GENEL - 03 Ocak 2019 Perşembe 15:45

“Maden” sektöründe tespit edilen 4 ana soruna SDÜ’den çözüm önerileri

A
A
A
“Maden” sektöründe tespit edilen 4 ana soruna SDÜ’den çözüm önerileri

Süleyman Demirel Üniversitesinin (SDÜ) ’Isparta Yerel Ekonomik Kalkınma Vizyonu 2018 Projesi’ kapsamında maden sektöründe tespit edilen 4 ana soruna çözüm önerileri sunuldu.

Süleyman Demirel Üniversitesinin (SDÜ) ’Isparta Yerel Ekonomik Kalkınma Vizyonu 2018 Projesi’ kapsamında maden sektöründe tespit edilen 4 ana soruna çözüm önerileri sunuldu. Proje kapsamında Maden tematik alanında ’ürünlerin katma değerinin yükseltilmesi’, ’blok halinde ihracat yerine yarı mamul ya da mamul şeklinde dünyaya açılınması’, ’doğaltaş için kullanılan makinelerin imalatının da gerçekleştirilmesi’, ’pasa olarak tanımlanan atıkların milli servete kazandırılması’ yönünde öneriler çıktı, yol haritası çizildi.


SDÜ "Isparta YEKvizyon 2018 Çalıştayı" kapsamında ’Maden’ başlıklı alanda 40 şirket ile yüz yüze, 50 kurumla da açık oturum şeklinde görüşmelerde bulundu. YEKvizyon 2018 Proje Yürütücüsü SDÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Devletler Hukuku Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Selim Kanat, maden alanı ile ilgili hazırlanan kitap öncesi Isparta’yı aydınlatmak için konunun tarafı bilim adamlarıyla bir araya gelerek forum düzenledi.


Forumda SDÜ Mühendislik Fakültesi Maden İşletme Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Servet Demirdağ, Türkiye’nin madenlerinin total ihracatının yıllık 4.7 milyar dolar olduğunu ifade etti. Doğaltaş ihracatının ise 2.04 milyar dolar şeklinde gerçekleştiği bilgisini paylaşan Prof. Dr. Demirdağ, Türkiye’nin ihracat birim fiyatlarını gelişmiş ülkeler seviyesine getirmek zorunda olduğunu dile getirdi. Bunun için de ’markalaşmanın’ ve ’doğaltaşın katma değerinin yükseltilmesinin’ şart olduğunu anlatan Demirdağ, bu bağlamda Isparta, Antalya ve Burdur’a çok kritik görevlerin düştüğünü savundu.



"Isparta’da 145 faal maden ocağı var"


Türkiye’de doğaltaşın kalbinin Isparta, Antalya ve Burdur olduğunu dile getiren Prof. Dr. Servet Demirdağ, şu teknik bilgileri paylaştı:


"Isparta’da doğaltaş, pomza, barit, kükürt ve krom madeni var. Doğaltaş işletmeleri Eğirdir, Sütçüler, Atabey, Uluborlu ve Senirkent’te yoğunlaşıyor. Isparta’da ’Ottoman’ ticari ismi ile üretilen doğaltaş adeta endemik bir ürün niteliği taşıyor. Sadece Sütçüler ve Eğirdir’de üretiliyor. Dünyada eşi ve benzerinin olmadığı yönünde bilgiler var. Isparta’da 170 doğaltaş ruhsatı var. Aktif olan ocak sayısı ise 145. Isparta’nın gerçekleştirdiği ihracat değeri ise ortalama yıllık 70 milyon dolar. Türkiye 780 bin metrekare yüzölçüme sahip. Ülke bu alanın binde 1’lik diliminde madencilik faaliyeti yürütüyor. Yaptığımız araştırmada Isparta’nın da Türkiye ortalamasına benzeşik olduğunu gördük. Çevre ve madencilik bütünleşiktir. Ayırt edilemez. Hayatımızın her noktasında madencilik var. Ama teknolojiyi kullanarak, efektif şekilde üretim gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz."



SDÜ, ODTÜ ve İTÜ ’pasa’ların değerlendirilmesi için ortak çalışma yapıyor


Doğaltaş ve mermer sektöründe katma değerin yükseltilmesinin yolunun bilimden geçtiğini savunan Prof. Dr. Servet Demirdağ, maden ocağında ve üretim evrelerinde ortaya çıkan ve ’pasa’ adı verilen atıkların milli ekonomiye daha fazla fayda sağlaması için SDÜ, ODTÜ ve İTÜ’nün ortak bir çalışma yürüttüğünü açıkladı.


Atıl kapasite ve ekonomik değer ’pasa’ dışında Isparta’da bir problem daha tespit ettiklerini anlatan Demirdağ, "Doğaltaş üretimi ve işlemesi evreleri için ileri teknoloji makineler var. Isparta doğaltaşta belirli bir noktaya geldi ama makine üretimi için hiçbir adım atılmadı. Bunda şikayetim var. Isparta, doğaltaş makineleri de üretmeli" dedi.


