bir dönüşüm içerisine girdi. Uzun yıllardır sadece CarrefourSA’nın değil sektörün geleceğine de yatırım yaptıklarının altını çizen Kartallıoğlu, “1100 mağazamızda gıda ve gıda dışı 50 bin ürünümüzle 60 ilde hizmet veriyoruz. Yılda online ve fiziksel mağazalarımıza 207 milyon müşteri ziyareti gerçekleşti. Şirket olarak sadece doğru ürünü, doğru fiyatla müşteriye ulaştıran bir şirket olmanın yanı sıra yeme içme sektörü, HORECA, bayilik, ihracat başta olmak üzere yatırımlarımızı çeşitlendiriyoruz” dedi. Küçük esnaf ve girişimciyle büyüme modeline yatırım “Şirketimizde tüm paydaşları besleyebildiğimiz, birlikte büyüyebildiğimiz bir sistem kurgusu var” diyen Kartallıoğlu, “2020 yılında hayata geçirdiğimiz ve bugün 60’ı kadın olan 425 küçük esnaf ve girişimciye ulaştığımız bayilik sistemi bunun en somut örneği. Hedefimizde olan 1000 bayi ağına emin adımlar ile ilerliyor ve şirketimizin ürün yönetimi, dijital alt yapısı, lojistik imkanları dahil kurumsal gücünü bayilerimize sunuyoruz” şeklinde konuştu. Yeme içme sektöründe çok kanallı büyüme Kartallıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Yatırımlarımızın en önemli ayağını ise Lezzet Arası çatısı altında buluşturduğumuz yeme içme sektörü oluşturuyor. 2017 yılında müşterilerimize, mağazalarımızda market fiyatına restoran deneyimi yaşatmak için başladığımız yolculukta bugün 6 ilde 14 Lezzet Arası restorana ulaştık. 14 restoranımızı ayda 500 bin kişi ziyaret ediyor. 2023 yılında adım attığımız bulut mutfak konseptinde de Mecidiyeköy ve MKM Etiler olmak üzere 2 lokasyonda 10 markamızla yemek siparişi hizmeti vermeye devam ediyoruz. 2024 yılında yeme içme yatırımlarımıza Lezzet Arası Catering’i de ekledik. Burada özel davetlerden etkinliklere yine Lezzet Arası şefleri tarafından hazırlanan özel menülerle hizmet veriyoruz. Yeni nesil gıda perakendeciliği yaklaşımımızda CarrefourSA Profesyonel markamız ile HORECA sektörüne yönelik yatırımlarımızın önemi büyük. Antalya’da otel, restoran ve kafelere sunduğumuz dağıtım merkezi yatırımımızla ilk adımı attık. Ardından Bodrum Konacık’da Horeca mağazamızı hayata geçirdik. Burada işleme tesisiyle fark oluşturan mağazamızda et ve deniz/su ürünlerinde sunduğumuz geniş ürün yelpazesiyle profesyonellerin hayatını kolaylaştırıyor; gıda ve gıda dışı tüm ihtiyaçlarını tek noktadan karşılıyoruz. 2024 yılının ilk 4 ayında HORECA ciromuz şirket ciromuzun yüzde 3,5 ‘a ulaştı. Hedefimiz kısa süre içinde elde ettiğimiz bu başarıyı sürdürülebilir bir büyümeyle devam ettirmek.” Yerel üreticinin ürünleri 13 ülkeye ihraç ediliyor Carrefour Grup ülkeleri arasında öz markalı üretim izni bulunan 9 ülkeden biri olduklarını vurgulayan Kartallıoğlu, “Müşterilerimiz, öz markalı ürünlerin sunduğu kalite ve uygun fiyat avantajlarından dolayı, alışveriş sepetlerine bu ürünlere daha fazla yer veriyorlar. Özellikle süt, su, yumurta, sıvıyağ, pirinç ve çikolata gibi gıda ürünleri başta olmak üzere tuvalet kâğıdı, kâğıt havlu, peçete gibi kâğıt grubu da en çok tercih edilen ürünler arasında yer alıyor. Şu anda 600’den fazla öz markalı ürünümüz var. Bu sayı yıl sonunda 750’ye ulaşacak. Ciromuzun yüzde 17’sini oluşturan öz markalı ürün kategorimizde ihracat gücümüz de oldukça yüksek. 