Demirdağ, maden rezervinin bitmesi aşamasından sonra alanların rehabilitasyonuna da önem verilmesi gerektiğini belirterek "Türkiye’de 1.741 hektar, Isparta’da 75 hektar alan bu kapsama giriyor" ifadelerini kaydetti.



"100 metreküp taşın sadece 10 metreküpü satılabilir. Bu çok düşük bir verim"


Alp-Himalaya kuşağında yer alan Fransa, İtalya, Yunanistan, Türkiye, Irak, İran, Pakistan ve Hindistan’ın dünya doğaltaş rezervinin yüzde 70’lik dilimine hakim olduğunu belirten SDÜ Maden Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nazmi Şengün ise şu bilgileri paylaştı:


"Türkiye 7.5 milyar metreküplük (20 milyar ton) bir rezerve sahiptir. Türkiye dünyadaki doğaltaşın yüzde 40’ına sahiptir. Türkiye’de 11.5 milyon ton üretim var. Dünyada doğaltaş ihracatı 20 milyar dolar bandında. Türkiye’nin ise sadece 2 milyar dolar. Rezerv ile ekonomiye katılım arasında uçurum var. Bundan ders çıkarmalıyız. Birim tondaki fiyatları biraz daha gözden geçirmeliyiz. Markalaşma ve değer oluşturan üretim modelini bulmak zorundayız. Çoğu işletmede doğaltaş ham şekilde (blok halde) ihraç ediliyor. Bu sorun da düzeltilmeli.


Doğaltaş ocak işletmeciliğinde en önemli kavramlardan biri de verimdir. Isparta’da ortalama verim yüzde 10. Yani 100 metreküp taş kesiliyor bunun 10 metreküpü satılabilir hale getiriliyor. 90 metreküpü ’pasa’ oluyor.


Isparta Mermerciler ve Madenciler Derneği Başkanı Mustafa Küçükyaman da yaptığı değerlendirmede, "Türkiye’de madencilik ormanlık alanların binde 6’sına tekabül ediyor. Isparta’da ise bu oran binde 3.5-4 bandında. Isparta, Antalya ve Burdur’u kapsayan Batı Akdeniz Bölgesi’nde ihracatın en yüksek hacmini doğaltaş teşkil ediyor. Isparta’da mermer üretimi Avrupa standartlarının üzerindedir ve ileri teknik ve teknoloji kullanılmaktadır" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Afyon Afyonkarahisar Belediyesinden tescilli ürünlere ‘logo kullanım hakkı’ açıklaması Afyonkarahisar Belediyesi, Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan coğrafi işaret tescili alınan yöresel ürünlerin, üretim ve satışını yapan işletmeler için ‘logo kullanım hakkı’ başvuru sürecini 6 Mayıs’ta başlatıyor. Afyonkarahisar Belediyesi’nden yapılan açıklamada, yöresel ürünlerin kalite ve standardının korunması amacıyla Türk Patent ve Marka Kurumu’na yapılan başvurular neticesinde Afyonkarahisar’ın toplam 50 ürününün coğrafi işaret tescilinin alındığı belirtildi. Bu ürünlerden 18’nin Afyonkarahisar Belediyesi, diğer 32 ürünün ise ilçe belediyeler ve diğer kurum ve kuruluşlar tarafından tescillenerek koruma altına alındığı ifade edildi. Yöresel ürünlerin coğrafi işaret tescilini alan kurumların, ilgili ürünün üretim ve satışını yapan işletmelere, bir dizi denetim sürecinden sonra ‘logo kullanım hakkı’ vermeye haiz olduğu belirtilen açıklamada, geçmişte logo kullanım hakkı kazanan birçok işletmenin toplu satış ve zincir marketlere ürün tedariki gibi ticari anlamda önemli kazanımlar elde ettiği vurgulandı. Bu çerçevede Afyonkarahisar Belediyesi’nin ilk etapta tescilini aldığı 13 ürünle ilgili ‘logo kullanım hakkı’ başvuru sürecini 6 Mayıs Pazartesi günü başlatacağı bildirildi. Başvuru sürecinin 13 Mayıs’ta sona ereceği bildirildi. Açıklamaya göre, logo kullanım hakkı için başvurusu alınacak ürünler ise şöyle; ‘Afyon Kaymaklı Ekmek Kadayıfı, Afyon Lokumu, Afyonkarahisar Patatesli Ekmeği, Afyon Hurma Baklavası, Afyon Bükmesi, Ağzıaçık, Afyon Kebabı, Patlıcan Böreği, Afyon Övmesi, Mercimekli Pilav, Göce Köftesi, Ak Pide ve Haşhaşlı Katmer.’
İzmir Selçuk Belediyesi atalık tohumlardan ürettiği fideleri halkla buluşturdu Selçuk Belediyesi Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde atalık tohumlardan ürettiği fideleri ve kompost gübreyi halk ile paylaştı. Selçuk Belediyesi Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde atalık tohumlardan üretilen 14 bin adet fide, 2 ton kompost gübreyi halkla buluşturdu. Atalık tohumları çoğaltmak, tarımsal üretimi desteklemek, halkı üretime dahil etmek amacıyla Efes Tarlası Yaşam Köyü ile önemli bir tarımsal kalkınma hamlesi başlatan Selçuk Belediyesi, bu yıl da atalık tohumlardan üretilen fideleri Selçuk halkı ile buluşturdu. Aslanlı Havuz Parkı Yanında kurulan stantlarda kıl tatlı biber, Aydın Karasu uzun patlıcan, Selçuk kara karpuz, köy domatesi, kara kavun, topan patlıcan, salatalık fidelerine ve kompost gübre dağıtımına vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde atalık tohumlardan üretilen fideleri ve kompost gübreyi vatandaşlara meclis üyeleri ile birlikte dağıtan Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, "Biz çok uzun yıllardan beri Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde park bahçe atıklarından faydalanarak kompost gübrelerimizi üretiyoruz. Kompost gübrelerimizi vatandaşlarımıza ve üreticilerimize dağıtıyoruz. Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde atalık tohumlardan fidelerimizi üretiyor, vatandaşlarımız için çok daha sağlıklı bir üretimle çok daha sağlıklı bir gelecek sağlamaya çalışıyoruz. Sağlıklı bir gelecek için çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz” dedi. Diğer yandan Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde üreticiler için 2 bin adet nektarin, elma ve kayısı fidanının dağıtımı yapıldı.
Hakkari Yüksekova-Şemdinli fay zonunda deprem ihtimali korkuttu: “Irak’ın kuzeyinde ve Güney Azerbaycan’ın Türkiye’ye sınır il ve ilçelerinde yıkım yaşanabilir” Hakkari’de sismik boşluk olan Yüksekova-Şemdinli fay zonu üzerinde muhtemeller dahilinde 7,0 ile 7,6 arası bir deprem olabileceğini ve muhtemel felaketlere sosyal medya hesaplarında dikkat çeken Deprem Araştırmacısı Baturhan Öğüt, “Hakkari depremi komşu illerde, Irak’ın kuzeyinde ve Güney Azerbaycan’ın Türkiye’ye sınır il ve ilçelerinde yıkım yapabilir” dedi. Deprem Araştırmacısı Baturhan Öğüt, Yüksekova-Şemdinli fay sonu üzerinde yaşanabilecek muhtemel depremde ortaya çıkacak felaket senaryolarını şöyle özetledi. “Depremde bütün yollar kapanabilir” Öğüt, muhtemel bir depremde Şırnak Hakkari otoyolu ve Hakkari merkez, Yüksekova ve Van otoyolu aktif heyelan bölgesinde olduğu için heyelan ya da tonlarca ağırlığa sahip koca kaya kütlelerinin ana ikmal yolları olan bu yollara düşebileceğine dikkat çekerek, "Yollar ulaşıma kapanabilir, nitekim bu yolların kapanması durumunda Van merkezden ya da Şırnak merkezden otoyollar vasıtasıyla gerekli yardım ve arama kurtarma ekipleri teçhizatları ile deprem bölgesine ulaşımı aksayabilir. Bu yollardan geçtiğim için biliyorum dik yamaçlardan oluşmakta" ifadelerini kullandı. “Depremde en çok Yüksekova etkilenecek” Muhtemel depremde en fazla yıkım alacak yerin Yüksekova ilçesi olduğunu söyleyen Öğüt, şöyle konuştu: "Zemini ayrılmamış kuvaterner yani depreme karşı en dayanıksız zemin türüdür ve Yüksekova Selahattin Eyyubi Havaalanı da bu zemin üzerine kuruludur ve en düşük ihtimalle bile pisti hasar görebilir ve uçaklar iniş yapamayabilir. Heyelan bölgelerinde düşmeye yani kaymaya müsait kayalar ya da kaya parçaları tespit edilip gerekli müdahale ile yok edilmelidir. Gerekirse ordu devreye girmeli, her türlü -en kötü- ihtimale karşı havaalanı yakınına hem tırlar hem askeri nakliye uçakları ile konteyner, arama kurtarma da kullanılan teçhizatlar, temel ihtiyaç malzemeleri ve çadırlar sevk edilmelidir. Bölge tam anlamıyla depreme karşı hazırlıklı hâlde olmalıdır." “Türkiye’ye komşu ülkeler de muhtemel depremde etkilenecek” Öğüt son olarak, “Ayrıca muhtemel Hakkari depreminde Şırnak merkezde heyelan olabilir. Bu durum için de ayrı bir önlem alınmalıdır, Hakkari depremi komşu illerde ve Irak’ın kuzeyinde ve Güney Azerbaycan’ın Türkiye’ye sınır il ve ilçelerinde yıkım yapabilir” ifadelerini kullandı.