13 ülkeye ihraç ettiğimiz öz markalı ürünlerimizle hedefimiz daha da büyümek” dedi. Fijital dönüşüm kaçınılmaz Hayata geçirilen büyüme planlarının sürdürülebilir ve başarılı olması için uzun vadeli bir yol izlediklerini dile getiren Kartallıoğlu, bu dönüşümün içerisinde dijitalleşme ve yeni iletişim kanalları her zamankinden daha fazla önem taşıyor derken şöyle devam etti: “Şirket olarak geçtiğimiz yıllarda fijital bir dönüşümün içerisinde girdik. Burada hedefimiz çoklu satış kanalları üzerinden hizmet vermek. Hem dijital hem de fiziksel mağazalarımız ile hizmet veriyoruz. E- ticaret kanalımız ayda 8,5 milyondan fazla ziyaret ediliyor, ayda 265 bin siparişi teslim ediyoruz. 26 ilde toplamda 86 mağazamızla ve web depomuz ile Türkiye’nin her yerine gönderim yapabilen e-ticaret kanalımızla hizmet veriyoruz. Bunun yanı sıra yaz döneminde tatil bölgelerinde ve teknelerde bulunan müşterilerimize, 38 marinaya hizmet veren 25 mağazamız, Mavi teknemiz, marinalarda elektrikli bisikletlerimiz ve drone ile teslimat hizmeti sunuyoruz. Doğru Fiyat Politikamız ve iletişim stratejimizin sonucunda müşterimizin alışveriş sepetini koruyan kampanyaları ve indirimleri hayata geçirmekle kalmıyor, istediği hizmeti, istediği an, istediği yerde bulmasını sağlıyoruz.” “Enerji yatırımlarımıza devam ediyoruz” Yeni yatırımlar, büyüme ve dönüşümün başarılı olması için her alanda sürdürülebilir çalışmalara imza atmamız gerekiyor” diyen Kartallıoğlu, Sabancı Holding’in iştiraki olarak, çalışmalarımızı “2050 Net Sıfır” taahhüdüne göre sürdürüyoruz. Bunun yanı sıra 2023 yılında Science Based Targets Initiative (SBTi) taahhüdü vermek için çalışmalarımıza başladık. UN Global Compact (Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi) imzacıları arasına girerek sürdürülebilir bir gelecek için küresel ağın bir parçası olduk. Carbon Disclosure Project (CDP) raporlamasında ise 2021 yılında ilk kez raporlama yaptığımız Orman Programı’na Türkiye’den raporlama yapan tek gıda perakendecisi olarak notumuzu 1 yıl içinde palm, kereste, soya faaliyetlerinde B seviyesinden A- (liderlik) seviyesine yükseltmekle birlikte büyükbaş hayvancılık faaliyetleri raporlamasında B seviyesini, İklim Değişikliği skorunu da A-seviyesini korumaya devam ettik. 700’e yakın mağazamız sıfır artık belgesine sahip. Atık ve geri dönüşüm alanında çalışmalarımız sürüyor. Sadece 2023 yılında topladığımız 10 ton atık yağ ile 10 bin ton içme suyunun kirlenmesini önledik. 250 tondan fazla gıdayı atık olmak kurtardık. Enerji tasarrufunda da yatırımlarımıza hız verdik. Enerji verimliliğinde geçen yıl yaptığımız tasarruf miktarı 22 M kWh saati aştı. Mağaza otoparklarımız e-şarj istasyonuna dönüşmeye devam ediyor. Şu anda mağazamızda aktif şekilde 49 e-şarj istasyonu bulunuyor. Önümüzdeki yıllarda da hedefimiz hem CarrefourSA’yı hem de sektörü daha da ileriye taşıyacak yeni adımlar atmak” dedi.